Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1427 E. 2023/1022 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1427
KARAR NO: 2023/1022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2018/554 E. – 2020/221 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davalının satacağı kömür karşılığı 40.000 USD ödenmesine rağmen eksik ürün teslim ettiğini, davalının teslim ettiği ürünün 24.114.53 TL tutarında olduğunu, bakiye avansın iade edilmemesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında 40.000 USD değerinde kömür alım konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, emtianın bir kısmının davacıya teslim edildiğini, ancak kalan kısım teslim edilmeden önce davacının, bakiye kömür bedelinin, aralarında fiili ve organik bağ bulunan müflis … A.Ş’ye ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin bu şirketten kömür ticareti sebebiyle alacaklı olduğunu ve bakiye borcun bu alacağa mahsup edildiğini, bu şekilde ödenen borca ilişkin Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatılması üzerine borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğini, bunun üzerine davacının aynı alacak için tekrar İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, borcun mahsupla ödenmesi ve mükerrer takip nedeniyle borca itiraz edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasında kömür alım-satımına ilişkin sözleşme bulunduğuna, davacının davalıya 40000,00 USD avans ödemesi yaptığına, davalının eksik ifada bulunduğuna dair uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalının teslim edilmeyen kömür bedelini dava dışı … firmasına ödemesi konusunda taraflar arasında bir anlaşma bulunup bulunmadığı, anlaşma bulunması halinde davalının bu firmadan alacağının bulunup bulunmadığı, bulunması halinde mahsup koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari kayıtlarına göre, davacı, davalı şirketten 24.105.53 TL tutarlı 2 adet fatura almıştır. Buna karşılık davacı, 40.000 USD karşılığı 114.364.00 TL ödeme yapmıştır. Davacının, fazla yaptığı ödemeden dolayı davalı şirketten (114.364.00 – 24.105.53) = 90.258.47 TL bakiye alacağın bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı şirketin kayıtlarına göre, davalı şirket, davacı şirketten 40.000 USD karşılığı 114.740.00 TL ödeme almıştır. Buna karşılık davalı, davacıya 24.105.53 TL tutarlı (2) adet satış faturası kesmiştir. Davalının, davacı şirkete, (114.740.00 – 24.105.53) = 90.634.47 TL bakiye borcunun olduğu, bu tutarın 340 kodlu alınan sipariş avansları hesabına (kendi borcu olarak) virmanlandığı, 31.12.2017 tarihi itibariyle alınan avanslar hesabında bu tutarın bekletildiği, dava dışı … şirketi alacağına mahsup edilmediği tespit edilmiştir. Ayrıca davalı kayıtlarının incelenmesinde dava dışı … Tic.A.Ş şirketi ile de ticari ilişkisinin olduğu, bu şirketle 320 kodlu Satıcılar hesabı üzerinden (mal alıcısı olarak) çalıştığı, incelenen ticari defterlerinde, 2016 yılında, … şirketinden bakiye 29.734.97 USD alacağın olduğu, bu alacağın 2017 yılına devrettiği, 2017 yılı sonunda da 29.734.97 USD bakiye alacağın olduğu, bu alacağın 159 kodlu, verilen sipariş avansları hesabına devredildiği, 2016-2017 yılı hesapları içerisinde, davacı şirketin bakiye alacağının, … şirketinden olan alacağının mahsubuna ilişkin bir kaydın olmadığı, tespit edilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından davacının, ödediği 40.000 USD’ye karşılık davalıdan 8.525.08 USD mal aldığı dikkate alındığında, istirdatı gereken tutar; (40.000 – 8.525.08) = 31.474.92 USD olarak tespit edilmiştir. Davacı 31.000 USD nin istirdatını talep etmiş bulunmaktadır. Davalı vekili, davacının bakiye olan alacağının, beyanı üzerine, kendisiyle organik ve hukuki bağlı bulunan dava dışı … şirketinin borcuna mahsup edildiğini öne iddia etmekte ise de, davacı ile aralarında buna ilişkin bir sözleşme ya da talimatı bulunduğuna dair delil ibraz edilmediği, davalının bu iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının takip tarihi itibariyle davalı taraftan, 31.000 USD alacaklı olduğu, bu alacağın, 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca, kamu bankalarının, 1 yıl süre ile USD mevduatına açtığı en yüksek faizi ile birlikte tahsili gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne…” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptali takibin 31.000,00 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, 31.000,00 USD’nin takip tarihindeki karşılığı 118.190,60 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflar arasında kömür alım satımına ilişkin 40.000 USD değerinde satış sözleşmesi yapıldığını, sözleşme konusu emtianın bir kısmının davacıya teslim edildiğini, kalan kısım teslim edilmeden, davacı tarafça kalan kömürün istenmediği sözlü olarak bildirilerek, kalan bakiyenin aralarında fiili ve organik bağ bulunan ve o tarihte faal olan Müflis … Tic. AŞ’ye ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili ile … A.Ş. arasında daha önce gerçekleşen bir kömür alım satımından kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle … şirketinin müvekkiline borcu bulunduğunu, müvekkilinin de davacının talebi ile fazla ödemeyi bu şirketin borcuna mahsup ettiğini; Yargılama sırasında bu konunun araştırılması istenilmesine rağmen, mahkemece aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranılarak bu hususun araştırılmayarak müvekkilinin hak kaybına neden olunduğunu, iflas masasının kayıtları incelendiğinde, müvekkili şirketin müflis …’tan olan alacağının muaccel ve likit olduğunu, alacağın taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle verilen … Bankası AŞ’ye ait 27.04.2016 tarih ve 29.800 USD bedelli çekin karşılıksız çıkmasından kaynaklandığını; Davacı ile müflis … Tic. AŞ’nin kömür ticareti ile uğraştıklarını, iki şirketin ortaklarının aynı kişiler olduğunu, müflis … Şirketinin iflasına giden süreçte işlerini davacı şirket üzerinden yürüttüğünü, organik bağın müvekkil şirket yetkilisi ile davalı yetkilisi … arasında geçen whatsapp konuşmalarıyla sabit olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında kömür alım satımına ilişkin sözlü satım sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında davacının, davalıya 40000,00 USD avans ödemesi yaptığı, davalının bu avans karşılığı iki adet fatura düzenleyerek toplam 24.114,53 TL değerinde kömür emtiası teslim ettiği ve sakiye emitanın teslim edilmediği sabittir.Davalı taraf, sözlü satım sözleşmesi gereğince davacı tarafından yapılan ödemeden, teslim edilen ürün bedelinin mahsubu sonrası kalan miktarı davacının sözlü talimatı ile davacı şirketle organik bağı bulunduğu ileri sürülen dava dışı …Tic. A.Ş.’nin borcuna mahsup edildiğini ve borcun bu şekilde sona erdiğini savunmaktadır. Yargılama sırasında davacı şirket ile dava dışı … Tic. A.Ş arasında organik bağ bulunduğu, her iki şirketin ortaklarının aynı kişilerden oluştuğu belirtilmiştir. Şirketler arasında organik bağ bulunduğuna ilişkin davacı şirket yetkilisi, davalı tarafından teklif edilen yemini eda etmiştir. Davacı tarafından avansın iadesi amacıyla Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatılmış, davalının yetki itirazı kabul edilerek dosya İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğüne gönderilmiştir. Bu müdürlükçe … Esas sayılı dosya üzerinden gönderilen ödeme emrine itiraz edilmesi nedeniyle takip durmuştur. İlk takibe yetki yönünden itiraz edilmesi nedeniyle dosyanın gönderildiği yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi nedeniyle mükerrer takip bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, taraf defterlerinin ödeme ve teslim edilen emtia konusunda mutabık olduğu, davalının 31.000,00 USD’yi dava dışı … Tic. A.Ş.’den olan borca mahsup ettiğini savunmasına rağmen, mahsuba ilişkin bir kaydın bulunmadığı belirlenmiştir. Davacı şirket ile dava dışı … Tic. A.Ş.’nin farklı şirketler olup, her iki şirket ortaklarından bağımsız olarak hak ve fiil ehliyetine sahiptir. Şirketlerin aynı ortaklık yapısına sahip olmaları birbirinin borçlarından sorumlu olmalarını gerektirmez. Davacı tarafından ödenen avansın dava dışı şirketin borçlarından mahsup edilmesine ilişkin davacının talimatı veya kabulü olduğuna ilişkin davalı savunması usulüne uygun delillerle kanıtlanmamıştır. Mahsup savunmasının davalı tarafından TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddesi gereğince usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekir. Aksi halde davacı şirketin alacağının, benzer ortaklık yapısı bulunan bir şirketin borcuna mahsup edilmesi kabul edilemez. HMK’nın 31.maddesi gereğince uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olması halinde, maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili hususlarda hakim, taraflardan açıklama isteyebilir. Belirtilen düzenleme hakimin resen delil toplamasına ilişkin olmayıp, dosyadaki belirsiz yahut çelişkili hususların aydınlatılmasına ilişkindir. Bu maddedeki düzenleme ile taraflardan birine ait olan ispat yükü yer değiştirmez. Davalının, mahsup savunması usulüne uygun deliller ile kanıtlanmadığından, dava dışı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Zira davalı bu alacağını, dava dışı şirket iflas etse dahi iflas hükümlerine göre masaya kayıt ettirebilir. Belirtilen şekilde işlem yapılmadan doğrudan benzer ortaklık yapısına sahip şirketlerin borç ve alacakların mahsup edilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesine yönelik tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmeyerek, reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 6.060,75 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.