Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1322 E. 2023/724 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1322
KARAR NO: 2023/724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2018/395 E. – 2019/219 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili banka arasında düzenlenen 10.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca, bankaca kullanıdırılan taksitli ticari kredi ve çek taahhüt kredisinin süresinde ödenmediğini, diğer davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine keşide edilen Kahramanmaraş … Noterliğinin 19.02.2018 tarihli ihtarıyla hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, ayrıca para borçları yönünden alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunu, sözleşme ile borcun ve faiz oranının belirlendiğini ileri sürerek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların ayrı ayrı %20’den az olmamak üzeri icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, Çorlu icra müdürlüğü ile mahkemelerinin yetkili olduğunu, banka ile yapılan sözleşmenin KGF garantili ticari sözleşme olduğunu, KGF’nin bankalar ile risk paylaşımı esasına göre çalışarak kredi tutarının belli bir oranına kadar kefil olduğunu, kredinin ödenmemesi durumunda bankanın KGF’den tazmin talebinde bulunabileceğini, kredinin %90 KGF teminatlı olması nedeniyle müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, uygulanan faizin fahiş olduğunu, kefaletin geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı banka ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … Tic. Ltd. Şti. arasında 400.000,00 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu sözleşmeyi diğer davalı …’ın da 400.000,00-TL kefalet limiti dahilinde müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu, kefilin sorumlu olacağı “muayyen kefalet limitinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu, davalı/kefilin şirket ortağı ve yöneticisi olması nedeniyle eş muvafakatine ihtiyaç duyulamadığı, TBK.’nun 582. ve 583. (mülga:BK 484 ve 485.m) öngörülen diğer şekli yasal unsurlarında açıkça teşekkül etmiş olduğu, geçerli bir kefaletin mevcut olduğu, kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile davalı asıl borçlu ve kefile Kahramanmaraş …Noterliğinin 19.02.2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, kredi cari hesabı kat edildiği, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 1 gün içinde toplam 111.063,05 TL nakdi alacağın ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıların genel kredi sözleşmesindeki adreslerine gönderilmiş olması nedeni ile davalıların 24/02/2018 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere; sözleşmenin 22.m göre akdi faizin %100 fazlası mertebesinde temerrüt faizi istenileceğinin kabul ve taahhüt edilmiş olması nedeniyle; ihtarname tarihi itibariyle TL cinsi kredileri için % 60 (30×2=) oranında temerrüt faizi tespit edildiği, davacı tarafça takip talebinde % 50 oranında temerrüt faizi talep edilmiş olmakla, sözleşme serbestliği ilkesi uyarınca talep edilen temerrüt faiz oranının yerinde olduğu, takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği alacak tutarı asıl alacak: 108.937,88-TL, işlemiş faiz: 1.966,92-TL, BSMV: 98,35-TL, ihtarname gideri: 770,34-TL olmak üzere toplam 111.773,49-TL olarak hesaplandığı, kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık anılan kurum (KGF) tarafından davacı bankaya 99.406,70 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, ancak davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalılardan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedel bakımından takibe devam etme yükümlülüğü bulunduğundan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar üzerinden davalıların takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile takibin devamına, dava tarihinden sonra 17/05/2018 tarihinde KGF tarafından ödenen 99.406,70-TL nin icra müdürlüğü tarafından dosyanın kesin infazı sırasında düşülmesine karar verilmiştir. Diğer yandan alacak Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olup, Yargıtay emsal içtihatları doğrultusunda likit (belirlenebilir) nitelikte olduğundan davanın kabul edilen asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra inkâr tazminatına…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının 108.937,88 TL asıl alacak, 1.966,92 TL işlemiş faiz, 98,35 TL gider vergisi ve 770,34 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 111.773,49 TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %50 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava tarihinden sonra 17.05.2018 tarihinde KGF tarafından ödenen 99.406,70 TL’nin icra müdürlüğü tarafından infazda dikkate alınmasına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı asıl borçlu ile düzenlenen genel kredi sözleşmesine diğer davalının kefil olduğunu, 10.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ve takip başlatıldığını, mahkemece davanın kısmen kabulü ile yapılan KGF ödemesinin infazda dikkate alınmasına karar verildiğini oysa, bir kefalet kurumu olan KGF tarafından yapılan ödemenin de banka tarafından tahsil edilerek KGF’ye ödenmesi gerektiğinden bu miktarın mahsup edilemeyeceğini, mahsup işleminin KGF sistemi ve kefalet sistemine aykırı olduğunu, kredinin KGF destekli olmasının borçluların yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı gibi, borcun ödenmesi hususunda bankaların borçlulara başvurmasına da engel teşkil etmediğini; Mahkemece müvekkil bankanın alacağının 2.318,24 TL eksik hesaplandığını ve bu hesabın temerrüt tarihinin hatalı hesaplanmasından kaynaklandığını, vadesi belirlenen bir borcun ödenmesi için ayrıca temerrüt ihtarı gerekmediğini, borçluların ödemede temerrüde düştükleri ilk tarih olan 02.01.2018 tarihinden itibaren %50 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı bankayla davalı borçlu arasında düzenlenen 10.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine diğer davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır. Dosyada bulunan sözleşme suretinin incelenmesinde kefalet limitinin, kefilin sorumlu olduğu tutarın ve kefalet türünün el yazısıyla yazılması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, takibin ve davanın sözleşme ile yetkili kılınan icra dairesi ile mahkemede açıldığı, faizin TBK’nın 8.maddesine uygun olarak sözleşmedeki hükümler dikkate alınarak belirlendiği anlaşılmıştır. Bankaca kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine Kahramanmaraş …Noterliğinin 19.02.2018 tarihli ihtarıyla hesabın kat edilerek borcun 24 saat içerisinde ödenmesi talep edilmiş, kat ihtarı kefil ve borçluya 22.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borcun ödenmemesi üzerine bankaca 08.03.2018 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 11.063,05 TL asıl alacak, 2.150,80 TL işlemiş faiz, 150,54 TL BSMV, 770,34 TL masraf olmak üzere 114.091,73 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatılmıştır. Davalılar tarafından icra dairesinin yetkisi ile borç ve ferilerine itiraz edilmiş, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece banka belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda, borçluların temerrüte düştüğü tarih sözleşme hükümlerine göre belirlenmiştir. Kat ihtarıyla borçlu şirkete ve kefile ödeme için süre verildiğinden temerrütün ihtarda verilen süreden sonra başladığının kabulü gerekir. Bu nedenle, verilen süre göz ardı edilerek temerrütün daha önce başladığı kabul edilemeyeceğinden davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde değildir. … AŞ ile davacı banka arasında akdedilen kefalet çerçeve sözleşmeleri, kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu kararı birlikte incelendiğinde, sözleşme ve protokolde … A.Ş.’nin müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. Kredi garanti kurumlarına sağlanan Hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde ise 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, 7. fıkrasında kredi verenlerin kurumun onayını almak suretiyle bu karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklarla ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla faiz/kar payı/kira tutarından iskonto yapmak veya tamamen vazgeçmek, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.Anılan hükümler karşısında … AŞ tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması hâlinde, kredi veren bankanın icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını … AŞ’ye aktaracağı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, icra takibinden ve davadan sonra yapılan ödemelerin mahsup edilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve hüküm fıkrasının birinci maddesindeki mahsup kısmının çıkarılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün KGF’den yapılan tahsilatın mahsubu yönünden yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazlarının kısmen iptali ile takibin 108.937,88 TL asıl alacak, 1.966,92 TL işlemiş faiz, 98,35 TL %5 gider vergisi ve 770,34 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 111.773,49 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden %50 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında gider vergisi uygulanarak takipteki diğer koşullarla icra takibinin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Asıl alacak tutarı olan 108.937,88 TL’nin %20’si oranındaki 21.787,576 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesi uyarınca alınması gereken 7.635,24 TL karar ilam harcından peşin alınan 1.377,95 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.257,29 TL harcının davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-Davacının ödediği 1.377,95 TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ayrıca davacı tarafından yapılan 41,10 TL (başvurma ve vekalet harcı) 122,00 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 763,10 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre (% 97,96 ) 747,50 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 11.691,80 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 2.318,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avanslaından kullanılmayan kısımlarının, karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı gideri ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olmak üzere 32,50 TL posta gideri toplamı 181,10 TL’nin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.04.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeri itibariyle karar kesindir.