Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1352
KARAR NO: 2020/1369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2019/872E- 2019/898K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili tarafından sigortalısı … A.Ş.’ye ait pet preform cinsi emtianın Gaziantep’ten Kerkük/Irak’a taşınması sırasında meydana gelecek rizikolara karşı Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını, … cinsi emtia’ nın 104 palet olacak şekilde … – … ve … – … plakalı iki adet tıra yüklendiğini, araçların 17/11/2017 tarihinde Habur Gümrük Müdürlüğünce yurt dışına çıktığının teyit edildiğini, ancak nakliye araçlarının alıcı firmanın Irak’ta bulunan adresine varmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin sigortalısı tarafından dava dışı akdi taşıyan firmaya emtiaların teslim edilmemesi nedeni ile oluşan zararın karşılanması için noter kanalıyla ihtarnamenin çekildiğini fakat hiçbir geri dönüş alınamadığını, dava dışı akdi taşıyan firma tarafından navlun faturasının kesildiğini, ancak fiili taşımanın bizzat bu firma tarafından gerçekleştirilmediğini, davalı şirketlere devredildiğini, fiili alt taşıyan davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, gelişen olayla ilgili olarak Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, sigortalının uğradığı zararın davacı şirketçe karşılandığını ve TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olunduğunu, müvekkili şirketin aynı zamanda TBK’nın183. maddesi bağlamında akdi halef sıfatını da kazandığını belirterek, izah edilen nedenlerle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına davalılar/borçlular tarafından yapılan haksız itirazların iptali ile takibin devamına, borçlular/davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafından açılan davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilleri hakkında başlatılan icra takibine yetki yönünden de itiraz edildiğini, icra müdürlüğünün yetki itirazlarının kabul ederek dosyayı yetkili icra müdürlüğüne göndermiş olsaydı davanın yetkili icra müdürlüğünün bulunduğu mahkeme de açılacağını, yetkili mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, her ne kadar davacı vekilince dava konusunun para borcu olduğu ve alacaklı olarak kendi yerleşim yerlerinde dava açılacağı belirtilmiş ise de dava konusunun salt bir para miktarının borç alınıp verilmesi gibi bir para alacağı olmadığı gibi davacı ile aralarında para borcu doğuran bir sözleşmenin mevcut olmadığını, dava konusu edilen alacağın götürülecek borç olmadığını, dava konusu emtiaların iki adet tır’a yüklendiğini, tırlardan … – … plakalı araçların … Petrol’e ait olduğunu, diğer … – … plakalı araçlardan … plakalı aracın çekici, … plakalı aracın ise dorse olduğunu, çekici aracın … Taşımacılığa ait iken dorsenin diğer müvekkili … Lojistiğe ait olduğunu ve bu nedenle … Lojistiğin fiili taşımayı gerçekleştirmediğini, … A.Ş. İle aralarında bir taşımacılık sözleşmesinin bulunmadığını, sigortalı firmanın dava dışı … Ltd. Şti. ile dava konusu emtiaların taşınması konusunda anlaştıklarını ve tüm taşıma işlerinin takibi ve şoförlerin yönlendirilmesi gibi işlemlerin de … firması tarafından yapıldığını, malların teslim edilmediği hususunu İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile öğrendiklerini ve kusurlu olmadıkları sürece bir zarardan sorumlu olmalarının söz konusu olmadığını, açıklanan nedenlerle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili olan Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğine gönderilmesini, davacının açmış olduğu davasının reddin, açılan dava sebebiyle davacı aleyhine %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Somut olayın meydana geldiği yerin ve dava dışı sigortalı şirketin ikametgah adresinin Gaziantep ili olduğu, davalılardan …Ltd. Şti.nin adresinin Gaziantep ili olduğu, bu davalının süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve takibe itiraz ettiği, Gaziantep icra müdürlüğünün yetkili olduğunu bildirdiği, Yargıtay 3. H.D.nin 14/03/2018 tarih, 2016/13218 E., 2018/2456 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının ancak usulüne uygun bir takip bulunması koşuluna bağlı olması nedeniyle, icra dairesinin yetkisinin itirazın iptali davası bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmeyerek yetki hususunda İİK’nun 50. maddesinde HMK’ya atıf yapılmaktadır. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise, itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK’nun 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır. Bu düzenlemeler ışığında HMK m.6 uyarınca davalılardan …Ltd. Şti.nin yerleşim yerinin Gaziantep olduğu, icra takibinin Gaziantep icra dairesinde yapılması gerekteği, icra takibinin bu davalı yönünden yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafından davalı …Ltd. Şti. aleyhine açılan işbu davada davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar …Ltd.Şti.nin ve … Ltd.Şti.nin süresi içinde Mahkememizin yetkisine itiraz ettikleri yetkili mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu bildirdikleri görülmüştür. HMK m. 6/1 hükmü uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalılar …Ltd.Şti.nin ve …Ltd.Şti.nin yerleşim yerlerinin adresinin ” Silopi/Şırnak” olduğu, davalı vekilinin süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunduğu, yetkili Mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ettiği, yukarıda izah edilen içtihatlar da dikkate alındığında, dava dışı sigortalı şirketin ikametgah adresinin Gaziantep ili olduğu, İstanbul Anadolu Adliyesi mahkemelerini yetkili hale getiren hiç bir seçimlik hal bulunmadığı, seçim hakkının davalıya geçtiği, davalı tarafça yetkili mahkeme olarak Gaziantep mahkemelerinin gösterildiği, davalılar …Ltd.Şti. ve …Ltd.Şti. vekilinin yetki ilk itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, davanın davalılar …Ltd.Şti. ve …Ltd.Şti. bakımından davacı tarafından iş bu davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin yetkisizliği, …” gerekçesiyle, davalılardan … Ltd. Şti aleyhine açılan davanın HMK’nın 114/2 ve115/1-2 maddeleri uyarınca özel dava şartı yokluğundan (takibin yetkili icra dairesinde başlatılmaması) usulden reddine; davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. bakımından Davacı tarafından iş bu davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halindedosyanın yetkili Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine gönderilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Sigortalı emtiaların alıcısına teslim edilememesi sebebi ile sigortalının uğradığı zararın, müvekkili tarafından karşılanmış olmakla müvekkilinin ve 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına “kanuni halef” olduğunu, aynı zamanda tüm hak ve alacakların müvekkiline devredilmiş olup, müvekkilinin TBK’nın 183. maddesi bağlamında “akdi halef” sıfatını kazanmış olduğunu, Dava konusu borcun TBK’nın 89.maddesi uyarınca para borcu olduğunu, yetkili icra dairesinde takip başlatıldığını ve davanın da yetkili Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olduğunu, İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve işin esasının incelenmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşınan emtianın zayi olması sebebiyle nakliyat abonman sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen bedelin, akdi ve fiili taşıyıcılardan tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın davalılar … Şti. Yönünden özel dava şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine; davalılar … Şti. ve … Şti. yönünden mahkemenin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Sigorta şirketi sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalının zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, sigorta şirketinin de rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Yargıtay 3. HD 2016/13218 esas 2018/2456 karar 14/03/2018 tarihli karar içeriğinde de işaret edildiği üzere; Hukukumuzda borçtan kurtulma davası (İİK. m. 69/II, ) menfi tespit ve istirdat davaları (İİK. m. 72/VIII ve İİK. m. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiş olmasına karşın, itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. Bu nedenle itirazın iptali davalarında HMK’nın yetkiye ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerekmektedir. Usul yasasında da bu davalar bakımından kesin bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İİK’nın 50. maddesi uyarınca, icra dairesinin yetkisi konusunda HMK’nın, mahkemelerin yetkisine ilişkin hükümleri uygulanır. HMK’nın 6, 7. Maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca; davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Şu kadar ki kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir. İtirazın iptali davalarında kesin olmayan yetki kuralları uygulanacağından, yetki itirazının HMK’nın 116/1-a maddesi gereğince taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta esasen sözkonusu davalılar …Ltd.Şti. ve … Ltd.Şti.’nin ikametgah adresi Silopi- Şırnak olmakla davalılar yetki itirazında diğer davalı … Ltd. Şti’nin ikametgah adresi itibariyle Gaziantep mahkemelerini itirazın iptali davası açısından da yetkili mahkeme olarak belirtmekle bu durumda az yukarıda bahsi geçenler ışığında Gaziantep mahkemeleri ortak yetkiyi taşıyan mahkeme olduğundan, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmakla davalılar …Ltd.Şti. ve …Ltd. Şti açısından ilk derece mahkemesi uyuşmazlığın çözümünde yetkisizdir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin mahkemenin yetkisine ilişkin değerlendirmeleri isabetli olmakla birlikte, sadece yetkisizlik kararı verip HMK’nın 20. Maddesini alıştırmakla yetinmesi gerekirken, adeta dava şartı niteliğinde kesin yetki kuralı varmış gibi davanın bu davalılar yönünden usulden reddine karar verilmesi usule aykırı olmuştur. Davalı … Ltd. Şti. takibe yapmış olduğu itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, müvekkilinin adresi itibariyle Gaziantep İcra Dairelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir. Yine, davalı taraf davaya cevap dilekçesinde de icra dairesinin yetkisine ileri sürdüğü itirazı açıklamış; mahkemenin yetkisine açıkça ve yetkili mahkemeyi göstererek itiraz yöneltmiştir. Mahkemece öncelikle İcra Dairesinin yetkisi incelenerek, icra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davaları için dava şartı olduğundan bu hususta karar verilmesi isabetli ise de bu davalı hakkındaki davanın, diğer davalılar hakkındaki davadan tefrik edilmeden karar verilmesi de usule aykırı olmuştur. Çünkü, icra dairesinin yetkili olması HMK’nın 114/2. maddesi anlamında dava şartı olup, bu davalı hakkındaki davnın usulden reddine dair karar, dava değerine göre temyiz yolu açık bir karardır. Diğer davalılar hakkında mahkemenin yetkisizliğine dair karar ise HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca kesin nitelikte bir karardır. Bu nedenle, usul ekonomisi ilkesi açısından, davaların tefriki suretiyle karar verilmesi gerekirdi. Aksi takdirde haklarındaki yetkisizlik kararı kesin olan davalılar hakkındaki dava da temyiz sonucunu beklemek durumunda kalacaktır. Mahkeme, yargılamayı, yargılamaya hakim olan ilkelere uygun olarak yürütmelidir. Bu bağlamda, usul ekonomisi ilkesini gözetmelidir. Mahkemece yapılması gereken iş, özel dava koşulu gerçekleşmeyen davalı hakkındaki davayı diğer davalılar aleyhindeki davadan tefrik ederek karar vermekten ibarettir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/ 1.a.4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında tefrik edilmek suretiyle yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 10/12/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.