Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1356 E. 2023/1038 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1356
KARAR NO: 2023/1038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2018/526 E. – 2019/1330 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ödünç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.11.2015 tarihinde davalı şirkette genel müdür olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin 08.02.2017 tarihli ihtarla feshedildiğini, ihtarnamenin10.03.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin mali sıkıntıları nedeniyle müvekkilince çeşitli zamanlarda şirket adına bir kısım harcamaların yapıldığını, bu kapsamda müvekkilince keşidecisi davalı şirket olan … emrine düzenlenen 10.02.2017 düzenleme tarihli 30.000.000 TL tutarlı bononun ödendiğini, şirket çalışanlarına toplam 16.300,00 TL avans ödemesi yapıldığını, davalı şirkete ait ve şirket işlerinde kullanılmak üzere tahsis edilen … plakalı araca 368,00 TL gider yapıldığını, … Ltd. Şti. adına noterlik makbuzu ile 425,00 TL havale edildiğini, şirketin aldığı tercümanlık hizmetleri nedeniyle 306,00 TL havale yapıldığını, sebepsiz zenginleşilen bedelin ödenmediğini, müvekkilinin iş akdinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, 49.199,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, işçi işveren ilişkisi nedeniyle davaya iş mahkemelerince bakılması gerektiğini, dava dilekçesinde sözü edilen ödeme belgelerinin eklenmediğini, borç iddiasının yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen delil dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava davacının davalı şirkette 01.11.2015 tarihinde genel müdür olarak çalışmaya başladığı, Davacının iş sözleşmesinn 18.02.2017 tarihinde Beşiktaş … Noterliğinden 08.02.2017 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarname ile fesih edildiği anlaşılmaktadır. İhtarnamenin davacıya 10.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği sabittir. Davalı şirket tarafından davacıya ait mal varlığından 10/02/2017 düzenleme tarihli 30.000,00-TL tutarlı senedin … Ltd. Şti’ne ödendiğini, şirketin çalışan personeline davacı tarafından ödenen avansların ise toplamda 16.300,00-TL olduğunu, davalı şirkete ait ve şirket işlerinde kullanılmak üzere tahsis edilen … plaka nolu araçla ilgili olarak yapılan akaryakıt giderleri ile otopark ücrelerinin ise toplam 368,00-TL olduğunu, … Ltd. Şti. adına noterlik makbuzu ile … Hesabından ödenen 425,00- TL havale, Davalı şirketin aldığı tercümanlık hizmetinden ötürü … hesabından yapılan 306,00 TL havale yapıldığını, davalı şirket adına davacı tarafından yapılan bu ödemelerin davalı tarafından ödenmemesinden ötürü davalının sebepsiz zenginleştiği, davalı şirket davacıyı işten çıkardığı, Davacı tarafından davalı adına yapılan ödemelerin toplam tutarının 49.199,00-TL olduğu iddiası ile bu dava açılmıştır. Ancak yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafından ibraz olunan İstanbul 11. İş Mahkemesinin 28.02.2019 tarih ve 2017/216 E. Sayılı kararına göre davacının davalıda olan iş akdinin davalı tarafından yapılan feshinin haksız olduğuna ve davacıya kıdem tazminatı ödenmesine karar verilmiştir. Davacının iş akdinin davalı şirket tarafından fesih edilmiş olmasının haksız olduğu kanıtlanmış bulunmaktadır. Davacı tarafından yapıldığı belirtilen ödemelerden 30.000.00-TL tutarındaki senetle ilgili olarak davacı ödemesi olduğu belirtilen tutara ait 30.000.00-TL tutarındaki … bankasına ait banka ödeme belgesi aslının davacıda olduğu, fotokopisinin ise dosya içinde bulunduğu dolayısıyla senet bedelinin davacı tarafından ödendiği anlamını taşıdığı, Personele ödendiği belirtilen 13.500,00-TL tutarındaki belgeler üzerinde maaşla ilgili ödemenin tahsil edence bedelin davacı …’dan tahsil edildiğine dair bir şerh bulunmadığından davacının ödemesi olduğu kanısına varılamamıştır. Belirlenen bu duruma göre davacı tarafından ödendiği kabul edilen davacı alacağının … Ltd. Şti, 425.00 TL, Noter masrafı olarak 306.00 TL. Senet ödemesinden 30.000,00-TL olmak üzere toplam 30.731,00-TL olarak belirlenmiştir. Davacının fazla istemi olan 49.199,00-TL – 30.731.00 TL. = 18.498,00 TL lik bakiye kısım davacı tarafından ödendiği kanıtlanamamıştır. Tüm bu nedenlerle bu davanın kısmen kabulü ile 30.731,00-TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 30.731,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, şirket ödemelerini kendi mal varlığından yaptığına ilişkin somut bir belge sunmadığının 11.03.2019 tarihli kök raporda tespit edildiğini, rapordan sonra davacının 30.000,00 TL’lik ödemeye dair banka ödeme dekontu fotokopisi sunduğunu, alınan ek raporda bu ödemenin dikkate alınabileceğinin belirtildiğini, oysa süresinde sunulmayan belgenin dikkate alınamayacağını, mahkemece süresinde ibraz edilmeyen ödeme dekontu aslının dikkate alınmasının HMK’nın 141. maddesine aykırı olduğunu, ayrıca genel müdür olan davacının bu belgenin aslına ulaşma imkanı bulunduğunun dikkate alınmadığını, sadece belge aslının davacıda olmasının, bu ödemenin davacı tarafından yapıldığı anlamına gelmediğini, belgenin fotokopisinin sunulduğunu ve mahkemece usule aykırı şekilde fotokopi belge üzerinde inceleme yapılarak karar verildiğini, iş akdinin haksız şekilde feshedildiğinin İstanbul 11. İş Mahkemesinin 2017/216 Esas sayılı dosyasında belirlendiği kabul edilmesine rağmen bu kararın henüz kesinleşmediğini, davacının genel müdür pozisyonunda çalışırken personelin sigorta giriş-çıkışlarını yapmaması, personelin maaşlarını zamanında ödememesi, şirket borçlarını ödememesi gibi özen ve sadakat borcuna aykırı davranışları nedeniyle iş akdinin feshedildiğini, fesih sonrası davacı tarafından şirket hesaplarından çekilen 194.000,00 TL nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/5930 Soruşturma numaralı dosyasında yapılan şikayetin sonucunun beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının, genel müdür olarak çalıştığı şirket adına yaptığı ödemelerin tahsili ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, davalı şirkette genel müdür olarak çalıştığı dönemde, bir kısım şirket harcamalarını şahsi hesaplarından yaptığını, şirketin bir kısım ödemelerini kendisine ait para ile ödediğini ileri sürerek, bu miktarların tahsilini istemiştir. Başka bir anlatımla, davacı, genel müdür olarak çalıştığı şirkete değişik tarihlerde borç verdiği iddiasında bulunmaktadır. Davacının, davalı şirketin genel müdürü olması nedeniyle şirket adına işlem yapması ve şirkete ait tüm belgelerin asıllarına her zaman ulaşma imkanı bulunması nedeniyle bir ödeme belgesinin aslının genel müdür olan davacının elinde bulunması başlı başına bu ödemenin davacının kendi şahsi mal varlığından yapıldığına delil oluşturmaz. Esasen ödeme makbuzunun aslının davacının elinde bulunması, bu ödemenin davacının kendi mal varlığından yapıldığını göstermez. Senet tutarının ödemesine ilişkin muhasebe kaydında bu ödemenin kim tarafından yapıldığı belirtilmediği gibi tüzel kişinin her türlü işlemlerinin icra organları vasıtasıyla yapılacağının da dikkate alınması gerekir. Davacının bir ödeme yaptığının belirlenmesi halinde feshin haklı olup olmadığının borç verme sözleşmesi bakamından bir önemi bulunmayacaktır. Yapılan ödeme, şirket adına yapılmıştır. Davacının, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190.maddesi uyarınca davalı şirkete borç verdiği iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Davacının delilleri arasında yemin delili de bulunduğu dikkate alınarak, yemin deliline başvurup vurmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir işlem yapılması gerekirken, ödeme belgesinin aslının genel müdür olan davacının elinde bulunmasının yeterli görülerek karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, işin esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.08.06.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.