Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1324 E. 2020/902 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1324
KARAR NO: 2020/902
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2020 tarihli ara kararı
NUMARASI: 2020/234 E. – 2020/358 K.
DAVANIN KONUSU: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
Taraflar arasında görülen ticaret sicil müdürlüğünün işlemine itiraz davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında sırasında, tedbir talebinin reddine dair ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sermayesinin %99,75’inin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu, şirketin TTK’nun hükümlerine tabi olarak kurulan belediye iştiraki olduğunu, 24.03.2020 tarihinde yapılması gereken olağan genel kurul toplantısının çoğunluk sağlanamaması sebebiyle ertelendiğini, Ticaret Sicil Gazetesi’nde 03.04.2020 tarihinde ilan edilen olağan genel kurul toplantısı’na çağrı üzerine 21.04.2020 tarihinde Genel Kurul toplantısının gerçekleştirildiğini, toplantıya İBB adına yetkilendirilen Genel Sekreter … tarafından imzalanan temsilci belgesi ile katılımın sağlandığını, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 15.05.2019 tarihli genelgesini dayanak alarak İBB Başkanlığı temsilcisinin belirlenmesine ilişkin Belediye Meclisi Kararı’nın ibrazını talep ettiğini, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mezkur genelgeye dayanarak yaptığı iade işleminin hukuka aykırılık içerdiğini, bunun üzerine Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 04.05.2020 tarihinde başvuru yapıldığını ve tescilin gecikmesi durumunda müvekkili şirketin maruz kalacağı telafisi zor zararlardan bahsedilerek 21.04.2020 tarihli olağan genel kurul tutanağının geçici olarak tescilinin talep edildiğini, ancak davalı Müdürlükçe bu talebin ret edildiğini, davalının, müvekkili şirketten tescil işleminin yapılabilmesi için İBB temsilcisinin belirlenmesine ilişkin Belediye Meclisi kararının istediğini, ancak mevzuata göre temsilcinin belirlenmesinde Belediye Meclisi’nin değil Belediye Başkanı’nın yetkili olduğunu, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün inceleme görevinin sınırlarını aşan bir inceleme yaparak, işlemlerin gecikmesine ve sürüncemede bırakılmasına neden olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin 21.04.2020 tarihli genel kurul kararının tedbiren geçici olarak tescil ve ilanına, bu talebin yerinde görülmemesi durumunda ise genel kurul öncesinde görevde bulunan Yönetim Kurulu’nun yargılama sonuna ve kararın kesinleşmesine kadar yetkili kılınmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, netice itibariyle ise İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün hukuka aykırılık taşıyan 29.05.2020 tarihli ve … sayılı “tescil talebinin reddi” işleminin iptaline, 21.04.2020 tarihli şirket genel kurul kararının Ticaret Sicili’ne tesciline ve tescilin Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 03.06.2020 tarihinde açılan davada 05.06.2020 tarihinde ihtiyati tedbir talebi ara kararla değerlendirilerek reddedilmiştir. Belirtilen aşamada davalı vekilince verilen yazılı bir cevap veya beyan bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, davacının ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 05/06/2020 tarihli ara kararında; ” .. Talep; Olağan Genel Kurul kararının tescil ve ilanına iliştin isteminin reddine ilişkin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kararının iptali ile Olağan Genel Kurul kararının tedbiren geçici olarak Ticaret Sicili’ne tescili ve tescilin Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanı istemlerine ilişkindir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. İhtiyati tedbir; kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında kabul edildiği ve 6100 sayılı HMK.’nun 391.maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere; “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde” başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilemez. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davaya konu yaptığı müvekkili şirketin 21/04/2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında aldığı kararın mahkememizce tedbiren geçici olarak tescil ve ilanını talep etmekte olup, davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, davacı tarafın bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davacı taraf 21/04/2020 tarihinde yapılan Genel Kurul öncesinde görevde bulunan Yönetim Kurulu’nun yargılama sonuna ve kararın kesinleşmesine kadar yetkili kılınmasını mahkememizden tedbiren talep etmiş ise de; yasal mevzuat gereğince şirket Yönetim Kurulu’nun ancak yetkili organlarca seçilebileceği, daha önce seçilmiş Yönetim Kurulu’nun görevde olduğu, diğer yandan şirkette bir organ boşluğunun bulunmadığı, bu nedenle mahkememizin Yönetim Kurulu atanması veya görevinin devamı hakkında bir karar verme yetkisinin bulanmaması…” gerekçesiyle, davacı tarafın 21/04/2020 tarihli şirket genel kurul kararının geçici olarak tescil ve ilanına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı tarafın genel kurul öncesinde görevde bulunan yönetim kurulunun yargılama sonuna ve kararın kesinleşmesine kadar yetkili kılınmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Geçici tescil için aranan şartların somut olayda bulunduğunu, yapılan geçici tescil talebine cevap verilmeksizin esas taleple birlikte istemin reddine karar verildiğini, TTK’nun 32/4 ncü maddesi uyarınca geçici tescilin yapılması gerektiğini, yasal düzenlemedeki amacın esas hakkında karar verilinceye kadar ticari hayatın devamının sağlanması olduğunu, önceki yönetim kurulunun görevi devam etmediğinden yönetimde boşluk bulunmadığına ilişkin mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, şirketin yönetim kurulunun görev süresinin dolduğuna ilişkin sicil tarafından yazılan yazı bulunması nedeniyle organ boşluğunun bulunduğunun davalı yanca da kabul edildiğini, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi nedeniyle tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak, yargılamada verilecek karar kesinleşinceye kadar TTK’nun 32/4. maddesi gereğince geçici tescile, aksi halde önceki yönetim kurulunun şirketin temsili konusunda yetkili kılınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davalı sicil müdürlüğü tarafından davacı şirketin TTK’nun 32/4 ncü maddesi gereğince geçici olarak tesciline ilişkin esas dosyasında istenen tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyasının istinaf incelemesine gönderilmesi aşamasında, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 16.07.2020 tarih, 2020/324 Esas-2020/358 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hal böyle olunca, esas dava hakkında davanın kabulüne karar verilmiş olduğu gözetildiğinde, istinafa konu önceki ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kalmıştır. Bu durumda, bu kararların nihai kararla birlikte kanun yolu aşamasında değerlendirilmesi durumu saklı olmak üzere, istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kaldığından, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin ara kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17/09/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.