Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1450 E. 2021/726 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1450
KARAR NO : 2021/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2018/278 E. – 2020/37 K.
DAVANIN KONUSU:Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine ilişkin karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin saklamakla yükümlü olduğu ticari defterlerini şirket merkezinde muhafaza ettiğini, şirket merkezinin değiştirilmesi üzerine şirkete ait eşyaları yeni adrese taşındığını, ancak şirket yetkilisinin güvenlik amacıyla taşınma işlemleri sırasında şirketin defterlerinin diğer eşyalarla birlikte kamyonda gitmesini istemeyerek kendi özel aracıyla belgeleri yeni adresine taşımaya karar verdiğini, defterlerin taşınması aşamasında şirkette muhasebeci olarak görev yapan …’ın taşımanın kolay olması amacıyla defterleri poşetlere yerleştirilerek poşetlerin şirket yetkilisinin özel aracının yanına taşındığını, arıcın yanında kaldırıma bırakılan poşetlerin içeriden ikinci poşetin getirilmesi sırasında çalındığını, şirket yetkilisi ve çalışanlarının etrafta detaylı arama yaptıklarını, ancak kısa süre içinde defterlerin bulunduğu poşeti çalan kişinin bulunmaması üzerine etraftaki çöplerde araştırma yapılarak suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan incelemede şirketin İstanbul …. Noterliğininde tasdik edilen 2016 yılı yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterinin zayi olduğunu ileri sürerek, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Eldeki dava incelendiğinde : talep TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca saklanılması zorunlu olan belge ve defterlere ilişkin zayi belgesi verilmesidir. 6102 sayılı TTK’nın 82/7.madde ve fıkrasında ‘Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.’ düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme dikkate alındığında hangi sebeplerle zayi belgesinin talep edilebileceğinin madde metninde sayıldığı, söz konusu sebeplerin tahdidi olmadığı ancak ziyanın tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermemesinden kaynaklı olmaması, tacirin kendisine kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların gerçekleşmesi, tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmektedir.Eldeki davada davacı tarafın tanığı …’ın tanıklığına ilişkin ”Biz şirket olarak yeni adresimize taşınmaktaydık.2018 Aralık itibarıyla taşınmaya başlamıştık. Sevkiyatçı arkadaş sevkiyatı yapmaktaydı. Biz ise eşyaları kutulara yerleştiriyorduk. Kolaylık olsun diye bir kısım eşyayı poşet içine koydum. Taşıma sırasında tekrardan poşetlerin olduğu yere döndügümde vazo, kağıt gibi eşyalar olmak üzere bu zayii belgesi istenen defterlerin konulduğu poşetin içinden kağıt olan herşeyin alındığını gördüm. Biz kağıt toplayacıların olduğu yerlere gittik. Etrafdaki çöplere baktık ancak bulamadık. Ben kağıtları kimin çaldığını bilmediğim için kim hakkında şikayetçi olacağımı bilemedim. Bana da emniyette şikayetçi olamasın dediler. Bu yüzden emniyetteki vermiş olduğum ifade de şikayetçi olmayacağımı bildirdim. Benim kusurumdan dolayı şirketi zor duruma düşürmek istemiyorum.’ şeklinde beyanı alınmıştır.Tanığın beyanları ve dosya kapsamında hırsızlık olayı nedeniyle tarafın kollukta verdiği ifadesinde şikayetçi olmadığı anlaşılmıştır.Davacı tarafın iddia ettiği hırsızlık nedeniyle şikayetçi olmaması tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin hırsızlık olayına konu olması nedeniyle olağan hayatın akışına aykırıdır.Tanık ifadesi ve dosya kapsamında olayın oluş şekli dikkate alındığında taşıma sırasında ticari defterlerin zayi olmaması için yeterli tedbirlerin alınmadığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 18/2. Maddesi uyarınca tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. TTK 18/2.maddesi tacirlere,tacir olmayanlara göre daha ağır dikkat ve özen yükümlülüğü yüklemektedir. Olayın oluş şekli göz önüne alındığında hırsızlık olayı nedeniyle şikayetçi olunmaması,olayın meydana gelmesinde zayi belgesi talep edenenin kusurlu olması,TTK 18/2.maddesinde belirtilen basiretli davranma yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunulması nedeniyle…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını aynen tekrar ederek, müvekkilinin 29.12.2016 tarihinde tasdik ettirilen yevmiye, defteri kebir ve envanter defterinin 06.12.2018 tarihinde taşınma sırasında zayi olduğunu, müvekkilinin basiretli bir tacir olarak ticari defterlerini şirket merkezinde muhafaza ettiğini, taşınma sırasında da gerekli özenin gösterilerek şirket defterlerinin diğer eşyalarla beraber taşınmadığını, defterlerin şirket yetkilisinin özel aracıyla taşınmasına karar verildiğini, ancak bir kısım defterlerin aracın yanına bırakılarak hemen diğer defterlerin alınması için içeri girilmesi sırasında ticari defterlerin bilinmeyen kişilerce çalındığını, yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunmaması üzerine şikayetçi olunduğunu, çalınmaya ilişkin sürecin taşınma sırasında hazır bulunan şirketin muhasebe görevlisi tarafından tanık olarak anlatıldığını, açıktan yapılan hırsızlıkta kamera bulunmaması nedeniyle faillerin bulunmasında zorluk olacağına ilişkin karakol görevlilerinin telkiniyle şikayetçi olunmadığını, müvekkilinin saklama ve ticari defterlerin bulunması için üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkilinin belirtilen defterlerinin bugüne kadar bir incelemeye tabi tutulmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve zayi belgesi verilmesi talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7).Dosya kapsamı ile davacı tarafça zayi olduğu iddia edilen ticari defterlerin taşınma sırasında zayi olduğu, poşetler içindeki defterlerin önemine binaen diğer eşyalarla taşınmadığı, daha güvenli olan özel araçla taşınmasının planlandığı, ancak bir kısım defterlerin aracın yanına kaldırımda bırakılıp diğer defterlerin taşınması için içeri gidildiği sırada, önceki defterlerin çalındığının belirlendiği görülmüştür. Dava dilekçesinde belirtilen oluş şekli başlı başına defterlerin gerekli hassasiyetle korunmadığını ortaya koymaktadır. Ticari defterlerin poşet içinde kaldırımda bırakılmasının özenli bir davranış olmadığı ve davacının ticari defterlerinin zayi olmasını önlemek için gerekli tedbirleri almadığı açıktır. Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur. Somut olayda davacı tacir, defterlerin muhafazasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğinden, ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. (Yargıtay 11 H.D’si 04/02/2008 tarih, 2006/14049 E. 2008/956K. Sayılı emsal ilamı).Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.10.06.2021