Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1575 E. 2020/1108 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1575
KARAR NO : 2020/1108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2019 tarihli, itirazın reddine dair ek karar.
NUMARASI : 2019/1012 D. İş- 2019/1061 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyai haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen 11.07.2019 tarihli kararla; “…TALEBİN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 30/11/2018 vade tarihli 150.000 TL bedelli bono için ödememe protestosu sunulmadığından 2 nolu borçlu … yönünden ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, 1 nolu borçlu … yönünden talebin %15 ile KABULÜNE, 30/12/2018 vade tarihli 150.000 TL bedelli bono yönünden ,Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, toplam 170.000 TL Alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 25.500 TL. Teminat karşılığında İİK. ‘ nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE” karar verilmiştir.Bu karara karşı borçlu ….A.Ş. vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca yasal süresi içinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu şirket vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talep eden taraf kötüniyetli olup, ihtiyati haciz kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz talep eden şahsın, müvekkil şirket nezdinde geçmiş dönemde genel müdür sıfatıyla görev yapmış olup 2019 Ocak ayı içerisinde iş akdinin sona erdiğini, ihtiyati haciz talep edenin görev yaptığı süreç içerisinde işbu senetleri hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak müvekkil şirket aleyhine kullanmak amacıyla almış olup müvekkili şirketin imza yetkilisi olmamasına rağmen kendisine ciro ederek işbu talebine konu ettiğini, ihtiyati hacze konu senetlerin ciro edilmesine ilişkin imzaların müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkil şirketin 04.04.2017 tarihli Olağan Genel Kurul Kurulu Kararı ile şirketin münferiden Yönetim Kurulu Başkanı … tarafından şirket unvanı veya bunu belirten kaşesi altına atılacak imza ile her hususta ve en geniş şekilde temsil ve ilzam edilmesine karar verildiğini, ihtiyati hacze konu senetlerin düzenleme tarihi olan 14.09.2018 tarihi itibariyle müvekkili şirketin imza yetkilisi … olduğunu, ihtiyati hacze konu senetlerin ciro edilmesine ilişkin müvekkili şirket kaşesi üzerine atılan imzaların müvekkil şirketin tek imza yetkilisi olan … ait olmadığını, müvekkil şirketin imza sirküsünde yer alan imza örneklerinin incelenmesi ile de açıkça görülebildiğini beyan ederek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 13.09.2019 tarihli ek kararında; ”… İİK’ nın 265. maddesi; ‘Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir…’ şeklindedir. Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; itiraz eden vekilinin itiraza konu ettiği hususlar esasa ilişkin olup, İİK’nın 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeblerinden olmadığı, esasa ilişkin davada tartışılmasının gerektiği, … ” gerekçesiyle, İİK’nın 265. maddesi kapsamında kalmayan itirazın reddine, karar verilmiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde önceki beyanlarını tekrarla;İhtiyati haciz talep eden şahsın müvekkili şirket nezdinde geçmiş dönemde genel müdür sıfatıyla görev yaptığını ve 2019 Ocak ayı içerisinde iş akdinin sona erdirildiğini, İhtiyati haciz talep eden şahsın görev yaptığı süreç içerisinde işbu senetleri hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak müvekkil şirket aleyhine kullanmak amacıyla almış olduğunu ve müvekkil şirketin imza yetkilisi olmamasına rağmen kendisine ciro ederek işbu talebe konu etmiş olduğunu, Hırsızlık, resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma suçlarının işlenmiş olduğundan bahisle suç duyurusunda da bulunulmuş olup, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/175906 soruşturma dosyasıyla soruşturmanın devam ettiğini,İhtiyati hacze konu 14.09.2018 düzenleme tarihli, 30.11.2018 tediye tarihli ve 150.000 TL bedelli senet ve 14.09.2018 düzenleme tarihli, 30.12.2018 tediye tarihli ve 150.000 TL bedelli senetlerin ciro edilmesine ilişkin müvekkili şirket kaşesi üzerine atılan imzaların , senetlerin düzenleme tarihi olan 14.09.2018 tarihi itibari ile müvekkil şirketin tek yetkilisi … ait olmadığını, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/575 E. sayılı dosyası kapsamında yapılan imza incelemesine yönelik bilirkişi raporunda senet üzerindeki imzaların müvekkil şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, Müvekkil şirketin Ticaret Sicilindeki kayıtları incelendiğinde adresinin sabit olduğu ve belirli aralıklarla değişiklik yapılmadığının görüleceğini,Anılan ihtiyati haciz kararı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe konulmuş olup, müvekkil şirketin banka hesaplarına bloke konulmuş olduğunu, İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının ve itirazın reddine dair 13.09.2019 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazın kabulü ile müvekkili hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Talep konusu her iki senedin incelenmesinde, lehtarın … A.Ş., keşidecinin …, miktarlarının 150.000,00 TL, düzenleme tarihlerinin 14.09.2018 olduğu, lehtar …. A.Ş.’nin senetlerin ilk cirantası olduğu anlaşılmaktadır. Senetleri son cirantasının ise talep eden … olarak görülmektedir.Borçlu vekili, alacaklı görünen şahsın daha önce müvekkili şirket müdürü olup bu çeki haksız olarak ele geçirdiğini, çekteki müvekkili atına atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek ihtiyati hacze itiraz etmiştir. İleri sürülen itirazların İİK’nın 265. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri kapsamında kabul edilmesi mümkün değildir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz kararı talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir.Somut olayda; İtiraz eden vekili ihtiyati haczin dayanağı olan çek üzerinde lehdar adına atılı ciro imzasının müvekkili şirket temsilcisine ait olmadığını iddia etmiştir. itiraz eden tarafın ciro imzasının müvekkiline ait olmadığı konusundaki iddianın açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürüleceği “imza inkarının borcun dayandığı sebebler kapsamına girmediği “göz önüne alındığında, İİK’nun 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin hiç birine girmediği anlaşılan itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, borçlu şirket vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlu şirket tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İtiraz eden borçlu şirket tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22.10.2020