Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1507
KARAR NO: 2020/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/193
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülmekte olan haksız rekabete dayalı manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının eski işverini olduğunu, davalının iş yerinden çıkışını verdiği halde dışarıya karşı iş ilişkisi devam ediyormuş gibi izlenimi olduğunu, davalının sürekli olarak kendisinden ekstra işler istediğini ve bu işleri mail hesabından müvekkillerine göndermesini istediğini, davalının bekleyen alacaklarını ödememesi ve üzerinden ticari prim elde etmeye çalıştığından bahisle ihtarname gönderdiğini, davalının kendisine ait görselleri web sitesinde ve facebook sayfasında kullandığını, davalının kendisiyle iş yapan kişiler vasıtasıyla kendisini taciz etmeye başladığını davalının haksız rekabet teşkil eden davranışları ve bunlara istinaden tehdit ve haksız fiilleri olduğundan bahisle 20.000 TL manevi zararının ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, hükmün TTK md 59 uyarınca ilan edilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince 02.06.2019 tarihli ara kararla, “Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ihtiyati tedbir talebinin vasıf ve mahiyeti nazara alındığında Somut olayda; ihtiyati tedbir talep edenin haksız rekabet iddiası yönünden dosyaya sunulan mevcut deliller kapsamında yaklaşık ispat kuralı ve Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesi birlikte değerlendirildiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ve müteakip maddelerinde düzenlenen ”hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi” şeklindeki ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla; İhtiyati tedbir isteyen vekilinin tedbir talebinin dava değeri olan 20.000,00 TL nin %15 oranı olan 3.000,00 TL teminatın yatırılması halinde KABULÜ İLE ; Davacının davalıya ait müvekkil portföyü üzerinde ve müvekkillerini etkileyen , transfer ya da kötüleme eylemi içeren; mektup, posta,mesaj, e-mail ya da benzeri yollarla iletişim kurarak TBK ve TTK 55/1-b maddesi kapsamında haksız rekabet mahiyetinde olacak eylemlerinin TEDBİREN DURDURULMASI” yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili itiraz etmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen tedbir kararının davacının mahkemeyi yanıltmaya çalışması neticesinde verildiğini, verilen tedbir kararının davacının kötü niyetine ve müvekkiline zarar vermeye hizmet edeceğini, davacının ihtiyati tedbir istemli talebine konu ettiği İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/499 e. Sayılı dosyasının iş bu dava ile alakasının bulunmadığını, davacının fotoğrafının kişisel hakkını ihlaline neden olması için fotoğrafının ticari ve reklam amacıyla kullanılmasının gerektiğini, müvekkiline bağlı reklam kuruluşu olan İstanbul Barosu Başkanlığı nezdinde bugüne dair reklam yasağına aykırılık nedeniyle disiplin soruşturması başlatıldığını, davacının avukatlık mesleğini yaptığını ve avukatlık mesleğinin kamuya açık bir meslek olduğu düşünüldüğünde davacının özel hayatına dair paylaşımlarda bulunmadığını, tüm bu nedenlerle tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince 07.07.2020 tarihli ara kararla;”…Dosya , itiraz dilekçesi, itiraza cevap dilekçesi ve dilekçe ekleri incelendi. Davalı vekili tarafından ileri sürülen itiraz sebeplerinin mahkememizce oluşturulan İhtiyati Tedbir talebinin Kabulünü değiştirecek mahiyette bulunmadığı anlaşılmakla itirazın reddine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacı …’nın, … (…) yanında çalıştığı dönemde, sosyal medya işleri ile bizzatihi gönüllü olarak uğraştığını, bu konuda oluşturulmuş whatsapp grubunda yer alan yazışmalarla da sabit olduğunu, görüleceği üzere müvekkilinin en küçük dahli ve bilgisi olmadan davacı … tarafından müvekkilinden onay dahi alınmadan müvekkilinin ofisi adına açılmış youtube hesabına yüklediği video sebebi ile haksız ve hukuka aykırı tedbir kararını mahkemeden aldığını, Bu kapsamda değerlendirildiğinde, davacının öncelikle usulen huzurda görülen davada, daha önce ileri sürülmeyen bir hususta teknik olarak ihtiyati tedbir talebinde bulunması ve bunun kabulünün mümkün olmadığını, bununla birlikte, söz konusu paylaşımın davacının kendi bizzatihi çalışması sonucu ortaya çıkan bir video olup, davacının bu videonun kullanımında rızası bulunduğunu, yapılan işlemin hukukun temeli olan iyi niyet kuralına da aykırı olduğunu, davacının diğer davalarında da benzer talepler ile tabiri caiz ise önce “organize etmiş” daha sonra da müvekkilini “dava etmiş” ve etmeye devam etmekte olup hakkında baro nezdinde ilgili şikayetlerin yapıldığını, Nitekim bu konuda taraflar arasında devam eden bir davada alınan uzman görüşünün de aynı hususu dile getirdiğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle, istinaf talebinin kabulü ile görevsiz mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olan tedbir kararının kaldırılmasına dair talebin reddine karar veren ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tedbir kararının tümüyle kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davacı Avukat’ın daha önce çalıştığı Hukuk Bürosu sahibi Avukat’a yönelik olarak açtığı haksız rekabetten kaynaklı manevi tazminatı davası içinde verilen ihtiyati tedbir kararına yöneltilen itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir. Davacı, davalının hukuk ofisinde avukat olarak çalıştığını, sonradan iş akdinin sonlandırıldığını, ancak buna rağmen davalının internet sitesinde ve sosyal mecrada avukatı olarak çalıştığı algısını oluşturduğunu iddia ederek davalının haksız eylemin nedeniyle 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, açtığı dava içinde talebi doğrultusunda mahkemece verilen ihtiyati tedbire davalı itirazının reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati tedbir talebinin HMK 390/1 maddesinde “… Dava açıldıktan sonra sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.” düzenlemesi uyarınca asıl davanın açılıp görüldüğü anlaşılan mahkemece değerlendirilerek karara bağlanması yasa ve usule uygun olduğundan, davalı vekilinin mahkemenin davacı talebini değerlendirmeye usulen görevli olmadığı yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. İlk derece mahkemesince TTK 61/1 ve HMK 389 vd. Maddeleri kapsamında tedbir tarihi itibarıyla dosyaya sunulu deliler ile yaklaşık ispatın sağlandığı görüşüyle ve teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece taraflar tacir olmadığı halde tedbir talebinde TTK’nın 61.maddesinden bahsedilmesi yerinde olmamış ise de neticede HMK’nın 389.maddesi uyarınca tedbir verildiği görülmüştür. Tarafların tacir olmadığını gözeterek mahkeme görev hususunu her zaman değerlendirebilir. Bu aşamada HMK’nın 390/1.maddesi uyarınca esas davanın görüldüğü mahkeme tarafından tedbir kararı verildiğinden esasa ilişkin inceleme yapılmıştır. Mahkemece değişen delil durumuna göre talep halinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve değiştirilmesine her zaman karar verilebileceği de dikkate alındığında, tedbir kararının teminat karşılığı verilmiş olduğu ve tedbir kararının kapsamı da gözetildiğinde, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin aksi yöndeki isitanaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1.uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22/10/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.