Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1377 E. 2023/1009 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1377
KARAR NO: 2023/1009
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26.02.2020
NUMARASI: 2017/1063 E.- 2020/178 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari satımdan kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hasta torbası ihalesi imzalandığını, ancak müvekkili şirketin ihale şartnamesindeki körük boyuna ilişkin 4*4 cm tanımlamasında esaslı hataya düşülerek sözleşmeyi de bu esaslı hata altında iradesi yanılarak imzaladığını, 4*4 cm olarak tanımlanan körüğünün 4 cm olacağını anlayan ve müvekkili şirket tarafından hazırlanan hasta torbası ürün örneğinin davalı şirkete teslim edildiğini, ürünün hatalı yapılmasına rağmen davalı şirket tarafından hatalı şekilde ürünün kabul edildiğini iddia ederek davalı şirket ile imzalanan 10/07/2017 tarihli 13.200,00 adet hasta torbası alımına ilişkin sözleşmenin esaslı hata sebebiyle hükümsüz kaldığının tespiti ile davalının haksız şeklide nakte çevirdiği teminat mektubu bedeli 19.602 Euronun 07/11/2017 tarihinden itibaren dövize uygulanan ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili tarafından hasta ihtiyaç torbasının uzun yıllardan beri ihale ile temin edildiğini, müvekkili ile davalı arasında sözleşme imzalanmadığını, müvekkilinin sözleşme yapmak istediği ihale dökümanlarında gayet açık olarak ortaya koyduğunu ve davacının ise yazılı belge ile kabul ettiğini, davacının esaslı hataya düştüğü iddiasının doğru olduğunu kabul etmediklerini, davacının yazılı teklifi, dava dilekçesinde ifade edildiğinin aksine teknik şartnameden farklı olmadığını ve teknik şartnamedeki ürün ölçüsü ile birebir uyuştuğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya sunulan yukarıda ayrıntılı dökümü yapılan irdeleyici ve hükme elverişli ek bilirkişi heyet raporuna göre, fiyat tekliflerinin kendi içerisinde incelenmesi neticesinde %22 kağıt maliyetinin davacının bildirdiği gibi ilave edildiğinde, davacı teklifine bu kısmın eklenmesi halinde … ve … firmalarının vermiş olduğu tekliflerin üzerinde davacının birim fiyatının olacağı, fiyat farkına ilişkin tekliflerin kendi aralarında değerlendirilmesinde, … ile … arasında 27.400,66 USD ve … arasında 56.660,66 USD farkın mevcut olmakla birlikte …’ın ayrı tutulduğunda, … ile … arasında da 29.260 USD farkın mevcut olduğu, davacının bildirdiği % 22 maliyet ilavesi yapıldığında en yüksek teklifi veren … üzerinde bir teklifin söz konusu olması gerekeceği, diğer iki firmanın teklifleri kıyaslandığında esasen diğer firmaların da bu bağlamda maliyetin altında teklif verdiği dikkate alındığında davacı tarafça maliyetin altında teklif verilmesinin hatayı ispatladığı iddia edilmiş ise de diğer iki firmanın da aynı şekilde davacının bildirdiği maliyet artışı ile düşük teklif vermiş olduğu tespit edildiğinden davacının iddia ettiği ‘esaslı hataya düşme’ iddiasının dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında ispatlanamadığı anlaşılmakla …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı tarafından hazırlanan ihale şartnamesindeki hasta torbasının körük boyunun 4+4 cm tanımlamasında esaslı hataya düşülerek sözleşme imzalandığını, esaslı hataya düşüldüğünün anlaşılması üzerine davalıya ihbar edilerek 13.200.000 adet hasta torbası alımına ilişkin 10.07.2017 tarihli sözleşmenin hükümsüz kaldığının tespit edilerek haksız şekilde nakde çevrilen teminat mektubu tutarının iadesi için dava açıldığını, mahkemece ret kararı verildiğini, davalı idare tarafından 21.01.2017 tarihli yazıyla hasta torbası ihalesi için ön fiyat araştırma talebi ile temas kurulduğunu, davalının mail ekinde ihale şartnamesi ve hasta torbasına ilişkin görselleri gönderdiğini, müvekkili tarafından maile cevap verildiğini, verilen cevapta şartnamede belirtilen altı zarf tabanlı dikdörtgen olarak görülen torbanın üretilmediğini ancak poşet tipi olan … için üretilen torbayı üretebileceklerini ifade ettiklerini, yapılan görüşmelerde altı zarf şeklinde olan hasta torbasından vazgeçtikleri buna göre teknik şartnameyi değiştirerek aynı … gibi poşet şeklinde hasta torbası yaptıracakları bildirilerek müvekkilinden ön fiyat talep edildiğini, 03.05.2017 tarihli teknik şartnamenin konulduğunu, ihalenin 26.10.2015 tarihli teknik şartnameye göre değil 03.05.2017 tarihli teknik şartnameye göre gerçekleştiğini, ihale görüşmelerinin e-mail yazışmaları ve ön fiyat tekliflerinde … için üretilen hasta torbasının esas alındığını, söz konusu hasta torbasındaki ölçünün 1 körük boyu için 2+2=4 cm olduğunun açıkça anlaşıldığını, numune ürününde eklendiğini, müvekkili şirketçe esaslı hataya düşülerek teklif hazırlandığı, teklifte körük ölçüsünün yanlış olarak 4 cm gösterildiği, numune ürününde bu ölçülere göre hatalı hazırlandığı halde davalı şirketin ihale komisyonu tarafından teklif ve ekindeki belgeler ile numune ürünün ihale şartnamesine uygun olduğu sonucuna varılarak müvekkili şirketin teklifinin ihalede değerlendirmeye alındığını, oysa müvekkili şirket tarafından hazırlanan teklif ve ekindeki belgeler ile numune ürünün ihale şartnamesine uygun olmadığından ihale komisyonu tarafından müvekkili şirkete ait teklifin ihale dışında bırakılması ve değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, ancak ihale komisyonunun esaslı hataya düşerek müvekkili şirket tarafından verilen teklifin değerlendirmeye alındığını, 10.07.2017 tarihinde sözleşmeyi inceleyen her iki tarafında ihale şartnamesindeki hasta torbalarının körük boyunda esaslı hataya düştüklerini anladıklarını, iradesi yanılan tarafın sadece müvekkili olmayıp her iki tarafın olduğunu, raporun bilimsel yöntemle değil varsayıma dayalı olarak hazırlanmış olduğunu, körük boyunun bir tarafta 8 cm olması ile iki tarafta 8 cm olmasının hazırlanacak hasta torbalarında yaklaşık olarak %20 oranında maliyet farkı yarattığını, bilirkişi raporunda incelenmeyen ve cevaplanmayan itirazların uyuşmazlığın çözümü bakımından önemli olduğunu, müvekkili şirketin ihaleye teklifte bulunduğunu ve teklife şartname gereğince numune ürünü de eklediğini, esaslı hataya düşülerek teklifin hazırlandığını, teklifte körük ölçüsünün yanlış olarak 4 cm gösterildiğini ve numune ürününde bu ölçülere göre hatalı hazırlandığı halde ihale komisyonu tarafından teklif ve ekindeki belgeler ile numune ürünün ihale şartnamesine uygun olduğu sonucuna varılarak müvekkili şirketin teklifinin ihalede değerlendirmeye alındığını, davalı taraf çalışanı … tarafından 29.06.2017 tarihli e-maile hatalı olduğu halde deneme poşet baskısı onaylanarak üretime geçilebileceğinin bildirildiğini, üretim onayı ile birlikte hazırlanan ürünlerin 11.07.2017 tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, ancak körük boyunun 4 cm olarak baskılı ürünleri teslim alan davalı yetkililerinin körük boyunun 4 cm değil 8 cm olması gerektiğini, 12.07.2017 tarihinde müvekkiline bildirdiklerini, böylece her iki tarafında ihale şartnamesindeki hasta torbalarının körük boyunda esaslı hataya düştüklerini anlamış olduklarını, itirazlarının bildirildiğini ve ürün örneklerinin eklenmiş olmasına rağmen bilirkişi tarafından ürün örnekleri üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, eksik inceleme sonucunda ret kararının kaldırılması gerektiğini, körük boyunun bir tarafta 4+4=8 cm ile iki tarafta 4+4=8cm olması halindeki maliyet farkının hesaplanarak tüm ihale süreci ve bu süreçte numune ürünler ve taraflara ait mail yazıları birlikte değerlendirmek suretiyle müvekkilinin esaslı hataya düşerek teklif verdiğinin kabulü gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hasta torbası alımına ilişkin sözleşmenin esaslı hata nedeniyle hükümsüz kaldığının tespiti ile nakde çevrilen banka teminat mektubu tutarının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, ihale sonucunda hasta torbası alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin davalı şirket tarafından fesih edildiği, sözleşme kapsamında davacı şirketin davalı şirket adına 04.07.2017 tarihli teminat mektubunu vermiş olduğu, teminat mektubunun nakde çevrilmesi için 07.11.2017 tarihinde davalı şirket tarafından dava dışı bankadan talepte bulunulduğu ve nakde çevrildiği ,davacının sözleşmede esaslı hata edildiğine ilişkin iddiası üzerine iş bu davayı açmış olduğu konularında herhangi bir ihtilaf mevcut değildir.Uyuşmazlık, davacının ihale sonucu gerçekleştirilen sözleşmede esaslı hata yapıp yapmadığı, davalının sözleşme kapsamında vermiş olduğu teminat mektubunu nakde çevirmesinin usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı ile bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya yeterli olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davalı şirket tarafından teknik şartnamelere uygun olarak 14.06.2017 günü teklif mektuplarının teslim edilmesi şartıyla aynı gün ihalenin gerçekleştirileceği, ihale konusunun 13.300.000 hasta torbasının kapalı zarfla teklif almak suretiyle ihale olduğu, idari şartnamede teslimat programlarının belirtildiği, 26.10.2015 tarihli teknik şartname formunda, hasta torbası hakkındaki revizyon yapıldığı, sıvı sızdırmayacak özellikte olacağı, 3.maddede hasta torbasının 24cm boyunda 12,5 cm eninde ve yan taraflarında 8 cm (4+4) körük olacağı vb hususlara yer verildiği, 9.maddesinde ihale uhdesinde kalan firmanın seri üretime geçmeden önce numunesini İkram ve Uçak İçi Ürünler Başkanlığına sunacağı ve onay alacağı belirtilerek kroki olarak görsellerin eklendiği, davacı şirket tarafından 16.06.2017 tarihinde davalı şirkete fiyat teklifini sunduğu, fiyat teklifine ek açıklamalarda ön yüz 12,5 körük 4-8 vb bilgilere yer verildiği ve taraflar arasında ihale sonucunda 10.07.2017 tarihinde 13.200.000 adet hasta torbası alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmede davacı şirketin yüklenici olarak yer aldığı, sözleşme konusunun yüklenicinin sözleşme ile ortaklığın ihtiyacı olan 13.200.000 adet hasta torbasının 1000 adedi 24,75 EURO + KDV olmak üzere 326.700.000,00 EURO+ KDV bedelle teslim etmeyi yüklenicinin kabul ve taahhüdü olarak belirtildiği, 2.maddede ,satın alınacak malzemenin niteliklerinin ekli teknik şartnamede ayrıntılı olarak belirlendiği teslim edilecek malzemelerin teknik şartname ve numunesine tamamen uygun olacağının belirtildiği, 9.maddede sözleşme imzalandıktan sonra yüklenicinin sözleşme konusu işi yapmaktan vazgeçmesi veya her ne sebeple olursa olsun sözleşmenin feshine sebebiyet verirse ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın sözleşmenin fesih edilerek yüklenicinin kesin teminatının davalı tarafından irat kaydedilerek ihalenin yenileneceği hususuna yer verildiği, 13.maddede, alıma esas olan idari şartname ve teknik şartnamenin hükümleriyle bunlara dayanılarak akdedilecek sözleşme hükümleri arasında aykırılık olduğu takdirde bunlardan ortaklık lehine olanın uygulanacağının belirtildiği, davacı şirket çalışanı ve davalı şirket çalışanı arasında sözleşme öncesinde sözleşmeye davete ilişkin olarak mail yazışmalarının mevcut olduğu, 2017 Haziran ayındaki mailde bütçe koşulları nedeniyle ihaleye çıkarılan hasta torbası alımının revize edildiğinin belirtildiği, sözleşme sonrasında 12.07.2017 tarihli mailde davalı çalışan tarafından yapılan toplantıda iletilen numune ürün ile ilgili olarak ürün kesiminden kaynaklı 2 mm beyaz bölümünden hasta torbasının alt tarafında kalması teknik şartnamenin 4.maddesinde yer alan körük kısmının 2 cm yerine 4 cm yapılması perfore bölümünün kolay açılması hususuna dikkat edilmesinin belirtildiği, davalı adına … Bankası Tekirdağ Çerkezköy şubesi tarafından 19.602 EURO kesin teminat mektubunun düzenlenmiş olduğu, teminat mektubunun kesin nitelikte bulunduğu, davacı şirket tarafından 26.07.2017 tarihinde davalıya 12.07.2017 tarihinde şirkete körüklerin 8 cm olması gerektiği yönünde bilgilendirme maili geldiği, tüm gelişmelerden şirketin ihale şartnamesindeki körük ölçüsü ile ilgili olarak esaslı hataya düştüğünün açıkça anlaşıldığı, ön teklifte ölçülerin 24×12,5x4cm olarak yazıldığını, ihale şartnamesinin 2.7.maddesine göre hazırlanan ürün örneğinde körük ölçüsünün 4 cm olarak hazırlandığı, teklife bu ölçü ile hazırlanan ürün örneğinin eklendiği, ihale komisyonu tarafından gerek ön teklifteki ölçü tablosunun gerekse 2.7.madde hükmüne göre ürün örneğinin şartnameye uygun görülmemesi halinde şirketin ihale dışında bırakılmasına karar verilmesinin gerektiğini, aksine ihale komisyonunun tekliflerinde yer alan ölçüleri ve teklif ekinde hazırladıkları ürün örneğini şartnameye uygun görerek şirketlerinin ihaleye kabul edildiğini ve ihalenin şirketlerinde kaldığını, ihale şartnamesinde ölçü tablosunda ve numune ürün örneğinde esaslı hataya düşüldüğünü, maliyet çalışmasının yanlış ölçüye göre yapılarak teklifte bulunulduğu, esaslı hata nedeniyle sözleşme ile bağlı sayılamayacağının kuşkusuz olduğu belirtilerek TBK 30.madde gereğince sözleşme ile bağlı olunmayacağının düzenlendiği belirtilerek ihalenin iptal edilmesine ve teminatın iadesine karar verilmesini ve şirketin ihaleyle bağlı sayılması yönünde karar verilmesini talep ettiği, davacının 18.09.2017 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen ihtarname ile esaslı hataya düşüldüğünden ihalenin iptal edilerek sözleşmenin ortadan kaldırılmasını teminat mektubunun iadesini talep ettiği, davalı şirket tarafından 30.10.2017 tarihli yazısı ile sözleşme yükümlülüklerin yerine getirmek üzere üretim aşamasına geçilmesinden önce teknik şartnamenin 10.maddesi doğrultusunda sunulan şahit numunenin teknik şartnamenin 4.maddesinde yer alan körük ölçüsüne uymadığından ötürü reddedildiğinin taraflarına bildirildiğini, 15.09.2017 tarihinde ulaşan yazı ile bu defa ürünün 8cm körük ölçüsü ile ihalede verilen fiyat üzerinden yapılabilirliğine karar verildiğine ilişkin 05.09.2017 tarihli yazının bir kenara bırakılarak eski yazıya atıf ile ihalenin iptali teminatın iadesi talebinde bulunulduğu, ortaklığın tüm yazılara cevap vermiş olmasına rağmen cevap vermemekle suçlandığı, sonuç olarak 30.10.2017 tarihi itibariyle 10.07.2017 tarihli sözleşme ile yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden dolayı sözleşmenin 9.maddesi gereği yüklenicinin işi yapmaktan vazgeçmesi veya sözleşmeni feshine sebebiyet verirse ihtarnameye gerek kalmaksızın sözleşmenin fesih edilerek kesin teminatının irat kaydedileceğinin ve ihalenin yenileceğinin belirtildiği ve 07.11.2017 tarihinde teminat mektubunun nakde çevrilmesine dair davalı şirket tarafından bankaya talimat verildiği ve davacının iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.
24.10.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; yapılan incelemede davalı şirketin (… A.O) 26.10.2017 1> tarihli teknik şartnamesinde hasta torbasının boyoutlarının 24×12.5x(4+4) olarak açıkça yazılı olduğunun görüldüğü, hatta buna daha da açıklık kazandırmak için …yan taraflarında 8 cm’lik (4+4 cm) körük olacaktır.” ifadesine yer verildiği, davacı şirket … A.Ş”nin 16.06.2017 tarihli Ref. … sayılı fiyat teklifi mektubunda da aynı boyutların belirtildiği, körük boyunun 4+4 olarak belirtildiğinin görüldüğü, idari şartnamede teklif mektubunun son tarihi elden ya da posta ile 14.06.2017 günü saat 14:00’e kadar olması gerekirken … A. Ş teklifini 16.06.2017 tarihinde vermiş ve … AO bunu kabul ettiği, aslında diğer teklif veren firmaların tumü tekliflerini zamanında teslim ettiği, … A.Ş firmasının 16.06.2017 tarihli teklifinin ekinde yapıları hesaplamada hasta torbası körüğünün boyutlarının 4cm ve 8cm olması dikkate alınarak torbaların gramajları, alanları ve ağırlıkları hesaplanarak … A.O satın alma başkanlığına ulaştırıldığı, … (İkram Ödemeler Müdürlüğü Satın Alma Şefliği Satın alma uzmanı) 29.06.2017 tarihli e-mailinde gönderilen hasta torbası numune örneğinin uygun olduğu ve üretime geçilebileceği şeklinde onay yerdiği, onay verilen hasta torbasının körük boyunun 2+2cm olduğu, ilk olarak ihale yapıldığında 14.06.2017 tarihinde … A.O’ya 1000 adet hasta torbası İçin 48.00+%18 KDV fiyat teklifinde bulunan ancak dosyada yer almayan 14.09.2017 tarihinde fiyat teklifi veren … San, ve Tic. A.Ş firmasının 27.09.2017 tarihinde … A.O tarafından verilen sipariş mektubunda belirtildiği üzere 830.000 adet hasta torbasi için vermiş olduğu 0.0298 USD.4 18 KDV birim fiyatının(29.B4X 18 KOV/1000 adet) uygun olduğunun belirtildiği, bu durumda, … Tic. A.Ş ilk ihalede 48.00 U5D13618 KDV(LONÜ adet için) verdiği teklifi 29.8 USD+%18 KDV (1000 adet için) düşürüldüğü, her ne kadar yukarıda açıklanan hususların tespiti mümkün olmuşsa da tarafların dilekçelerinde delil olarak belirttikleri evrakların eksik olması nedeniyle nihai kararın evraklar tamamlandıktan sonra verilmesinin daha dağru olacağı görüşünün benimsendiği, malen incelemede ,davacı tarafın yukarıda incelenen ihaleye dair esaslı hataya düşerek ,iradesinin yanılarak sözleşmeyi imzaladığını, körük boyunda esaslı hataya düştüklerini anladığını, davalının da teklif ve eki belgelerdeki farklı körük boyundaki numüne ürünün de şartnameye uygun olmamasına rağmen ihale dışı bırakmayarak esaslı hataya düşülmesini pekiştirdiğini, maliyet çalışmasının yanlış ölçüye göre yapılarak teklifte bulunulduğu bildirerek öğrenir öğrenmez iptal hakkının kullanması sebebiyle sözleşmenin hükümsüz kaldığının tespiti ile teminat mektubu tutarının 19.602 Euro’nun paraya çevrilerek ödendiği tarih 07.11.2017 tarihinden itibaren dövize uygulanana ticari avans faizi ile tahsilini talep ettiği, bilindiği gibi davacının bildirdiği esaslı hatanın BK kapsarmında süzleşme de bağlı olmaması sonucunu doğurduğu, TBK 31/5 kapsamından da üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için irade açıklayıp açıklamadığının öncm kazandığı bu kapsamda hesaplama yapıldığı 13.300.00 adet için farkın 27.400,66 USD olduğu, kısaca iç iradeyle açıklanan irade arasındaki bilmiyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın esaslı kabul edilebilmesi için uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf yönünden (Subiektif unsur), hemde İş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya duşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunlu olduğu, bu koşulların varlığı halinde hataya düşen tarafın isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabileceği ve verdiği şeyi geri istiyebileceği, hatanın ileri sürülmesi T.B.K. nın 34 ve M.K. nun 2 nci maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmaması gerektiği, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunmasının şözleşmenin iptaline engel olmadığı, ne var ki, T.B.K.nun 35 ncı maddesinde öngörüldüğü gibi hatayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müsbet zararının ödenmesi gerektiği, öte yandan, iptal hakkının kullanılmasının hiçbir şekle bağlı olmadığı, hatanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklamasıyla bildirilebileceği gibi defi veya dava yoluyla da kullanılabileceği, ayrıca hatanım varlığının her türlü delille ispat edilebileceği, davacının vermiş olduğu teklifin birebir ihale şartnamesindeki körük boyu ile aynı olmasına rağmen numunenin iç iradedeki gibi olduğu ve davalının bunu fark etmediği iddiasının mevcut olduğu, rakamsal olarak hesaplama yapıldığından davacının söz konusu teklifi yanılgıyla verip vermediğinin değerlendirilmediği, ancak davacının uzun yıllar söz konusu sektörde olduğu, söz konusu yanılgı olarak ileri sürülen hususun maddi olarak diğer tekliflere göre salt düşük kalmış olmasının esaslı bir hata olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunda subjektif unsurun varlığının tespit edilebilmesinin ancak objektif olarak ihalede düşük ve yüksek fiyatların her zaman söz konusu olduğu, düşük fiyat vermesinin salt objektif bir unsur olarak genel değerlendirildiğinde ortaya çıkmayacağı belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itirazda bulunularak iddialarını tekrar ettikten sonra eksik delillerin tamamlanması suretiyle ek belgelerle birlikte bilirkişi heyetinden maliyet yönünden de değerlendirme yapılarak ek rapor alınması talep edilmiştir. 22.10.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; fiyat farkına ilişkin tekliflerin kendi aralarında değerlendirildiğinde, … ile … arasında 27.400,66 USD ve … arasında 56.660,566 USD fark mevcut olmakla birlikte, … ayrı tutulduğunda, … ile … arasında da 29.260 USD fark mevcut olduğu, davacının bildirdiği %22 maliyet ilavesi yapıldığında en yüksek teklifi veren … üzerinde bir teklifin söz konusu olması gerekeceği, diğer iki firmanın teklifleri kıyaslandığında esasen diğer firmaların da bu bağlamda maliyetin altında teklif verdiğinin değerlendirilebileceği, davacı maliyetin altında teklif verilmesinin hatayı gösterdiğini bildirmekte ise de diğer iki firmanın da aynı şekilde davacının bildirdiği maliyet artışı ile düşük teklif vermiş olduğu, itirazlar kapsamındaki davacının bildirdiği maliyetler hususunda ve diğer teklifler hususunda tespit edilenlerin takdirinin mahkemeye ait olacağı, sonuç olarak, davacının iddia ettiği “esaslı hataya düşme” görüşü dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında bilirkişi heyetince gerçekçi görünmediği belirtilmiştir. Davacı vekili rapora karşı itiraz etmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın reddine karar verilmiştir. Yanılma halleri TBK’nun 31. maddesinde sınırlı olmaksızın beş bent halinde sayılmış olup, gerçekte üstlenmek istenilenden önemli ölçüde fazla bir edim için veya gerçekte istenilenden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradenin açıklanmış olması bu hallerden biri olarak düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı, davalı ile ihale sonucunda gerçekleştirilen hasta torbası alımına ilişkin sözleşme kapsamında sözleşme konusu hasta torbası körük boyunun müvekkili şirket tarafından teklifte yanlış gösterildiğini ve numune ürününde bu ölçülere göre hatalı hazırlandığını, buna rağmen davalı şirketin ihale komisyonu tarafından teklif ve ekindeki belgeler ile numune ürünün ihale şartnamesine uygun olduğu sonucuna varılarak müvekkili şirketin teklifinin ihalede değerlendirmeye alınmasının esaslı hata olduğunu, oysaki müvekkili tarafından hazırlanan teklif ile numune ürünün ihale şartnamesine uygun olmadığını iddia ederek, esaslı hataya düşüldüğünü belirtmiş ise de davacı şirketin iştigal konusu, ihaleye esas olan teknik şartname, teknik şartname formu, idari şartnameme, taraflar arasındaki mail yazışmaları, davacı teklifi ve özellikle numune ürün ile diğer bilge ve belgelerden iddia edilen hatanın esaslı hata olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmış, bu nedenlerle davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.