Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1245 E. 2020/1342 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1245
KARAR NO : 2020/1342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2020
NUMARASI : 2019/551E. 2020/55K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasında görülen zayi belgesi verilmesi talebine ilişkin davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili vakfın … başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın, … başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın ve … başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın zayi olduğunun henüz fark edildiğini, müvekkili vakfın yönetiminin, tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu bağış makbuzu koçanına gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, söz konusu koçanların kaybolduğunun tespit edildiğini, bu koçanların nerede olduğunun bilinmediğini, anılan çek koçanlarının zayiine ve bu kapsamda zayi belgesinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacının bağış makbuzu koçanlarını kaybetme nedenini açıklamadığı, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı anlaşılmaktadır. TTK 82/7 de öngörülen zayi, tacirin bütün dikkat ve ihtimamı göstermesine rağmen elinde olmayan sebeplerle, saklaması gereken defter ve kayıtların mücbir sebeplere istinaden zayiidir. TTK 18/2.maddesine göre her tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davacının bağış makbuzlarının bulunduğu koçanı basiretli bir tacir gibi güvenli bir yerde muhafaza etmediği, koçanların kaybolma nedeninin anlaşılamadığı, davacının kendi kusuruyla yol açtığı bu durumun, TTK 82/7 kapsamında rızası hilafına öngörülemeyen bir hal nedeniyle kaybolma anlamına gelmediği, soyut iddia dışında ispata elverişli iddia, bilgi ve belge de bulunmadığı, …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; Müvekkili vakfın yönetiminin, tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu bağış makbuzu koçanlarının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen; söz konusu koçanların kaybolduğunun tespit edildiğini, bağış makbuzu koçanlarının ne şekilde kaybolduğunun tespit edilememiş olması durumunun, tek başına, müvekkil vakfın söz konusu koçanları basiretli bir tacir gibi güvenli bir yerde muhafaza etmediği sonucuna ulaşılmasını haklı göstermediğini, Müvekkili vakfın 26.03.2009 tarihli olağan yönetim kurulunun 14 no’lu kararı uyarınca “Yaz, Kış Okulları Spor ve Eğitim Faaliyetleri” konulu bir iktisadi işletme kurulmuş olduğunu ve söz konusu bu işletmenin tescil ve ilan edildiğini, (bkz. 23.08.2019 Tarihli Talep Dilekçemizde Ek/1 olarak yer alan 02.04.2009 tarihli 7283 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Örneği), dolayısıyla müvekkil vakfın tacir sayıldığının açık olduğunu, Kayıp sebebinin tespit edilememesinin, tek başına müvekkili vakfın kusurlu olduğu sonucunu doğurmasının beklenemeyeceğini, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.01.2020 tarih, 2019/551 E. ve 2020/55 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak haklı davanın kabul edilmesine ve müvekkili vakfın B-320151 başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın, B-320201 başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın ve … başlangıç seri numarası ile … bitiş seri numarası arasındaki 50 adet bağış makbuzunun bulunduğu koçanın zayiine ve bu kapsamda belirtilen bağış makbuzu ve koçanlarına ilişkin zayi belgesinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK’nın m. 16/1 hükmüne göre ise, “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” Dava, kaybolan vakıf makbuzlarına ilişkin olarak mahkemece zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere zayi belgesi isteminde bulunan vakıf, ticari işletme işletmekle az yukarıda bahsi geçtiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK’nın m. 16/1 hükmüne göre tacir sayılmaktadır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesi davacının bağış makbuzlarının bulunduğu koçanı basiretli bir tacir gibi güvenli bir yerde muhafaza etmediği, koçanların kaybolma nedeninin anlaşılamadığı, dolayısıyla somut olayda TTK’nın 82/7. maddesi kapsamında rızası hilafına öngörülemeyen bir hal nedeniyle kaybolma durumundan bahsetmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yoluna gidilmiştir. Davacı taraf tacir sayılmakla birlimte, zayi belgesi istemine konu olan makbuzların da TTK’nun 68. maddesinde tacirin tutmakla ödevli olduğu defter ya da belgelerden olmadığı, Vakıflar Yönetmeliğinin 52/2. maddesinde vakıf bağış makbuzlarının kaybedilmesi halinde vakıf yönetimi tarafından yapılacak işlemlerin düzenlenmiş olduğu, bu belgelerin zayi nedeniyle iptaline karar verileceğine dair bir yasa hükmü de bulunmadığı dikkate alındığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karar sonucu itibariyle isabetlidir (Yargıtay 11. HD’nin 2012/13791 E- 2012/14909 K sayılı, 03.10.2012 tarihli kararı). Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesi kararı sonuç itibariyle isabetli olup ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davacı tarafından yatırılan karar harcının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.12.2020