Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1527 E. 2021/772 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1527
KARAR NO: 2021/772
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2019/696 E. – 2020/169 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalılarından …’in 07.05.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu kurumun tazminat ödediğini, kurum zararının tahsili amacıyla … A.Ş aleyhine Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı dosyasında rucüen alacak davası açıldığını, yargılama sırasında davalı … Ticaret A.Ş’nin ticaret sicilden resen terkin edildiğinin belirlenmesi üzerine mahkemece şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini belirterek, … A.Ş.’nin ihyasına ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK’nın 32. maddesi çerçevesinde işlem yaptığını, TTK’nın geçici 7. maddesi ile münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğ hükümleri çerçevesinde işlem gerçekleştirildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Şirketin ticaret sicilinden silinmesi işleminin kurucu değil, açıklayıcı nitelikte olduğu, terkinden önce davacı … tarafından, davalı … A.Ş. aleyhine kurum zararının tazmini için Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 2010/73 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve karar Yargıtay denetiminden geçerek onandığı , davacı kurum vekili tarafından işbu karar dayanak gösterilerek Bakırköy 18 İş mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı dava dosyasında, davalı … A.Ş. aleyhine İş hukukundan kaynaklanan bakiye alacak için 19/01/2018 tarihinde dava açıldığı ve mahkemece davalı şirketin tasfiye memuru atanmadan resen terkin edildiğinden ihya davası açmak üzere davacıya süre verildiği, bu durumda tüm alacak ve borçlar tasfiye edilmeden tasfiyenin sonuçlandığının kabul edilemeyeceği, davacının ihya davası açmakta hukuki menfaati olup, ihya koşullarının oluştuğu açılan ilk dava tarihine göre sonraki dava bunun devamı olduğundan TTK geçici 7(2) maddesinde ‘Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu hükümleri uygulanmaz’ hükmü uyarınca; dava açmak için öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü sürenin uygulanmayacağı anlaşılıp kabul edilmekle, davanın kabulüne, İstanbul ticaret sicil müdürlüğünün …sicil nosunda kayıtlı …’nin Bakırköy 18. İş mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı dosyası ve bağlı tüm işlemleri yönünden yeniden ihyasına, tasfiyesiz terkin yapılmış olmakla tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, kararın tescil ve ilanına…” gerekçesiyle davanın kabulü ile …’nin sicil kaydının Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı dosyası ve bağlı tüm işlemleri yönünden yeniden ihyasına, karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece davanın kabulüne karar vermesine rağmen usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yasal düzenlemeler uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi ve davacının da kendisini bir vekille temsil etmesi halinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğünce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının ihyası istenen şirket aleyhine açmış olduğu ve halen derdest olan Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2018/32 Esas sayılı davası bakımından, davanın devamı için gerekli olan taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından Bakırköy 18. İş Mahkemesinde açılan davanın görülüp sonuçlandırılması için ihya davası açılmasında davacının hukuki yararı mevcut olup, ilk derece mahkemesince ihya kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünce TTK’nın geçici 7. maddesi çerçevesinde yapılan terkin işleminin, terkin tarihinde şirket hakkında derdest bir davanın bulunduğunun gözetilmediği gerekçesiyle usule aykırı olduğu gerekçesiyle ihya kararı verilmiştir. Davalı vekili, aleyhine hüküm verilen davalı … Müdürlüğünün vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüştür. Yasal hasım konumunda olan davalı … Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı gibi terkin işleminin usulsüzlüğüne dair başkaca bir sebep ve delil de bulunmadığından; yasal hasım konumunda olan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan davalının yargılama giderlerine mahkum edilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvuru nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.