Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1363 E. 2023/1007 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1363
KARAR NO: 2023/1007
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31.01.2020
NUMARASI: 2018/1313 E.- 2020/101 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Taşıma işleminin gerçekleşmesi, taşımaya konu emtiaların alıcı adresine vasıl olması, teslim ve tahliyesi ile navlun alacağının yasal olarak muaccel hale gelmiş olmasına karşın, davalı tarafından, müvekkili şirketin navlun ücretlerine ilişkin fatura bedelinin, emtialar da alıcı adresine tam ve tekmil şekilde ve süresinde teslim edilmiş olmasına rağmen ödenmediğini, müvekkilinin alacağının ve takip tarihine kadar işlemiş faizinin tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … ve … E. sayılı dosyaları tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkili şirketin navlun alacağının likit bir alacak olduğunu, likit alacaklarda, alacağın miktarının belli olduğunu, borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurların bilinmesi gerektiğini beyan ederek, itirazların iptali ile takiplerin devamına, davalının haksız itirazı nedeniyle her bir dosya için ayrı ayrı % 20’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 22.01.2020 tarihli dilekçeyle, dava dilekçesini ve taleplerini ıslah ederek borçlu tarafından takiplere itiraz edildiğini ve icra takiplerinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, takip sonrasında takibe konu asıl alacakların müvekkili şirkete haricen ödenmiş olmakla birlikte ödeme tarihlerine kadar işleyen faiz, icra harç ve masrafları ile avukatlık ücretlerinin ödenmediğini, dekontlardan da görüleceği üzere davalı tarafından 16.10.2018-09.11.2018 ve 12.12.2018 tarihinde ödemeler yapıldığını, ödemelerin tamamının takip tarihi ve sonrasına ait olduğunu belirterek davalının icra dosyalarına yapmış olduğu itirazlarının ödeme tarihlerine kadar işlemiş faiz, icra harç ve masrafları ile avukatlık ücreti bakımından iptali ve bu alacakları bakımından takiplerin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının müvekkili tarafından navlun bedellerinin ödenmediğini iddia ettiğini, müvekkili tarafından takibe konu fatura bedellerinin ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında navlun bedeline ilişkin toplamı 4.894.-USD’lık 5 adet faturalar düzenlendiğini, 4.894. Usd’nin müvekkili tarafından davacıya ödendiğini, davacı ile müvekkili arasında navlun bedeline ilişkin toplam 8.792,12.-EURO’luk iş yapıldığını, ancak davacı tarafından müvekkiline 7.742,12.-EURO’luk fatura düzenlendiğini, müvekkili tarafından 7.742,12.-EURO nun davacıya ödendiğini, 1.050.-EURO’luk fatura istendiğini ancak, davacı tarafından faturanın müvekkiline gönderilmediğini, davacı tarafından, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile hiç bir ihtar olmadan, müvekkili temerrüde düşürülmeden, faiz işletilmek sureti ile 03.05.2018 tarihli 750.-EURO, 09.05.2018 tarihli 1.050.EURO+1.050.-EURO, 28.05.2018 tarihli 1.050.-EURO toplamı 800.-USD’lık fatura bedelinin davacıya ödenmesine rağmen davacının sebepsiz zenginleşmeye çalışarak 3.983,05 Euro olarak ödeme emri gönderildiğini, müvekkili tarafından haklı itiraz ile takibin durduğunu beyan ederek, davanın reddine, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine, alacağın likit olmayıp, yargılamayı gerektirdiğinden davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talebinin reddine, müvekkili temerrüde düşmediğinden davacının işlemiş ve işleyecek faiz talebinin reddine, davacının işleyecek avans faiz talebinin reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı inceleme gününe katılmadığı ve ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, buna göre ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olup bu durumda ticari defterlere delil olarak dayanan davalının usulüne uygun tutulmuş kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, incelenen ticari defter ve belgelere göre takip tarihi itibariyle davalının hem EURO hem de USD hesap ekstresinde davacıya borcu bulunmadığı tespit edilmiş olup bu hususun davalı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama sırasında davalının ana para borcunu ödemiş olduğunun öğrenildiğini, bunun üzerine dava dilekçesinin ıslah edildiğini ancak mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, ıslah edilmemiş gibi atıfta dahi bulunma ihtiyacı duyulmadığını, ödemelerin tamamının takip tarihi ve sonrasına ait olduğunu, davalının süresinde borcunu ödemeyerek icra takiplerinin açılmasına sebebiyet vermiş olmasına rağmen faiz, icra harç ve masrafları ile avukatlık ücretini ödemediğini belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, navlun ücretine ilişkin fatura alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, taşıma ilişkisinin mevcudiyeti, her iki takibe konu faturaların içeriği ve davalının faturaları ödemiş olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davalı borçlunun icra takiplerinden sonrasında yapmış olduğu ödemeler neticesinde mahkemece verilen ret kararının isabetli olup olmadığı, davalı tarafın takibe konu alacağın ferilerinden sorumlu olup olmadığına ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı tarafça davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 16.10.2018 tarihinde 800,00 USD asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 814,48 USD alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı takibe konu faturanın davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenmiş olan navlun ücretine ilişkin 18.04.2018 tarihli fatura olduğu, davalı tarafça icra takibine karşı, icra dairesinin yetkisi ile birlikte yasal sürede itiraz ettiği, takibin 24.10.2018 tarihinde durdurulduğu, davacının davalı hakkında Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 16.10.2018 tarihinde 3.900,00 EURO asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 3.983,05 EURO alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun yasal sürede icra takip dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, takibin 24.10.2018 tarihinde durdurulduğu, takibe konu faturaların 03.05.2018 -09.05.2018 tarihli navlun içerikli faturalar olduğu, davalı borçlu tarafından takip konusu borçların 16.10.2018 -16.09.2018 -10.09.2018 -12.12.2018 vd tarihli banka dekontlarıyla ödendiği, davacı tarafça ödeme tarihlerinden sonraki tarih olan 24.12.2018 tarihinde iş bu itirazın iptali davasının açılmış olduğu, dava dilekçesinde borçlu ödemleri ile ilgili herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olduğu anlaşılmıştır. 01.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait 2018 yılı ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde dava konusunun, davacının davalıyla yapmış olduğu ticari ilişki çerçevesinde 3.900,00 Euro tutarlı ve 800,00 USD tutarlı fatura alacaklarının tahsili amacıyla yürüttüğü takiplere yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yan tarafından 1 adet faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı sayılı dosyasıyla 16.10.2018 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından 24.10.2018 tarihinde borca itiraz edildiği ve 24.10.2018 tarihinde takibin durduğu, davacı yan tarafından 4 adet faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı sayılı dosyasıyla 16.10.2018 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından 24.10.2018 tarihinde borca itiraz edildiği ve 24.10.2018 tarihinde takibin durduğu, davacıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın mahkemenin tayin ettiği 07.10.2019 tarihli incelemeye katılmadığı ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibe konu davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 18.04.2018 tarihli … no.lu 800,00 USD tutarlı faturanın davalı yanın 2018 yılı yevmiye defterinde kayıtlı olup, fatura bedelinin davalı yan tarafından davacı yana ödenmiş olduğu, takip tarihi (16.10.2018) itibariyle davalı yanın davacı yana USD hesap ekstresinde borcunun bulunmadığı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibe konu davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen, 25.05.2018 tarihli … no.lu 1.050,00 Euro tutarlı, 09.05.2018 tarihli … no.lu 1.050,00 Euro tutarlı, 09.05.2018 tarihli … no.lu 1.050,00 Euro tutarlı, 03.05.2018 tarihli … no.lu 750,00 Euro tutarlı, Faturaların davalı yanın 2018 yılı yevmiye defterinde kayıtlı olduğu, fatura bedellerinin davalı yan tarafından davacı yana ödenmiş olduğu, takip tarihi (16.10.2018) itibariyle davalı yanın davacı yana Euro hesap ekstresinde borcunun bulunmadığı, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen faturaların teslimi ve hizmetin verilmesi noktasında taraflar arasında bir çekişmenin mevcut olmadığı, davalının incelenen ticari defterlerine göre takip tarihleri (16.10.2018) itibariyle davalı yanın davacıya takiplere konu faturalardan dolayı borcunun bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili tarafından 22.01.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle, borçlu tarafından takiplere itiraz edildiği, icra takiplerinin haksız itiraz ile durduğu, takip sonrasında asıl alacakların müvekkiline haricen ödendiği, ödeme tarihlerine kadar işleyen faiz, harç ve masraflar ile avukatlık ücretlerinin ödenmediğini belirterek takibin bu yönden devamına itirazların iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 30.01.2020 tarihli duruşmada, davacı vekili davayı ıslah ettiklerini ve yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini ifade etmiştir. Davalı vekili ise, sunulan dilekçenin taleplerin azaltılması feragat niteliğinde olduğunu, bu şekilde değerlendirilmesini talep ettiklerini, ayrıca incelemeye davacı tarafın defterlerini sunmadığını, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın tümden reddine karar verilmiştir. Gerekçede davacı vekilinin ıslah dilekçesiyle ilgili olarak herhangi bir açıklamaya ve değerlendirmeye yer verilmemiştir. Dava, İİK 67.maddesi gereğince açılmış olan itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafça davalı borçlu hakkında farklı faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla iki ayrı icra takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Her iki dosyada takip tarihi aynı olup 16.10.2018 dir. Alacaklı vekili tarafından takip talebinde kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz, masraflar ve ferilerine mahsup edileceği belirtilmiş ve takip talebi bu şekilde gerçekleştirilmiştir. Davalı tarafça haricen ödemeler yapıldığı ileri sürülmüştür. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı borçlu tarafından ödemelerin takip tarihi ile aynı gün ve sonra gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nın 100. maddesinde, mahsup üst başlığı altında kısmen ödemeden, borçlunun faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu, aksine anlaşmanın yapılamayacağı belirtilmiştir. Mahkemece davacı vekilinin ıslah dilekçesinde dile getirmiş olduğu hususlar yasal düzenleme kapsamında dikkate alınarak, davalı borçlunun asıl alacak haricinde taleplerden dolayı faiz ve ferilerine ilişkin olarak borçlarının olup olmadığı konusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, borçlunun takip konusu borçları ödeme tarihleri ve davacı ıslah dilekçe içeriği dikkate alınmaksızın verilen karar isabetli görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı verin ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verimiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 08.06.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.