Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1435 E. 2023/1127 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1435
KARAR NO: 2023/1127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2017/48 E. – 2019/1003 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İzmit’te … marka işitme cihazlarının satışı için davalı ile iletişime geçtiğini ve davalının müvekkilini bayi olarak kabul ettiğini, bu kapsamda ilk olarak 23.03.2013 tarihinde …Bankası nezdinde müvekkilinin 24.03.2014 tarihine kadar bayi olduğuna ilişkin kaydın onaylandığını, bayilik ilişkisinin 25.05.2016 tarihine kadar devam ettiğini, müvekkilinin üç yılda ortalama 110.000,00 TL satış yaptığını, ürünlerin satışı için ciddi yatırımlar yaptığını, araç kiralandığını, … markalı kirtasiye ve matbaa gereçleri yaptırdığını, marka değerini yükseltmek için doktorlar için pazarlama bütçesi ayırarak temsil ve ağırlama hizmetleri vererek yaklaşık 60.000,00 TL harcama yaptığını, davalının 24.04.2016 tarihinde geçerli olcak ve 31.12.2016 tarihinde sona erecek şekilde müekkilinin bayiliğine onay vermesine rağmen hiç bir sebep belirtilmeksizin 25.05.2016 tarihinde ticari ilişkinin davalı tarafça sona erdirildiğini, … Bankasından da iptal işleminin gerçekleştirdiğini, müvekkilinin satın aldığı 77.750,00 TL değerinde … markalı ürünlerin de elinde kaldığını, müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplam 249.959,39 TL alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının takibe yönelik itirazının şimdilik 77.750,00 TL üzerinden iptaline, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davadaki arca esas değerin 77.750,00 TL olarak gösterilmesine rağmen takip dosyasında 249.959,39 TL alacak talep edildiğini, itirazın iptali davalarının kısmi dava olarak açılamayacağını, portföy tazminatı ile ilgili iddiaların dayanağı bulunmadığını, davacının, müvekkili şirketin tek satıcılık hakkına sahip acentesi, bayiisi veya tek satıcısı olmadığını, müvekkili şirketin davacı veya başka kişiye dava dilekçesinde belirtilen şekilde harcama yetkisi vermediğini, müvekkilince davacıya 77.750,00 TL tutarında cihaz satışı yapılmadığını, davacının daha önce aldığını iddia ettiği … markalı cihazların elinde kalması nedeniyle 77.750,00 TL tutarında zarar uğradığı iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, bayilik sözleşmesinin haksız ve usulsüz feshi sonucu uğranılan maddi zararlardan kaynaklanan alacak nedeni ile başlatılan takibe karşı itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; ödeme emrinin borçlu tarafa 27/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından ödeme emrine 27/07/2016 tarihinde süresinde itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, borçlu gider avansı olmadığından itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.Davacı itirazı öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede İ.İ.K. 67. Maddesine istinaden itirazın iptali davasını açmıştır. Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, 2018/21 Talimat dosyası ile davacı şirketin ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, gider avansı bulunmadığından talimatın bila ikmal gönderildiği anlaşılmıştır. Yeniden Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, 2018/69 Talimat dosyası ile davacı şirketin ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, davacı şirketin adresine ticari defter ve belgelerin 07/08/2018 günü saat 14:00’de inceleme yapılacağı ile TTK 80-81-82-83-84-85-86 ve HMK 219-222 Madde hükümlerinin ihtar şerhi olarak usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı tarafın ticari defterlerini sunmadığından defter incelemesi yapılamadığı ve rapor sunulamadığından talimatın iade edildiği anlaşılmıştır. Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Davacı şirketin davasını ispata yarar delillerini dosyamız arasına sunmadığı, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haklı ya da haksız olarak feshine ilişkin dosya arasında belge bulunmadığı, bayilik sözleşmesinin feshi sonucunda uğranıldığı iddia edilen zarara ilişkin somut belge sunulmadığı, taraflar arasında ticari ilişki nedeni ile davalı şirket tarafından davacı şirkete fatura karşılığı teslim edilen malların olup olmadığı yönünde Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan 2018/69 Talimat dosyasında ticari defter ve kayıtlarını ihtarata rağmen sunmadığından davacının davasını usulen ispat edemediği…” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkilinin ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, ancak bu gerekçenin yerinde olmadığını, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 23.03.2013 tarihinde … Bankasında bayilik onayı vermesi ile başlayarak, 25.05.2016 tarihine kadar geçerli bir şekilde devam ettiğini, müvekkilinin bayilik için bir kısım yatırımlar yaptığı gibi, satın aldığı … markalı cihazların da elinde kalması nedeniyle 77.750,00 TL zarara uğradığını, bayilik ilişkisinin üç yıl boyunca sürdüğünü ve müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen bayilik ilişkisinin nedensiz feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin haklılığını kanıtlayacak tüm delillerin dosyaya sunulduğunu,11.07.2017 tarihli delil dilekçesi ile ve 27.09.2017 tarihli beyan dilekçesi ekinde delillerin sunulduğunu, buna rağmen ispata yarar delillerin dosyaya sunulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 27.09.2017 tarihli dilekçe ile söz konusu cihazlar konusunda muavin defterler ve ödeme belgeleri ile senetlerin sunulduğunu, talimat yazılmasına rağmen ticari defterlerin İstanbul’da olması nedeniyle sunulamadığını, yeni bir gün belirlenmesi veya mahkemenin uygun göreceği yer ve zamanda defterlerin hazır edilerek gerekli incelemenin yapılmasının talep edilmesine rağmen ticari defterlerin incelenmediğini; Cihazlar nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu zararın bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceğini, bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin üç yıl boyunca yaptığı yatırımlarla davalının marka değerini yükselttiğini, davalının … Bankasındaki müvekkilinin kaydını iptal ederek … marka cihazların satışını engellediğini, müvekkilinin yaptığı tanıtım harcamasının afaki olduğunu, cihazlar nedeniyle 77.750,00 TL zarar oluştuğunu, bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 77.750,00 TL asıl alacak, bu alacağın işlemiş faizi olan 693,36 TL ile birlikte 170.000 TL maddi tazminat ve tazminatın faizi olan 1.516,03 TL olmak üzere toplam 249.959,39 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Takibin sebebi olarak borç ilişkisinin haksız ve usulsüz şekilde sona erdirilmesi gösterilmiştir. Takibin dayanağı olan Beşiktaş … Noterliğinin 30.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarında, taraflar arasında 23.03.2013 tarihinde … Bankasındaki kayıtla başlayan bayilik ilişkisinin haksız şekilde 25.05.2016 tarihinde fesih edildiği, sözleşme nedeniyle davacının 24 aylık araç kiralayarak … markalı kırtasiye ve matbaa gereçleri temin ederek 60.000,00 TL harcama yaptığı, sözleşmenin feshi nedeniyle 77.750,00 TL değerinde cihazın davacının elinde kaldığı, 110.000,00 TL portföy tazminatı bulunduğu belirtilerek bu miktarların ihtarın tebliğinden itibaren iki gün içerisinde ödenmesi talep edilmiştir. Davacı vekili, taraflar arasında, davalının, … Bankasındaki onayı ile bayilik ilişkisi kurulduğunu, üç yıl süren bayilik ilişkisinin 25.05.2016 tarihinde nedensiz şekilde feshedildiğini, bu nedenle 110.000 TL denkleştirme tazminatın 77.750,00 TL bayilik nedeniyle alınarak satılamayan cihaz ve 60.000 TL bayilik nedeniyle yapılan kiralama, reklam, basılı evrak gibi giderler yapıldığı belirtilerek takip başlatılmış ancak itirazın iptali davası kısmi olarak sadece 77.750,00 TL’lik sadece bayilik nedeniyle elde kalan araçlar için açılmıştır. Davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; portföy tazminatının belirlenemeyecek olması nedeniyle davanın kısmi olarak açıldığını, itirazın iptali davasının kısmi şekilde açılmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. Davalı savunmasında, taraflar arasında acentelik, bayilik veya tek satıcılık ilişkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin davalıyı Kocaeli’nde cihaz satışı için yetkilendirdiğini, herhangi bir tekel hakkı verilmediğini, keşide edilen 15.08.2016 tarihli ihtarla yetkisiz şekilde kullanılan logoların kaldırılmasının istenildiğini, müvekkilinin talimatıyla yapılmış bir harcama bulunmadığını, müvekkilinin tekel hakkı tanımaksızın … marka cihaz almak isteyen firmalara satış yapıldığını, ancak davacı tarafından iddia edildiği gibi 77.750,00 TL tutarında bir cihaz satışı bulunmadığını savunmuştur. Davacı tarafından sunulan 11.07.2017 tarihli delil listesinde, … Bankasındaki kayıtlar ve bilirkişi incelemesine dayanılmıştır. 27.09.2017 tarihli dilekçede ise; mahkemenin 21.09.2017 tarihli duruşmasında alacağın hangi kalemlerden oluştuğuna ilişkin açıklama yapılmasına ilişkin ara karar kapsamında açıklama yapılmıştır. Dilekçede, bu davanın haksız fesih nedeniyle davacının elinde kalan cihazlar nedeniyle uğradığı zararlara ilişkin olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle itirazın iptali sadece takipteki 77.750,00 TL bedelli fesih nedeniyle elde kaldığı belirtilen cihazlara ilişkindir. İlk derece mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için ara karar oluşturulmuş, bu kapsamda öncelikle davacının ticari defterlerinin incelenmesi için Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/69 Esas sayılı dosyasında defter ibrazının emredildiği ayrıca talep edilmesi halinde yerinde inceleme yetkisi verildiği, defterlerin inceleme tarihi olan 07.08.2018 tarihinde sunulmadığı, muhtırada defter ibraz edilmemesi halinde defterin ibrazından kaçınılmış sayılacağının bildirildiği görülmüştür. Süresi içerisinde ticari defterlerin ibraz edilmemesi üzerine, talimat mahkemesince dosyanın iade edildiği buna ilişkin 08.08.2018 tarihinde talimat duruşması yapıldığı görülmüştür. Davacı vekili ise bu tarihten sonra 14.01.2019 tarihinde ticari defterlerin İstanbul’da olması nedeniyle yeni bir inceleme günü belirlenmesini istemiştir. Mahkemece ticari defterlerin ibrazının emredilmesi ve süresi içerisinde ticari defterlerin ibraz edilmemesi herhangi bir mazeret sunulmaması nedeniyle davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşmuş ve davacı ticari defterlerini ibradan kaçınmıştır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ilişkisinde, bu ürünlerin sözleşme kapsamında davalıdan satın alındığı ve sözleşmenin haklı neden olmaksızın davalı tarafından feshi nedeniyle bu cihazların davacının elinde kaldığının usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekir. Somut olayda, taraflar arasında bayilik, acentelik, veya tek satıcılık gibi bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu yazılı şekilde kanıtlanmamıştır. Esasen taraflar arasında buna ilişkin bir sözleşme bulunmadığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalının, … Bankasında davacının cihaz satmasına onay vererek kurulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili de taraflar arasında acentelik veya münhasırlık yetkisi veren bir sözleşme bulunmadığını, davacının da diğer satıcılar gibi müvekkilinden satın aldığı ürünleri kendi nam ve hesabına sattığını savunmuş olup, bu savunmanın aksi kanıtlanmamıştır. HMK’nın 6 ve 190. maddesi gereğince davacı satıcının sözleşme ilişkisini ve bu sözleşme kapsamında satın aldığı ürünleri fesih nedeniyle elinde kaldığını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, dosyadaki delillerle davacının dava konusu edilen cihazlarla bir zararının olduğunun tespit edilmediği, dava konu cihazların geri alınmasına ilişkin bir sözleşme hükmü bulunduğunun kanıtlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.