Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1280 E. 2023/811 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1280
KARAR NO: 2023/811
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21.01.2020
NUMARASI: 2018/340 E. – 2020/24 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında sadece 2 adet faturadan kaynaklanan mal satışı ve montajı sebebiyle ticari ilişki bulunduğunu, her iki faturanın Euro üzerinden tanzim edildiğini, 6.852,33 Euro bedelli faturanın davalı yanca ödenerek kapatıldığını, 25.11.2016 tarih … nolu 18.235,55 Euro bedelli açık faturaya ait malların davalı şirkete teslim edilerek davalının …k Alışveriş Merkezine montajının yapıldığını, davalı yanın oluşan cari hesaba mahsuben 18.04.2017 tarihinde 30.07.2017 keşide tarihli … Nakliye İnşaat ve Taahhüt Kuyu keşideli … Sivas şubesine ait … çek nolu çeki cirolayıp teslim ettiğini, çekin ödeme tarihi olan 30/07/2017 tarihinde 1 Euro karşılığının 4.1461 TL olduğunu, 60.000,00 TL karşılığı olarak 14.471,43 € (Euro) ödeme yapıldığını, bu bedelin 25.11.2016 tarih … nolu açık fatura bedelinden mahsup edildiğinde davalıdan 18.235,55 € – 14.471,43 € = 3.764,12 € cari hesap alacağı kaldığını, davalının cari hesap olarak bakiye kalan 3.764,12 € üzerinden 30.07.2017 tarihinden itibaren 73,54 € faiz borcu bulunduğunu, davalıdan bu borç talep edildiği halde ödeme yapılmadığını, davalı şirket hakkında İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalı şirketin icra takibine haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, davamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; Davalı vekilinin 07.12.2018 tarihinde süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; tarafların dava konusu fatura ödemesinin, … İnş. A.Ş.’ne ait 60.000,00 TL çek ile yapılacağı hususunda anlaştıklarını, borcun muaccel olduğu tarihteki kur değerinin çekin ödendiği tarihteki kur değerinden düşük olması halinde davacı yanca kur farkının talep edilmesinin yasal olmadığını, kur farkının istenebileceği yönünde yazılı bir anlaşma bulunmadığını, kur farkından dolayı olası zararın istenebileceğine dair ihtirazi kayıt düşülmediğini savunarak , davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Taraflar arasında mal satışı ve montajından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda uyuşmazlık davacı tarafından davalı adına düzenlenen 25.11.2016 tarihli … fatura nolu 18.235,55 Euro bedelli fatura kapsamında davalı yanca davacıya verilen 60.000,00 TL bedelli müşteri çekinin ifa yerine mi, ifa uğruna mı verildiği noktasında toplanmıştır. Davalı yanca, fatura bedelinin bahse konu müşteri çekiyle ödenmesine ilişkin taraflar arasında anlaşma bulunduğu ve davacının kur farkı talep edemeyeceği beyan edilmiştir. Tüm dosya kapsamı kül halinde değerlendirildiğinde; vergisel düzenlemeler karşısında davacı yanca faturada hem Euro cinsinden hem TL cinsinden bedel gösterilmişse de taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde ödemelerin açıkça Euro cinsinden yapılacağının kararlaştırılmış olması, faturadaki ödenecek tutarın TL cinsinden dahi çek bedelini aşar şekilde 65.750,11 TL olarak gösterilmiş olması, fatura tarihinin 25.11.2016 olmasına rağmen müşteri çekindeki keşide tarihinin 30/07/2017 olması, çek alındı yazısında davacının fazlaya ilişkin hakkından vazgeçtiğini gösterir bir beyan olmaması ve dosya kapsamındaki başkaca bilgi ve belgelerden de bu sonuca ulaşılamaması, kaldı ki, çek bedelinin tahsilinden sonra davacı yanca davalı şirkete bakiye tutara ilişkin mutabakat teklifinde bulunulması ve davalının aksi yöndeki iddialarını ispata ilişkin elverişli delil ibrazında bulunamaması sebebiyle davalının müşteri çekiyle yaptığı ödemenin kısmi ifa olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda TL cinsinden yapılan ödemenin, ödeme tarihindeki kur değerine göre hesaplaması yapılarak 18.235,55 Euro fatura bedelinden mahsubu gerekmiş, davacının takip/ dava konusu fatura nedeniyle bakiye 3.764,12 Euro alacak hakkı bulunduğunun hesap edilmesi nedeniyle davacının asıl alacak talebinin yerinde olduğuna, öte yandan takip konusu edilen işlemiş faiz talebine ilişkin davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğünü gösterir delil ibrazında bulunulmaması sebebiyle bu yöndeki talebinin yerinde olmadığına kanaat getirilmiş, alacağın likit ve itirazın haksız olması karşısında İİK 67/2. Maddesi uyarınca davacı lehine alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatına da hükmedilerek yargılama sonuçlandırılmış…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 3.764,12 Euro asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütülmesi suretiyle takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasında kur farkının isteneceği yönünde yazılı bir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafça kur farkından dolayı olan zararın isteneceğine dair ihtirazı kayıt düşülmediğini, davacıya 30.07.2017 tarihli 60.000,00 TL bedelli çek teslim edildiği sırada davacı tarafın kur farkından dolayı düşüş olursa bu zararını talep edeceği yönünde ihtirazı kayıt ileri sürmediğini ,bu nedenle davacı lehine kur farkına karar verilmesinin yasal olmadığını, dava konusu faturanın çek ile yapılacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, bunun üzerine müvekkilinin çeki ciro ederek davacıya verdiğini, davacının zaten dava dilekçesinde bu hususu ikrar ettiğini, borcun muaccel olduğu tarihteki kur değerinin çekin ödendiği tarihteki kur değerinden düşük olması halinde davacının kur farkını talep etmesinin yasal olmadığını, faturanın tanzim tarihinin 25.11.2016 olduğunu, söz konusu tarihte EURO’nun 3.634,00 TL iken çekin ödendiği tarihteki EURO’nun ise 4.1461 TL olduğunu, emsal Yargıtay kararları gereğince, ödemeyi TL üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğini , mahkemece delilerin yanlış değerlendirildiğini, maktu ücretin altında vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satıma dair bakiye faturalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı, borçlu şirket olan davalı şirket tarafından fatura alacağına karşılık olarak çekin ciro edilmiş olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, döviz cinsinden olan faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle çekle ödeme neticesinde çekin tahsil edildiği tarih ile fatura tarihi arasındaki kur farkı alacağının talep edilmesinin yerinde olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 25.05.2016 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin konusunun davalı şirketin Sivas adresinde inşa etmek üzere …Alışveriş Merkezi adlı projede tesis edilecek CCTV odası, total flooding AG panoları gazlı söndürme sistemlerinin montajının yapılarak çalışır halde işverene teslim edilme işi olduğu, sözleşme bedelinin 3. maddede toplam 19.000,00 EURO +KDV olduğu, sözleşmede davacı şirketin yüklenici, davalı şirketin ise işveren olarak yer aldığı, sözleşmenin 5. maddesinde işverenin sözleşme bedelini ödeme şartlarına uygun olarak çek ve banka havalesi yoluyla ödeyeceği, ödemelerin EURO olarak yapılacağı, her ödemede ayrı fatura kesileceği hususuna yer verildiği ve davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında 26.03.2018 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 3.764,12 EURO asıl alacak 73,54 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.837,66 EURO nun tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirket tarafından icra takibine karşı itiraz edildiği, itirazda icra dairesinin yetkisi ile birlikte borcun tamamına ve ferilerine itiraz edilmiş olduğu, davacının takibe konu etmiş olduğu faturanın 25.11.2016 tarihli, toplam 65.750,11 TL tutarlı fatura olduğu, fatura konusu malların değerlerinin ve birim fiyatlarının EURO bazında belirlendiği, toplam EURO tutarının 2.260,92 EURO olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete dava dışı şirket tarafından davalı şirkete 30.07.2017 tarihinde …bank Sivas Şubesindeki çek hesabından keşide edilen 60.000,00 TL tutarlı çeki davacı şirkete ciro ettiği, davacı şirket tarafından çek bedelinin tahsil edildiği 30.07.2017 tarihi itibariyle EURO karşılığının 14.471,43 EURO olduğu, yapılan bu ödemenin 25.11.2016 tarihli faturadan mahsup edildiğinde müvekkilinin davalıdan 18.235,55 EURO ödemenin mahsubu sonucunda bakiye 3.764,12 EURO alacağı kaldığı gerekçesiyle bakiye alacağa dair icra takibi başlattığı davalı borçlu şirketin itirazı üzerine davacının iş bu itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. 20.06.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, davacı şirketin ticari defterlerinin delil niteliğinde olduğu, davacı şirketin davalı şirkete 2 adet e-fatura tanzim ederek kestiği, kesilen e-fatura ile ilgi olarak irsaliyeler düzenlendiği, faturada yazılı malların davalı şirkete sevk irsaliyeleri imzalanarak teslim edildiği, davacı şirketin davalı şirkete kesmiş olduğu, dava ve takip konusu 31.08.2016 tarih … nolu KDV dahil 22.714,79 TL bedelli İrsaliyeli açık faturada yazılı malları davalı şirket adına 27.11.2016 tarihinde … adı yazılıp alt tarafında imza edilmiş olarak teslim edildiğinin tespit edildiği, kesilen bu faturanın davalı şirket tarafından 16.11.2016 tarihinde … bankası Etiler Şubesi kanalıyla EFT olarak 24.242,86 TL olarak ödendiği. kesilen fatura ve ödemenin davacı şirketin ticari defterlerinde muhasebe kaydının yapılımş olduğunun tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirkete kesmiş olduğu, dava ve takip konusu 25.11.2016 tarih … nolu kdv dahil 65.750,11 TL bedelli İrsaliyeli açık fatura ve buna bağlı olarak sevk irsaliyesi düzenlenerek emtianın davalı şirket adına …ya imza karşılığı teslim edildiği, kesilen e fatura bedeli karşılığı davalı şirkettin davacı şirkete dava dışı … tarafından davalı şirkete 30.07.2017 ödeme tarihli, … Sivas şubesi İBAN … ve … çek numaralı 60.000,00 TL bedelli çekin arkası davalı şirket kaşesi vurulup, üzeri imza edilerek davacı şirkete verildiğinin tespit edildiği, davacı şirketin 31.12.2017 tarihinde … yevmiye numaralı kapanış hesaplarında, davalı şirketten 4.222,04 TL alacaklı olarak muhasebe kaydı yapılmış olduğunun tespit edildiği, taraflar arasında yabancı para borcu üzerinden sözleşme kurulduğu, dolayısıyla gerçekleştirilecek ödemenin TL üzerinden yapılmasına ilişkin olarak borçluya seçimlik bir yetki tanınmadığı, ödemenin bir bölümünü 30.07,2017 keşide tarihli … tarafından keşide eden 60.000 TL tutarındaki çek ile yapılması, tarafların TBK m. 99/2 kapsamında anlaşmış olduklarına işaret ettiği, söz konusu hüküm kapsamında; ödemenin, ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile yapılacağı belirtilmitir. 27.06.2019 tarihli talimat yoluyla düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç olarak, 25.11.2016 tarih ve … numaralı e-faturadaki 18.235,55.-EURO tutarın 18.04.2017 tarihinde verilen 60.000,00.-TL ftutarındaki çek ile mutabakat sağlandığı, şayet imzalı bir yazı yok ise çekin teslim edildiği 18.04.2017 tarihindeki fark olan 3.004,80.-EURO kur farkı doğduğu belirtilmiştir.06.12.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda, taraflar arasında gerçek yabancı para borcu üzerinden sözleşme kurulduğu, dolayısıyla gerçekleştirillecek ödemenin TL üzerinden yapılmasına ilişkin olarak borçluya seçimlik bir yetki tanınmadığı, sözleşmenin ifası için yapılması gereken ödemenin esasen döviz/ Euro üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiği, buna karşın ödemenin bir bölümünün 30.07.2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilen 60.000,00 TL tutarındaki çek ile yapılmasının tarafların TBK m. 99/2 kapsamında anlaşmış olduklarına işaret olduğu, söz konusu hüküm kapsamında; ödemenin, ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile yapılacağı, davacı şirket kayıtlarında davalıdan alınan 60.000,00 TL çekin ödeme tarihi olan 30.07.2017 tarihindeki kurun 4.1461 TL olduğu, bölündüğünde 14.471,43 € olacağı, davalıya kesilen açık faturanın 18.235,55 € olduğu, 18.235,55 € – 14.471,43 € — 3.764,12 € alacak kalacağı, ödemenin yapıldığı 60.000,00 TL çek karşılığıdan bakiye kalan 4.222,04 TL / 4.1461 TL — 1.018,32 € karşılığı olacağı davacı şirketin ticari defterlerinde davalı ödemesi olan 60.000,00 TL bedelli çeki kabul edip muhasebe kayıtlarında TL üzerinden muhasebe kaydı yaptığının tespit edildiği, taraflar arasında ödemeler konusunda bir ihtilaf bulunmadığı buna göre davacının davalıdan ticari defter kayıtlarına göre 4.222,04 TL alacaklı olacağı belirtilmiştir.Mahkemece yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşmede, sözleşme bedeli EURO olarak kabul edilmiştir. Aynı sözleşmenin 5. maddesinde ise ödeme şartları başlığı altında, işverenin sözleşme bedelini, ödeme şartlarına uygun olarak çek ve banka havalesi yoluyla ödeyeceği, ödemelerin EURO olarak yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmedeki düzenlemenin aksine herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Dosyaya ibraz edilen 25.05.2016 tarihli proforma faturada ödemenin KDV dahil döviz olarak tamamının fatura tarihinden itibaren 60 gün içerisinde ödeneceği hususuna ve ayrıca ödemelerin döviz olarak yapılacağı hususuna yer verildiği, söz konusu proformanın her iki şirket tarafından şirket kaşesi ile birlikte onaylanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, çek bir ödeme vasıtası olup döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olsa dahi bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Her ne kadar ödemeyi TL üzerinden çek olarak kabul eden tarafın bu aşamadan sonra kur farkı istemeyeceğinin kabulü gerekir ise de emsal Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2004/3019 Esas,2004/12430 ve 13.12.2004 tarihli ilamında da belirtildiği üzere, yukarıda yer verilen taraflar arasında düzenlenen sözleşmede sözleşme bedelinin yabancı para olarak belirlendiği ve ödemelerin EURO olarak yapılacağı belirlendiğinden davalı vekilinin aksine iddiaları ve istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan davalı vekili, maktu vekalet ücretinden daha az miktarda vekalet ücreti verilmesinin yanlış olduğu iddiası ile bu hususu istinaf konusu yapmış ise de hüküm tarihinde yürürlükte bulunun Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi gereğince, hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçmeyeceğine dair düzenleme kapsamında davalı yararına hükmedilen 355,43 TL vekalet ücretinin reddedilen miktar itibarıyla isabetli olduğu sonucuna varılmıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.