Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1342 E. 2023/825 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1342
KARAR NO: 2023/825
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2019/846 E. – 2020/195 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketle yaptığı ticaretle davalıya mallar sattığını ve faturalarını düzenlediğini, ancak davalı tarafça ödenmesi gerekli olan 6.421,37 TL’nin ödenmediğini, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine geçtiklerini, takibin itirazla durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirket tarafından icra takibine dayanak fatura bedellerinin alacaklı şirkete dava açılmadan önce ödendiğini, müvekkilinden talep edilebilecek alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut uyuşmazlıkta, davalının icra takip çıktısındaki yazılı meblağdan daha fazla bir ödemeyi çek yoluyla yaptığı anlaşılmaktadır. Yapılan fazla ödeme davacı iddiasına göre taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davacı ile kardeş firma olan … Mağazacılık LTD. ŞTİ.’nin davalıdan olan alacağına mahsup edilmiştir. Davalı ise ortada davacının ileri sürdüğü gibi herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacı vekilinin kendilerini aradığını ve fazla ödemeyi … Ltd. Şti.’nin davalıdan olan alacağından mahsup ettiklerini şifahen bildirdiğini, buna rağmen … LTD. ŞTİ.’nin kendilerine karşı icra takibi başlattığını söylemektedir. Çek bir ödeme aracı olup, borcun sona ermesi için çekin alacaklı tarafından tahsil edilmesi gerekmektedir. Eldeki davanın 07/03/2017 tarihinde açılmış olduğu, uyuşmazlık konusu çekin 30/06/2017 tarihinde takas odası aracılığıyla elektronik ortamda bankaya ibraz edilerek ödemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda davaya esas icra takibi 02/02/2017 tarihlidir. O halde açılmış bulunan itirazın iptali davasından sonra davalı tarafından çeke dayanılarak davacıya ödeme yapıldığı görülmektedir. Yapılan ödeme nedeniyle bakiye alacak kalmadığı, bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Diğer yandan HMK’nın 331. maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmünü amirdir. Anılan madde doğrultusunda davanın konusuz kaldığı ve dosyadaki delil durumuna, davacının ödeme yapmış olmasına göre, davanın açıldığı tarihte haksız olan davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilerek…” gerekçesiyle, dava tarihinden sonra ödeme yapılması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alacağın takibi amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, mahkemece verilen karara göre icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, talebin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, bu yönüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketçe, icra takibine dayanak fatura bedellerinin alacaklı şirkete davanın açılmasından önce ödenmesine rağmen dava açılmasının kötü niyetli olduğunu, ödemenin çekle yapılması ve TTK’nın 795. maddesine göre çekin görüldüğünde ödenecek olması nedeniyle borcun dava tarihinden önce sona erdiğini, bu durumda dava açılırken davacının haksız olması nedeniyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu olduğunu, ayrıca haksız dava nedeniyle müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bu yönlerden ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturalı alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesince, dava tarihinden önce borcun ödenmesi nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 07.10.2019 tarih ve 2018/1249 Esas, 20181248 Karar sayılı ilamıyla yapılan ödemenin borç ve ferilerine yeter miktarda olup olmadığının araştırılarak karar verilmesi gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Yargılama sırasında yapılan incelemede, davalı tarafından … Bankası AŞ’ye ait … seri nolu 30.06.2017 keşide tarihli çekle borcun ödendiği ve bu borcun takip dosyası ve ferilerini ödemeye yeterli olduğu anlaşılmıştır. Tarafların da bu yöne ilişkin bir itirazları bulunmamaktadır. Dosyadaki taraf beyanlarına göre, özellikle cevap dilekçesindeki açıklamalar ile istinaf başvurusundaki ilk cümlede çekin takipten sonra ancak davadan önce 03.02.2017 tarihinde davalı tarafından davacıya teslim edildiği açıktır. Çek bir ödeme aracı olup, TTK’nın 795. maddesi uyarınca çek göründüğünde ödenir. Ancak Çek Kanunu’na eklenen maddelerle ibraz edilen çeklerin, çekte yazılı olan tarihten önce karşılıksız işlemine tabi tutulamayacağı düzenlenmiştir. Çekin alınması borcun yenilenmesi anlamına da gelmez. Kural olarak bir kambiyo evrakının verilmesi ile borç ödenmiş sayılmaz. Çekin taraflar arasındaki takibe konu ticari ilişkideki borcun ifası uğruna verildiği sabittir. Davacının temel ilişkiden ve çekten kaynaklı alacağı bulunduğundan tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere her iki yoldan da alacağını talep etmesi mümkündür. Tahsil edilen çekin ileri tarihli düzenlenmesine rağmen çekin verilmesi anında borcun ödendiği kabul edilemeyeceğinden, tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere duran takibin harekete geçirilmesi için davacının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Takibe konu cari hesap borcunun çek verilmesine rağmen itiraz ve dava tarihinde ödenmemiş olması nedeniyle takibe yönelik itirazın haksız olması karşısında, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Davanın açıldığı tarihte davacının haklı olduğu gözetilerek, dava tarihinden sonra yapılan ödeme ile konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davacı yararına icra inkar tazminatına ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Bu nedenle davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvuru nedenlerinin reddine ve ilk derece mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kuruması gerekmiştir. Yukarıdaki açıklama ışığında dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile icra inkâr tazminatı yönünden düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1- HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 125,50 TL karar harcının davalıdan tahsiline,3- Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B- Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile icra inkâr tazminatı yönünden düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Likit alacağa yönelik haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren % 20 oranında belirlenen 1.284,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 109,67 TL’nin mahsubu ile bakiye 70,23 TL harcın davalıdan tahsiline, 4-Davacı tarafça harcanan 31,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ile 173,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 259,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.421,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,6-Bakiye avansların yatıran taraflara iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a- Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,b-Davacı tarafından harcanan 148,60 TL başvuru harcı gideri ile 51,60 TL posta gideri olmak üzere, toplam 200,20 TL kanun yolu giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeri itibariyle karar kesindir.