Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1354 E. 2020/1349 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1354
KARAR NO: 2020/1349
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2020
NUMARASI: 2020/123E. 2020/136K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle dava şartı yokluğuyla davanın usulden reddine dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; Esenyurt Doğalgaz Santrali’nin 22/05/2019 tarihinde kamuya devredildiğini, Esenkent Isıtma Şebekesi kullanılarak gerçekleştirilen ısı arzında müvekkili şirket … Ltd. Şti.’nin de Esenkent Isıtma Şebekesi İşletmecisi konumunda olduğunu, ısı arzının fiilen sürdürüldüğünü bununla birlikte taraflar arasında müzakereleri yapılmış olsa da mutabakata varılmış ve imzalanmış bir ısı satış anlaşmasının olmadığını, ısı arzının 22/05/2019 tarihinden itibaren davalı … tarafından gerçekleştirildiğini, müzakerelerin sürdüğü Mayıs 2019, Haziran 2019 ve Temmuz 2019 aylarında abonelere satışın önceki dönem tüketici birim fiyaları üzerinden gerçekleştirildğini, ısı satış anlaşması taslağının ana hatları ile oluştuğu tarihten sonraki Ağustos 2019 ve sonraki aylarda ise abonelere satışın, yeni satış bedeline göre düzenlenen tüketici birim fiyatları üzerinden gerçekleştirildiğini, her iki dönem arasında ciddi bir fark olduğunu, davacının Ankara … İcra müdürlüğü … esas sayılı dosyaya konu alacak talebi yönünden borçlu olmadığnın tespitine, haksız ve kötü niyetli biçimde takip yapan davalıdan, davacının dava sebebi ile uğradığı zararın tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; TTK’nın 5/A maddesi uyarınca davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacının bu dava koşulunu gerçekleştirmeden doğrudan dava açtığı, zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olmasının HMK’nın 114/2. Maddesi anlamında özel dava şartı olduğu gerekçesiyle, TTK’nın 5/A maddesi ve HMK’nın 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Gerek menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında değerlendirilmesinin gerekse kararın hukuki gerekçeden yoksun olarak kurulmuş olmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nın 6. maddesine ve T.C. Anayasası 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğunu, menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılmış bir menfi tespit davasıdır. Mahkemece, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile TTK’nın 5.maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince, zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespite ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani neticei talebe göre belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Tespit davaları bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.