Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1250 E. 2020/758 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1250
KARAR NO : 2020/758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15.04.2020 tarihli itirazın reddi ara kararı
NUMARASI : 2020/357
DAVANIN KONUSU: İpotek (Terkin İstemli)
Taraflar arasında görülen esas dava içinde verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair verilen ara kararına karşı karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Bankası ile diğer davalı … arasında 13.03.2017 tarihli ipotek sözleşmesi akdedildiğini, ….. Ltd. Şti. üzerinde kayıtlı Üsküdar’da kain taşınmazlar üzerindeki ipotek tesisisin söz konusu sözleşmeye konu edildiğini, ipoteğin …’ya ait şirketlerin ticari kredi sözleşmeleri ile kambiyo taahhütlerinden doğan alacaklarına teminen verildiğini, … Ltd’nin sermaye artırımı kararı aldığı … tarafından az yukarıda bahsi geçen ipotek sözleşmesine konu taşınmazların ayni sermaye olarak taahhüt edildiğini, söz konusu taahhüt tapuya şerh edilmekle sermaye artırımı kararının da ticaret siciline tescil edilmesi gerçekleştikten sonra taahhüde konu taşınmazların ipotek işleminden önce … Ltd’ye devredildiğini, yani …’nın taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisi olmadığı halde ipotek sözleşmesinde malik olarak gösterildiğini, davacı müvekkilinin takip borçlusu … Ltd.’nin İstanbul 3.ATM’nin 2017/240 E, 2019/969 K. sayılı dosyası kapsamında … Ltd.’den alacaklı olduğuna karar verildiğini, … Ltd’nin sahip olduğu dava ve takip haklarının kullanılması amacıyla İİK’nın 120/2. maddesi hükmünde tanınan yetkiler uyarınca …. adına yetki belgesi düzenlendiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında … takip borçlusu … Ltd’ye ait dava takip yetkisini kullanabileceğinin belirtildiğini, az yukarıda bahsi geçenler ışığında eldeki davanın ipoteğin geçersizliğinin tespiti ile tapudaki yolsuz ipotek kaydının terkini talebi ile açıldığını belirterek, yargılama sürecinde Davalı Banka’nın geçersiz ipotek kaydına dayanılarak satış talebinde bulunulmasının ve ayrıca söz konusu şekli ipotek kaydından kaynaklanan hakların takip alacaklısı Müvekkil …. Ticaret ve … Anonim Şirketi’ne karşı/önünde ileri sürülmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil Banka’nın Taksim Ticari Şubesi ile kredi borçlusu (Tasfiye Halinde) … Ticaret ve Sanayi A.Ş. arasında 15.03.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve işbu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere …’nın maliki bulunduğu taşınmazlar üzerinde ipotekler tesis edildiğini, müteselsil kefil … hakkında, müvekkil Banka’ya, alacaklısı… A.Ş. olan T.C. İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün…. E. sayılı dosyasından 05.03.2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı tebliğ edildiği için müvekkil Banka tarafından kredi borçlarının ödenmesi amacıyla ihtarat yapıldığını, Banka lehine tapu kayıtları üzerinde l.derecede 13.03.2017 tarih …. yevmiye nolu 34.000.000,00 USD bedelli müşterek ipoteğin bulunduğu taşınmazların tamamının … Ltd. Şti.’ne ayni sermaye taahhüdü gereğince devredilmiş olduğu tespit edilince, müvekkil Banka tarafından …. Ltd. Şti.’ne ihtarname ve ekli hesap özetlerinin düzenlenerek gönderildiğini, müvekkil Banka lehine ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi talebiyle icra takibi başlatıldığını, İİK’nın 120. maddesi hükmüne aykırı olarak düzenlenen yetki belgesini dayanak yapmak sureti ile Banka aleyhine ipotek terkin davası açıldığında haciz alacaklısı davacı …A.Ş.’nin HMK’nın 114. maddesi uyarınca aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, ayrıca … A.Ş. haciz alacaklısı olmakla, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından taşınmazların satışını talep edebilme yetkisi ve hakkı zaten bulunduğundan, hukuki yarar şartı bulunmaması nedeniyle dava şartının yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi durumda dava değerinin en az % 15 ‘i tutarında teminat alınması koşuluyla ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından, 27.02.2020 tarihli Tensip Tutanağındaki 20 nolu ara karar ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmiştir. Söz konusu kararda “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ İLE; dava değerinin %15’i oranında nakdi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde teminat sunulduğunda Üsküdar ilçesi, … Mh. … Mevkii, … Pafta, … ada, … parsel ve … ili, … Mh. … Mevkii, … Pafta, … ada, … parsel numarasına kayıtlı taşınmazlara ilişkin … yevmiye nolu 13/03/2017 tarihli ipotek kaydına dayanılarak davalı … Bankası tarafından satış talebinde bulunulmasının TEDBİREN ÖNLENMESİNE, fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir talebinin REDDİ”ne karar verilmiştir.Davacı vekili 06/03/2020 tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazlara ilişkin … yevmiye nolu 13/03/2017 tarihli ipotek kaydına dayanılarak davalı … Bankası A.Ş. tarafından satış talebinde bulunulmasının bu kez teminatsız olarak tedbiren önlenmesine, işbu taleplerinin kabul görmemesi halinde teminat miktarına dava konusu taşınmaz esas alınarak ve daha düşük oranda hükmedilmesine ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilen kısmı için söz konusu şekli ipotek kaydından kaynaklanan hakların takip alacaklısı müvekkili … Anonim Şirketi’ne karşı ileri sürülmesinin engellenmesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme 09.03.2020 tarihli Mürafaa Tensip Tutanağı ile HMK 394. maddesi 4.fıkrası uyarınca, ihtiyati tedbire itirazın duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 15.04.2020 tarihli ek kararında; “…HMK’nın 389.maddesinde;’Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır’ hükmü düzenlenmekle ihtiyati tedbir açıklanmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 390.maddesinde;’İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.(2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.(3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.’ şeklinde ihtiyati tedbirin şartları, 3.fıkrada ihtiyati tedbir talep eden tarafın, ‘davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda’ olduğunu hükme bağlamaktadır.6100 sayılı HMK’nın 392. Maddesinde ise; İhtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu, talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebileceğinin hükme bağlandığı, mahkememizce tüm dosya kapsamı nazara alınarak dava konusu ipoteğe ilişkin taşınmazın gerçek değerinin bu aşamada belli olmadığı, dava değeri olarak davacı tarafça bildirilen bedel üzerinden takdir edilen %15 tutarındaki teminatın hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatiyle davacı vekillinin yerinde görülmeyen itirazının reddine…” karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, davalı bankanın dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, davalı bankanın, ipotek sözleşmesi kapsamında …’dan alacaklı olduğu meblağı zaten taşınmazları sattırdığı halde kolaylıkla tahsil edebilme imkânına sahip olduğunu, bankanın ayrı bir teminata ihtiyacı bulunmadığını sonuç olarak; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/357 E. sayılı dosyasından verilmiş olan teminatsız olarak ihtiyati tedbire hükmedilmesi talebinin reddine dair 15/04/2020 tarihli ara kararın kaldırılarak; teminatsız olarak ipotek kaydından kaynaklanan hakların müvekkili şirkete ve ipotek Borçlusuna/Muhatabına karşı ileri sürülmesinin engellenmesi, bu mümkün değil ise dava konusu taşınmazın satışının dava sonuçlanana kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, ipoteğin geçersizliğinin tespiti ile tapudaki yolsuz ipotek kaydının terkini kapsamında açılan esas dava içerisinde İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir.İlk derece mahkemesince teminat karşılığı ihtiyati tedbire karar verilmiş; bu karardaki teminata ve tedbir kararının kapsamına davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince itirazın reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede, davalı banka ile dava dışı …. Şirketi arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, teminat olarak ipotek sözleşmesi düzenlenmek suretiyle davalı …’a ait taşınmazlar üzerine ipotek konulduğu, kredi borcu ödenmeyince borcun kat edildiği, … Şirketine ilişkin sermaye arttırımı kararı alındığı, bu karar çerçevesinde bahsi geçen ipotekli taşınmazların davalı … tarafından sermaye olarak taahhüt edildiği, kararın tescili ile birlikte ipotekli taşınmazların el değiştirdiği, yeni malikin …. Şirketi olduğu, eldeki davanın davacısı …. Ltd’nin Kandilli Şirketinden alacaklı olduğuna ilişkin mahkeme ilamının bulunduğu ve …. İİK çerçevesinde kendisine verilen yetkinin Kandilliye ait dava ve takip yetkisi kapsamında eldeki davayı açmış olduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde ileri sürülmektedir.Davalı taraf cevap dilekçesinde İİK’nın 120. maddesi hükmüne aykırı olarak düzenlenen yetki Belgesini dayanak yapmak sureti ile ipotek terkin davası açıldığında haciz alacaklısı davacı …. A.Ş.’nin HMK’nın 114. maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti bulunmadığını ayrıca davacı tarafın haciz alacaklısı olduğu İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E dosyasında taşınmazların satışını talep edebilme yetkisi ve hakkı bulunduğundan, eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmektedir.İlk derece mahkemesince Üsküdar ilçesi, … Mh. … Mevkii, … Pafta, … ada, … parsel ve Üsküdar ili, … Mh. … Mevkii, … Pafta,… ada, … parsel numarasına kayıtlı taşınmazlara ilişkin 4917 yevmiye nolu 13/03/2017 tarihli ipotek kaydına dayanılarak davalı …. Bankası tarafından satış talebinde bulunulmasının TEDBİREN ÖNLENMESİNE ilişkin tedbir kararı verilerek fazlaya ilişkin ihtiyati tedbir talebinin REDDİ” yoluna gidilmiştir. Söz konusu kararda ipotek kaydından kaynaklanan hakların takip alacaklısı ….Anonim Şirketi’ne karşı önünde ileri sürülmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin talep reddedilmiştir. İlk derece mahkemesince teminat miktarına ve reddedilen kısma ilişkin olarak yapılan itiraz değerlendirilerek yerinde görülmemiştir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ”kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır” şeklinde tanımlanmıştır.6100 sayılı HMK’nun 389.maddesi başlığında düzenlenen ve geçici hukuki korumalar olarak vasıflandırılmış ihtiyati tedbir müessesesi ile ilgili aynı maddenin 1.fıkrasında ”mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanmaması… gibi sair hususlarda tereddüte yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür gösterilmiştir.İhtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının terditli talepleri hakkında karar verilecektir. Somut olayda davacının işbu dava dosyasındaki talebinin hukuka aykırı tesis edilen ipoteğin terkini olduğu anlaşılmaktadır. Taşınmazın satışı halinde elde davanın konusuz kalma ihtimali mevcuttur. Bahsi geçen sebeple ilk derece mahkemesince satışın önlenmesi hususunda teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesi isabetli olmuştur. İlk derece mahkemesince hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Zira somut olayda satışın engellenmesine yarar nitelikte tedbir kararı verilmekle bahsi geçen hukuki koruma sağlanmış olup taraflar arasındaki hak ve yarar dengesini ortadan kaldıracak şekilde ve tüm cebri icra işlemlerinin önüne geçilebilecek nitelikte ipotek kaydından kaynaklanan hakların davacıya karşı ileri sürülmesini engelleyecek nitelikte bir tedbir kararı verilmemelidir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17/07/2020