Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1398 E. 2020/1258 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1398
KARAR NO : 2020/1258
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/268 Esas – 2020/154 Karar
TARİHİ: 16/03/2020
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Davacı tarafından hasımsız olarak açılan zayi belgesi verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket merkezinin bulunduğu taşınmazın satılması üzerine müvekkil firmanın mevcut adresinden taşınmak için “…” firması ile anlaştığını ve üç kamyon eşya taşındığını, taşınma işlemi gerçekleştikten sonra 2015-2019 yılını kapsayan e-ticari defterlerlerin kayıtlı olduğu server, berat belgeleri ve bazı faturaların olmadığının fark edildiğini, detaylı arama yapılmasına rağmen 2015-2019 yılını kapsayan e-ticari defterlerlerin kayıtlı olduğu server, berat belgeleri ve bazı faturalar bulunamadığını, buna ilişkin tutanak tutulduğunu, kaybolmanın tespiti akabinde zayi ilanı verildiğini, 2015-2019 yılını kapsayan yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerlerin kayıtlı olduğu server, berat belgeleri ve … seri numaralı faturalara ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 16/03/2020 tarihli, 2020/268 Esas – 2020/154 Karar sayılı kararıyla,”…Eldeki dosyada davacı şirket vekili; taşınma sırasında kaybolduğunu belirttiği 2015-2019 yıllarını kapsayan yevmiye defterinin, defter-i kebirin ve envanter defterlerinin birer e- ticari defter olduğunu beyan etmektedir. Kaybolduğu iddiasıyla zayi belgesi verilmesi talep edilen defterler birer e-ticari defterdir. Talepte bulunan şirket; Gelir İdaresi Başkanlığına, varolan beratların silinip defterlerin yeniden oluşturulup beratların e-defter uygulamasına gönderilebilmesi için gerekli idari başvuruyu yapmamıştır. Dosya içeriğine göre davacı, idari başvuru yapmadan eldeki davayı açmışır Dava açmadan idari yoldan talep sonucuna ulaşma imkanı eldeki davada sözkonusudur. Buradan hareketle; idari başvuru yapmadan doğrudan dava açılması suretiyle e-defterler için zayi belgesi verilmesini talep etmekte hukuki yarar yoktur. Öte yandan, yapılacak idari başvuru sonucuna göre; dava dilekçesinde seri numaraları belirtilen ve zayi belgesi talep edilen faturaların ise birer e-fatura mı yoksa fiziki fatura mı olduğu belirlendikten sonra gerektiğinde zayi belgesi verilmesine ilişkin dava açılması ihtimal dahilindedir.Davacının, dava açmakta hukukî yararının bulunması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-h uyarınca bir dava şartıdır. Dava şartlarının mevcut olup olmadığını Mahkeme her aşamada re’sen araştırır. Dava şartları tamam değilse HMK madde 115/2 gereğince davanın usûlden reddi gerekir. İdari başvuru yapılmadan ve sonucu beklenmeden dava açılması nedeniyle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Türk Ticaret Kanununda kağıt ve belgelerin tarihlerinden itibaren 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüşken iken vergi mevzuatında ise ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılından başlayarak beş yıl olduğunu, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini (TTK Md.20/2), dolayısı ile basiretli tacirin, tüm ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek, sağduyu sahibi ve ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek yanında olumsuzlukları önceden öngörerek tedbir almak zorunda olduğunu, ancak, beşeri akıl ile kontrol edilemeyen olağanüstü doğa afetleri karşısında basiretli iş adamının çaresiz kalmamasının olanaksız olduğunu, mükelleflerin muhafaza ve ibraz zorunda oldukları defter ve belgeleri, yangın, sel felaketi, yer sarsıntısı, su basması ve deprem, kaybolma gibi afetler nedeni ile elden çıkmış olabileceğini, dolayısıyla alınan tüm tedbirlere rağmen muhafaza etmek zorunda olunan defter ve belgelerin zayi olabileceğini, Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini kaybeden mükelleflerin yetkili mahkemeden kendilerine bu durumu tespit eden bir belge verilmesini isteyebileceklerini, Bunun yanı sıra tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükelleflerin, defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin belgeyi dilerlerse il veya ilçe idare kurullarından da alabileceklerini, bu şekilde alınan belgelerin de yetkili mahkemeden alınmış belge sayılacağını, Zayi belgesi için idari başvuru hakkının sadece afet durumunda öngörüldüğünü, ayrıca zayi durumunda gerek ticaret kanununda gerek vergi usul kanununda dava yoluna gidebilmek için idari başvuru zorunluluğu bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin idari başvuru yoluna gidilmeden doğrudan dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı görüşünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesin istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 82/7. maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”TTK’nın 82/3. maddesinde ise” Bilanço ve finansal tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir”denilmektedir. Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). Somut olayda taşıma sırasında kaza ve benzeri bir olay yaşandığı iddia ve ispat edilmediğinden delillerin toplanmasından bahsedilmeyecektir.Dosya kapsamı ile davacı tarafça zayi olduğu iddia edilen 2015-2019 yılını kapsayan e ticari defterlerin kayıtlı olduğu server, berat belgeleri ve seri noları dava dilekçesinde belirtilen faturaların taşıma sırasında kaybolduğu dava dilekçesinde beyan edilmiş ise de kaza ve benzeri bir olay yaşandığı iddia ve ispat edilmediği gibi ayrıca davacı ticari defter ve belgelerini koruyup gözetme yükümlülüğüne de aykırı hareket etmiş, kısacası basiretli bir tacir gibi davrandığını kanıtlayacak delil göstermemiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin zayi belgesi istemine ilişkin içtihadı da bu yöndedir (E:2015/13372, K: 2017/1346, T:07.03.2017) Mahkeme red gerekçesi dışında bu hususta gözetildiğinde, verilen karar sonucu itibariyle isabetli olmakla, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 19/11/2020