Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1419 E. 2020/1294 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1419
KARAR NO : 2020/1294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/705 Esas – 2020/151 Karar
TARİHİ: 26/02/2020
DAVA: Taşınmaz satışına izin
Taraflar arasında görülen taşınmaz satışına izin ve satış bedelinden alacağın tahsili istemli açılan davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili sunduğu dava dilekçesi ile taraflar arasında 26/04/2017 tarihli borç tasfiye ve uzlaşma protokolü imzalandığını ve tarafların avukatlarının katılımı ile yapıldığı için bu protokolün Avukatlık Kanunu 35/A maddesi uyarınca ilan hükmünde olduğunu, protokol uyarınca dava dışı üçüncü kişi … adına kayıtlı iken 1/2 hissesinin davacı şirket yetkilisi … geri kalan 1/2 hissesinin ise borçlu şirket yetkilisi … devredildiğini, protokol uyarınca borç ödenmesi karşılığında bu hisselerin teminat amaçlı verildiğini, ancak davalı borçlu tarafından borç ödenmediği için taşınmazın satışı gerektiği, davalı Eyüp adına kayıtlı 1/2 hissenin satışına davalıların yanaşmadığını belirterek, mahkemece davalı adına kayıtlı taşınmaz hissesinin satışı için izin ve yetki verilmesini istemiştir. Davacı vekili ayrıca, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı için İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Manyas Mahkemelerinin kesin yetkili olmadığını, Manyas Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 2019/53 D.İş sayılı tedbir kararının dava sonuna kadar devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Eyüp ve davalı şirket vekili ayrı ayrı cevaplarında; protokolün ilam hükmünde olmadığını, davanın açıklanması ve harcın tamamlanması gerektiğini, davacıların taraf ehliyetinin olmadığını, kesin yetki dolayısıyla Manyas Mahkemelerinin yetkili olduğunu, talebin zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 26/02/2020 tarihli, 2019/705 Esas – 2020/151 Karar sayılı kararıyla,”…Her ne kadar davacı taraf dava konusunun şahsi haktan kaynaklandığını ve taşınmaz aynına ilişkin bir dava olmadığından kesin yetki söz konusu olmayacağını ileri sürmüş ise de; davacının davalılar aleyhinde yaptığı ve kesinleşmiş bir takip olmadığı, bu durumda muvazaa dolayısıyla işlemin iptali ve satışa izin talebinde bulunulamayacağı, taraflar arasındaki protokol ilam mahiyetinde kabul edilse bile bunun geçerli bir taşınmaz satış vaadi olarak da değerlendirilemeyeceği, taşınmazların satış vaatlerinin noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması gerektiği, satış işlemlerinin ise Tapu Müdürlüğü nezdinde yapılması gerektiği, bunun dışındaki satış vaadi ve satış anlaşmalarının geçerlilik şartlarını taşımadığından yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, geçerli bir satış vaadi ve muvazaa iddiası bulunmadığından davacının şahsi haktan kaynaklı satış izin talebinin yersiz olduğu, davacının tacir olduğu, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğu, davacının taşınmaz üzerine ipotek koydurup borcun ödenmemesi halinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurabilecekken bunu da yapmadığı, bu durumda istenen satış yetkisinin taşınmazın aynına yönelik ve mülkiyet naklisinin sağlayacak nitelikte olduğu, oysa HMK’nın 12. Maddesinin 1. Fıkrasının 2. Tümcesinde belirtildiği üzere, “ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar”‘ın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiğine dair kesin yetki kuralı bulunduğu, bu nedenle kesin yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer olan Manyas Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, tarafların, Protokol’ün 8. Maddesinde İstanbul Mahkemelerini kesin yetkili göstermesinin, kanunun bu emredici hükmünü ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle mahkememiz yetkisiz olup dosyanın yetkisizlik ile Manyas Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiği…” gerekçesiyle, yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davaya konu taşınmazın aynının çekişmeli olmadığını, müvekkili firmaların şahsi (alacak) haklarını temin amacıyla satışa izin kararı verilmesinin talep edildiğini, Nasıl ki tasarrufun iptali davalarında davacı-alacaklıya taşınmazı satma yetkisi verilerek icra dosyası alacağını elde etme imkanı tanınmakta ve bu davalar bakımından taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğuna dair bir kabul bulunmadığını, buna göre açılan davada da taleplerinin satış yetkisi elde ederek alacağı elde etmeye matuf olduğunu, kişisel hak konu edildiğini, taşınmazın aynı çekişmeli olmadığını, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesince değerlendirilmesi gereken hususun, ilam mahiyetini haiz akdedilen sözleşmeye dayalı olarak taraflarına satış yetkisi verilmesi talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında imzalanan borç tasfiye ve uzlaşma protokolü hükümleri uyarınca, alacağın satış bedelinden tahsili amacıyla, davalıya ait taşınmaz hissesinin satışına izin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı yanca davalılar aleyhine açılan eldeki davada istenen satış yetkisinin taşınmazın aynına yönelik ve mülkiyet naklini sağlayacak niteliği bulunmaktadır. HMK’nın 12. maddesinde “Taşınmaz üzerindeki aynı hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek ….davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu yasal düzenlemeyle getirilen “ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar”ın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiğine dair kesin yetki kuralı gereğince, mahkemece verilen yetkisizlik kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26/11/2020