Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1578 E. 2021/736 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1578
KARAR NO : 2021/736
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI : 2020/224 E. – 2020/343 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından Denizli 4.İş Mahkemesinin 2019/207 Esas sayılı dosyasında şirket aleyhine prime esas kazancın tespiti davası açıldığını, yargılama sırasında 15.10.2019 tarihli oturumda şirketin 26.0.2008 tarihinde tasfiye sonucu terkin edildiğinin belirlenmesi üzerine şirketin ihyası için mahkemece süre verildiğini, ileri sürerek …San.tic.Ltd.Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve hak düşümü sebebiyle itirazlarının bulunduğunu, dava konusu şirketin tasfiye işlemlerinin tamamlanarak tasfiye sonu ortakları kurulu kararı alındığını ve tasfiyenin 2008 yılında kapandığını, şirket ihyasının ancak şirketin terkininden önce açılan dava veya takipler için kabul edilebilir olduğunu, müvekkilinin dava konusu şirketin tasfiye memurluğu görevinin şirketin terkiniyle birlikte sona erdiğini, terkinden itibaren 10 yıl sürenin geçmesi nedeniyle müvekkilinin hiçbir sorumluğunun ve sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne usule uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “..Mahkememizce yapılan değerlendirmede Denizli 4 . İş Mahkemesi’nin 2019/207 esas sayılı dosyası nedeniyle şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin Denizli 4. İş Mahkemesi’nin 2019/207 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına karar verilmiş olup aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin Denizli 4. İş Mahkemesinin 2019/207 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olarak ihyasına, davalı …’un ek tasfiye için tasfiye memuru olarak atanmasına, karar veilmiştir.Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Mahkemece zamanaşımı ve hak düşümü süre itirazının değerlendirilmediğini, ihyası istenen …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin. tasfiye süreci sonunda 2008 yılında terkin edildiğini, aradan yaklaşık 12 yıl geçtikten sonra dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde söz edilen hizmet tespiti davasının 2019 yılında açıldığın ve bu davadaki taleplerin de 10 yıllık süreden ileri sürülmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, iş mahkemesinin bu nedenle işin esasına girmeden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ihya için süre verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle davanın tümden reddi gerektiğini, terkin tarihi itibarıyla şirket aleyhine açılmış bir dava veya yasal takip bulunmadığını, ihya için şirketin terkininden önce açılan dava veya takip bulunması gerektiğinin bir çok Yargıtay kararında kabul edildiğini, terkin sonrası açılan dava yönünden davacının hukuki yararının bulunmadığını, sunulan buna ilişkin içtihat değerlendirilmeden verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca, şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru … vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhyası istenen şirketin, tasfiyenin sona erdiği hususu 06.10.2008 tarihinde tescil edildiğinden terkin edildiğine ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı mevcuttur. Öte taraftan ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Ancak davalı tasfiye memuru yasal hasım olmamakla, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş ve davalı tasfiye memuru yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.Davalı tasfiye memuru istinaf dilekçesinde, iş mahkemesindeki dava açılmasından yaklaşık 12 yıl öncesinde şirketin tasfiye edilerek sicilden terkin edilmesi nedeniyle, iş mahkemesindeki ve bu davadaki talebin zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının hukuki yararının bulunmadığı ve tasfiye sırasında takip ve dava bulunmaması nedeniyle ihya kararı verilemeyeceğini ileri sürmektedir. Öncelikle, iş mahkemesindeki yargılamaya konu eylemler tasfiye öncesi dönemde davacı işçinin çalışmasına ilişkin olması nedeniyle eldeki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547.maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Davacının, iş mahkemesindeki talebin zamanaşımına uğradığına ilişkin iddiası ihya davasının konusu olmayıp, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin iddia ve savunmalarının iş mahkemesindeki yargılama sırasında ileri sürülmesi halinde değerlendirilebileceği anlaşıldığından, davalının tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL istinaf harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021