Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1387 E. 2023/1002 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1387
KARAR NO: 2023/1002
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.03.2020
NUMARASI: 2019/134 E. – 2020/181 K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nin 29.05.2019 tarihli 2018 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 1, 5 ve 6 numaralı kararlar ile T.T.K. 420/1 maddesi uyarınca görüşülmesi bir ay sonraya bırakılan Finansal Tabloların müzakeresi ve buna bağlı olarak Yönetim Kurulu Üyelerinin ayrı ayrı ibrası maddelerine yönelik olarak 01.07.2019 tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında alınan 2 numaralı kararın ve 3 numaralı kararın Yönetim Kurulu Üyeleri …, …, …, …’nun oy çokluğu ile ibrasına ilişkin bölümlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacıların huzurdaki 29/05/2019 tarihli Genel Kurul Kararının iptali davasını karar tarihinden itibaren üç aylık süre içesinden açmadığını, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğunu, davacıların 29/05/2019 ve erteleme maddelerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı 01/07/2019 tarihli genel kurulda da iptal davasına konu “muhalefet şerhini” toplantı tutanağına geçirmediğini, iptali talep edilen Genel Kurul Kararlarının kanun ve esas sözleşme hükümleri ile dürüstlük kuralına aykırı olmadığını, davanın pay sahiplerinin haklarının kötüye kullanılması niteliğinde açılmış olduğunu, hukuki yarar dava şartından yoksun olan iş bu davanının usule ve esasa aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafça dava konusu 29/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1,5 ve 6 numaralı kararlarına iptaline yönelik dava açılmış ise de; dava açma süresinin son gününün 29/08/2019 olduğu, dava açılış tarihinin 09/09/2019 tarihi olması sebebiyle TTK 445. maddesinde belirtilen karar tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı, davacı tarafın dava açma süresinin adli tatil içerisine denk gelmesine yönelik itirazının adli tatilin dava açma süresine etki etmemesi nedeniyle itibar edilmeyereke davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle, diğer dava konusu olan 01/07/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 numaralı kararların iptali yönünden ise; dava konusu 01/07/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde davacı tarafın TTK 446 maddesinde belirtildiği üzere söz konusu iptali istenen kararlara karşı olumsuz oy kullanmamış ve bunu muhalefet şerhi olarak tutanağa geçirtmemiş olması nedeniyle hak düşürücü süre ve muhalefet şerhine ilişkin dava şartlarının eksik olduğu sabit olduğundan davacı tarafça davalı şirketin 29/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1,5,6 numaralı kararlar ile 01/07/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 ve 3 numaralı kararların iptaline yönelik davasının HMK’nın 114/2 maddesi atfıyla TTK’nın 445, 446 ve HMK 115/2 maddeleri gereğince…” gerekçesiyle, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin %39 pay ile ortak oldukları davalı şirketin 29.05.2019 tarihli genel kurul toplantısında gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce müvekkilleri tarafından gönderilmiş olan ihtarname ile talep edilen hususların gündeme eklenmesi talebinin oy çokluğuyla reddedildiğini, 2018 yılı finansal tablolarının okunmuş sayılmasına karar verildikten sonra finansal raporların müzakaresi sırasında müvekkilleri adına sunulan ve genel kurul toplantı tutanağına eklenmesi talep edilen 9 sayfalık bir dilekçe ile TTK’nın 437/2. maddesi çerçevesinde hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun bilgi verilmesi vurgulanarak genel kurulun bilgilendirilmesi gereken hususlarda sorular sorulmuş ise de müvekkilleri dışındaki %61 payı temsil eden diğer ortakların bu dilekçede açıklanan tüm konular hakkında açıklama yapılmasına izin vermediklerini, yüzeysel konularda bağımsız denetim firması tarafından açıklamalar yapılmasına müsaade edildiğini, özel denetçi atanması talebi üzerine İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/136 Esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda 25.12.2019 tarihli kararla özel denetçi atandığını, özel denetimin halen devam ettiğini, toplantının 3.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin ibrasına geçildiğini, müvekkillerinin ret oyuna karşılık ibra kararı alındığını, yönetim kurulu başkanının sorumluluğu ile ilgili idari ve hukuki cezai yollara başvurulduğunu, ibrayla ilgili bölümün iptaline ilişkin davanın açıldığını, verilen cevaplarda davanın süresi içinde açılmadığı ve davacıların genel kurul tutanağına muhalefet şerhlerine geçirtmedikleri yönünde itirazda bulunulduğunu, mahkeme tarafından ön inceleme duruşmasında dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş ise de bu karardan dönülerek duruşma gününden önce yeni bir duruşma açılarak yargılamanın sonlandırıldığını, davanın usulden reddedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iptal davası için 3 aylık hak düşürücü sürenin 01.10.2019 tarihinde dolduğunu, davanın ise 09.09.2019 tarihinde açılmış olmakla süresinde olduğunu, öte yandan 29.05.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan hak düşürücü sürenin 29.05.2019 tarihinde başlayacağı varsayılsa dahi hak düşürücü sürenin 29.08.2019 tarihinde biteceğini ve HMK 104/1.maddesi uyarınca dava açma süresinin son gününün adli tatil zamanına rastladığından adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağını, 2019 yılında adli tatilin bittiği günün 31.08.2019 Cumartesi gününe rastladığından bir haftalık uzama süresi olan 07.09.2019 Cumartesi gününe uzadığını, HMK 93/1 maddesi uyarınca uzayan sürenin son gününün tatile denk gelmesi nedeniyle ilk iş günü 09.09.2019 Pazartesi günü davanın süresinde açıldığını, davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada hem 29.05.2019 tarihli toplantıda alınan kararların hem de görüşülmesi TTK 420/1. maddesi uyarınca 01.07.2019 tarihine bırakılan gündemin 4. ve 5. maddelerinin görüşüldüğü 01.07.2019 tarihli toplantıda alınan kararların iptalinin talep edildiğini, TTK 446/1/a maddesindeki aranan muhalefet şerhinin mecburiyetinin ancak kalabalık ve pay sayısı itibariyle kimin karara karşı olumsuz oy kullandığının belirlenmesinin mümkün olmayacağı genel kurul toplantılarında anlamlı olabileceğini, olumsuz oy kullanan paydaşların kim oldukları konusunda kuşku olmayan genel kurullarda dahi muhalefet şerhini tutanağa geçirtme zorunluluğu vardır şeklinde bir anlam çıkarmanın yargıya gidişin önüne tıkayan bir engel olarak yasa koyucunun amacının olamayacağını, mahkeme tarafından bu konu araştırılmaksızın davacıların olumsuz oy kullanmadıkları şeklinde gerekçe yazıldığını, gündem maddelerinin görüşülmesi sırasında muhalefetlerini tutanağa geçirttiklerini, 446/1a maddesinin bu haliyle Anayasanın hak arama hürriyeti başlıklı maddesinE, adil yargılanma hakkı başlıklı maddesine ,etkili başvurma hakkına dair maddesine aykırı olduğunu, TTK ve SPK mevzuatına aykırı işlemler yapan finansal tablolarda kasıtlı muhasebe oyunları ile kişisel yararına ve davalı şirket zararına tasarrufta bulunan, hesap vermeyen yönetimin iyi niyetinden söz etmenin mümkün olmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 445 vd maddeleri gereğince anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, davacıların davalı şirketin hissedarı oldukları, 2018 yılına ait genel kurul toplantısının gerçekleştirilmiş olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, genel kurul kararlarının iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, davacıların muhalefetlerini tutanağa geçirip geçirmedikleri ile kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, davacıların 04.04.2019 tarihinde davalı ve davalı şirketin yönetim kurulu üyelerine, Kadıköy … Noterliğinde düzenlenen ihtarnameyi keşide ettikleri, ihtarnamede, TTK’nın 437. maddesi kapsamında bilgi talebi ve yasal usullere uyulması taleplerinde bulunulduğu, davalı şirket ve dava dışı gerçek kişiler vekilleri tarafından 15.04.2019 tarihli Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen ihtarname ile davacıların ihtarnamesine karşı cevap verildiği ve karşı ihtarda bulunulduğu, cevaba ihtarnamede, … tarafından açılan …’ın müdürlük azli ve şirket zararının tazmini davasında …’ın müdürlük yetkisinin tedbiren kaldırıldığı, yerine yönetici kayyumunun atandığı vb hususlara yer verildiği, davalı şirketin dava konusu 29.05.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısı olduğu, gündemin 3.maddesinde 2018 yılına ait bağımsız denetim şirketinin bağımsız denetçi raporunun okunduğu, 4. Gündem maddesinde 2018 yılına ait finansal tabloların görüşülmesine geçildiğinde söz alan %39 pay sahibi vekillerinin azınlık haklarını kullanarak TTK 420.maddesi gereğince finansal tabloların tasdiki hakkında kararın finansal tabloların yeterince incelenmediği gerekçesiyle bir ay süre ile ertelenmesi talebi üzerine 4 ve buna bağlı 5.maddesinin ertelenmesine toplantı başkanı tarafından karar verildiği, 5.gündem maddesinde, şirketin öz sermaye açısından güçlenebilmesi için 2019 yılında ortak yönetim kurulu üyelerine ücret verilmesine sadece pay sahibi olmayan bağımsız yönetim kurulu üyelerine 3.500,00 TL ücret ödenmesinin 4.095.000 ret oyuna karşılık 6.405.000 kabul oyu ve oy çoğu ile kabul edildiği, 6.gündem maddesinde 2019 yılında yapılacak olan bağımsız denetim işlemlerinin şirketler tarafından yapılması ve 27.000.00 TL+ KDV ödenmesi hakkında oylamaya geçilmeden önce %39 pay sahibi temsilcilerinin sözleşmenin geçersiz olduğunun belirtildiği, oylama sonucunda kararın oy çokluğu kabul edildiğinin ifade edildiği, olağan genel kurul toplantısının 4.ve 5.gündem maddelerinin TTK 420.maddesi gereğince ertelenmesi sonucunda gerçekleştirilen 01.07.2019 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağında 2.gündem maddesinde finansal tabloların okunarak müzakere edildiği, oybirliği ile kabul edildiği hususunun belirtildiği, devamında azınlık pay sahiplerinden davacıları temsilen vekillerinin söz alarak 9 sayfadan ibaret yazılı taleplerinin özel denetçi atanarak aydınlatılmasını talep ettiği, yönetim kurulu üyesi tarafından gündeme bağlılık ilkesi gereğince finansal tablolarla ilgisi olmayan hususların görüşülemeyeceği özel denetim taleplerine ilişkin olarak TTK’nın 438.maddesi gereğince usul ve esas yönünden koşulların oluşmadığı gerekçesinin belirtildiği ve özel denetçi atanması isteminin oy çokluğu ile reddedildiği, 2018 yılına ait finansal tabloların okunması, müzakeresi ve tasdikinin oy çokluğuyla kabul edildiği, 3.gündem maddesinde 2018 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri maddesine geçildiği, pay sahiplerinden …’nun yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanamayacakları, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrazında oy kullanamayacaklarının belirtildiği, davacıların temsilcisinin ise yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibraları ile ilgili oy kullanamayacakları görüşünde olduğunun belirtildiği, toplam 5 yönetim kurulu üyesinin ibralarının oy çokluğuyla gerçekleştirildiği, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıklarının belirtildiği ve davacıların iş bu şirket genel kurulu kararının genel kurulunda alınan kararların ayrı ayrı iptali için 09.09.2019 tarihinde dava açmış olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 445. maddesinde ”446. maddede belirtilen kişiler, kanun ve esas sözleşme hükümlerine özellikle dürtüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler” hükmüne yer verilmiştir. TTK’nın 446. maddesinde ise iptal davası açabilecek kişiler sayılmış ve toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir. Buna göre genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için iptali istenen karara olumsuz oy vermenin dışında TTK’nın 446. maddesi gereğince muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Davacılar, dava konusu olan 29.05.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1, 5 ve 6 numaralı kararlar ile TTK’nın 420/1. maddesi uyarınca görüşülmesi bir ay sonraya bırakılan gündemin 4 ve 5 maddelerine ilişkin görüşüldüğü 03.07.2019 tarihli gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı kararın 3 numaları kararın iptalini istemiştir. Ancak muhalefet şerhlerini tutanağa geçirtmemişlerdir. 29.05.2019 tarihinde dava tarihi olan 09.09.2019 tarihine kadar TTK’nın 445. maddede düzenlenen üç aylık hak düşürücü süre geçmiştir. Davacılar vekili tarafından söz konusu sürenin adli tatil içerisinde sona erdiği ve tatil sonrasında ise bir hafta uzamış sayılacağı iddia edilmiş ise de HMK’nın 104. maddesinde adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesinin tatil zamanına rastlarsa bu sürelerin ayrıca bir karar gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağı düzenlenmiştir. Ne var ki üç aylık hak düşürücü süre HMK’da değil TTK’da düzenlenmiştir. Bu anlamda, iptal davası açmak için üç aylık hak düşürücü sürenin adli tatilde bittiği ve tatil sonrasında bir hafta uzatılmış sayılacağının kabulü mümkün olmayacaktır. 01.07.2019 tarihli ertelenen genel kurul kararında alınan gündemin 2 ve 3 nolu maddelerine ilişkin ise iptal davasının TTK’nın 445. maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu kabul edilse dahi aynı yasanın 446. maddesinde belirtildiği şekilde davacıların muhalefetini tutanağa geçirdiğinden söz etmek mümkün olmayacağından davacıların söz konusu genel kurulunda alınan kararların iptali yönünden açmış olduğu davanın da muhalefet şerhi olmadığı gerekçesiyle ret kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Mahkeme gerekçesinde her iki şartın da tartışılarak karar verilmiş olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.06.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.