Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1325
KARAR NO: 2023/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2015/915 E. – 2019/292 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının Eskişehir’de bulunan fabrikasındaki işçilerinin taşınması için 01.06.2014 tarihli bir yıl süreli; Kayseri’deki fabrika işçilerin taşınması için 01.02.2013 tarihli bir yıl süreli sözleşme yapıldığını, Kayseri fabrikası için 01.01.2014 tarihinde ek protokol düzenlendiğini, Eskişehir fabrikası için düzenlenen sözleşmenin sona erdiğini, Kayseri’deki fabrika için düzenlenen sözleşmenin 31.12.2015 tarihinde sona ermesi gerekirken, davalı tarafça 20.04.2015 tarihinde haklı neden olmaksızın ve bildirim yapılmaksızın süresinden önce feshedildiğini, davalının sözlü olarak 20.04.2015 tarihinde sözleşmenin sona erdiğini bildirdiğini ve Bakırköy … Noterliğinin 21.04.2015 tarihli fesih ihtarnamesi gönderdiğini, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, sözleşmeler kapsamında müvekkilinin taşıma hizmeti vermesine rağmen, davalının edimi ifa ederken sözleşmelerde yer almamasına rağmen 20.10.2014 tarihli … sıra numaralı ve 30.09.2014 tarihli … sıra numaralı iki adet fiyat farkı faturası düzenlenerek, bu faturaların davacının alacağından mahsup edildiğini, faturaların davalının muhasebe sistemindeki aksaklıklar nedeniyle düzenlendiği ve ileriki dönemde hesabın düzeltileceğinin sözlü olarak beyan edilmesi ve sözleşme de sözleşmenin devam edeceği düşüncesiyle faturalara itiraz etmediğini, ancak bu faturaların sözleşmeye aykırı olduğunu ve fiyat farkı faturaları ile davalının bir alacağının bulunmadığını, davalının 20.04.2015 tarihinde Kayseri fabrikasına ilişkin sözleşmeyi sözlü olarak feshettiğini, haksız feshin tutanakla belirlendiğini ve feshin davalı tarafından 20.04.2015 tarihli ihtarla bildirildiğini, fesih sonrası müvekkilince 06.05.2015 tarihli iki adet iade faturasının düzenlenerek tebliğ edilmesine rağmen ödenmediğini ve faturanın iade edildiğini, davalının fiyat farkı faturasını ödemekten kaçınarak kötü niyetli davrandığını, sözleşmenin haksız ve erken feshi nedeniyle müvekkilinin aylık ortalama 80.000 TL civarında cirodan mahrum kaldığın, aylık 25.000 TL kazanç kaybı oluştuğunu, müvekkilinin fesih nedeniyle bir kısım araçlarını satmak zorunda kaldığını ileri sürerek, müvekkilince düzenlenen 337.900 TL tutarlı iade faturası alacağı ile şimdilik 10.000 TL kazanç kaybı alacağının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; taralar arasında Kayseri ilindeki personelin taşıması için 01.02.2013 tarihinde 1 yıl süreli sözleşme yapıldığını ve 01.01.2014 tarihinde ek protokol imzalanarak, 2014 yılında uygulanacak güncel fiyat listesi belirlendiğini, 2014 yılı Eylül ayında ödemeleri onaylayan davalı çalışanının servis faturasının yüksek bulduğunu ve davacının raporladığı aylık servis sayısını kontrol ettiğini, servis puantajmda yer alan servis sayısının astronomik olduğunu, mevcut personel sayısı ve çalışma saatleri üzerinden bir hesaplama yapıldığında, belirtilen servis sayısına ulaşılmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini, yapılan inceleme sonucu davacının yaklaşık iki yıl boyunca vermediği servis hizmeti için fatura düzenleyerek bedelini tahsil ettiğinin belirlendiğini, 2014 yılında haksız olarak KDV hariç 139.920 TL fazla tahsilat yapıldığını, işçi sayısında artış olmamasına rağmen 2014 yılı Ocak ayından itibaren faturaların sürekli şekilde artırıldığını, 2013 yılına ilişkin puantaj kaydı bulunmadığından net bir hesaplama çıkartılamadığını, davacının 2013 yılında aylık azami 48.000 TL talep edebileceğinin anlaşıldığından bunun üzerindeki faturalardan 29.600 TL ile 2014 yılındaki fazla tahsilat miktarı olan 139.920 TL toplamı 169.520 TL fazla tahsilat yapıldığının belirlendiğini, KDV dahil 184.776,80 TL zarar bulunmasına rağmen 174.400 TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlendiğini, bu faturanın ödenmemesi için 175.000 TL teminat bonosu alındığını, alacağın cari hesaptan mahsubu sonrası senedin iade edildiğini, bundan sonra servis faturalarının olması gereken seviyeye indiğini, davacının usulsüzlük yapmasına rağmen düzenlenen faturaların haksızlığına dayandığını; Eskişehir fabrikası çalışanlarının taşınmasına yönelik olarak 01.06.2014 tarihinde bir yıl süreli düzenlenen sözleşmeden sonra 30.09.2014 tarihinde düzenlenen ek protokol ile davacının fahiş fiyatlarının piyasa fiyatlarına indirildiğini, davacının ek protokol yürürlüğe girinceye kadar fahiş faturalar düzenlediğini, taraflar arasındaki görüşmelerde davacının 30.09.2014 tarihli yazı ile fahiş fiyatı kabul etmesi nedeniyle 30.09.2014 tarihli 150.000-TL+KDV bedelli farkı faturası düzenlenerek teminat bonosu alındığını, faturanın cari hesaptan düşülerek ödenmesinden sonra bononun iade edildiğini, yapılan usulsüz işlemler nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, feshin ancak 2015 yılı Nisan ayında gerçekleşebildiğini, fiyat farkı faturalarının muhasebesel nedenlerle düzenlendiğine ilişkin davacı iddiasının yerinde olmadığını, faturaların haksız yapılan tahsilatların iadesine ilişkin olduğunu, fiktif bir fatura düzenlenmesinin mümkün olmadığını müvekkilinin dilediği zaman sözleşmeyi teminatsız olarak fesih hakkının bulunduğunu, ayrıca feshin de haksız olmadığını, müvekkilinin akdedilen sözleşmeyi 15 gün öncesinden dilediği zaman feshetme imkanı bulunduğunu, tacir olan davacının faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, kabul tarihinden uzun süre sonra iade faturası düzenlenmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Rapor içerisinde belirtildiği üzere; 1-Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2013 ve 2014 yılına ilişkin yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, 2-Davacı tarafça davalıya, taşıdığından daha fazla servis taşıma işi yapmış gibi puantaj yaparak fazla servis taşıma faturası düzenlediği ve bedelini de tahsil ettiği, 3-Davalı tarafın davacının fazla fatura kestiğini 2014 yılı eylül ayında fark ederek davacıya 2 adet ‘fiyat farkı’ açıklaması ile iade faturası düzenlediğini davacının da söz konusu faturaları itirazsız kabul ederek yasal defterlerine işlediğini, 4-Davacı tarafın huzurdaki davaya dayanak 06.05.2015 tarih ve … seri nolu 163.500,00-TL bedelli fatura ile 06.05.2015 tarih ve … seri nolu 174.400,00-TL bedelli faturayı düzenleyerek davalıya tebliğ ettiğini ancak davalının söz konusu faturalara yasal süresinde itiraz ederek Bakırköy … Noterliğinin 21.05.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle davacıya iade ettiğini, söz konusu faturalar muhteviyatı hizmetlerin davacı tarafça davalıya verildiği hususunun dosya kapsamına göre ispata muhtaç kaldığı kanaatine varıldığı, bu nedenle davacının söz konusu 2 adet fatura nedeniyle huzurdaki davada talep edebileceği herhangi bir alacağın olmadığı, 5-Davalının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ‘L’ maddesine göre sözleşmeyi feshetmesi ve bu maddedeki 15 günlük süre öneline uymaması nedeniyle sayın mahkemenin davacıya 15 günlük tazminat ödenmesi gerektiği kanaatinde olması durumunda talimatla alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının 3.015,22-TL tazminat talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır denilmiştir. Davalı tarafça davacıya düzenlenmiş ve davacı tarafça kabul edilerek ticari defterlere ‘satıştan iadeler’ olarak 2 adet fatura kaydedilmiştir. Sözleşmenin sona ermesinden ve fiyat farkı faturasının kabul edilip ticari defterlere işlenmesinden itiraz süresi de geçtikten sonra yaklaşık 7 ay sonra kendi yararına sonuç doğuracak şekilde iade faturası düzenlenmiştir. Bu durumda iade edilen fatura alacağının ispatı davacı taraftadır. Davalı şirketin söz konusu fazla servis bedellerini davacıya ‘fiyat farkı’ muhteviyattı 30.09.2014 tarih ve … Seri nolu 163.500,00-TL bedelli ve 20.10.2014 tarih ve … seri nolu 124.400,00-TL bedelli iade faturaları düzenlemek suretiyle iade ettiği tespit edilmiştir. Söz konusu fiyat farkı faturalarım davacı taraf aynı şekilde kabul ederek davalıdan olan alacağından tenzil etmiş davalı ise davacıya olan borcundan tenzil etmiştir. Netice itibariyle davacı tarafça davalıya taşığından daha fazla servis faturası düzenlediği, davalının davacıya fazla servis bedelinin iadesi yönünden 2 adet iade faturası düzenlendiği ve davacının da itirazsız kabul ederek yasal defterlerine işlediği tespit edilmiş olup açıklanan nedenlerle davacının davalıya yapmadığı fazla servis taşıma işi yönünden gerçeğe aykırı fatura düzenlediği bunun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmış ve iade edilen fatura alacağının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf davalıdan sözleşmenin haksız feshedildiği gerekçesiyle 10.000-TL kazanç kaybı talep etmiş ise de sözleşmenin davacı tarafça davalıya taşığından daha fazla servis faturası düzenlediği, davalının davacıya fazla servis bedelinin iadesi yönünden 2 adet iade faturası düzenlendiği ve davacının da itirazsız kabul ederek yasal defterlerine işlediği tespit edilmiş olup açıklanan nedenlerle davacının davalıya yapmadığı fazla servis taşıma işi yönünden gerçeğe aykırı fatura düzenlediği anlaşıldığından feshin haklı olduğu anlaşılmış ve bu talebin de reddine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından ‘Taraflar arasında sözleşmenin 15 gün önceden haber verilerek ve haklı nedenle feshedilmesi gerekmekte olup, davacı taraf sözleşmede belirtilen usule uymamıştır. Hal böyle olunca sözleşme haklı nedenle feshedilmiş olsa bile (usule uyulmadığı için) davacı davalıdan 15 günlük kazanç kaybını talep edebilecektir. Raporumuz içinde belirtildiği üzere davacının talep edebileceği 15 günlük kazanç kaybı 3.015,22-TL’dir.’ şeklinde görüş beyan edilse de önele ilişkin talep hakkı kazanç kaybı talebi kapsamında kalmayıp bu yönde bir dava bulunmadığından bu hususta bir karar verilmemiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile delillerin toplanmadan ve beyanlar incelenmeden yetersiz gerekçe ile karar verildiğini, hükme esas alınan raporda davalı şirketin ticari defterlerinin sadece müvekkili ile çalışılan son dönemlerinin incelendiğini, oysa defterlerin tüm çalışma döneminin incelenmesi gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu şekilde sürdüğünü, geçmiş dönemlerde de iade faturaları düzenlendiğini, haksız fatura düzenlenmesi halinde davalının daha önce sözlemeyi feshetmesi gerektiğini, iade faturaların verilmeyen hizmetlerin iadesi olmayıp, davalı şirketin mali işlerinden kaynaklı olduğunu, buna rağmen davalı şirketin kayıtlarının tam olarak incelenmeden rapor düzenlenmesi nedeniyle bu hususların göz ardı edildiğini, müvekkilin iyi niyetin kullanılarak muhasebe sistemindeki sıkıntı nedeniyle fatura düzenlediğini, müvekkilin de faturayı kabul etmek zorunda kaldığını, müvekkilinden sonra davalının sözleşme yaptığı taşımacı ile yapılan sözleme döneminin incelenmesi halinde müvekkilince düzenlenen hak ediş ve iade faturalarının yerinde olduğunu, yeni şirketle yapılan sözleme ve ödemelerin dikkate alınmadan soyut olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında düzenlenen personel taşıma sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı ile sözlemenin erken feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybının tahsili istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında çeşitli tarihlerde düzenlenen personel taşıma sözleşmeleri ile davacı, davalı şirketin çalışanlarının sözleşmelerde belirlenen ilkeler çerçevesinde taşınmasını üstlenmiştir. Bu kapsamda taraflar arasında 01.12.2013 tarihli sözleşme ile davalının Kayseri ilinde bulunan fabrikasındaki personelin taşınması işi davacı tarafından üstlenilmiştir. Sözleşmenin L maddesinde taşıtanın fesih hakkı düzenlenmiş olup, buna göre “taşıtan 15 gün öncesinden ihbar etmek kaydıyla dilediği zaman gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi tek taraflı fesih yetkisine de haizdir.” Taraflarca düzenlenen 01.01.2014 tarihli protokolle borçların ödenme vadesi yenide belirlenerek değişik güzergahlara göre servis ücretleri belirlenmiştir. Taraflar arasındaki bu sözleşme 20.04.2015 tarihinde davalı tarafından feshedilerek, buna ilişkin tutanak düzenlenmiştir. Ayrıca fesih iradesi davalı tarafından keşide edilen Bakırköy …Noterliğinin 21.04.2015 tarih ve …03 yevmiye nolu ihtarnamesiyle davacıya bildirilmiştir. Belirtilen fesih yazısında, sözleşmenin L maddesine göre 15 gün sonra geçerli olmak üzere feshedilebileceği, ancak fesih iradesinin ortaya konulması nedeniyle ihbarnamenin tebliğinden itibaren sözleşmenin feshedildiği bildirilmiştir. Fesih iradesi doğrultusunda sözleşmenin 20.04.2015 tarihinde feshedildiği ve bu sözleşmenin bir yıllık süreli olduğu, sözleşme süresinin 01.01.2015 ile 31.12.2015 tarihlerini kapsadığı, feshin süresinden önce yapıldığı açıktır. Davalı, fesih ihtarında herhangi bir sebep ileri sürmemesine rağmen, cevap dilekçesinde, sözleşmeye aykırı fatura düzenlenmesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği belirtilmiştir. Fesih iradesinde ileri sürülen nedenlerle fesih eden bağlı olup, fesih nedeni sonradan değiştirilemez. Davacı tarafından düzenlendiği belirtilen fahiş fiyatlı faturaların, davalı iddiasına göre tarafların anlaşması ile 30.09.2014 tarihli ve 163.500 TL bedelli fatura ile 20.10.2014 tarih ve 174.400 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlenerek alacağın mahsup edildiği ve ticari ilişkinin bu şekilde devam etmesi nedeniyle önceki bir nedene dayalı olarak sözleşmenin fesih edilmiş olması haklı neden sayılmaz. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde dava dilekçesinde bahsedilen sözleşmelerin yürürlükte bulunduğu 2013-2014 ve 2015 yıllarına ilişkin davalı defterleri incelenmiş ve başka bir fiyat farkı faturası bulunmadığı belirlenmiştir. Mahkemece yapılan incelemede ticari defterler incelenmiş olup, mahkemenin gerekçesi ve davacı faturalarının dikkate alınmaması nedenleri yeterli gerekçe ile değerlendirilmiştir. Tacir olan taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde davacı tarafından düzenlenen fazla miktardaki faturaların tutanakla belirlenip bu miktarın teminat bonosu alınmak suretiyle davacının hak edişinden, taraflar arasındaki açık hesaptan mahsup edildikten sonra ve sözleşme ifa edildikten uzunca bir süre sonra faturaya dayalı bu kesintilerin yerinde olmadığı iddiasıyla davacı tarafından düzenlenen yansıtma faturalarıyla alacak oluşmaz. Gerçek bir mal ve hizmet teslimine ilişkin iki adet yansıtma faturasına konu alacağın gerçek bir alacak olduğunun davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı tarafından, davalı tarafından düzenlenen iki adet fiyat farkı faturasının muhasebe hatalarının düzeltilmesi için kabul edildiği belirtilmesine rağmen buna ilişkin hiçbir emare bulunmadığı, aksine cevap dilekçesine eklediği tutanaklar ve bonolardan bu faturaların davacı tarafından fazla fatura düzenlenmesi nedeniyle keşide edildiğinin anlaşılması karşısında mahkemece gerçek bir mal ve hizmet teslimine ilişkin olmayan iki adet faturaya yönelik talebin reddine karar verilmesi yerindedir. Diğer yandan sözleşmenin nispiliği ilkesince davacının sözleşmesinin feshinden sonra davalının yapmış olduğu taşıma sözleşmesindeki taşınacak personel sayısı ve buna göre ödenecek ücretin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Zira bu tür sözleşmelerde taraflar piyasa koşullarına göre başka hak ve menfaatleri de dikkate alınarak farklı sözleşme bedelleri belirleyebilirler. Bu nedenle davacı vekilinin mahkemenin gerekçesine, ilk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesine, iki adet fatura bedeli talebinin reddine ilişkin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı, 01.01.2015 tarihinde başlayan bir yıl süreli Kayseri fabrikasındaki işçilerin taşınmasına ilişkin sözleşmenin 20.04.2015 tarihinde süresinden önce fesih edilmesi nedeniyle bakiye dönem için kar kaybı tazminatı istemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin L maddesinde 15 gün içinde ihbarda bulunmak suretiyle gerekçe gösterilmeksizin sözleşmenin davalı tarafından fesih edilebileceği düzenlenmiştir. Bu madde ile maddede belirtilen öner tanınmak suretiyle sözleşmenin her zaman tazminatsız fesih edilebileceği davacı tacir tarafından kabul edilmiştir. Bu nedenle sözleşmenin bakiye süresi için kar kaybı tazminatı talep edilemez. Ancak, sözleşmenin feshi için 15 günlük süre tanınması gerektiğinden fesih iradesinin tebliğinden itibaren 15 gün süre ile davacının çalıştırılması gereklidir. Bu süre içerisinde çalıştırılmaması halinde davacının 15 günlük süre için kâr kaybını talep etme hakkı bulunmaktadır. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda net kazanç esasına göre bu miktar hesaplanmış olup, 15 günlük süre için davanın 3.015,22 TL kâr kaybı bulunduğu belirlenmiştir. Bu miktarın kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile 15 günlük tazminatın dava konusu olmadığı belirtilerek bu miktarın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kunulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile 3.015,22 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Alınması gereken 205,96 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 5.941,27 TL harçtan mahsubu ile artan 5.735,30 TL harcın, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Kabul edilen kısım üzerinden AAÜT gereğince belirlenen 3.015,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 26.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Kabul ve red olunan kısımlar dikkate alınarak davacı tarafından yapıldığı belgelenen 1.803,30 TL yargılama giderinden takdiren 18,00 TL’lik kısmın davalıdan alınarak davacıya verilmesine , bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davacı tarafından dava açılırken ödenen 27,70 başvurma harcının ve 205,96 TL karar ve ilam harcı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının yatıran taraflara iadesine, 9- İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL başvurma harcı ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olmak üzere 50,50 TL posta gideri toplamı 199,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.06.2023 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.