Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1552 E. 2020/1259 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1552
KARAR NO : 2020/1259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/97 Esas – 2020/258 Karar
TARİHİ: 10/07/2020
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Davacı tarafından hasımsız olarak açılan zayi belgesi verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili anonim şirkete ait Yönetim Kurulu Karar Defteri ve Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterlerinin yaşanan hırsızlık sonucu çalındığını, yaşanan hırsızlık hadisesi üzerine müvekkilinin polis karakoluna başvurarak şüpheli/şüphelilerden şikayetçi olduğunu, bu hususta Sanayi Polis Merkezi Amirliği tarafından tutanak düzenlendiğini, öte yandan bu durumun müvekkili tarafından Hürriyet Gazetesi’nin 24.01.2020 tarihli sayısında ilan edildiğini belirterek, 6098 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesi uyarınca izah olunan sebeplerden ötürü; Yönetim Kurulu Karar Defteri ve Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri’nin zayi olduğuna dair müvekkili şirkete zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 10/07/2020 tarihli, 2020/97 Esas – 2020/258 Karar sayılı kararıyla,”…Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; TTK madde 82’ye göre zayi belgesi verilebilmesi için tacirin bir taraftan defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş olması, diğer taraftan ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olması zorunludur. Tacir, yasa gereği tutmak zorunda olduğu işletmesine ait defterler ve belgelerini iş yerinde ve emin koşullarda saklamak ve muhafaza etmek yükümlüğündedir. Ancak davacı anonim şirketin zayi belgesi verilmesi istenen 2014 yılından itibaren tüm YK karar ve GK toplantı ve müzakere defterlerinin şirket işyerinde güvenli bir yerde muhafazası gerekirken depoda tutulduğu, hatta depo tadilatta diye çanta içinde depo dışına koruma önlemi de alınmadan bırakıldığı ve bu şekilde kaybolduğu iddiası basiretli tacir davranışı olmadığı gibi, davacı tacir şirketin, bir tacirden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen, (anonim şirket için önemli ve tutulması kanunen zorunlu defterlerden olan) 2014 yılından itibaren tüm YK karar ve GK toplantı ve müzakere defterlerinin ziyaa uğramasının iradesi dışında gerçekleştiğini de kanıtlayamaması sebebiyle, TTK 82. maddede yazılı koşullar birlikte oluşmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Zayi olan ticari defterlerin, müvekkili tarafından basiretli bir tacirden beklenildiği gibi muhafaza edilmiş olup; ticari defterlerin çalınmasında müvekkilinin herhangi bir kusuru ve/veya ihmali bulunmadığını, Somut olayın koşulları değerlendirilmeksizin, gerekli araştırma ve fiziki mekân incelemesi yaptırılmaksızın ve müvekkiline ticari defterlerin nasıl çalındığına ilişkin herhangi bir soru dahi yöneltilmeksizin sadece ifade tutanağında bulunan ifadelerden yola çıkılarak oluşturulan varsayımlar ile müvekkillinin herhangi bir koruma önlemi almadığı ve gereken dikkat ve özeni göstermediğinin tespiti ve ön inceleme duruşmasında bu yönde hüküm kurulmasının hakkaniyete ve hukuka uygun olmadığını, Mahkemece gerçekleştirilen yargılamanın ön inceleme duruşmasında, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önem teşkil edecek delillerin toplanmadığını, sadece dosya üzerinde görülen ifadeler kapsamında hakkaniyete ve hukuka uygun olmayan bir hüküm verildiğini, bu hükmün uygulanması ve norm haline gelmesi tacirler açısından çalınan önemli ve hassas ticari defterlerine ilişkin zayi belgelerini almasını imkansız hale getirecek ve bu defterleri tekrar çıkartamamalarına, uygulanacak mali ve idari cezalar ile telafisi imkansız zararlara uğramalarına sebep olacağını, bu sebeple, mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılarak zayi belgesi talepli davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince hasımsız açılan zayi belgesi istemine ilişkindir.Davacı, şirkete ait 2016 ve sonraki yıllara ilişkin yönetim kurulu karar defterleri ile genel kurul karar ve müzakere defterlerinin çalınarak zayi olduğunu ileri sürmüş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir.TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.Somut olayda; davacı şirkete ait 2016 ve sonraki yıllara ilişkin yönetim kurulu karar defterleri ile genel kurul karar ve müzakere defterlerinin çalındığı belirtilmiş ve nitekim 31,01.2020 tarihli Sanayi polis Merkezi Amirliğince ifadesi alının şirket ortağı S… tarafından dava konusu defter ve belgelerin şirket deposunda çanta içinde bulunduğunu, daha sonra işyerinde etkinlik olduğu için deponunu önüne açık bir alana bıraktıklarını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur.Somut olayda davacı tacir, defterlerin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. (Yargıtay 11 H.D’si 04/02/2008 tarih, 2006/14049 E. 2008/956K. Sayılı ilamı).Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 19/11/2020