Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1310 E. 2021/558 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1310
KARAR NO : 2021/558
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI : 2017/561 E. – 2019/1077 K.
DAVANIN KONUSU:Sözleşmenin İptali-Alacak
Taraflar arasında görülen sözleşmenin iptali ve alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nun Bakırköy …. Noterliğinin 31.12.2012 tarihli işlemiyle diğer davalı … Ltd.Şti.’nin vekili olduğunu, davalı şirket ile dava dışı arsa sahibi … arasında 11.08.2014 tarihinde Büyükçekmece …. Noterliğinin 11.08.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle Esenyurt ilçesi … ada … parsellerde inşaat yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, aynı taraflar arasında 06.03.2015 tarihinde Büyükçekmece …. Noterliğinin 06.03.2005 tarihli ek sözleşmesinin akdedildiğini, davalı …’in ise diğer davalı …’in oğlu ve dava dışı … Ltd.Şti’nin yetkilisi olduğunu ve 26.12.2016 tarihinde … şirketinin yetkilisinin davalı … olduğunu, buna ilişkin tescilin yapıldığı tarihte davalı …’nun da davalı … Ltd.Şti. vekili sıfatıyla arsa sahibi … ile yapılan 11.08.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarını, davalı …’in yetkilisi olduğu …. Ltd.Şti.’ne devrettiğini, davacı … ile diğer davacı şirketin yetkilisi … kardeş olduklarını, bu kişilerin kat karşılığı inşaat yapımı için yer aradıkları sırada davalı …’nun aracı olarak oğlunun yetkilisi olduğu davalı şirketin aldığı işin cazip olduğunu, arsa sahibiyle yeniden sözleşme yapılmasına gerek olmaksızın davalı …Ltd.Şti.’nin hisselerinin devralınması halinde şirketin tarafı olduğu sözleşmesinin de tarafı olacaklarına ilişkin müvekkillerini ikna ettiğini, anlaşmaya varılması üzerine …Ltd.Şti.’nin tek hissedarı olan davalı …’nun şirketteki tüm hisselerini davacı …’a devrettiğini, inşaat işinin … kardeşleri … ve … ortağı olduğu davacı ….Ltd.Şti. ile birlikte inşaat yapılacağından davacı şirket hesabından davalı …’nun banka hesabına 100.000,00 TL gönderildiğini, elden yapılan 400.000,00 TL ödemeyle toplam 500.000,00 TL ödendiğini, bakiye devir bedeli için toplam 550.000,00 TL tutarlı sekiz adet çek verildiğini, … payını devir aldığı şirket üzerinden inşaat için gerekli işlemlere başlandığını, sözleşmeyle inşaat haklarının devir alındığı inancıyla masraf yapılarak inşaata başlandığını, … parsellerin tevhit ettirilerek 23 parsel haline getirildiğini, 6 parselde yapılan inşaatın kaba kısmının tamamlanarak 1.000.000,00 TL harcandığını, ancak davalıların daha sonra birlikte hareket etmek suretiyle arsa sahibini kandırarak aldıkları vekaletname ile arsa sahibine ait sözleşmeye konu arsaları sattıklarını, ….. Ltd.Şti.’nin sözleşmedeki haklarını devir hakkı olmadığı halde …. Ltd.Şti.’ne devir ettiklerini ve bu şirketin tabela şirketi oylup içinin boş olduğunu, davalıların dolandırıcılık amacıyla birlikte haraket ettiklerinin anlaşıldığını, davalıların gerçekte kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki hakların devir olanağı olmamasına rağmen kötü niyetli olarak sözlemedeki haklarını diğer şirkete devir ettiklerini, müvekkillerinin de devir halinde yüksek kazanç elde edeceğini vaadiyle şirket hisselerinin … toplam 1.5000.000,00 TL bedel karşılğı devrini kabul ettiklerini, inşaat için yaklaşık bir milyon lira masraf yapıldığını, arsa sahibinin arsasına nedensiz şekilde inşaat yapıldığı iddiasıyla yüklenici ve … aleyhine Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/175 Esas sayılı dosyasıyla sözleşmenin feshi davası açtığını, yüklenicinin arsa sahibine ait taşınmazları satması nedeniyle arsa sahibince başka mahkemelerde tapu iptali davaları açılması üzerine aldatıldıklarını öğrendiklerini, davacıların yaşadığı sorunlar üzerine arsa sahibi ile yüklenici … şirketi arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 22.05.2017 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, ardından arsa sahibi ile davacı … şirketi arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 22.05.2017 tarihli daha ağır şartlar içeren arsa payı karşılığı inşaat sözlemesinin düzenlendiğini, davalıların hileli davranışları nedeniyle müvekkilinin inşaata masraf yapmak zorunda kalması nedeniyle arsa sahibinin tüm şartlarının kabul edildiğini ileri sürerek, şirket hissesi devir sözleşmesinin hile nedeniyle iptaline, davalılara ödenen 500.000,00 TL ile dava tarihine kadar ödenen çeklerin bedeli 150.000,00 TL olmak üzere toplam 650.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, henüz ödenmeyen beş adet 350.000,00 TL bedelli çeklerin davalılardan alınarak taraflarına iadesine, ödenmek durumunda kalınırsa ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekillinin yetkilisi olduğu …. Ltd.Şti.’nin arsa sahibi ile 6 parsel hakkında 11.08.2014 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre yapılacak 80 adet dairenin %48,5’inin arsa sahibine kalanın da müvekkili şirkete ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmedeki haklarını diğer davalı oğlu …’ya ait …Ltd.Şti.’ne devrettiğini, davacıların da sözleşmedeki hakları 1.050.000,00 TL bedelle devir aldıklarını, bunun 500.000,00 TL’lik kısmının nakit, kalan kısmını ise çekle ödendiğini, ancak davacıların arsa sahibiyle yeni bir sözleşme yaptıklarını, sözleşmeyle daire sayısının arttığını, paylaşımını %50 oranında kararlaştırılmış olup yapılacak 120 dairenin 60 adetinin davacılara ait olacağını, müvekkiliyle yapılan sözleşmenin devamı halinde 42 daire alınacakken yeni durumda daha fazla daire alındığını, ceza dosyasının taraflarla ilgili bulunmadığını, davacının belirttiği davada tarafların sulh olduklarını ve davacının çekleri ödememek için bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Davacı vekili 13.11.2017 tarihli yazılı beyanında özetle, vadesi gelmeyen çekler için ihtiyati tedbir talep etmiş, davacılar tarafından yapılan suç duyurusu üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/24963 soruşturma sayılı dosyasında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini bildirmiştir. Devamında ise davalıların müvekkillerini hile ile aldattıklarını, arsa payı karşılığı inşaat özleşmesinin devir imkanı bulunmamasına rağmen bu hususu ve arsa sahibi ile aralarında olan davaları gizleyerek pay devri sözleşmesini imzalamaya ikna ettiklerini, müvekkilinin inşaata başladıktan sonra durumu öğrenmesi nedeniyle daha ağır şartlarda yeni bir sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, bu nedenle maddi zararının oluştuğunu, zarar hususunda tanıklarının dinlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, tanık anlatımları bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;Davalı … Ltd.Şti. ile dava dışı … arasında 10/08/2014 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, bilahare …LTD. ŞTİ’nin bu sözleşmeden doğan haklarını 11/08/2014 tarihinde dava dışı ….LTD.ŞTİ’ne temlik ettiği, bilahare davacının 27.12.2016 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalı …’nun dava dışı …LTD.ŞTİ’ndeki şirketteki tüm hissesini satın aldığı, bilahare ….LTD. ŞTİ. ile … aralarındaki 10/08/2014 tarihli K.K.İ.Sözleşmesini karşılıklı olarak 22.05.2017 tarihinde feshettikleri, bunun üzerine davacı şirket ile … arasında yeni den K.K.İ. sözleşmesi yapıldığı, davacı …’ın, davalı … ile yaptığı 27/12/2017 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesinin hile nedeniyle feshi ve hisse devir bedeli olarak ödediği paranın iadesi talebiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler ancak alacağın temliki ve borcun nakli şeklindeki sözleşme ile devredilebilir. Bunun için sözleşmenin her iki yanının bu hususa muvafakatı gereklidir. Bu anlamda K.K.İ. sözleşmesi de karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerden bulunduğundan tek taraflı olarak alacağın temliki hükümlerine dayanılarak temlik edilemez. Somut olayda … LTD. ŞTİ ile dava dışı … arasındaki K.K.İ. Sözleşmesindeki hakların …. LTD. ŞTİ. tarafından 22/08/2014 tarihli temlik sözleşmesi ile ….LTD.ŞTİ’ne temliki geçersizdir ve ancak taraflarını bağlar. …..LTD.ŞTİ bu nedenle ancak sözleşmenin diğer yanından talepte bulunabilir. Diğer yandan temlik sözleşmesi gereğince bir zarara uğranmış ise bu zararı tazmin talebi davacı … ve ya diğer davacı şirkete ait olmayıp, zarara uğrayan ….LTD.ŞTİ’ne aittir. Davacı …, davalı …’den …LTD.ŞTİ’ndeki hissesini satın almıştır. Satış bedeli de diğer davacı şirket tarafından davacı … adına ödenmiştir. Davacının bu satın alma işlemine Bege şirketinin, dava dışı arsa sahibi … ile davalı … şirketinin arasında olan ve … şirketinden temlik aldığı K.K.İ. sözleşmesinin varlığının saik olduğu anlaşılmaktadır. Davacının hangi saik ile hisse devrini yaptığı önemli değildir. Saikte hata yapılmış ise bu hüküm doğurmayacağı gibi, bu yönde de bir iddia yoktur. Diğer yandan davacının böyle bir hisse devir alırken bu hususu yeterince incelemesi veya inceletmesi ve K.K.İ. sözleşmesinin diğer yanı ile bu konuyu görüşmesi gerekirken böyle bir yola gitmemesi kendi kusurudur. Kimse kendi kusuruna dayanarak talepte bulunamaz. Devir işleminin hile ile yaptırıldığı iddia edilmiş ise de bu husus ispat edilmemiştir. Dolayısı ile davacı … ile davalı … arasında yapılan hisse devir sözleşmesi geçerlidir. Hisse devri nedeniyle diğer davacı şirketin davacı … adına ödenen bedeli iade talebi de yerinde değildir. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, sabit görülmeyen davanın reddine, karar vermiştir.Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın hukukun genel ilkeleri ile yasalara açıkça aykırı olduğunu, müvekkili … şirketini devralmasının tek sebebinin, davalı … Ltd. Şti. ile dava dışı…arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tüm hak ve vecibeleriyle birlikte devralınmasına dair düşünce olduğunu, davacı … bu kat karşılığı inşaat sözleşmesini devraldığı düşüncesiyle şirket payını devir aldığını, … şirketinin ortağı ve yetkilisi …’nun kabul ve onayı ile … yetkilisi …’ya 500.000,00 TL nakit verilerek 550.000,00 TL bedelli çeklerin teslim edildiğini, ödemelerin müvekkili … tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesinin … Ltd. Şti. tarafından … Ltd. Şti.’ne devri nedeniyle yapıldığının davalılar tarafından kabul edildiğini, mahkemece bu nedenle sözleşmenin hile veya hata ile kurulup kurulmadığın incelenmesi gerektiğini, mahkemece hata olmadığının kabul edildiğini, ancak devir işinin olmaması halinde müvekkilinin şirket payını devir almasının mümkün olmadığını, müvekkili yönünden sözleşmenin tek varlık sebebinin kat karşılığı inşaat sözleşmesini devralmak olduğunu, bu nedenle sözleşmenin kurulurken sakat kurulduğunu ve bu hataya bizzat davalıların sebebiyet vermesi nedeniyle iptali gerektiğini, sözleşmenin ancak … şirketinin paylarının devir alınmasıyla mümkün olduğunu, arsa sahibinin bu duruma itiraz etmeyeceği konusunda müvekkilinde kanaat oluşturulduğunu, zira davalılarla arsa sahipleri arasında davalar bulunduğunu, sözleşmenin müvekkiline deviri sırasında ifa süresinin dolmasının da hata ve hilenin göstergesi olduğunu, davalıların müvekkilini kandırarak pay devrini yaptıklarını, sözleşmenin devrinin ancak arsa sahibinin rızasıyla mümkün olması nedeniyle bu tür yola ikna edildiklerini, yetkisiz şekilde yaptırılan sözleşmeden kaynaklanan zarardan yetkisiz temsilcinin sorumlu olduğunu, mahkemece sebepsiz zenginleşmeye göre yapılan ödemenin tahsili gerekirken tümden reddine karar verilmesinin hattalı olduğunu, oluşan zararların tamamından davalıların sorumlu olmaları gerektiğini, zira davalıların şirket devri suretiyle ve özellikle sözleşmenin diğer tarafı … sözleşmenin devrine ilişkin rızası olduğuna dair müvekkilini hileyle yanıltmak suretiyle kanaat oluşturduklarını, limited şirket hisse devrinde pay devri yapılırken bilançonun gerçek durumu yansıtmadığı durumlarda bu hususun sonradan öğrenildiği ortaya çıkınca pay devrinin iptalinin talep edilebileceğini, bu şekilde pay devrinin geçersiz olduğu hallerde alınan devir bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesinin gerektiğini, davanın husumetten reddine rağmen nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, davalıların sözleşmenin ifasını kusurlarıyla imkansız hale getirdiklerini, davalıların savunmasının aksine müvekkilinin yeni sözleşme nedeniyle kar etmediğini, daire ve alan miktarında bir artış bulunmadığını, ilk sözleşmeye göre müvekkilinin lehine bir durumun oluşmadığını, müvekkilinin arsa sahibiyle yaptığı ikinci sözleşmede davalıların hiç bir olumlu katkısının bulunmadığını, davalıların arsa sahibiyle ciddi sorunlar yaşamasına rağmen bu durumu saklayarak müvekkilini pay devrine ikna ettiklerini, müvekkilinin ciddi masraf yapması nedeniyle arsa sahibiyle yeniden sözleşme yapmak zorunda kaldığını, uyuşmazlığın tam olarak TBK’nın 136. maddesinde düzenlenmiş bulunan ifa imkansızlığından kaynaklandığını, ifa imkansızlığında müvekkilinini iyi niyetli davalıların ise aldatan ve kötü niyetli olduklarını, ahlaka aykırı eylemlerle davalıların sebepsiz zenginleştiğini; bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacılardan … dava dışı … Ltd. Şti.’nin paylarını devir almasına ilişkin işlemi hile nedeniyle iptaline, pay bedeli karşılığı, devir alan davacı ile diğer davacı şirket tarafından yapılan 650.000,00 TL ödemenin faizi ile birlikte tahsiline, devir bedeli karşılığı verilen 450.000,00 TL bedelli beş adet çek nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin iadesi istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı …. Ltd. Şti. ile dava dışı arsa sahibi … arasında Büyükçekmece …. Noterliğinin 11.08.2014 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahibine ait 1201 ada … parseller ile … ada … parsel üzerinde yüklenici şirket tarafından yapılacak inşaatın esasları belirlenmiş olup, sözleşmeden itibaren 6 ay içerisinde yapı ruhsatının alınması, ruhsattan itibaren 36 ay içeresinde inşaatın bitirilmesi ve yapılacak inşaatın %51,5 ‘inin yükleniciye ait olması konusunda tarafların anlaştığı görülmüştür. Davalı …. Ltd. Şti., Bakırköy …. Noterliğinin 26.12.2016 tarih … yevmiye nolu işlemi ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde hak ve yükümlülükleri… San.ve Tic. Ltd. Şti.’ne devir etmiştir. Devir işlemini devreden şirket adına davalı …, devir alan şirket adına … imzalamıştır. 22.05.2017 tarihli Büyükçekmece…. Noterliğinin … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki fesihnamesi ile arsa sahibi ile … İnşaat arasında düzenlenen 11.08.2014 tarihli düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi feshedilmiş, aynı tarihte davacı şirket ile arsa sahibi arasında aynı yere ilişkin başka bir sözleşme düzenlenmiştir. Davacı … Ltd. Şti. ile arsa sahibi … arasında Büyükçekmece….Noterliğinin 22.05.2017 tarih ve … numaralı düzenlenme şeklindeki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesiyle daha önce sözleşmeye konu edilen … ada … parsel (tevhitle oluşan) … ada … parsel üzerinden inşaat yapılması ve yapılacak imalatların % 50 oranında paylaşılmasına ilişkin düzenleme şeklinde sözleşme imzalanmıştır.Dava dilekçesinde iptali talep edilen … Bankası AŞ. Mecidiyeköy meydan şubesine ait çeklerin keşidecisi davacı …. Ltd. Şti. olup bu çekler 25.03.2017, 20.04.2017, 25.05.2017, 20.06.2017 ve 20.05.2017 tarihlidirler.Arsa sahibi ile dava dışı … Şirketi arasında 2014 yılında düzenlenen arsa payı inşaat sözleşmesi kapsamında yüklenicinin bir kısım imalatlar yapıldığı, bu sözleşme kapsamında arsa sahibi ile yüklenici şirket arasında Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemelerinde çeşitli davaların bulunduğu, davalara ilişkin belgelerin dosyaya getirtildiği, ancak dosya taraflarının bilgisi dahilinde olan bu işlemlerden sonra arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 22.05.2017 tarihinde feshedildiği, aynı tarihte devam eden yevmiyeli işlem ile bu kez arsa sahibi ile davacı … arasında arsa payı inşaat sözleşmesi düzenlendiği görülmüştür. Bu durumda, bahsi geçen dosyaların davacılar tarafından ileri sürülen sözleşme idaresinin sakatlanmasına bir etkisi bulunmaması nedeniyle bu dosyaların değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Esasen, davacı ortak tarafından payın devir alınmasından sonra Bege şirketince inşaatın yapıldığı ve harcama belgelerinin davacılar tarafından sunulması nedeniyle davacının devir alınan inşaat sözleşmesinin ifasına başladığı anlaşılmıştır. Pay devrine konu olan …San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin 17.11.2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yapılan ilanla kurulmuş, şirket ortağı …’nun şirketteki payını Bakırköy ….Noterliğinin 27.12.2016 tarih … yevmiye nolu işlemiyle davacı … … devir ettiği, devrin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, mevcut şekliyle tek ortağının davacı … olduğu anlaşılmıştır. Yüklenici … şirketinin tek ortağının … olduğu, …’nun şirketi temsil ve ilzam konusunda yetkili olduğu anlaşılmıştır. Davacı … … şirketini devir aldıktan sonra bu şirket tarafından inşatta yapılan faturalar dosyaya sunulmuştur.İlk derece mahkemesince tanıklar duruşmada dinlenmiş olup tanıklar irade sakatlığı ve sözleşmenin işleyişi hakkında mahkemeye bilgi vermişlerdir. Dinlenen tanık … beyanında, pay devri aşamasında davacının iradesinin hile ile bozulduğuna ilişkin her hangi bir bilgi bulunmamaktadır. Dinlenen tanık …’nın beyanında da yanılma, aldatma vb. irade bozukluğu halinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Aynı şekilde …’ın beyanlarında da irade sakatlığı hali bulunduğu görülmemiştir. Mahkemece bilirkişi kurulundan alınan raporun incelenmesinde davacı tarafından 650.000 TL ödeme yapıldığı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde devir yetkisinin bulunduğunun anlaşılamadığı, sonraki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin %1,5 oranında hak kaybına uğradığı belirlenmiştir.Davacı … davadaki açıklamalarında, dava dışı … şirketinin paylarını iradesinin sakatlanması suretiyle devir edildiğini, devir sırasında şirketin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi devir aldığının düşünerek payları devir aldığını, ancak devir eden yüklenicinin devir yetkisinin bulunmadığını, yüklenici ile arsa sahibi arasındaki sorunların kendisinden gizlendiğini, daha olumsuz şartlarda davacı … şirketinin arsa sahibi ile anlaşma yapmak zorunda kaldığını, şirket hisse devir sözleşmesinin hile nedeniyle iptalini ödenen bedelin istirdadını çeklerin ödemesinin tedbiren durdurulmasını ve istirdadını istemiştir. TBK’nın 30 vd. maddelerinde irade bozukluğu halleri düzenlenmiştir. İrade bozukluğu halleri hukuki fiil olup tanık dahi her türlü delille kanıtlanabilir. Dosyadaki deliller ve tanık beyanlarından davacının dayandığı aldatma olgusunun somut olayda bulunmadığı, basiretli bir tacir olan davacıların şirketin devri sırasında şirketin mali durumunu, yaptığı sözleşmeleri ve devir alınan sözleşmenin geçerli şekilde devir alınıp alınmadığı konularında araştırma yapması ve sözleşmenin karşı tarafı ile görüştükten sonra pay devrini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki delillerden devir sırasında aldatma sonucu davacıların iradesinin yanıltmasına ilişkin kanıt bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Sözleşmeye devir ve katılma TBK’nın 205 ve 206.maddeerinde düzenlenmiş olup, pay devri sırasında veya öncesinde davacının bu belgeleri talep ettiği ve aldatma yoluyla bu belgelerin davacıdan saklanarak iradesinin sakatlandığına ilişkin hiç bir kanıt bulunmamaktadır. Davacı … payını devir aldığı … şirketinin devir aldığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle pay devrini kabul ettiğini ileri sürmüştür. Pay devrine konu şirketin taraf olduğu sözleşmeler ve bu kapsamda elde edeceği kazançlar devir sözleşmesinin saikini oluşturmaktadır. TBK’nın 32. maddesi gereğince saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Esasen her türlü ticari işletmenin devrindeki saik ticari kazançtır. Bu tür işlemler yapılırken umulan kazanç ile gerçek kazanç arasında fark bulunması ticari hayatın gereğidir. Davacı devir sırasında inşaat sözleşmesinin ifa süresinin sonlarına geldiğini bilebilecek durumdadır. Buna rağmen şirket payını devir alarak imalata devam etmiştir. Önceki inşaat süresinin sonlarına doğru davacı şirketçe yeni şartlarda bir sözleşme yapmıştır. Yeni sözleşme tarihindeki imar duruma ve bu kapsamda yüklenicinin elde edeceği menfaatler dikkate alınmaksızın ilk sözleşmedeki yükleniciye isabet eden oran ile yeni sözleşmedeki oran arasındaki küçük farkın zarar olarak değerlendirilmesi ve ticari hayatın gereği olan ve sonradan ortaya çıkan bu durumun, sözleşmenin kuruluşu aşamasındaki irade sakatlığı olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir.Az yukarıda belirtildiği gibi arsa payı inşaat sözleşmesi tarafı olduğu düşünülen bir şirketin paylarını devir alan bir kişinin sadece devir edenin beyanlarına dayalı olarak bu payları devir aldığının kabulü hayatın olağan akışına uygun değildir. Payı devir alan, devir tarihi itibariyle şirketin taraf olduğu veya devir aldığı sözleşmelerin ifa sürelerinin dolup dolmadığını kontrol etmekle yükümlüdür. Alıcı tarafından bu şekilde bir kontrol yapılmadan payın devir alınmış olması, payı devredenin kötü niyetli olduğu veya alıcının iradesini bozduğu şeklinde yorumlanamaz. Pay devirinden sonraki tarihlerde, davacı şirketçe yeni arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiği sırada veya dava tarihine kadar, davacılar tarafından irade sakatlığına ilişkin herhangi bir ihtar veya ihbar gönderilmemiştir. Bu tür iddialar ilk olarak dava ve şikayet dilekçesiyle ileri sürülmüş ise de irade hata veya yanılmaya ilişkin bir kanıt sunulmamıştır. Pay devri sözleşmesi doğrudan davacı ile payını devir aldığı şirket ortağı arasında yapılmış olması nedeniyle somut olayda, TBK’nın temsile ilişkin 47. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. İlk sözleşmeyi yapan şirket ile payı devir alınan şirket arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin devrinde de yetkisiz temsil bulunmamaktadır. Sözleşme şirketlerin yetkili temsilcileriyle yapılmıştır. Devir sözleşmesi veya sözleşmeye katılmanın şekil şartlarına uyulmaması yetkisiz temsil olarak değerlendirilemez. Devir ve katılmaya ilişkin TBK’nın 205 veya 206. maddelerine uyulmamasından kaynaklanan bir zararın bulunması halinde bu zararın davacılar tarafından talep edilemeyeceği, ancak sözleşmenin tarafı olan şirketçe talep edilebileceği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Pay devri sırasında devire konu şirketin taraf olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin süresinin ne zaman dolacağı bilinerek şirket payı devir alınmıştır. Devirden sonra, devir alan şirketçe imalat yapılmış olup daha sonra sözleşme taraflarca feshedilmiştir. Fesih tarihinde takip eden yevmiye numarasıyla bu kez imalatın bulunduğu seviyeden devam edilmesi koşuluyla davacı şirketle arsa sahibi arasında yeniden sözleşme yapılmıştır. Bu durumda, inşaat sözleşmesinin konusunun imkansız olmadığı, sözlemenin önceki imalatların üzerinden devam ettiği ve sözleşmenin ifa edildiği, taraflarca şirket değerine ilişkin her türlü husus değerlendirilerek şirket payının belirlendiği, pay devrinin gerçekleşmesi nedeniyle ifa imkansızlığı bulunmadığı gibi sebepsiz zenginleşme de bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacılardan tahsiline,4-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 29.04.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.