Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/136 E. 2022/1523 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/136
KARAR NO: 2022/1523
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2019
NUMARASI: 2017/1026 E. – 2019/1091 K .
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkilinin davalıya yeni nesil dış yalıtım sıvası sattığını, davalının faturaya dayalı borcu ödememesi nedeniyle Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üze- rinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, borcun dayanağı olan ticari ilişkinin davacı ile dava dışı … Yalıtım Şirketi arasında oldu- ğunu, faturanın … adına olduğunu ve müvekkiline tebliğ edilmediğini, fatura içeriği malın müvekkiline teslim edilmediğini ,takibin haksız itirazlarının ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda ; davacının davalı ile aralarında ticari satıma ilişkin akdi ilişki bulunduğunu ve bu nedenle alacaklı olduğuğu, alacağının miktarını ispata yarar kesin ve yasal delil sunamadığı sonucuna varılmakla, sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiş,yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdiri yoluna gidilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili şirketin 2040 torba yeni nesil dış yalıtım sıvası satışından kaynaklı fatura alacağı nedeniyle davalı ve davalının alt işvereni … Yalıtım aleyhine Küçükçekmece … İcra Md.’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, sadece davalının itiraz dilekçesi ile ödeme emrine, borca, faturaya,faize, faiz oranına,ferilerine ve vekalet ücretine itiraz edildiğinin belirtilmesi üzerine takibin davalı açısından durduğunu, tarafınca yukarıda bilgileri verilen ilk derece mahkemesinde açılan itirazın iptali davasında davanın reddine karar verildiğini, dava dilekçesinde belirtildiği hususların, davalının ticari defterleri üzerinde yapılan 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda ispat edilmesine rağmen, davanın ispat edilmediği yönündeki gerekçesi hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu malzemenin, davalı tarafından kullanıldığı ve böylece teslim alındığı davalının kendi ticari defter ve kayıtlarından sabit olduğu, müvekkil şirket defterlerinin SMMM … tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 24/04/2019 tarihli hatalı bilirkişi raporunu hükme esas tutup davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporda, müvekkil şirketin davacı adına 05/04/2017 tarih … numaralı sevk irsaliyesi için 05/04/2017 tarih … numaralı 28.645,68 TL tutarlı faturayı dava dışı … adına düzenlediği, müvekkil şirketin davalıdan alacaklı göründüğüne dair bir kaydın bulunmadığının belirtildiğini, ancak istinaf mahkemesince de inceleneceği üzere icra takibine konu irsaliye faturası ve fatura incelendiğinde, “alacağımızın dayanağı olan irsaliyenin davalı adına düzenlendiği, faturanın ise davalı adına düzenlenen irsaliye no’su yazılmak suretiyle- dava dışı şirket adına düzenlendiği” şeklinde davalının ticari defterlerinin incelendiği 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda sabit olduğunu, buna rağmen 05/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişinin bu hususu gözardı etmesi, bununla da yetinmeyip uzmanlığının olmadığı ve hakimin takdir ve yetkisine giren bir konuda hukuki değerlendirmede bulunması hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, iş bu rapora itirazlarının dikkate alınmadan ve dosyada mevcut diğer talepleri hakkında bir karar verilmeden davanın reddeine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin, davalı şirketten alacaklı olduğu, ticari defterlerine usulünce kaydettiği dava konusu irsaliye ve irsaliye numarasının belirtildiği fatura ile 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, buna rağmen haklı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, karar karşı istinaf kanun yoluna başvurduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından dava dışı … adına düzenlenmiş olan 05.04.2017 tarihli 2040 torba yeni nesil dış yalıtım sıvasına dair KDV dahil 28.645,68 TL tutarlı faturanın tahsili amacıyla davalı şirket ve dava dışı … hakkında Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 28.645,68 TL alacağın tahsili amacıyla 02.08.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirketin takibe karşı yasal sürede itiraz ettiği, itirazında faturaya itiraz ettiklerini, borcu kabul etmediklerini, fatura konusu şeylerin müvekkili şirkete teslim edilmediğinin belirtildiği, davacı şirketin ise İİK 67.maddesi gereğince işbu itirazın iptali davasını açmış olduğu, ayrıca davalı şirket adına sevk irsaliyesini düzenlemiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Talimat yoluyla alınan 12.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ait ticari defterleri sahibi lehine lelil olma niteliği taşıdığı, davalı ile dava dışı şirket arasında dava konusu adres için … adında hesap açıldığı, davalı ile dava dışı şirket arasında avanslar adı altında …( … şirket sahibi) hesap açıldığı, dava konusu adreste … İnş.Ltd.Şti tarafından yapımı üstlenen Diyarbakır ili Kayapınar ilçesi 720 adet konut yapım işine ait dış cephe imalatı için davalı şirket ile götürü bedeli olarak anlaşmaya varıldığı, davaya konu malzemenin dış yalıtım/ montalama sıvası olduğu, malzemenin davalının üstlendiği işte kullanıldığı, irsaliyenin davalı adına düzenlendiği, faturanın ise davalı adına düzenlenen irsaliye no’su yazılmak sureti ile dava dışı şirket adına düzenlendiği, dava dışı … Şirket’inin davalı adına iş yaptığı belirtilmiştir. 22.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından ticari defterlerin Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafından ticari defterlerin noter tasdiklerinin bulunduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, davacının ticari defterlerinde davalı adına her hangi bir kayda rastlanmadığı, davacının 2040 torba yeni nesil dış yalıtım sıvası için davalı adına 05.04.2017 tarih … numaralı sevk irsaliyesini düzenlediği, irsaliyede okunabildiği kadarı ile … plakalı araç ve … TC kimlik numaralı … tarafından taşınmak üzere teslim alındığı, davacının 05.04.2017 tarih … numaralı sevk irsaliyesi için dava konusu olan 05.04.2017 tarih … numaralı faturayı dava dışı … adına düzenlediği, davacı tarafından dava konusu alacağı oluşturan (dava dışı … adına düzenlediği ) faturayı zamanında ticari defterlerine işlediği, dava dışı … cari hesabının 120.01.044 hesap numarasında tutulduğu, Dava tarihi itibariyle 28.645,68 TL borç bakiyesinin mevcut olduğu, dava dilekçesinde bulunan dava dışı … Ltd. Şti. yazısında; “Diyarbakır İli Kayapınar İlçesi … Mahallesi … adet konut, 1 adet cami, 3 adet ticaret merkezi inşaatları ile alt yapı ve çevre düzenlemesi işine” ait dış cephe (mantolama) imalatı için davalı … San. Tic. Ltd. Şti. firmasıyla (işçilik * malzeme) götürü bedel olarak anlaşıldığı, sözleşmeye göre davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin 10.05.2017-20.08.2017 tarihleri arasında dış cephe (mantolama) işinde çalıştığı, yapılan imalatın alt kalemlerinin “kara sıva yapılması, dekoratif sıva yapılması, boya yapılması, söve yapılması, kat silmesi yapılması, ısı ve ses yalıtımlı sıva yapılması” olduğu, dava konusu faturada yazılı malzemenin davalının üstlendiği işte kullanılabileceği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin kurulduğunu belirleyen belge ve bilginin bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin 6012 sayılı TTK m. 64 ve VUK m. 182 gereğince tutulması zorunlu olan yasal defterlerini süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, davacının 2017 yılı ticari defter açılış ve kapanış noter tasdiklerini zamanında yaptığı, Türk Ticaret Kanunu’na ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun düzenlemelerine göre usulüne uygun tutuğu, dosyaya sunulan davalı adına düzenlenen irsaliyenin davalı tarafından teslim alındığının kanıtlanmamış olduğu, davacının 05.04.2017 tarih … numaralı sevk irsaliyesi için 05.04.2017 tarih … numaralı 28.645,68 TL tutarlı faturayı dava dışı … adına düzenlediği, dava konusu faturayı zamanında Ticari Defterlerine işlediği, davacının ticari defter kayıtlarında davalı adına her hangi bir kayda rastlanmadığı, davacının defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede 02.08.2017 icra takibi tarihinde davalıya ait ticari borç kaydının bulunmadığı, dava konusu faturanın, dava dışı … adına kaydedildiği ve 28.645,68 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde davalının taşeron firma olarak dava dışı … İnş’ın sevk irsaliyesinde belirtilen şantiyesinde dış cephe işini üstlendiğini, davaya konu malzemelerin bu iş gereğince kullanılabileceği davalı tarafından teslim alınarak kullanıldığı, davalının talebi üzerine sevk irsaliyesinin davalının vermiş olduğu firma bilgilerine göre düzenlendiği, davalının talebi ve verdiği bilgiler doğrultusunda … adına düzenlendiğini, dava konusu malzemenin davalı tarafından kullanıldığı ve böylece teslim alındığının davalının kendi ticari defter ve kayıtlarından sabit olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; 22.04.2019 tarihli raporun usul ve yasaya uygun olduğunun davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkiye rastlanmadığını, davalı adına düzenlenen irsaliyenin müvekkili davalı tarafından alındığını gösteren müvekkili şirkete tevdini gösteren kayda rastlanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 19.07.2019 tarihli duruşmada 1 no’lu ara kararla; “…1-Kural olarak itirazın iptali talebini içerir iş bu davada alacağın varlığını ve miktarını ispat yükü davacı alacaklıda olduğundan ve davacı tarafça ibraz olunan dava dilekçesinde açıkça “yemin” deliline dayanıldığından, Davacı tarafa 6100 sayılı HMK 225 vd md gereğince yemin deliline başvurup başvurulmayacakları hususunda beyanda bulunmaları, delil delilline başvurmaları halinde yemin metnini hazırlayıp dosyaya sunması hususunda İKİ HAFTALIK kesin süre verilmesine, bu süre içinde ara kararın yerine getirilmemesi halinde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları, yargılamaya devam olunarak mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususunda ihtarat yapılmasına (yapıldı)” ihtarat yapılmıştır. Davacı tarafça verilen ara karara rağmen yemin deliline dayanıp dayanmayacaklarına dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Davacı vekili 08.11.2019 tarihli duruşma zaptında geçen beyanında iki rapor arasında çelişki olduğunu, çelişkinin giderilmesi için yeniden rapor alınmasını aksi halde kendi lehlerine düzenlenen rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yukarıdaki gerekçelere istinaden davanın reddine karar verilmiştir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge gerçek anlamda fatura olarak kabul edilemez. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Fatura düzenlenmesi fatura konusu alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu nedenle, alacak iddiasında bulunan davacının fatura konusu malı davalıya teslim ettiğini ve fatura alacağına hak kazandığını usülüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davalı tarafça, fatura konusu malın kendisine teslim edilmediği savunulmuştur. Kaldı ki fatura davalı şirket adına düzenlenmemiş, dava dışı şirket adına düzenlenmiştir ayrıca davacı şirketin kendi defter ve kayıtları üzerinde davalı şirketten alacağına dair herhangi bir bilgi ve belge de mevcut değildir. Fatura konusu alacağını ispat külfeti davacıya ait olacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle yukarıda ifade edilen yasal düzenlemeler kapsamında, davacının davalı taraftan, takip konusu alacağını usulüne uygun ve yasal delillerle ispat etmiş olduğu kabul edilemeyeceğinden davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ve HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.11.22
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.