Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1236 E. 2023/896 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1236
KARAR NO: 2023/896
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2015/939 E. – 2019/1039 K.
DAVANIN KONUSU: Sigorta Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece makemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizce gönderilmiş olup dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait ”… Mah. … Cad. No:.. Kağıthane/İstanbul” adresinde bulunan şantiye binasında 18/04/2014 tarihinde hırsızlık olayı gerçekleştiğini, davacı şirkete ait bulunan toplamda 99.358,53 TL tutarında malzeme çalındığını, çalınan malzemeler ve davacının maddi hasarının davalı sigorta şirketince inşaat risk sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığını, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, … numaralı hasar dosyası açıldığını, hasar dosyasından olumlu sonuç alınmayınca Bakırköy … Noterliğinin 11/09/2014 tarih ve … yevmiye nolu maddi zararın ödenmesi için ihtarname çekildiğini, davalı sigorta şirketince bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 99.358,59 TL tutarındaki maddi zararın davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi olan 19/04/2014 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; riziko ve hasarın taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi özel şartları gereği teminat dışında kaldığını, çünkü özle şartlarda ”Şantiye sahasının etrafı tel çitle çevrilerek ve 24 saat süre ile bekçi bulundurulacaktır.” şeklindeki özel şartın gereğinin yerine getirilmediğini, hırsızların araçları ile malzeme deposuna kolaylıkla girdiğini, malzeme deposuna da kolayca girdiklerini, depo kapısının zorlandığına dair bir bilginin bulunmadığını, davacının taleplerinin zarar miktarı bakımından da kabul edilemeyeğini, zarar miktarının ancak 89.942,91 TL olabileceğini, davacının 19/04/2014 tarihinden itibaren faiz istemlerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… dava davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine açılan taraflar arasındaki inşaat risk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf inşaat risk sigorta poliçesi kapsamında olan 99.358,59 TL tutarındaki maddi zararın davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihi olan 19/04/2014 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf dava konusu riziko ve hasar, taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi özel şartları gereği teminat dışında kaldığını, davacının taleplerinin zarar miktarı bakımından kabul edilemeyeğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkememizce yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre; meydana gelen hırsızlık ile ilgili olarak 89.942,91 TL. zararın meydana gelmiş olduğu, davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının tespit edilen zarar miktarından muafiyetin tenzil edilmesi ile 82.480,21 TL olduğu, dava konusu somut olayın hırsızlık sigortası genel şartlarının A.1 maddesinde öngörülmüş olan riziko gruplarından hiçbirine uymadığı ve ayrıca davacı şirketin poliçe özel şartlarındaki 24 saat bekçi kontrolü altında olması koşuluna kesinlikle riayet etmediği, şantiye giriş-çıkış kapısının açık ve kontrolsüz bırakıldığı, herhangi bir güvenlik tedbirinin alınmamış olduğu dolayısıyla dava konusu somut olayın ve tazminat talebinin sigorta teminat kapsamı dışında kaldığı ve davalı sigorta şirketinin bu poliçeden dolayı dava konusu olay ve zarar ile ilgili olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı taraça tanık deliline dayanılmış ise de davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen bildirdiği tanıkların hazır edilmemesi ve herhangi bir mazeret de bildirilmemesi nedeniyle davacı tarafın tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılmasına, ayrıca davacı tarafa ikinci tanık listesindeki tanıkların yasa gereği ikinci tanık listesi verilmesi mümkün olmadığından, bu tanıkların dinletilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi heyet raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafça davalı sigorta şirketi aleyhine iş yeri sigortası poliçesi kapsamında işyerinde meydana gelen hırsızlık olayından kaynaklı doğan zarara ilişkin sigorta hasar bedeline yönelik dava açılmış olup, bilirkişi heyet raporunda da tespit edildiği üzere; dava konusu somut olayın hırsızlık sigortası genel şartlarının A.1 maddesinde öngörülmüş olan riziko gruplarından hiçbirine uymadığı ve ayrıca davacı şirketin poliçe özel şartlarındaki 24 saat bekçi kontrolü altında olması koşuluna kesinlikle riayet etmediği, şantiye giriş-çıkış kapısının açık ve kontrolsüz bırakıldığı, herhangi bir güvenlik tedbirinin alınmamış olduğu dolayısıyla dava konusu somut olayın ve tazminat talebinin sigorta teminat kapsamı dışında kaldığı ve davalı sigorta şirketinin bu poliçeden dolayı dava konusu olay ve zarar ile ilgili olarak herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı tespit edilmiş olup dosya kapsamındaki deliller ile davacı tarafın hırsızlık sigortası poliçesinin genel şartlarını yerine getirmeyerek şantiyede güvenlik önlemini almadığı 24 saat bekçi görevlendirmediği, şantiye giriş çıkışının kontrolsüz bırakıldığı sabit olmakla dava konusu somut olayın hırsızlık sigortası genel şartlarının A.1 maddesinde öngörülmüş olan riziko gruplarından hiçbirine uymadığı ve ayrıca davacı şirketin poliçe özel şartlarındaki 24 saat bekçi kontrolü altında olması koşuluna kesinlikle riayet etmediği, şantiye giriş-çıkış kapısının açık ve kontrolsüz bırakıldığı dolayısıyla davacının talep ettiği sigorta hasar bedelinin sigorta teminatının dışında kalması nedeniyle davalı sigorta şirketinin hırsızlık vakasından doğan hasar bedelinden dolayı sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davacı tarafça açılan haksız davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir… ” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin şantiyesinde olay saatinde bulunan bekçinin gece bekçisi olduğunu, gündüz çalışan bekçi de mevcut olduğunu, mahkemece dayanak yapılan bilirkişi raporunda ise sadece bir bekçinin çalışmış olduğu gerekçe gösterildiğini, bilirkişi raporuna karşı bu hususta yaptıkları itirazların mahkemece kabul görmediği gibi hatalı bilirkişi görüşüne dayanılarak hüküm tesis edildiğini, hırsızlığın meydana geldiği şantiyede gündüz ve gece vardiyası olmak üzere iki bekçi çalıştırıldığını, 24 saat bekçi kontrolü yükümlülüğüne aykırılık iddiasını kabul etmemekle birlikte sadece gece bekçisi çalıştırıldığı ihtimalinde dahi akşam saatinde gerçekleşen hırsızlık olayında bekçinin görev başında olması gerçeğinde müvekkilinin gerekli önlemi almış olduğunu gösterdiğini, olayın akşam saati olduğunu, olay saatinde bekçi bulunduğunu, bu bağlamda kısmi zamanlı bekçi bulundurma sebebi ile özen yükümlülüğünün ihlal edildiği yönündeki bilirkişi ve mahkeme görüşünün maddi gerçek ile bir alakası olmadığını, bu sebeplerle olay saatinde bekçinin çalışmış olduğu açık iken gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, diğer bir sebep ise şantiye kapısının kilitli olmamasının olarak gösterildiğini, bir an için kilitlenmediği iddiasını kabul edilse bile olayın akşam saat 20:30 sıralarında şantiye kapısının iş makinalarının çalışma saatti olması sebebi ile açık olması nedeniyle gerçekleştiğini, bu hususun savcılık soruşturmasında dinlenen tanık beyanları ile de sabit olduğunu, hırsızlığın çalışma saatleri içerisinde gerçekleştiğini, şantiye alanında çalışmaların mevcut olduğu saatte şantiye kapısının kilitlenmesinin ise iş güvenliğine aykırı olduğunu, çalışma alanları işçiler içeride iken hiçbir zaman kilitlenmediğini, zira olası bir yangın, afet anında işçilerinde çıkışlarının sağlanması işverenin görevlerinden biri olduğunu, söz konusu alanın şantiye olduğunun davalı yan tarafından da bilindiğini, sadece çit değil alüminyum sac ile çevrilmesi de gerekli önlemin alındığını gösterdiğini, bu bağlamda alanın tamamı tel çitlerle çevrilmiş halde olduğunu, buna yönelik herhangi bir eksiklik söz konusu olmadığını, bu sebeple müvekkilin gerekli önlemleri almış olduğunun açık olduğunu, olay saatinde bekçinin var olması, güvenlik amacı ile kamera kayıtlarının olması, bekçinin ifadesinde yer aldığı üzere şantiye alanında köpek bulundurması müvekkilinin gerekli önlemleri aldığını gösterdiğini, bilindiği üzere, şantiyelerin geçici nitelikle kurulan yerleşim yerleri olduğunu, mahkemece giriş-çıkışların kontrolsüz bırakıldığı gerekçesine dayanılmış ise de şantiyede yapılan çalışma esnasında her dakika araç giriş çıkışlarının yapıldığı savcılık dosyasındaki kamera kayıtlarında mevcut olduğunu, zira bekçinin ifadesinden görüleceği üzere çalışma yapan çok araç bulunduğunu, ancak iş bu durumun giriş -çıkış kontrolünün yapılmadığı yönünde yorumlanmasının hatalı olduğunu, bu bağlamda şahısların şantiyeye gizlice girmek sureti ile hırsızlık suçunu işledikleri fark edildiği anda bekçiyi araba ile ezmeye kalkarak olay yerinden kaçtıklarının sabit olduğunu, eksik inceleme yapıldığını, savcılık dosyasındaki delillerin ve beyanların incelenmediğini, savcılık dosyasının akıbetinin dahi takip edilmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıya ait şantiyede meydana gelen hırsızlık nedeniyle meydana geldiği iddia olunan zararın inşaat tüm riskler sigortası kapsamında davalı sigortacıdan tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamının incelenmesinden; davacı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasında riziko adresi ”Diğer Kağıthane/İstanbul Turkey” olarak belirtilen 26.06.2011-26.06.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 91746074 numaralı, inşaat tüm riskler sigorta poliçesi bulunduğu, dava dışı İski Genel Müdürlüğünün sigortalı, davacının sigorta ettiren olarak yer aldığı, hırsızlık hasarlarının 250.000,00 TL limitle teminat kapsamına alındığı, riziko adresinin ve yapılan işin tanımının dava dışı İski Kağıthane Şube Müdürlüğü mesuliyet sahası içinde mevcut atık suyu ve içme suyu hatlarında komple veya kısmi yenileme ve onarım olarak tanımlandığı, inşaat ve montaj sırasında emtialar üzerinde vuku bulabilecek rizikoların teminat altına alındığı, hırsızlık teminatının da bulunduğu, sigorta ettiren davacının dava dışı sigortalı İski Genel Müdürlüğünün içme suyu ve atık su işinin yüklenicisi olduğu, davacıya ait şantiyede 18.04.2014 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, eldeki dava ile davacının meydana gelen bu hırsızlık olayı sırasında çalınan malzemelerin bedelinin sigorta poliçesi kapsamında tazminin talep edildiği görülmektedir. Davalı tarafça, zararın gerek genel şartlar gerekse poliçe özel şartları uyarınca teminat dışında kaldığı savunulmuş, mahkemece zararın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü Sadabad Polis Merkezi Amirliğince düzenlenen olay yeri tutanağında; olayın şantiyede 18.04.2014 saat 20.40 sularında meydana geldiği, şantiyede çalışmaların devam ettiği şantiye giriş kapasının açık olduğu, şantiyedeki depodan muhtelif mekanik malzemeler ile iş makinesi yedek parçaların çalındığı, deponun ilk kapısının asma kilit halkasının boş olduğu, ikinci demir kapının üst kısmından yerinden çıkık olduğu, olay yerinde başkaca bir bulguya rastlanmadığı belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; olay yeri tutanağında deponun ilk kapısının asma kilit halkasının boş olduğu, ancak ”ikinci demir kapının üst kısmından yerinden çıkık olduğu” belirtilmesine rağmen bu konuda inceleme ve araştırma yapılmadığı, ikinci kapının neden bu şekilde bulunduğu konusunda bir tespitin bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca, davacı tarafça konuya ilişkin olarak savcılık nezdinde şikayette bulunulduğu belirtilmesine rağmen bu şikayetin ve dosyasının akibetinin araştırılmadığı da görülmektedir. Bu durumda mahkemece, belirtilen hususlarda gerekli araştırma yapılmadan, eksik incelemeyle karar verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.