Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1332 E. 2020/915 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1332
KARAR NO: 2020/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/29 Esas
KARAR TARİHİ:17/06/2020
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Genel kurul kararının iptali istemli dava sırasında talep edilen ihtiyati tedbir kararının reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 02/01/2020 tarihinde Şile’de yapılan olağanüstü genel kuruluna ve bu toplantı da alınan kararların tümüne itiraz edildiğini, söz konusu 02/01/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının TTK. Madde 445 gereğince iptaline, biri davacı olmak üzere çift imza ile temsil yetkisi verilmesine veya şirkete ortaklar dışından yönetim kayyımı atanmasına ve ayrıca hiçbir ticari faaliyeti olmayıp sadece üzerinde çok kıymetli taşınmazlar bulunan şirkete ait mal varlığının elden çıkarılmaması veya davacı aleyhine işlem yapılmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 17/06/2020 tarihli kararla, “…davanın niteliği, tedbir talebinin ileri sürülüş biçiminden de açıkça anlaşıldığı gibi talebe konu unsurların dava konusu olmaması, olağanüstü toplantıya çağrıya ilişkin yargı kararı, taraflar arasında şirket yönetimine ilişkin olarak görülen ve gerekli kısımları bu dosyaya celp edilen diğer davalara özgü olarak tedbir talepleri hakkında verilmiş olan kararlar ileri sürülen iptal sebebi, şirketin kendi kendine yönetiminin asıl olması, müdahalenin çok istisnai kriterlere bağlı olarak düşünülmesi gereği, cevap dilekçesi içeriği, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemeler, yakın ispata ilişkin kurallar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği sonucuna varıldığından mevcut kapsam ve aşamaya bağlı olarak…”, gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın genel kurulun iptaline ilişkin olduğunu, şirketin borçlandırılması, gayrımenkullerin borçlar sebebiyle satılması söz konusu olabileceğini, gerçekten de davalılardan ve şirket ortaklarından … şirketten alacaklı olduğunu iddia ederek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla şirkete karşı icra takibi başlatmış ve müvekkilinin kullandığı şirkete ait aracı haczettirildiğini, yine anılan süreçte şirketi temsil ve ilzama yetkisi olmadığı halde, diğer ortak … şirket adına Av….’a vekalet vererek bu işlemlerde şirketi temsil etmiş, müvekkileme karşı ecrimisil ihtarnamesini Beyoğlu … Noterliğinden keşide ettiğini, noterin Noterler Birliğine şikayet edilmiş olup ekteki karar ile cevap verildiğini, karara dikkat edildiğinde “Noterliğimiz tarafından işlem yapıldıktan çok sonra Şile Noterliği işlemin hatalı olduğunu TNB sisteminde duyurmuş konuyu öğrenir öğrenmez vekil olan Avukat … ile temasa geçilip durum anlatılmış ve işlem yapmaması söylenmiştir” şeklinde bir beyan olduğunu, bu ve bunun gibi olayların yaşanmaması için mahkemece, HMK’nın 391. maddesi çersevesinde tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da birşeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek bir tedbir alınması gerektiğinin açık olduğunu, hal böyle iken ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin sakıncalar doğuracağını belirterek, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı yanca davalı şirketin 02.01.2020 tarihli olağan üstü genel kurulunda alınan kararının TTK’nın 445. vd. maddeleri uyarınca mutlak butlanla yokluğunun tespiti ve/veya iptali istemli açılan dava içinde, aynı Kanun’un 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının icrasının durdurulması, ayrıca HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir yoluyla yönetim kayyımı atanması ve davalı şirketin menkul ve gayrimenkul mallarına ihtiyati tedbir uygulanması talep edilmiş, ilk derece mahkemesince talebin reddine dair ara kararı verilmiş, bu ara karara karşı davacılar vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Limited şirket genel kurul toplatına çağrı, çağrısız genel kurul, kararların butlan ve iptali hakkında, TTK’nın 617 ve 622. maddelerindeki atıf nedeniyle, anonim şirketler hakkındaki hükümler uygulanır. İhtiyati tedbir, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesinde, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince, dava dosyasında değişen durumlara göre her zaman, talep üzerine, tedbir kararı verilebileceği de gözetildiğinde, davalı şirket mal varlığı dava konusu olmadığı gibi davalı şirket yönetiminde boşluk ve organ eksikliği bulunmadığı da dikkate alındığında, davanın mevcut aşaması itibariyle dava konusu iddiaların yaklaşık ispatı koşulu gerçekleşmediğinden, mahkemece yargılamanın bu aşamasında ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17.09.2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.