Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/15 E. 2020/167 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/15
KARAR NO : 2020/167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.09.2019 tarihli ara karar
NUMARASI : 2019/135
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirketin, davalılardan … San.ve Tic. A.Ş.’den 16.05.2019 tarihli sözleşme ile … Projesinin yapımı için yapı malzemeleri alımı ve sözleşme tarihinden itibaren 15 gün içerisinde teslimi için anlaşma yapıldığını, davalıya avans olarak bir kısım senetlerin iş karşılığı teminat senedi olarak verildiğini, dava konusu sözleşme gereğince tapuda … adına kayıtlı 3 adet taşınmaza davalı şirket lehine, davalı şirket ortağı ve sahibi olan … adına kayden ipotek tesis edildiğini, davalı şirketin 22.07.2019 tarihinde dava dışı kişiye ait olan Şanlıurfa İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … parseldeki taşınmaza ait ipoteği alacağın devri sözleşmesi ile diğer davalı …’a devrettiğini, davalı şirket tarafından işin zamanında teslim edilmemesinden dolayı müvekkilinin ciddi olarak ekonomik zarara uğradığını, müvekkilinin bu sebeple sözleşmeyi feshettiğini, davalı şirketin bu zaman içerisinde müvekkili tarafından verilen ipoteğin bir kısmını da diğer davalı …’a temlik ettiğini, bu sebeple ilgili ipoteğin kaldırılması için diğer davalı …’a karşı işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek, öncelikle dilekçenin ekinde sunulan bahsi geçen senetler için tedbir konulmasına, davalı tarafa elden teslim edilmiş olan dava dilekçesinde bahsi geçen senetlerin bedelsiz kaldığının tespiti ile bu senetler sebebiyle davacı müvekkilinin davalı ….San.ve Tic A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine, dava konusu sözleşme gereğince müvekkili tarafından Şanlıurfa İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel – Şanlıurfa İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel – Şanlıurfa İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde bulunan, tapuda … adına kayıtlı olan, davalılardan … lehine ipotek konulan ve devamında davalı … tarafından diğer davalı …’a temlik edilen ipoteklerin terkinine, davalı şirketçe yerine getirilmeyen iş sebebiyle 08.06.2019 tarihinden sözlemenin feshedildiği 27.08.2019 tarihine kadar geçen her gün için 1.500 TL olmak üzere toplam 118.500 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiliyle davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; birden fazla taraf aleyhine dava açılırken tüm taraflar yönünden arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğunu, bu sebeple dosyanın resen tefrik edilerek zorunlu usul şartının bulunmaması nedeniyle müvekkiline karşı açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafa, menfi tespit ve ipoteğin terkini talepleri yönünden de hesaplanacak eksik harcın tamamlanması için kesin ve belli bir süre vermesini ve harcın tamamlanmasını, kesin süre içinde harcın tamamlanmaması halinde ise davanın usulden reddine karar verilmesini, ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu, müvekkilinin ipoteği temlik alan iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, bu sebeple husumet itirazlarının bulunduğu dikkate alınakar davanın usul ve esastan ayrı ayrı sebeplerden reddini, tüm yargılama giderlerinin karşı tarafa bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, davacının tedbir talebinin değerlendirdiği 12.09.2019 tarihli ara kararında; “…Dava konusu uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden davacı vekilinin dava konusu senetler üzerinde ihtiyati tedbir talebinin reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkili şirketin davalı ile yapmış olduğu sözleşme gereğince 100,000 USD tutarında senedi davalıya teminat olarak verdiğini, sözleşme gereğince teslim edilmesi gereken yapı malzemelerinin teslim edilmediğini, Müvekkili şirketin vermiş olduğu senetlerin yedi tanesinin vadesinin geçmiş olduğunu, geriye kalan üç adet senedin vadesinin de çok yakın olduğunu, Dava konusu yapı malzemelerinin taraflarına teslim edilmemesi sebebiyle davalı şirkete sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiklerini, senetlerin taraflarına iade etmesini talep ettiklerini, ancak senetlerin taraflarına iade edilmediğini, davalı tarafın senetleri halen uhdesinde bulundurduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin elindeki belgeler, basit bir iddianın ötesinde davanın esası yönünden kendi haklılığını yaklaşık olarak ispat etmeye yeterli olduğunu, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararının istinafına ilişkindir.Esas yönünden dava, dava dilekçesine ekli senetlerden dolayı İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, menfi tespit talebine konu senetler hakkında tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı, tedbir talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati tedbir, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir.HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.Yukarıda açıklandığı gibi; davacı ihtiyati tedbir talebinde somut şekilde tedbirin hangi hususta verilmesini istediğine ilişkin açıklamada bulunmadan dava konusu senetlere ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep edenin talebini somutlaştırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Yani, eldeki dava menfi tespit davası olduğundan dava konusu senetler üzerinde hangi tasarrufların ne şekilde engellenmesinin istenildiğinin gösterilmesi gerekirken, talep dilekçesinde gösterilmemiştir. Bu halde soyut ve genel nitelikte verilecek tedbir kararının infaz kabiliyeti de bulunmayacaktır. Ayrıca mevcut aşamada tedbir talep edenin haklılığı konusunda yaklaşık ispat koşulu da gerçekleşmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin red gerekçesi yetersiz olmakla birlikte, yukarıdaki gerekçeyle karar sonuç itibariyle yerinde olduğundan, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. Ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13.02.2020