Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1490 E. 2023/1213 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1490
KARAR NO: 2023/1213
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19.02.2020
NUMARASI: 2019/ 626 Esas – 2020/170 Karar
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
Taraflar arasındaki ticaret sicil memurunun kararına itiraz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının tek paylı sahibi olduğu dava dışı …AŞ’ndeki hisselerini, anılan şirketin 2019/01 karar ve 10/02/2019 tarihli hisse devri tescil kararı ile … TC kimlik numaralı … isimli şahsa devrettiğini, akabinde 25/02/2019 tarihinde alınan karar ile … AŞ’nin tek pay sahipli Anonim Şirket olarak faaliyetine devam edeceği ve tek pay sahibinin … olduğuna ilişkin kararın tescil ve ilanına karar verildiğini, anılan işbu kararın 01/03/2019 tarihinde tescil edildğiini ve 07/03/2019 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, bu süreçten sonra davacının yönetim kurulu başkanı ve yetkili müdürlük vasıflarına ilişkin İTO ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’ndeki kayıtların resen silinmesi gerektiğini, bu hususta Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne davacı tarafından doğrudan silinme başvurusu yapıldığını, ancak Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından, … AŞ’nin yeni sahibi …’a ulaşılamadığı ve tebligat prosedürünün yerine getirilemediğinden bahisle davacının talebinin reddedildiğini, davacının söz konusu şirketteki yasal sorumluluğunun resmi gazetede yayınlanma tarihi olan 07/03/2019’dan itibaren sona ermiş olmasına rağmen hali hazırda kayıtlarda davacının adının geçiyor olması vergi ve sgk borçlarına ilişkin maddi ve cezai sorumluluk riski doğurduğunu, anılan nedenlerle davacının … ve Sağlık Hiz.AŞ’deki yönetim kurulu başkanı ve yetkili müdürlük kayıtlarına ilişkin Ticaret Sicil kaydının düzeltilmesine ve kayıtlardan davacının silinmesine, davacının sorumluluğunun 07/03/2019 tarihi esas alınmak kaydıyla sınırlandırılarak sicil kaydının tashihine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; mevzuat gereğince dava konusu şirket yönetim kurulu üyesi olan davacının, üyelik görevinin sonlandırıldığına veyahut da bu görevden istifa ettiğine ilişkin olarak, dava konusu şirketin bir karar alınarak bu hususu tescil ettirmesi gerektiğini, dava konusu şirketin yönetim kurulu üyeliğinden sıfatından istifa ettiğini beyan eden davacının, bu görevi bıraktığını dava konusu şirketin yetkilileri yada organının davalı Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesi gerektiğini, davalı kurumun kural olarak sicil kayıtlarında resen tescil veya terkin yetkisinin bulunmadığını, tescil taleplerinin de Ticaret Sicil Yönetmeliğinde belirtilen ilgililer tarafından yapılmak durumunda olduğunu, ancak dava konusu şirket kayıtlarında davacının istifa ettiği veya görevden alındığına ilişkin şirket tarafından yapılmış hiçbir başvuru bulunmadığını, ayrıca davacının istifasının şirkete de bildirilemediğini, bozucu yenilik doğurucu bir hak olan istifanın sonuç doğurması için ilgililere bildirimi gerektiğini, dolayısıyla şirkete bildirimi yapılamayan istifanın sonuç doğurmadığını, bu nedenle sicil kayıtlarında davacının yönetim kurulu üyeliği sıfatının devam etmesinin hukuka uygun olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, davacının davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde sicile kayıtlı … ve Sağlık Hiz.AŞ’deki hisselerini, dava dışı …’a devri sonrasında halen davaya konu şirketin yönetim kurulu üyeliği sıfatıyla Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yer alması ve istifanamesinin Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmemesi sebebi ile söz konusu Sicil Müdürlüğü kararına itiraz ve istifanın Sicil Müdürlüğünde tesciline ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafından, … ve Sağlık Hiz.AŞ’deki hisselerini, dava dışı …’a devri sonrasında halen davaya konu şirketin yönetim kurulu üyeliği sıfatıyla Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yer alması ve istifanamesinin Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmemesi sebebi ile istifanın Sicil Müdürlüğünde tesciline ilişkin dava açılmış ise de; söz konusu davanın dava dışı … AŞ’ne şirkete karşı açılması gerektiği, davacının istifa ettiğine/hisselerini devrettiğine ilişkin şirket tarafından Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılması gerektiği, bu davalarda yasal hasmının ilgili şirket olması, bu bağlamda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davalarda pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı…” gerekçesiyle, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Usulü olarak yerine getirilmesi gereken tescil ve ettirme ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanma işlemleri yerine getirilip, Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru da yapılmış olmasına rağmen, ilgili müdürlük müvekkilinin başvurusunun reddedildiğini, reddetme gerekçesinin ise esasa ilişkin olmayıp prosedüre ilişkin olup, ilgili müdürlüğü gereği gibi işlemlerini yapmasının sorumluluğu müvekkiline yüklendiğini, bu kararın dahi başlı başına bir hukuksuzluk olmasına rağmen başvurulacak tek yol olan dava yoluna gitme hakkımızı kullanarak müvekkilinin uğraması muhtemel zararların önüne geçilmesi amacı ile açılmış olan haklı davanın da gerekçeli kararda hiçbir hukuki dayanağı olmadan reddedildiğini, mahkemenin “pasif husumet yokluğu” nedeni ile davayı reddettiğini ve gerekçeli kararını tek bir cümle ile yazdığını, hiçbir kanun maddesine dayanmadığını, hiç bir delil değerlendirmesi yapmadığını. Müvekkilinin bu devir işlemi öncesi … Hizm. A.Ş. deki vasfı oldukça önemli olup, tüm hukuki ve sorumluluk müvekkilinin üzerinde olup, artık ifa etmediği bir görevden kaynaklı oluşabilecek sorumlulukların müvekkiline yükletilmesi hukuki anlamda oldukça sakıncalı bir durum olduğunu, bu muhtemel hukuki ve cezai sorumluluğun artık kaldırılması amacı ile başvurmuş oldukları tüm yolların hukuksuz bir biçimde kapatıldığını ve hala bu hukuksuzluğun devam ettiğini, Mahkemece verilen bu haksız ve hukuka aykırı kararın ortadan kaldırılmasının, müvekkilinin tüm hukuki ve cezai sorumluluklarının … Hizm. A.Ş.’ ninn asıl şirket sahibi olan …’ a devri ile son bulması amacı ile mahkemenin haksız ve hukuka aykırı kararının kaldırılması gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı nezdinde sicile kayıtlı dava dışı şirket hisselerini yine dava dışı …’ a devri sonrasında halen şirket yönetim kurulu üyeliği sıfatıyla yer alması ve istifasının davalı müdürlük tarafından tesçil edilmemesi nedeniyle söz konusu siçil müdürlüğü kararına itiraz ve dava dışı şirketin yöneticisi olmadığının tescili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın pasif husumetten reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, dava dışı şirketteki hisselerini dava dışı … a devrettiğini, ancak ticaret sicil kayıtlarında halen şirketin yöneticisi olarak göründüğünü, yöneticilikten istifasının davalı sicil müdürlüğü tarafından tescil edilmesi talebinin reddedildiğini ileri sürerek, yöneticilikten istifası kapsamında dava dışı şirketin ticaret sicil kaydına tescil yapılmasını talep etmiştir. Eldeki dava, TTK’nın 34.maddesi uyarınca, ticaret sicil müdürlüğünün kararına itiraz davası olup husumetin ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmesi gerekir. Davacı, husumeti ticaret sicili müdürlüğüne yönelttiğine göre, ilk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Davanın esasının incelenmesinde; anonim şirketlerde hissedarlık ile yönetim kurulu üyeliği arasında illiyet bağı bulunmadığı gibi, hisse devri de yönetim kurulu üyeliğini sonlandıran bir işlem değildir. Mevzuat gereğince şirket yönetim kurulu üyesi olan davacının üyelik görevinin sonlandırıldığına veyahut bu görevden istifa ettiğine ilişkin olarak şirket tarafından karar alınması ve bu kararın şirketin yetkili organları tarafından müdürlüğe bildirilerek tescili talep etmesi gerekir. Buna göre davanın TTK’nın 34. maddesi uyarınca ticaret sicil memurluğu kararına itiraz davası olması nedeniyle davanın pasif husumetten reddi doğru değil ise de farklı bu gerekçe ile davanın esastan reddi gerekmektedir. Yukarıdaki açıklama ışığında, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen düzeltilmek üzere kaldırılarak farklı bu gerekçe ile davanın esas bakımından reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinini istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın reddine, 2-Alınması gerekli 179,90 TL maktu karar harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harcının mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.400,0TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı vekilince yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,00 TL istinaf peşin karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafından sarf edilen kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.07.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.