Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1348
KARAR NO: 2023/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2018/1086 E. – 2020/42 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak ve tazminat (Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı … Ltd.Şi. ile müvekkili arasında düzenlenen sözleşme ile davalı … Servis Hizmetleri AŞ’nin taşıma işini üstlenildiğini, sözleşme ile 25.10.2013 ile 20.04.2018 tarihleri arasında personel taşıma işinin üstlenildiğini, bu kapsamda ticari aracıyla personel taşıma işini yaptığını, … ile olan sözleşme süresinin 20.04.2018 tarihinde dolmasına rağmen, davalı şirketçe hiçbir sebep göstermeden 02.01.2018 tarihinde sözleşmenin feshedilerek işten çıkarıldığını, çalışma süresince hak ediş ücretinin toplam 12.233,62 TL eksik ödendiğini, sözleşmenin süresi sonuna kadar elde edilecek hak ediş tutarının 16.313,50 TL olduğunu, çalışma süresince düzenlenen 48 adet hakediş faturasının eksik ödenerek davalı şirketçe haksız gelir elde edildiğini, İş Kanunu gereğince diğer davalının da asıl işveren olarak sorumlu olduğunu, asıl işverenin personeli taşınan davalı … şirketinin olduğunu ve anılan şirketçe personel taşıma işinin diğer davalıya verildiğini ve bu davalı tarafından al taşeronlara taşıma yaptırıldığını ileri sürerek, hak ediş faturalarından eksik ödenen 12.233,62 TL ile sözleşme süresinin bitimine kadar geçecek süre için 16.313,50 TL olmak üzere toplam 28.547,12 TL’nin davalı … Ltd.Şti veya asıl işveren konumundaki … Şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti vekili, savunmasında özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesindeki iddiaların yasal dayanağının bulunmadığını, delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin davayı ispata elverişli olmadığını, sözleşmede belirtildiği üzere müvekkilinin, bildirime gerek olmaksızın hizmet vermekte olduğu müşterisinin talebi ile bildirimsiz olarak iş bıraktırma yetkisi bulunduğunu, müvekkilince müşteriye verilen personel taşıma sözleşmesine bağlı hizmetin kanuna bağlı bir çalışma olmadığını, müvekkilinin bu hizmeti sağlarken hizmet aldığı davacı gibi tacirlerin de işçi olmadığını, kendi araçları ile fatura karşılığı iş yaptıklarını, bu kişilerin sadece servis saatlerinde işçileri alarak eve veya iş yerine götürdüklerine, günün geri kalan zamanlarında ise araçları ile uygun saatlerde kendi nam ve hesdaplarına taşıma yaptıklarını, diğer davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari bağ bulunmadığını, davacının yalnızca müvekkili aracılığı ile diğer davalı … A.Ş.’nin belirlemiş olduğu yolcuları taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı …Tic. A.Ş. Vekili, savunmasında özetle; davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, davacının işçi statüsünde olmadığını, müvekkilinin, davacı ile diğer davalı Taştanlar şirketi arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını, taraflar arasında hiçbir zaman işçi işeveren ilişkisi kurulmadığını, davacının diğer davalının işçisi olmaması sebebiyle alt üst işveren ilişkisinin de bulunmadığını, davacının tacir sıfatında olduğunu, İş Kanunu’na yönelik yapılan açıklamaların mahkemeyi yanıltma amaçlı olduğunu, davacının günlük 175,00 TL üzerinden hesaplama yaparak talepte bulunmasına karşın dava dilekçesine eklenen sözleşmede günlük taşıma ücretinin 170,00 TL olduğunun belirtildiğini, hesaplamanın ne şekilde yapıldığının anlaşılamadığını, düzenlenen fatura bedellerinin davacıya ödendiğini, davacının başka şirketlere de hizmet verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı ile davalılardan … şirketi arasında, davalı şirket bünyesinde bulunan davalı … Holding firmasının Bağcılar İlçesi personel servis işinin yapılması bakımından sözleşme yapıldığı, davacının sözleşmenin süresinden önce 02/01/2018 tarihinde haksız ve tek taraflı olarak feshedildiğinden bahisle sözleşmenin süresi sonuna kadar çalışarak hak edeceği ücretlerin ve feshe kadar eksik ödenmiş olan hakedişlerinin davalılardan tahsilini talep eder olduğu, mahkememizce taşıma uzmanı ve mali müşavir bilirkişiler vasıtası ile tüm dosya kapsamı ve taraf kayıtları üzerinde inceleme yaptırıldığı, davacı 2015 yılı defterlerini ibraz edemediğinden ve diğer yıllara ilişkin de işletme defteri tutulmuş olması, bu defterde tahsilat bilgisinin yer almaması nedeniyle davacının davalı ile arasındaki borç ve alacak ilişkinin tespit edilemediğinin, ayrıca davalı … şirketinin de 2013,2017 ve 2018 yıllarına ait defterleri ibraz edilmediğinden devir bakiyeleri, dönem içi işlemler ve sonuç bakiyesi hakkında inceleme yapılıp davacı ile aralarındaki alacak borç bakiyesinin davalı kayıtlarından tespit edilemediğinin rapor edildiği görülmüş, davacının davalının sözleşmeyi süresinden önce ve haksız olarak feshettiğini iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin ‘Fesih’ başlıklı 13. Maddesinin 1. bendinde taşımacının alt yükleniciye 1 gün önceden bildirmek sureti ile sözleşmeyi feshetme hakkını saklı tutacağının, 13.2 maddesinde alt yüklenicinin fesih talebi olduğunda, taşımacıya en az 60 gün önceden fesih talebini yazılı olarak bildirmesinın zorunlu olduğunun düzenlendiği, sözleşmenin ‘Sözleşmenin Süresi’ başlıklı 15. Maddesinde ise sözleşmenin 20/04/2017 ve 20/04/2018 tarihleri arasında geçerli olduğunun düzenlendiği, davalının yazılı bir fesih bildiriminin de dosya kapsamında mevcut olmadığı, bununla birlikte davacının haksız fesih iddiasını destekler bir bilgi, belge ve beyanı da dosyaya sunmamış olduğu, davacının 16.313,50 TL, sözleşmenin davalı yanca feshedildiğini beyan ettiği 02/01/2018 tarihinden sözleşmenin sona ereceği 20/04/2018 tarihine kadar hak edeceği ücretlere ilişkin talebinin, feshe ilişkin bir kaydın olmaması, davacının davalılar için çalışılan geçmiş döneme ait ödenmeyen 12.233,62 TL tutarında hakedişlere ilişkin talebinin ise davacının işletme defteri tutması, bu defterde tahsilat bilgisinin yer almaması nedeniyle davalı ile arasındaki borç ve alacak ilişkinin tespit edilememesi karşısında, davacı davasını ispat edememiş olup, davanın reddinin gerektiği kanaatine varılmakla…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 25.10.2013 ile 20.04.2018 tarihleri arasında, davalı … Şirketi ile davacı arasında düzenlenen sözleşme ile diğer davalının personelinin taşındığını, hizmet karşılığı düzenlenen 50 adet hakediş faturası ile tahsilat yapıldığını, ancak eksik ödenen 11,777.92 TL ile sözleşmenin haksız şekilde 02.01.2018 tarihinde, erken feshedilmesin nedeniyle dört aylık süre için 16,313.50 TL’nin tahsilinin istenildiğini, ara karar uyarınca 50 adet fatura örneğinin dosyaya sunulduğunu, buna karşılık yapılan ödemelere ilişkin banka dekontlarının da sunulduğunu, Sözleşmenin 12.4 maddesine göre banka kanalıyla yapılması gereken ödemelerin banka dekontlarının mahkemece davalıdan talep edilmediğini, 2016 yılına ilişkin defter tasdiki sırasında 2015 yılına ait işletme defterinin mali müşavirce kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle 2015 yılı işletme defterini ibraz edemediğini, ancak bu faturaların aynısının davalının ibraz edilen defteri kebirinde bulunduğunu, davalının da bu faturalara itirazının olmadığını, esasen fatura bedellerinin banka havalesi ile ödendiğinin cevap dilekçesinde bildirilmesi nedeniyle bu dekontların ilgili bankalardan tedarik edilmesi gerektiğini, davalı tarafça yıl sonunda ödeme yapılmış gibi hesapların muhabeleştirildiğini, ancak gerçekte borcun ödenmediğini, davaya cevap dilekçesinde hak ediş ödemelerinin “banka havalesi” yoluyla gerçekleştirildiği ifade edilmesine rağmen muhasebe defterlerinde “nakit” şeklinde kayıtlar bulunmasının usulsüz olduğunu; Sözleşmedeki feshe ilişkin maddenin TBK’nın aşrı yararlanma başlıklı 28.naddesindeki düzenlemeye aykırı olduğunu, TBK’nın 432.maddesinde “Fesih bildirim sürelerinin, her iki taraf için de aynı olması zorunludur; sözleşmede farklı süreler öngörülmüşse, her iki tarafa da en uzun olan fesih bildirim süresi uygulanır.” düzenlemesi karşısında, alt tedarikçilerin zayıf taraf olarak imza etmek durumunda kaldığı, matbu hizmet sözleşmesinde, davalıya bir günde sözleşmeyi fesih yetkisi tanımışken, alt tedarikçilere 60 günlük süre verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, erken ve haksız fesih halinde bakiye süre için açılan davalarda mahkemelerce tazminat taleplerinin kabul edildiğini, sözleşmenin 20.04.2018 tarihine kadar devam etmesi gerekirken 02.01.2018 tarihinde haksız şekilde erken feshi nedeniyle davacının ifa edilmeyen süreye ilişkin hak ediş alacağını talep edebileceğini ve diğer davalının da sözleşmeden 4857 sayılı İş Kanununun 2.maddesi hükümlerinin kıyasen uygulanması yoluyla sorumlu olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, personel taşıma sözlemesinden kaynaklanan alacak ve sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle bakiye dönem için yoksun kalınar kâr nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen alt yüklenici sözleşmesi ile davacı, bu davalı tarafından üstlenilen davalı … şirketine ait personelin bir kısmını kendisine ait araçla taşımayı üstlenmiştir. Dosyada bulunan 20.04.2017 tarihli sözleşmenin süresinin 20.04.2018 tarihine kadar geçerli olduğu belirlenmiştir. Fesih başlıklı sözleşmenin 13.1 maddesinde, taşımacının bir gün önceden bildirimde bulunarak sözleşmeyi fesih etme hakkının bulunduğu, alt yüklenicinin ise altmış gün önceden yazılı bildirimde bulunarak fesih talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir. Mahkemece sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığı belirtilerek bakiye dönem için talebin reddine karar verilmiş ise de davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti’nin 10.12.2018 tarihli cevap dilekçesinin yedinci maddesinde vurgulandığı üzere, herhangi bir bildirimde bulunmaksızın fesih hakkı bulunduğunun belirtilmesi karşısında sözleşmenin davalı tarafından eylemli olarak fesih edildiği kabul edilmelidir. Sözleşmede davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti.’nin süre verilmeden ve haklı neden göstermeden fesih hakkı tanınması karşısında sözleşmenin feshedilebileceği ve davacının bu hüküm nedeniyle bakiye dönem için yoksun kalınan kâr bedelini talep edemeyeceği anlaşılmıştır. Gerekçenin bu şekilde düzeltilmesi gerekmiştir. Sözleşme ilişkisinin davacı ile davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti arasında olduğu, diğer davalının ise taraflar arasındaki bu sözleşmeye taraf olmadığı, davacının bağımsız tacir olarak davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti’nin üstlendiği taşıma işini gerçekleştirdiği, bu kapsamda taraflar arasında taşıma/hizmet sözlemesinin kurulduğu, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince değer davalıya bu sözleşme nedeniyle hak ve yükümlülük yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Belirtilen durum davalı sıfatına (pasif dava ehliyetine) ilişkin olup davalı …nin bu davada pasif dava ehliyeti ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esas yönünden ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Davacının istinaf başvuru nedenleri bu nedenlerle yerinde olmamakla birlikte, husumet ehliyetinin re’sen gözetilmesi gerektiğinden Dairemizce bu hususun düzeltilmesi gerekmiştir. Yine, davalıların istinaf başvurusu bulunmaması ve kararın resen düzeltilmiş olması nedeniyle, istinafa gelen davacının aleyhine karar verme yasağı dikkate alınarak ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücretine aynen hükmedilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığından reddine, resen gözetilen nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında Dairemizce yukarıdaki gerekçelerle yeniden hüküm kurulmasına, neticede davanın … yönünden pasif husumet yönünden, diğer davalı yönünden ise isas bakımından reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davacının istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte HMK’nın 33, 355 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yukarıdaki gerekçeyle yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davacının davalı …’ne yönelik davasının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine,2-Davacının davalı … Otom. İnş. ve Gıda Mad. Tic. Ltd. Şti’ne yönelik davasının esas bakımından reddine, 3-Alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 487,52 TL harçtan mahsubu ile artan 307,62 TL harcın, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanmış olan 3.425,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, yatıran tarafa iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine,b-Davacı tarafça harcanan kanun yolu giderinin, kararımızın niteliğine göre, takdiren davacı üzerinde bırakılmasına,8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355, 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 11.05.2023.