Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1384 E. 2023/1010 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1384
KARAR NO: 2023/1010
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28.02.2020
NUMARASI: 2017/649 E.- 2020/228 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının 06/11/2014 tarihinde … Yetkili Bayilik Sözleşmesini imzalayarak ticari ilişkiye başladığını ve ticari ilişkinin davacı tarafından bayilik sözleşmesinin haklı nedenle fesih edildiği 2016 yılına kadar devam ettiğini, bayilik ilişkisinin tasfiyesinde davalı tarafa iade edilen ürün bedelleri ile davalı tarafa olan cari borcunun farkından kaynaklanmakta olduğunu, davalı tarafın sırf davacı alacağına kavuşmasını engellemek adına kötü niyetli şekilde takibe itiraz edildiğini, bu nedenle de davalı tarafın itirazının iptali gerektiğini, davalı tarafın en geç 3 ay içerisinde ürünleri ve davacıya alt kiralama yoluyla kiralanan mağazayı gelip teslim almak zorunda olmasına rağmen, davalı tarafın bu işlemleri davacıyı zarara uğratmak adına özellikle 12/03/2016 tarihinde gerçekleştirdiğini, 12/03/2016 tarihinde iade edilecek ürünlerin sayımında 1.436 adet ürün tespit edilerek davalı tarafça iade alındığını, sonrasında davacının iade alınan ürün bedellerine, ürünleri davalı taraftan alırken faydalanmış olduğu %15’lik iskontoyu uygulanarak KDV dahil 127.190,27TL tutarında fatura düenlendiğini ve davalı tarafa tebliğ edildiğini,davalı tarafça söz konusu fatura bedelinin davacının cari borcundan düşülerek 70.463,21TL olarak ödenmesi gerekirken davalı tarafça bu bedelin kötü niyetli şekilde ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın haksız olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davanın haksız olduğunu, uyuşmazlığın iadeye konu malların davalı tarafından hangi bedel üzerinden iade alınacağı meselesinde toplandığını,yetkili bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine mağazadaki 138.551,50TL bedelli toplam 1436 adet ürünü teslim alan davalının, sözleşmenin 11.1 mad uyarınca iadeye konu edilen ve bir çoğu eski sezona ait olan malları 76.549,70TL üzerinden aldığını, bunun dışındaki herhangi bir bedelin kabulü olmadığının davacıya bildirildiğini, davalının iade aldığı ürünlerin bedelini, davacının borcu ile takas ve mahsup ettiğini, buna rağmen davacının bakiye borcu bulunduğunu, bu itibarla haksız ve hukuka aykırı olarak dava ikame edildiğini, davacının uğradığını iddia ettiği zarar ile davalı arasında hiçbir illiyet bağı bulunmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiğinde durumun görüleceğini beyanla, davanın reddini, %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…uyuşmazlığın çözümünün taraflar arasındaki … Yetkili Bayiilik Sözleşmesinin davacı tarafından 2016 yılında feshi sonrası davalıdan alınmış olan ürünlerin davalıya iadesi sürecinde iade edilen ürünler için davalı tarafından düzenlenen iade faturasının usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf iade edilen ürünlerin sezon ürünleri olduğunu sezon ürünleri fiyatından iade alınması gerektiğini iddia ederken davalı taraf sözleşmenin iadeyi düzenleyen 11.1. Maddesi uyarınca iadenin iade edilen ürünlerin güncel bedelinin %50 si üzerinden yapılması gerektiğini, buna rağmen davalı tarafından bu bedelin % 65 i üzerinden iade alındığını iddia etmektedir. Sözleşmenin iadeyi düzenleyen 11.1. Maddesi “sezon ürünü- toptan sezon bedeli üzerinden, outlet ürünleri ise toptan bedeli üzerinden %50, outlet olamayacak kadar eski olan ürünleri ise fırsat mağazası satış bedelleri üzerinden geri alacaktır” şeklindedir. Buna göre iade edilen ürünlerin sezon ürünü olması halinde iadenin toptan sezon bedeli üzerinden yapılması, outlet ürünler ise toptan bedelinin %50 si üzerinden, outlet olamayacak kadar eski olan ürünlerin ise fırsat mağazası satış bedeli üzerinden iade edilmesi gerekir. Bu itibarla iade edilen ürünlerin sezon ürünü olması halinde iadenin toptan satış bedeli üzerinden yapılması gerektiği sabit olsa da davacının iade ettiği ürünlerin sezon ürünü olduğununu tespite dosya kapsamı ile imkan bulunmadığından ispat edilemeyen davanın…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin iade faturasının davalı şirket tarafından ticari defterlerine işlenmemiş olması sebebiyle faturaya itiraz etmemiş olmasının hukuken sonuç doğurmayacağı gerekçesinin hatalı olduğunu, davalı şirketin itiraz etmediği faturayı ticari defterlerine işlememiş olduğunu TTK 21.maddesi gereğince 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi durumunda faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını öngördüğünü, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için faturaya itiraz edilmemesi yanında ayrıca faturanın ticari defterlere işlenmeme şartının aranmadığını, mahkemenin iade edilen ürünlerin yeni sezon olduğunun kanıtlanmamış olduğu gerekçesiyle bu konuda inceleme yaptırılmamış olması ve ispat yükünü davalı şirkette olmasının yerinde olmadığını, yargılamanın tüm aşamalarında davalı şirketin uyuşmazlık konusu faturaya itiraz etmemiş olmasının ayrı bir gerekçe gösterilerek ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek olmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin beyan edildiğini, dosyada alınan bilirkişi raporunda bilgi ve belgelerin değerlendirilmediğine, rapora itiraz edilmesine rağmen itirazlarının bilirkişiler tarafından yerine getirilmediğini, davalı şirket tarafından müvekkiline düzenlenen tüm faturaların dosyada mevcut olduğunu, iade alınan ürünler ile faturalara konu ürünlerin hangilerinin iade alındığının ve sezonlarının tespitinin yapılabileceğini, müvekkilinin bayilik sözleşmesini feshi akabinde davalı şirketin sözleşmede öngörülen üç aylık süre içerisinde gelip mağazayı teslim almadığını, bu sebeple de iade alınan ürünlerin sezonu fiili teslim tarihinden ziyade sözleşme öngörülen üç aylık sürenin bitim tarihinin esas alınarak yapılmasının gerektiğini, sektör teamüllerinin mahkemenin kabul ettiğinin aksine mağazanın kapanışı esnasında mağazada bulunan tüm ürünlerin eski sezon olmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, mahkemece faturaya itiraz edilmemesinin faturanın içeriğini kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini kanaat getirilmesine rağmen bahsi geçen hususların bilirkişiler vasıtasıyla değerlendirilmeden açıklığa kavuşturulmadan kendisiyle çelişir şekilde eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişilerin iade edilen ürünlerin sezonlarının tespiti yönünden hiçbir değerlendirme ve inceleme yapmadıklarını, raporlarını kendilerinin ve davalı şirketin iddialarına dayalı olarak iki olasılıklı düzenlediklerini ,sezon tespiti gibi uzmanlık gerektiren bir konuyu mahkemenin takdirine bıraktıklarını, bu hususlar incelenmeden ve değerlendirilmeden mahkemenin iade edilen ürünlerin yeni sezon olduğunun ispatlanamadığına kanaat getirmesinin hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verildiğini gösterdiğini, yargılama aşamasında tüm iddialarını ispatlar delillerin dosyaya ibraz edildiğini, davalı şirketin iade aldığı tüm ürünlerin eski sezon olduğunu iddia etmesinin sektör teamüllerine aykırı olduğundan iade edilen ürünlerin sezonlarıyla ilgili ispat yükünün davalı şirkette olduğunun kabul edilmiş olmasının gerekeceğini iddia ederek ,kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini aksi halde usul ve yasaya uygun şekilde yargılama yapılması ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma iliştin açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, yetkili bayilik sözleşmesinin varlığı, sözleşmenin davacı tarafça fesih edilmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir.Uyuşmazlık, davacının cari hesap alacağına hak kazanıp kazanmadığı, alacak iddiasını ispat edip etmediği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, taraflar arasında 06.11.2014 tarihinde yetkili bayilik sözleşmesi imzalandığı, davacının bayi olarak yer aldığı, sözleşmede kış sezonu, yaz sezonu indirimli satış dönemi standartlar konusunun açıkça tarif edildiği, sözleşmenin 3.maddesinde, sözleşme konusunun üretimi davalı tarafından gerçekleştirilen ve/veya 3.kişilere ürettirilerek pazarlaması yapılan ve …’nin mülkiyet ve lisans hakkına sahip olduğu … markalı ürünlerin bayi tarafından …’den satın alınarak açık adresi beyan edilen …’ye ait olan mağazada perakende olarak satışına ilişkin koşullar ile tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenlenmesi ve yükümlülükleri uyulmaması halinde cezayı şart ve maddi yaptırım hükümlerini içerdiğinin belirtildiği, 4.maddede sözleşmenin bir bayilik sözleşmesi olduğu, ürünlerin satın alma koşullarının 5.2.maddede düzenlendiği, düzenlemenin son cümlesinde bayinin …’nin basılı sipariş formuna yazarak sipariş ettiği ürünün tamamını …’den almak zorunda olduğu, 5.2.12 bentte bayi tarafından bayinin satın aldığı ürün bedelinin toplan satış fiyatı üzerinden %15 oranında bayilik indirimi yapılacağı, 5.2.9. Bentte bayinin 1.yaz ve 1.kış sezonu için asgari 150.000,00 TL tutarında ürün satın almayı kabul ettiği, sözleşmenin feshi ile münfesih olmasının 10. maddede düzenlendiği 10.1.bentte bayi tarafından satın alınan ürünlerin bedellerinin taraflar arasında belirlenen koşul ve vadelerde ödenmemesi halinde …’nin yazılı bir ihtarda bulunarak iş bu sözleşmeyi feshetme ve kira sözleşmesi kendi adına olan mağazanın kendisine iade edilmesini isteme yetkisine sahip olduğu, 9.maddede sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 tam sezon ( bir yaz bir kış sezonu içeren) geçerli olduğunun belirtildiği, 11.maddede sözleşmenin sona ermesi halinde uygulanacak hükümlerin yer aldığı, 11.1.bentte bayinin mağazada ayrı bir deposunun bulunması halinde depodaki tüm mallar dahil ürünlerin bir listesini derhal Kefeliye vereceği …’nin bayi tarafından kendisine iade olarak bildirilen ürünlerin sezon ürününü toptan sezon bedeli üzerinden outlet ürünlerinin ise toptan bedeli üzerinden %50, outlet olamayacak kadar eski olan ürünlerin ise fırsat mağazası satış bedelleri üzerinden geri alacağı böyle bir durumda bayinin mağazayı …’ye eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde teslim edeceğinin belirtildiği, davalı tarafça davacı şirkete Kartal … Noterliğinde düzenlenen 29.09.2015 tarihli ihtarname ile alt kira sözleşmesi uyarınca teminat mektubunun yenilenmesine ilişkin ve ödenmemiş aidat borçlarının ödenmesinin bildirildiği, ihtarname içerisinde 100.000,00 TL bedelli teminat mektubunun süresinin dolmak üzere olduğu, yeni kesin teminat mektubunun 150.000,00 TL bedelli olmak üzere en geç 20.10.2015 tarihinde müvekkili şirketin elinde olacak şekilde teslimi hazır olması gerektiğinin belirtilerek ayrıca mevcut kira ilişkisi sebebiyle ödenmemiş aidat borçlarının ödenmesinin talep edildiği, davacı tarafça Kayseri … Noterliğinde düzenlenen 06.10.2015 tarihli ihtarname ile davalı tarafın Kartal … Noterliğinde yapmış olduğu ihtara cevap vererek sözleşmeyi sözleşmenin 10.4.maddesi gereğince sözleşmeyi feshettikleri maddeye göre müvekkili bayinin altı ay boyunca zarar etmesi üzerine sözleşmeyi tek taraflı feshi yetkisine sahip olduğu, müvekkilinin yaklaşık 110.388,82 TL zararının bulunduğu, fesih nedeniyle depodaki ürünlerin tespiti ve devri amacıyla yetkili bir şahsın gönderilmesi, fesih protokolünün gerçekleştirilmesinin zaruri olduğunun belirtildiği, ihtarda belirtilen teminat mektubunun sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle depo edilmeyeceği güncel herhangi bir borcunun bulunmadığını, aidat tutarlarının ödenmiş olduğunun belirtildiği, davacı tarafça 12.03.2016 tarihli toplam 127.190,27 TL tutarlı iade faturasının düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 01.04.2016 tarihli ihtarname ile 12.03.2016 tarihli fatura iadesi ile ödeme yapılmasının ihtar edildiği, ihtarname içerisinde imzalanan sözleşmenin feshedildiği, fesih gereği mağazaya malların sayımı için gelindiği, sayımın yapıldığı ve mağazanın 12.03.2016 tarihinde alt kiracı olan muhataptan teslim alındığı, 09.03.2016 tarihinde mağazada yapılan sayımda toplam 1436 ürün tespit edildiği, bu ürünlerin toplam satış fiyatının 138.551,05 TL olduğu sayım tutanağında bu durumun tespit edildiği, kira sözleşmesinin 5.2.7.maddesi gereğince bayinin her kış ve yaz sezonunda satın alacağı ürünlerin bedelini taraflar arasında karşılıklı anlaşılan koşul ve bedellerden ödemek zorunda olduğu, ancak muhataba ürün satışı ve teslimi yapılmış olmasına rağmen ödemelerin yapılmadığını, şu an itibariyle müvekkili şirkete 57.675,06 TL cari hesap borcunun olduğu, ihtarnamede bahsedilen çeklerinde vadesi gelmemiş 3 adet toplamda 80.000,00 TL çekler olduğu toplam riskin 137.675,06 TL olduğu, ürünlerin müvekkili şirkete iade edilmesiyle sözleşmede belirtilmiş iade koşulları dikkate alınarak toplam ürün bedeli olan 138.551,50 TL üzerinden %15 iskonto uygulanarak 117.768,77 TL bedel üzerinden mağazada bulunan ürünlerin tümünün eski sezona ait ürünler ile outlet olmayacak kadar eski 2005-2006 sezonuna ait ürünler olması nedeniyle sözleşmenin 11.1.madesi gereği geri alımın %50 üzerinden yapılacağının belirlendiği, müvekkili şirketi bu oranı %35 olarak uyguladığı, iskonto uygulanması sonucu elde edilen 117.768,77 TL bedel üzerinden geri alım için %35 uygulanarak 76.549,70 TL fatura düzenlenmesinin talep edildiği ancak ihtarname ile 127.190,27 TL haksız ve sözleşmeye aykırı bir alacaktan söz edilmiş bulunulduğu, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, faturanın iade edildiği, ayrıca cari hesap borcunun 3 iş günü içinde çeklerin vadesinde ödenmesi ve davacı adına ödenen aidat borcununda ödenmesi ürün geri alımına ilişkin prosedürün sözleşmeye uygun şekilde uygulanması bu haliyle fatura edilmesinin belirtildiği, davacı şirket tarafından 12.03.2016 tarihli iade fatura tarihine ait cari hesap alacağına ilişkin olarak 07.06.2017 tarihinde dava konusu icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafça takibe karşı süresinde itiraz edildiği, davacının İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. 15.03.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; incelenen davacı şirkete ait 2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun tasdik edildiği, incelenen davalı şirkete ait 2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde ve usulüne uygun tasdik edildiği, incelenen davalı şirkete ait 2015 yılı ticari defterlerinin yevmiye ve defteri kebirin elektronik defter şeklinde tutulduğu ve usulüne uygun olarak tanzim edildiği, davalı şirketin 2015 yılı için kağıt ortamında tasdik etmesi gereken envanter defterinin süresinde tasdik edilmediği, birinci olasılık olarak mahkemece davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 12.03.2016 tarihli 23096-23097 nolu toplam 127.190,27 TL tutarlı faturanın haklı yere düzenlenmiş olduğuna, davacı yanın talebine temel teşkil iade faturasının kabulü gerektiğine karar verir ise, muhasebesel gözleme göre, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre davalı yandan 127.190,27 TL – 97.675,60 TL 29.514,67 TL alacaklı olduğu kabul edilmek gerekeceği, ikinci olasılığın ise mahkemenin taraflar arasında mutabık kalınan 1436 adet ürün bedeli olan toplam 138.551,50 TL ‘nin yetkili bayilik sözleşmesinin 5.2.12 ve 11.1 maddesi gereği davacının davalıdan mal alımı esnasında aldığı %15 iskonto ve sözleşmenin sona ermesi halinde iade edilecek ürünlere uygulanacak %50 geri alma bedeli düşüldükten sonra 138.551,50 X 54-20.782,72TL (İskonto — bedeli) 117.768,77X35 Y (41.219,07 TL iade geri alma bedeli) -76.549,70 TL davacının davalıdan iade mallardan dolayı alacaklı olduğu, davacı yanın davalı yana olan 97.675,60 TL tutarlı cari hesap borcunun mahsup edilmesi sonucunda davacı yanın davalı yana 97.675,60 TL(davalının alacağı) – 76.549,70 TL (davacının iade edilen mallardan alacağı) 21.125,90 TL borçlu olduğunun kabulü gerekeceği belirtilmiştir.Taraflar vekilleri bilirkişi raporunda karşı beyanlarını ve itirazlarını belirtmiştir. 15.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; kök bilirkişi raporundaki tespitler ve olasılıklara yer verildikten sonra heyetin görüşünün 2.olasılık üzerinde olduğu belirtilmiştir. 18.03.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; … Ltd.Şti. nin … adına düzenlemiş olduğu faturalar incelendiğinde 12.03.2016 carihi;ıde taraflar arasında düzenlenen sezon listesindeki ürün çeşitlerinin daha önce düzenlenmiş davacı tarafından satın alma faturalarında mevcut olduğu, mağaza devir tesliminde açıklanan teslim listesinin her iki firma tarafından imzalandığı, bu konuda faturalar incelendiğinde …”ın çoğu alımında yazlık, kışlık ve mevsimlik ürünlerden karışık alım gerçekleştirdiği, 06.11.2014 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandıktan sonra genel ağırlık olarak Ekim gibi satın alınan kışlık ürün sayısında artış, Mart ayı gibi de yazlık ürün sayısında artış görülmekle birlikte yaz sezonunda kışlık ve mevsimlik, kış sezonunda yazlık ve mevsimlik ürün alımları da görüldüğü, taraflar arasında düzenlenen 12.03.2016 tarihli mağaza teslim tutanağında teslim alınan ürünlere yönelik sayımda teslim edilen ürün-cinsi, adedi, tutarını içerir tespit listesi ile teslim alınan ürünlerin grup olarak sezon karşılığı sayılarının olduğu, ancak ürün adına göre adet verilmediği, ayrıca davacı yanla bu konuda anlaşmaya varılamadığı, listelerde ürün tutarları belli iken bu ürünlerin sezon ayrımı yapılamadığından sözleşme gereği ödenmesi gereken iade fatura tutarlarının hesaplanamadığı, mahkeme tarafından davacı yanın düzenlediği iade faturalarının doğru olduğuna kanaat getirilmesi halinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası 07.06.2017 takip tarihi itibariyle davacı yanın davalı şirketten (127.190,27 TL- 87.675,60 TL-z) 39.514,67 TL alacaklı olacağı, mahkeme tarafından davalı yanın 76.549,70 TL tutarında fatura düzenlenmesi talebinin doğru olduğuna kanaat getirilmesi halinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı Dosyası 07.06.2017 takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı yandan (87,675,60 TL- 76.549,70 TL) 11.125,90 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçesinde, alacaklarının iade faturasının haklılığı gereğince takip konusu edildiğini, söz konusu faturanın itiraza uğradığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, faturanın kesinleştiğinin kabulünün gerektiğinin belirterek raporun hükme esas alınmamasını ek rapor alınmasını veya davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/499 Esas, 2019/972 Karar ve 11.10.2019 tarihli kararında, müvekkili şirketin 21.125,90 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesi nedeniyle davanın tümden reddine karar verilmesini veya kesin delil teşkil etmesinden dolayı ilamın bekletici mesele yapılmasını, müvekkili şirketin davacıya karşı bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasıyla açmış olduğu dava sonucunda davacıdan 21.125,90 TL alacaklı olduğuna hükmedildiğini, bilirkişi raporunda bu hususun tespit edildiğini, mahkeme huzurunda ki dava konusununda davacının bayilik ilişkisinden dolayı müvekkili şirketten alacaklı olup olmadığının tespitine ilişkin olduğunu belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden sözleşme kapsamında davanın reddine karar verilmiştir. Taraf şirketler arasında gerçekleştirilen bayilik sözleşmesi kapsamında, bayilik sözleşmesinin davacı yanca feshedilmesi ve fesih sonucunda yine aynı sözleşme hükümleri gereğince düzenlenen iade faturası ile iade faturası neticesinde ödenmesi gereken alacak miktarı dikkate alındığında, davacı bayinin iade edilen ürünlerden dolayı herhangi bir alacağının bulunmadığı, aksine davacı tarafça davalı hakkında açılan kesinleşmiş olmamakla birlikte bir başka dava dosyasında, davalı şirketin davacı şirketten alacaklı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş olması da dikkate alındığında, davacının takip konusu cari hesap alacağının bulunmadığı, aksine iddialarını ispat edemediği sonucuna varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.