Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1420 E. 2020/913 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1420
KARAR NO: 2020/913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/273 D.İş – 2019/269
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
DAVA: İhtiyati Haciz
İhtiyati haciz isteyen tarafından talep edilen ve mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına, borçlu tarafından itiraz edildiği, itirazın reddine yönelik verilen karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; Bakırköy … Noterliğine ait, 27/09/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname, 26/11/2014, 17/03/2016, 27/04/2018 ve 04/11/2013 düzenleme tarihli … Bankası Genel Kredi sözleşmelerinden kaynaklı olarak asıl kredi borçlusu şirket ve kefillerinin nakit ve gayrı nakit toplamı olarak 3.718.600,98 TL alacak yönünden sorumlu olduklarını beyanla bu miktar üzerinden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 20/11/2019 tarihli karar ile 1.110.312,20 TL nakdi alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiş, gayri nakdi alacak yönünden ise talep reddedilmiştir. İtiraz eden … vekili itiraz dilekçsinde; alacağın muaccel olmadığını, ipotek bulunması dolayısıyla alacağın rehinle temin edildiğini, kullandırılan krediler kefaletten sonra verilen krediler olduğunu, bankaya dilekçe göndererek kefaletin sona erdirildiğini bildirdiğini ve söz konusu kredileri ihtarnameden sonra kullandırılmış olabileceğini, bu hususun tespitini ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 24/01/2020 tarihli kararla, “…Tarafların iddia ve savunmaları talebe dayanak belgeler ve ihtarname örneği nazara alındığında itiraz eden hususların esasa ilişkin yargılama gerektirdiği, alacaklının yaklaşık ispat şartını gösterir belgeler sunduğu, bu haliyle ihtiyati haciz şartının gerçekleştiği, borç miktarının ipotek miktarından fazla olduğu, itiraz edenin kefil olduğu bu nedenle itirazın yersiz olduğu…” gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacı alacaklı tarafça ihtiyati hacze konu edilen kredi sözleşmesinde yer alan kefalete ilişkin yazıların, rakamların, tarihlerin ve diğer beyanların müvekkili tarafından yazılmadığını ve müvekkili eli ürünü olmadığını, Taraflarınca ileri sürülen hususların, esasa ilişkin yargılamayı gerektiren hususlar olmayıp, bizzat ihtiyati haciz dayanağı sebepler olduğunu, İhtiyati haciz kararının, muaccal hale gelmemiş bir alacak için verilmiş olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, Alacağın rehinle temin edilmiş olup, rehinle teminat altına alınan alacakla ilgili ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, Müvekkilinin kefil olduğu kredi ile ilgili olarak, diğer kefiller …, …, … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından kredi borçlarına karşılık ipotekler verildiğini, diğer kefiller tarafından verilen bu ipoteklerin, asıl borçlunun, alacaklı bankadan kullandığı ve kullanacağı krediler ile doğmuş ve doğacak asalet ve kefalet borçlarının teminatı olarak verildiğini, bir başka anlatımla, kredi borçları için verilen ipoteklerin, müvekkilinin alacaklı bankaya verdiği kefalet borçlarının teminatını da teşkil ettiğini, Alacağa konu kredi sözleşmesine kefil olan …, …, … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından kredi borçlarına karşılık verilen ipotekler asıl borçlunun borcunun yanında, kendisinin de alacaklıya verdiği asalet ve kefalet borçlarının teminatı için verildiğini, bu hususun, gerek kredi sözleşmeleri gerekse de ipotek resmi senedi içeriğinden açıkça belli olduğunu, dolayısıyla da müvekkili tarafından verilen kefalet borcunun rehinle temin edilmiş olup, İİK 257/1 ile düzenlenen alacağın rehinle temin edilmemiş bulunması şartının dosyada gerçekleşmediğini, nitekim yerleşik Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, ekte Yargıtay 12 Hukuk Dairesinin 2015/28695 E. 2016/5938 K. 02.03.2016 tarihli kararı sunduklarını, Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, usul ve yasaya aykırı 22.01.2020 tarih 2019/273 D.İş 2019/269 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve itirazları doğrultusunda ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265/son maddesi uyarınca, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ek kararın istinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı). Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmeleri gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen …’ in müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeleri imzaladığı görülmüştür. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket ile kefil adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olup ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz. Bakırköy … Noterliğince tanzim edilen … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi borçlu kefile tebliğ olmuştur. Kat ihtarına itiraz edilmesi ihtiyati haciz talebine engel teşkil etmeyecektir. Bu yöndeki borçlu vekili istinafı yerinde görülmemiştir. TBK’nın 586. maddesine göre asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehni paraya çevrilmeden kefil aleyhine takip yapılması mümkün değilse de borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması halinde kefil aleyhine de takip yapılabilir. Somut olayda TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçluya alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefille müracaat koşulu da gerçekleşmiştir. İstinafa gelen müteselsil kefill borçlu …’in dava konusu kredi sözleşmeleri kapsamında kendi kefalet sorumluluğunu temin eder şekilde verilmiş herhangi bir ipoteğin bulunmadığı ve bu yönde bir kanıt sunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle borçlu vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir. İtiraz edenin kefalet sözleşmesindeki yazı, imza, rakamlar tarihler ve diğer beyanların kendisi tarafından yazılmadığı yönündeki itirazı İİK’nın 265. maddesindeki ihtiyati hacze itirazda incelenebilecek nedenlerinden olmayıp, ancak bir menfi tespit davasına konu olabileceği ve yargılamayı gerektirdiğinden bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde olmadığından, itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.09.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.