Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1393 E. 2023/1004 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1393
KARAR NO: 2023/1004
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17.02.2020
NUMARASI: 2018/730 E. – 2020/149 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete kesilen faturadan doğan 109.215,20 TL’lik alacağının tahsili için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas numarası ile takibe girişildiğini, ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edilmekle davalı şirket vekilince borcun tamamına, faiz oranlarına ve işlemiş faize itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticaretin 08/12/2015 tarihinde imzalanan Film Yayınlama Hakkının Devri sözleşmesinden kaynaklandığını, davacı şirketin davalı şirketin mali haklarına sahip olduğu sinema filmlerini istediği mecralarda lisanslayarak film yayınlama hakkını sözleşme çerçevesi içerisinde ifa ettiğini, … A.Ş.nin sözleşme ekinde yer alan … filminin mali hak sahibi olduğunu, davalı şirket ile … arasında belli süreyle lisans sözleşmesi yapıldığını ve davalı şirketin … filmini mali hak sahibi olan …’den belli bir süreyle devraldığını, daha sonra davalı şirketin bu filmi sözleşme ekinde sunmuş oldukları diğer filmlerle beraber yayınlama hakkını davacı şirkete devrettiğini, davacı şirketin davalı şirketin kendisine devredilen bu film ve diğer 32 adet filmi sözleşme ile yayıncı kuruluşun kanalı olan … Televizyonunda lisansladığını,davacı şirketin yayıncı firma olan … şirketine lisanslama yaptığı … filminin Moviemax ekranlarında çeşitli defalar yayınlandığını, … şirketinin … filminin gösteriminin yapıldığı sırada, davalı şirkete belli süre ile devrettiği bu hakkın artık sona erdiğini, sözleşme süresi dışında izinsiz gösterim yapıldığını beyan ederek Beyoğlu …Noterliğinin 31/01/2017 tarih … yevmiye sayısı ile … A.Ş.’ye filmin … ekranlarında izinsiz gösterim yapıldığından dolayı ihtarname keşide ettiğini ve 200.000 TL+ KDV izinsiz gösterim hakkı bedeli talep ettiğini, tamamen lisans veren davalı şirketin kusuru sonucunda … Şirketi’nin … ile 100.000 TL+KDV izinsiz gösterim bedeli üzerinden anlaşmaya vardığını, işbu bedelin yayıncı kurum … tarafından … şirketine defaten ödendiğini ve … şirketinin de ilgili ihtarnamedeki taleplerinden feragat ettiğini, bunun neticesinde … tarafından davacı şirkete 100.00 TL+KDV bedelli iade faturası düzenlendiğini ve bu bedelin davacı şirketin … şirketinden olan alacağına mahsup edildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4.maddesi lisans verenin sorumlulukları q maddesi hükmü gereği davalı şirkete aynı bedeli rücu ederek iade faturası düzenlendiğini, davalı şirketin faturaya itiraz etmediğini ve bunu ticari defterlerine işlediğini, davalı şirketin davacı şirkete 21/09/2017 tarihinde taahhütname vererek iade faturasını kabul edeceğini, bu bedeli ödeyeceğini beyan ve taahhüt ettiğini, icra takibine girişilmeden önce davalıya durumu bildiren ihtarname gönderilmesine karşın hiçbir cevap verilmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiler doğrultusunda tarafların bir takım sözleşmeler ile işbu sözleşmelere ek olarak bir takım protokoller akdettiklerini, ancak davalının davacı ile yazılı ve sözlü olarak akdetmiş olduğu sözleşme ile işbu sözleşmelere ek olan protokollere riayet etmediğini, davacı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlattığı haksız ve mesnetsiz takibinde de birtakım cezai şart bedellerini talep ettiğini ve işbu takibe süresi içinde yapılan itirazı ile bu takibinde durduğunu, akdedilen sözleşmeler ve işbu sözleşmelere ek olan protokollerde yer alan koşulların gerçekleşmemiş olması nedeniyle davacı yanın iddia ettiği borcun doğmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bilirkişi tarafından yapılan mali inceleme sonucunda davacı tarafından davalıya kesilen iade faturasının davalı defterlerine işlendiği, davalının davacıya 109.215,20 TL borçlu olduğu, davacının ise davalıdan olan 109.215,20 TL alacağını şirket ortağına devrettiğinden davalıdan alacağının olmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça mahkememize verilen 21/01/2020 tarihli dilekçe ile alacağın şirket ortağına devredilmesi gibi durumun söz konusu olmadığı, ortada muhasebesel bir hata bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile fark edilen bu hatanın vergi dairesine bildirilmek ve ticari defterlerde gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle giderildiği hususu beyan edimiş, buna ilişkin düzeltilmiş noter onaylı defter kayıtları dosyaya ibraz edilmiştir. Davalı tarafça her ne kadar borcun doğumunun geciktirici şarta bağlandığı iddia olunmuş ise de davalı şirket faturayı ticari defterlerine işlemiş, faturaya ve davacı tarafından gönderilen faturadan kaynaklanan borcun ödenmesine ilişkin Üsküdar …Noterliğinin 09/07/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmamıştır. Bu minvalde dava konusu cari hesap alacağına ilişkin talep değerinin davacı ve davalı defterlerinde yer alan kayıtla birbirini doğruladığı, cari hesap ilişkisi doğrultusunda takibe konu edilen miktar üzerinden davalının davacıya borçlu olduğu kanaatine erişilmiştir. Fatura (cari hesap) alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) ayrıca takip konusu bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazının 109.215,20 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip talebindeki şartlar ile devamına, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 21.843,04 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik ve hatalı incelemeler neticesinde tesis edildiğini, davacının dava tarihinden önce dava konusu olduğunu iddia ettiği alacağını devrettiğini ve müvekkilinden alacaklı olmadığı hususunun ortaya çıkmasına rağmen mahkemenin salt davacının muhasebesel hata beyanına dayanarak karar tesis etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerine göre müvekkilinden olan 109.215,20 TL alacağını 05.01.2018 tarihinde şirket ortağı …’na devrettiği, davacının takip tarihi ve dava tarihi itibariyle müvekkilinden alacağının olmadığını, iş bu hususun dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan davanın reddedilmesine karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin tarafların bir ek sözleşmeye bağladıkları iradelerini dikkate almadığını, müvekkili ile davacının akdettiği 08.12.2015 tarihli sözleşmeye ek olarak akdedilen 21.09.2017 tarihli ek sözleşmeye riayet etmediğini gösteren delillerin bilirkişi raporuyla ortaya çıkarılmasına ve bu husustaki beyanlarına rağmen bu hususun mahkeme tarafından nazara alınmaması ve müvekkilinin faturayı defterine işlediği bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ek sözleşmedeki koşulun gerçekleşmediğini bu sebeple borcun doğmadığını, davacının alacak talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin … filimi için davacı yana dava dışı …’ya yapılacak ilk satıştan olmak üzere 100.000,00 TL +KDV ödeneceği karşılığında davacı yan tarafından düzenlenen iade faturasının kabul edileceği, ödeme ile düzenlenen faturanın kabul edilmesini dava dışı şirkete sözleşmede belirlenen çerçevede satış yapılması koşuluna bağlandığını, borcun doğumunun geciktirici şarta bağlandığını, TBK 190.maddesinde geciktirici koşulun düzenlendiğini, taraflar arasındaki 21.09.2017 tarihli ek protokolde yer alan satış şartını yani geciktirici koşulun bilirkişi raporunda yer aldığını, faturanın kabul edilmesinin sözleşmede anlaşılan şekilde satış yapılması koşuluna bağlanmış olduğunun sabit olduğunu, davanın kötüniyetli olduğunu, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, film yayınlama hakkının devri sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, film yayınlama hakkının devri sözleşmesinin varlığı, beyan ve taahhütnamenin düzenlenmiş olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen 19.09.2017-21.09.2019 tarihli taahhütnamelerin mevcut olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davacının sözleşme kapsamında alacağını üçüncü kişiye temlik edip etmediği, alacak hakkının olup olmadığı, takip konusu alacağa hak kazanıp kazanmadığı, talebin şarta bağlı olup olmadığı ile davalı aleyhine verilen icra inkar tazminatının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 08.12.2015 tarihinde Film Yayınlama Hakkının Devri Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davacı şirketin lisans alan, davalı şirketin lisans veren şirket olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun 3.maddede, lisans verenin mali haklarına sahip olduğu sözleşmenin ek-1 de belirtilen toplam 33 adet sinema filminin bölge içerisinde kanallarda ve/veya mecrada vb. diğer tüm teknolojik yöntemler ile dağıtım ve yayma lisans haklarının kullanımına ilişkin hususların belirlenmesi ile sözleşmenin tasdik ve tefsirinden doğan uyuşmazlıkların çözüm yollarının gösterilmesinden ibaret olduğunun belirtildiği, tarafların hak ve sorumluluklarının 2.bölümde 4.maddeden itibaren düzenlendiği, 4.maddenin “o” bendinde flimlerden herhangi birinin bu maddede öngörülen süre içerisinde lisans alanana teslim edilmemesi halinde lisans verenin lisans alanın bu sebeple uğrayacağı her türlü zarar ve kar payına ilişkin tazminat hakları saklı kalmak üzere ilgili teslim tarihini takip eden her gün için 100 ABD dolarını lisans verenin cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği, lisans alanın sorumluluklarının 5.maddede düzenlendiği, lisans ücretinin 6.maddede toplam fatura karşılığında 1.155.000,00+ KDV ödemeyi taahhüt ve beyan ettiği hususuna yer verildiği, lisan ücretinin ödeme şeklinin 8.maddede gösterildiği, 9.maddede cezai şart başlığı altında lisans verenin bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği takdirde veya iş bu sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırı davrandığı takdirde lisans alana maddi ve manevi zarar yanından her bir ihlal için 4-i maddesinde düzenlenen cezai şart koşulları hariç tutulmak ve saklı kalmak kaydıyla 12.500,00 ABD doları cezai şartı lisans alanın ilk ihtarı ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği lisans verenin maddede düzenlenen cezai şartı fahiş olmadığını ve tenkis talebinde bulunmayacağının belirtildiği, taraflar arasında 15.02.2017 tarihinde beyan ve taahhütname düzenlendiği, söz konusu beyan ve taahhütnamenin 1.maddesinde dava dışı … AŞ unvanı şirket tarafından dava dışı … AŞ’ye hitaben tanzim ve tebliğ edilmiş olan ihtarnamenin iletildiği, ihtarname içeriği itibariyle 29.01.2017 tarihinde … Kanalda tüm hakları …e ait olan … isimli filmin izinsiz olarak gösterildiği, filmin yasal tüm haklarının …e ait olduğu, hiçbir aracı ve kurum ve kişiye satış yetkisi verilmediği, bu bağlamda izinsiz kullanım bedeli olarak 200.000,00 TL talep edildiği hususunun ihtar edildiğinin belirtildiği, 3.maddede taahhütnamenin 2.maddesinde üstlenilen sorumluluğun lisans sözleşmesi kapsamında … AŞ’ye lisanslanmış olan diğer 33 sinema eseri için de kayıtsız şartsız olarak geçerli olduğunun kabul ve taahhüt edildiğinin belirtildiği, davalı şirket tarafından ayrıca 19.09.2017 tarihinde taahhütname başlıklı adi yazılı belgenin düzenlendiği, taahhütname uyarınca … ile 01.12.2015 tarihinde akdedilmiş olan lisans sözleşmesinde yer alan … filmi için …e 100.000,00+KDV ödeneceği karşılığında … tarafından düzenlenen iade faturasının kabul edileceği …’dan olan alacaktan mahsup edileceğinin kabul ve beyan edildiği, 21.09.2017 tarihli yine davalı şirket tarafından tek taraflı olarak düzenlenen taahhütname başlıklı yazılı belgede taraflar arasında akdedilen 08.12.2015 tarihli lisans sözleşmesinde yer alan … filmi için … tarafından …’ya …’ya yapılacak ilk satıştan olmak üzere 100.00,00+KDV’nin ödeneceği karşılığında iade faturasının kabul edileceğinin ifade edildiği, davacı şirket tarafından davalı şirkete Üsküdar … Noterliğinden düzenlenen 09.07.2018 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği, ihtarnamede cari hesaba istinaden faturaya konu 119.000,00 TL bedelli faturadan ödenmeyen 109.215,20 TL alacağın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, davacı şirket tarafından davalı hakkında dava konusu olan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında faturadan kaynaklanan 109.215,20 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı , davalının takibe karşı itiraz ettiği, itiraz sonucunda davacının İİK 67.maddesi gereğince itirazın iptaline dair iş bu davayı açmış olduğu, ayrıca davacı tarafça 16.08.2018 tarihinde davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.500,00 USD sözleşme cezai şart bedeli alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış olduğu anlaşılmıştır. 03.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın ticari defterlerinin HMK 222.madde gereğince davacı lehine delil teşkil edeceği, davacı tarafın davalı taraftan olan 109.215,20 TL alacağının 31.12.2017 tarihinde 159 verilen sipariş avanslarına virmanladığı alacağını bu hesapta izlediği, davacı tarafın yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda 18.07.2018 takip tarihi itibariyle davalı taraftan borç-alacak bakiyesinin olmadığının görüldüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin HMK 222.maddesi gereğince davalı lehine delil teşkil edeceği, davalı tarafın yevmiye defterlerinin incelenmesi sonucunda takip tarihi itibariyle 109.215,20 TL borç kaydettiğinin görüldüğü, davacı tarafından keşide edilen 09.07.2018 tarihli ihtarname ile cari hesaba istinaden faturaya konu 118.000,00 TL bedelli faturadan ödenmeyen 109.215,20 TL ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin 11.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın ticari defterlerine göre, davacının davalıdan olan 109.215,20 TL. alacağını 05.01.2018 tarihinde şirket ortağı …’na devrettiği, davacının 18.07.2018 takip tarihi ve 10.08.2018 dava tarihi itibari ile davalıdan alacağının olmadığı, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre, dava dışı … A.Ş.’nden 2017 yılından devreden dava dışı firmadan 132.000,44 TL. alacaklı olduğu, 2018 yılı içerisinde 3 adet toplamı 321.432,00 TL. bedelli fatura kestiği ve dava dışı firmadan tahsilat yaptığı, 18.07.2018 takip tarihi ve 10.08.2018 dava tarihi itibari ile dava dışı … A.Ş.’den alacağının olmadığı, davalı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davalı tarafın 18.07.2018 takip tarihi ve 10.08.2018 dava tarihi itibari ile davacı tarafa 109.2015,20 TL. borçlu olduğu, davalı tarafın, dava dışı … A.Ş.’nden 18.07.2018 takip tarihi ve 10.08.2018 dava tarihi itibari alacağının olmadığı, 31.12.2018 tarihinde 2.124.000,00 TL. alacaklı hale geldiği, lisans veren sıfatıyla, kendisinde olan yayın hakkını devrettiği filmlerle ilgili yaşanan hukuki sorunların nihai muhatabının davalı olduğu, dava konusu filmin mali hak sahibi olan dava dışı …’den belli bir süre ile devraldığı, ancak lisans veren olarak devretmiş olduğu bu hakkın sona ermesinin sorumluluğunun davalı yana ait olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin görüşlere herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, ancak müvekkilinin davalıdan olan alacağının temlik edilmesi, devredilmesi nedeniyle alacaklı olmadığına ilişkin tespit ve değerlendirmeye itiraz ettiklerini, her ne kadar davalıdan olan alacağın şirket ortağı …’na devir ve temlik edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmaktaysa da bu kaydın tamamen muhasebesel bir hatadan ileri geldiğini, gerçekte böyle bir devir ve temlikin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin dahi bu hatadan rapor ile haberdar olduğunu, hatanın düzeltilmesi için vergi dairesine gerekli beyannamelerin verildiğini, ticari defterlere gerekli düzeltmelerin yapıldığını belirterek sehven ortağa devredilen alacağın düzeltilmesine dair defter kaydının noter onaylı örneğini dosyaya ibraz ettiklerini ,TBK 184.maddesi gereğince temlik sözleşmesinin yazılı şekil şartına bağlı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sözleşme vb işlemde bulunmadığını, muhasebesel hata olduğunu belirterek ve …’nun müvekkili şirkete göndermiş olduğu 20.01.2020 tarihli ihtarname ile şirketten herhangi bir alacağının olmadığını beyan ettiğini ifade ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, davacının alacağını devrettiğinin raporda belirtildiğini, ek protokolde belirtilen satış şartının gerçekleşmediğini iddia ederek, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Bilirkişi heyet raporu dosya kapsamında uygun ,yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, bilirkişi raporu ile dosya kapsamı gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir. Her iki taraf şirket olup, özgür iradeleri ile imzalanan sözleşme hükümlerine uymakla mükellef oldukları şüphesizdir. Taraflardan birinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi sonucu oluşan zarara karşı tarafın katlanması beklenemez.Bilirkişig raporunda da belirtildiği üzere ,lisans veren olarak kendisinde olan yayın hakkını devrettiği filmlerle ilgili hukuki sorunların nihai muhatabı davalıdır. Davalı şirket ,dava konusu filmi mali hak sahibi olan dava dışı …den belli bir süre devraldığı ve ancak lisans veren olarak devretmiş olduğundan bu hakkın sona ermesinin sorumlulusudur. Davalı şirket bu sorumluluğu yani dava dışı hak sahibi olan … tarafından talep edilen izinsiz kullanım bedeli talebini de davacı şirketle gerçekleştirmiş olduğu taahhütle kabul etmiştir.Bu nedenle davacının düzenlemiş olduğu faturadan dolayı aksine iddiaları yerinde görülmemiştir. Davalı tarafça her ne kadar davacının ticari defter ve kayıtlarına göre müvekkili şirketten alacağını dava dışı şirket ortağına devretmiş olduğunu ve alacak hakkının bulunmadığını iddia edilmiş ise de TBK 184.maddesi gereğince, davacı şirket ve dava dışı şirket ortağı arasında yasanın belirlediği şekilde alacağın devrinin geçerliliği için yazılı şekilde yapılmış devir sözleşmesi mevcut değildir. Davacı tarafça bilirkişi tarafından tespit edilen bu konudan haberdar olunması ile birlikte düzeltildiği belirtilerek noter onaylı ticari defter örneği dosya ibraz edilmiştir. Ayrıca alacağın devredildiği belirtilen dava dışı … tarafından davacı şirkete hitaben keşide edilen Üsküdar … Noterliğine ait ihtarname ile sehven yapılan iç muhasebe hatasından kaynaklı oluşan alacağın olmadığı beyan edilmiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin buna dair iddialarının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan ,davalı tarafça davacı takip konusu alacağın oluşmadığı, ek protokol gereğince gerçekleşmesi için gerekli olan koşulun meydana gelmediği iddia edilmiş ise de davalının kendisine ait ticari defter ve kayıtlarının HMK’nın 222. maddesi gereğince usul ve yasaya uygun olduğu, ticari defter ve kayıtlarında takibe konu edilen faturanın işlendiği, kısmen ödemede bulunulmuş olduğu dikkate alındığında aleyhine delil teşkil eden ticari defter ve kayıtları kapsamında aksine iddiaları yerinde görülmemiştir. Davalının bir diğer istinaf nedeni ise icra inkar tazminatına ilişkindir. İİK’nın 67. maddesinde, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi halinde borçlunun alacaklının talebi üzerine %20’den aşağı olmamak üzere uygun bir tazminat mahkum edileceği düzenlenmiştir. Somut olayda açıklanan nedenlerle davalı borçlunun itirazının haksız olduğu kendi ticari defter ve kayıtları başta olmak üzere tüm delillerle sübuta ermiştir. Takibe konu alacak ise faturadan kaynaklandığı likit ve bilinebilir olması nedeniyle itiraz eden davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 5.595,38 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.