Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1539 E. 2023/1340 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1539
KARAR NO: 2023/1340
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2020
NUMARASI: 2019/337 E. – 2020/230 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin elektrik işiyle uğraştığını, davalı tarafın ise inşaat işleri ile uğraştığını, davacı müvekkilinin davalı tarafa 31.07.2018 tarih ve 14.917,78 TL bedelli, … nolu irsaliyeli fatura ile elektrik malzemesi sattığını ve teslim ettiğini, davalı tarafın bu fatura borcunu müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen ödemediğini ve müvekkiline bu fatura alacağına ilişkin olarak icra dosyasına konu olan çeki verdiğini, müvekkilinin 2019 Mart vadeli çekin ödenmesi için bankaya ibraz ettiğini, ancak bankanın, İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinın 28.02.2019 tarihli ve 2018/1370 Esas sayılı kararı ile komiser kurulu onayı gerektiğinden ve komiser kurulunun onayının bulunmadığından çeki işleme almadığını ve çek bedelini ödemediğini, çekin hükmünü yitirdiğini, davalı tarafın alacaklılara ödeme yapmamak ve süre kazanmak için konkordato komiserliğine başvurduğunu, fakat bu başvurunun mahkeme tarafından reddedildiğini, davalı tarafın ilamsız icra takibine konu kıymetli evrakın hükmünü yitiren çekte imzası bulunduğunu, icra takibine konu çeke imzaya da itiraz etmediğini, ayrıca alacak konusu fatura ile ilgili taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapıldığını, tarafların ticari defterlerine de işlendiğini, alacağını tahsil edemeyen müvekkili tarafından 14.05.2019 tarihinde davalı aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirketin takibe itiraz ettiğini, kötü niyetli olarak yapıldığını, yapılmış olan bu itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yasal faiziyle birlikte devamına, alacağın % 20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; takibe dayanak yapılan çek, irsaliyeli fatura ve cari hesap kayıtlarındaki imzaların davalı şirket yetkilisi veya çalışanlarına ait olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, fatura ve sevk irsaliyelerindeki imzaların ve teslim alan kişilerin müvekkili şirket yetkilisi olup olmadığının da ayrıca araştırılmasını talep ettiklerini, müvekkili hakkında 20/11/2018 tarihinde konkordato kararı verildiğini, bu nedenle müvekkilinin ödemeleri yapmamasının kötü niyetli olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, komiserlerin kesin tespit yapmasından önce ödemenin mümkün olmadığını, icra takibine konu edilen alacağın likid alacak niteliği bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ederiz.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davalının davacıya bir adet çek keşide ederek verdiği görülmüştür. Davacı taraf işbu çeki bankaya ibraz etmesine rağmen davalı tarafın eylem ve işlemlerinin komiser kurulu kararına bağlı kılan mahkeme kararı nedeniyle çek ödenmediği gibi karşılıksız işlemine de tabi tutulmamıştır. Bunun üzerine davacı taraf işbu çeke dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış ve davalının vaki itirazı nedeniyle takip durmuş ve yasal süresi içinde işbu dava açılmıştır. Taraf delileri toplanmış ve dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan inceleme de tarafların usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinini alacağın varlığını aynen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür. Filvaki raporda açıklandığı gibi usulüne uygun olarak tutulan taraf ticari defterlerine göre davacının alacağının varlığını ispat ettiği anlaşılmıştır. Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile davalının İstanbul Anadolu Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. …. Olayımızda davalının borcunun keşide edilen çek ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 2.983,00 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderleri, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinın 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu icra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan 2.983,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı müvekkilin davalı şirkete borcu bulunmadığının bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, davalının davacı şirkete borçlu olduğu biran kabul edilse bile davacı şirketin davalı müvekkil şirkete karşı açtığı icra takibi ve itirazın iptali davasının kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.11.2018 tarihli ve 2018/1370 esaslı dosyası ile mühlet kararı verildiğini, çekin davalının elinde olmayan sebeplerle ödenemediğini, davacı şirketin delil olarak dayandığı çek ve faturalarda ne müvekkili davalı şirket yetkilisinin ne de müvekkili davalı şirket çalışanlarından kimsenin imzası bulunmadığını, teslime ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, müvekkili şirkete teslim edilmeyen mallara ilişkin talepte bulunulmasının da mümkün olmadığını, buna göre davacı şirketin delil olarak dayandığı çek ve faturalardaki imzaların müvekkili davalıya ve müvekkili davalının mal teslim almaya yetkili elemanına ait olup olmadığı araştırılarak, dosyanın imza incelemesi için bilirkişiye tevdii edilip ardından bir karar verilmesi gerektiğini, alacağın likit olmadığını, bu sebeple icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma ilişkin faturaya dayalı açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 14.917,78 TL çek bedeli, 44,75 TL komisyon, 1.491,78 TL çek tazminatı ve 310,82 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 16.765,13 TL alacak yönünden 14.05.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak 31.03.2019 tarih, … seri no’lu ve 14.917,78 TL bedelli çekin gösterildiği, ödeme emrinin 20.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 22.05.2019 tarihinde süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 190. maddesinde ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde ise taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında mal satışına ilişkin ticari ilişki bulunmakta olup davacı, davalı tarafa sattığı mallara ilişkin olarak 31.07.2018 tarih, 14.917,78 TL bedelli ve … nolu irsaliyeli fatura düzenlemiş olup taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde söz konusu faturanın her iki tarafın defterlerinde de kayıtlı olduğu, yine davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairesinden getirtilen BA/BS formlarına göre davalının söz konusu fatura ile mal alımı yaptığı, davacının mal satımı yaptığı anlaşıldığından davacının fatura konusu malları davalıya sattığını ve teslim ettiğini ispatlamıştır. Bu nedenle, davalı tarafın malın teslim edilmediği, çek ve fatura ile teslimindeki imzaların şirket yetkilisine ait olup olmadığının araştırılması gerektiği yönündeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalı tarafça bu fatura karşılığında takip konusu edilen 31.03.2019 tarih, … seri no’lu ve 14.917,78 TL bedelli çeki keşide edilerek davacıya verildiği, çekin 01.04.2019 tarihinde davacı tarafça bankaya ibrazına rağmen banka tarafından, davalı hakkındaki geçici mühlet kararı gereği oluşturulan komiser heyeti onayı olmadığından çek bedelinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bu çek dayanak gösterilerek alacak talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere takip konusu çek bedeli davacı tarafa ödenmediğinden davacının alacağının bulunduğu anlaşılmakta olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Davalı vekilince icra inkar tazminatının yersiz olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; takip konusu alacak faturadan kaynaklanan bir alacak olup likit nitelikte olduğundan mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 859,41 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline,3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.14.09.2023