Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1349 E. 2020/1350 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1349
KARAR NO: 2020/1350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2019
NUMARASI: 2019/570E. 2019/1279K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin görevsizliğine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davalının müvekkili şirketin personel taşımacılığını üstlendiği firmalar için müvekkiline sürücülü araç temini hizmeti sağlayan tedarikçilerden biri olduğunu, bu hizmete istinaden faturalar düzenlendiğini, müvekkili şirketinde bu fatura bedellerini anlaşma şartlarına uygun bir şekilde ödediğini, SGK tarafından davalının Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile ilgili mevzuattan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle hakkında prim borcu ve gecikme cezası tahakkuk ettirildiğini, davalının bu borcu ödemeyerek müvekkili şirketten tahsil etme yoluna gittiğini, müvekkili şirketin cebri icra tehdidi altında bu borcu ödediğini, bu bedelin davalıdan rücuen tahsili için davalıya karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 830,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için sözleşmeye dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, şoförlü araç sözleşmesine konu prim borcunun davacı tarafça ödenmesi nedeniyle aslen bu sözleşmeye göre borçtan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle rücu istemine dayanmakta olup, uyuşmazlık taşıma hizmetine ilişkin olmayıp, uyuşmazlığın çözümünde şoförlü araç kiralama sözleşmesinin hükümleri tartışılacağından ve araç kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu, …” gerekçesiyle, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, HMK’nın 20. Maddesindeki usul çerçevesinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; taraflar arasındaki ilişkinin, aynı zamanda yolcu taşımaya ilişkin olduğunu ve ticari nitelik arz ettiğini, açılan davanın TTK’nın 4/1(a) maddesine göre mutlak ticari davalardan olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dilekçesinde dava değerinin 830,00 TL olarak gösterildiği ve bu dere üzerinden harcın yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davaya dayanak olan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip talebine konu alacak tutarının da 830,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dava, itirazın iptali davası olup kısmi dava yada belirsiz alacak talebi de söz konusu değildir. HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile ilk derece mahkemesinin hüküm tarihi itibariyle 4.440,00 TL’ye baliğ olmuştur. Her ne kadar davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de dayanak icra takibindeki alacak miktarının ve dava dilekçesindeki dava değerinin 830,00 TL’den ibaret olduğu, miktar itibariyle kararın her iki taraf yönünden kesin olduğu anlaşılmaktadır. Kararın görevsizlik kararı olmasının sonuca herhangi bir etkisi yoktur. Çünkü, HMK’nın 341/2.maddesinde, kararın usule veya esasa ilişkin olması bakımından bir ayrım yapılmaksızın parasal sınır getirilmiş ve maddede öngörülen parasal sınırın altında kalan davalarda verilen tüm kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Mahkemenin görevi kamu düzenine ilişkin olmakla birlikte, istinaf mahkemesinin kamu düzeni denetimi yapabilmesi için istinafı kabil bir kararın bulunması gerekir. HMK’ nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Kanun’un 352/1.b maddesi gereğince istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İlk derece mahkemesinin kararı HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin olduğundan, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 346. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacı vekilince yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, başvuran üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 344 ve 352/1.b maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1. c maddesi uyarınca, karar kesindir.