Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1425 E. 2023/1030 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1425
KARAR NO: 2023/1030
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2018/452 E. – 2020/84 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki organik ürün satım sözlemesi kapsamında müvekkilinin çeşitli tarihli faturalarla 28.428,92 TL bedelinde ürün satın aldığını, bunun karşılığında çeşitli tarihlerde 26.772,92 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin 29.04.2016 tarih ve … sıra nolu irsaliyeli fatura 15.304,68 TL miktarında ürünü iade ettiğini, satılan emtia bedelinden müvekkilinin yaptığı ödemeler ve iade edilen ürün bedelinin mahsubu sonrası müvekkilinin 13.648,68 TL alacağı bulunduğunu, iade faturasının alacak ve takip sebebi gösterilerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin itiraz edilen miktar üzerinden devamına ve alacağın % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; dava dilekçesinde belirtilen ilk iki faturanın kendisine ait olmadığını, ticari işletmesinin 2015 yılında faaliyete başladığını, davacı ile alım satım sözlemesi ilişkisinin bulunduğunu, ancak 29.04.2016 tarihli iade faturası ile 1.353,68 TL fark oluştuğunu ve bu tutarın icra dosyasına yatırıldığını, davacı şirket ile başkaca bir alım satım ilişkisinin bulunmadığını, davacının önce 29.04.2016 tarih ve … sıra nolu tarihleri değiştirilmiş faturayı tebliğ ettiğini, aynı zamanda 27.07.2016 tarih ve … sıra nolu başka bir fatura daha düzenlediğini, faturaların tarihlerinde oynandığını, faturaların tebliği belli olmadığından faiz talebinin yersiz olduğunu, davacıya satılan 2700 adet organik helva için 21.951,00TL fatura düzenlendiğini, ardından 2400 adet ürün için iade faturası düzenlendiğini, usulsüz düzenlenen ikinci faturanın tebliğ alınmadığını, aradaki iki fatura karşılaştırıldığında 1553 adet fazla helva faturası kesildiğini ve bu durumun davacının kötü niyetini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 13.648,68TL tutarında alacaklı olduğu, takibe konu … nolu 15.304,68 TL bedelli fatura davacının ticari defterinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurmasının, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlı olduğu, davacının, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmadığı, defterler dışında da deliller bildirdiği ve bunları mahkeme huzuruna getirdiği, davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesi (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarih, 2014/11-1159 Esas ve 2016/967 Karar sayılı ilamı) halinde davacının ticari defterlerine itibar olunarak karar verilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca alacağın dayanağı faturaya konu malın teslimine ilişkin dosyada herhangi bir belge mevcut olmaması karşısında davacının ticari defterlerinin belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması ilkesi ‘belge yoksa kayıtta yoktur’ ilkesine (TTK’nın 64/2. Maddesi ve gerekçesinden) uygun olmaması nedeni ile davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, davacı tarafın iade faturasına konu ürünleri teslim ettiğini ispata yarar dosyada başkaca delil bulunmadığı, her ne kadar iade faturasında teslim alan kısmında … ismi ve imzası bulunuyor ise de yapılan isticvap duruşmasında davalının faturadaki imzanın kendisine, çalışanlarından birine veya eşine ait olmadığını beyan ettiği, takibe konu faturadaki imzanın davalı tarafa ait olduğunu ispat yükünün davacıda bulunduğu, davacı tarafça iade faturasında adı geçen …’ın tanıklığına da dayanılmadığı, bu haliyle davacı tarafın faturada ki imzanın davalı tarafa ait olduğu hususunu ispatlayamadığı, bu nedenle takibin haksız ve yersiz olduğu…” gerekçesiyle, davanın ve kötü niyet tazminatı talibinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalının taraf borca itirazında kısmi kabulde bulunduğunu,müvekkilince açılan davada tarafların ticari defterlerine dayandığını, davalının süresinde cevap vermediğini, ancak sunduğu beyanında ticari defterlerinin incelenmesini istemesine rağmen mahkemece ibrazı istenilen davalı defterlerinin ibraz edilmediğini, müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlendiğinin ve davalının borçlu olduğunun belirlendiğini, davanın ticari defter ve belgelerle ispatlanmasına rağmen davalının isticvab edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, iade faturasının tebliğ edildiği …’ın, davacının eşi olarak bilindiğini ve bu kişinin de …–… olarak kartvizit kullandığını, her iki tarafın defterlerine dayanılmasına rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle talebin kabulü gerektiğini, davalının ticari ilişkiyi reddetmeyerek ödeme iddiasında bulunması nedeniyle kararın hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözlemesi nedeniyle yapılan fazla ödemenin istirdadı istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasındaki satım sözlemesi ilişkisinde, davalının, emtia satılarak teslim ettiği ve davacının ödemede bulunduğu; bir kısım ürünlerin iade edildiği ve bu kısma ilişkin alacak talebine davalının itirazda bulunmadığı sabittir. Uyuşmazlık, takip konusu iade faturasının geçerli olup olmadığı ve davacının iade faturası kapsamındaki ürünleri davalıdan satın alıp almadığı ile bu ürünleri usulüne uygun şekilde davalıya teslim edip etmediği noktasındadır. Davacı 18.11.2016 tarihli takip ile 29.04.2016 tarihli … nolu ve 15.304,68 TL bedelli fatura alacağı ile 889.35 TL işlemiş faizinin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Davalının itirazı üzerine dosyanın gönderildiği yetkili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünce gönderilen ödeme emrine kısmi itirazda bulunularak borcun 1.353,68 TL olduğu kabul edilerek bakiye kısma itiraz edilmiştir. Davacı itiraz edilen miktar üzerinden itirazın iptali davası açmıştır. Davacı münhasıran davalının ticari defterlerine dayanmamış olup, delil olarak her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesini istemiştir. Mahkemece tarafların ticari defterlerinin ibrazı emredilmiş, ancak davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacının ticari defterleri incelenerek rapor ibraz edilmiştir. Dava konusu edilen fatura, davacı tarafından satılan ürünlerin davalıya iadesine ilişkin olup, faturada … imzası bulunmaktadır. Davacı, talebinin dayanağını iade faturasına dayandırdığına göre, bu faturanın usulüne uygun şekilde düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini ve bu faturaya konu emtianın da davalıya iade edildiğini kanıtlanması gerekir. Somut olayda, dava konusu ürünlerin teslim edildiği kişinin davalıya ait iş yerinde çalıştığı dosyada ulunan SGK belgelerinden anlaşılmaktadır. Davalı, mahkemece imza konusunda isticvap edilmiş, ancak fatura altındaki imzanın eşine ait olmadığını belirtmiştir. Mahkemece bu beyana dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 211.maddesinde sahtecilik incelemesinin ne şekilde yapılacağı ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olup, hangi sıra ile inceleme yapılacağı belirlenmiştir. Anılan maddede, isticvap sonrası belgeyi imzalayan kişinin imzalarının araştırılarak belge altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığının belirleneceği kabul edilmiştir. Bu durumda, dava konusu fatura altındaki imzanın davalının yetkilisi olan …’a ait olup olmadığı hususunda yasada belirlenen şekilde imza incelemesi yapılarak karar verilmesi gerekirken, işin esasına ilişkin delillerin toplanmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, uyuşmazlığın esasına ilişkin delillerin toplanarak değerlendirilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı verin ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verimiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle: 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.