Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/121 E. 2020/251 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/121
KARAR NO: 2020/251
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2019/313- 2019/317 E.K
TALEP KONUSU: İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde, ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili firmanın dokumacılık alanında faaliyet gösterdiğini, merkezi Cenevre/Switzerland olan … firmasının Türkiye şubesi olarak lanse edilen ve Şişli/İstanbul’da faaliyet gösteren …AŞ ile irtibata geçtiğini, müvekkili ile … arasında, yüzde 100 pamuk kompakt kamganı NE 30/1 miktar 40.000 kg birim fiyatı 208 Amerikan Doları/kg karşılığında 112.000 Amerikan Doları olarak satışa konu ipliklerin bedelinin akreditif yöntemiyle ödenmesi hususunda anlaşıldığını, amir bankanın … AŞ, teyit bankasının ise … olduğunu, amir banka … AŞ üzerinden lehtar … firması lehine 112.000 USD (Amerikan Doları) erlemeli akreditif açıldığını, ödeme tarihinin akreditif sözleşmesinin 42P maddesine göre, yükleme tarihinden itibaren 180 gün olarak kararlaştırıldığını, son ödeme gününün ise, 15.07.2019 olduğunu, akreditif sözleşmesinin 44 B maddesinde, gönderenin son varış yeri Muratbey/İstanbul (Muratbey Gümrük Kapısı), en geç gönderim tarihi de, 31.01.2019 olarak kararlaştırıldığı halde, müvekkiline şimdiye kadar herhangi bir mal tesliminin yapılmadığını, amir banka … AŞ’nin belgelerin bankaya teslim edilmiş olup, 180 günlük ödeme süresinin işlemeye başladığı şeklindeki ihbarı üzerine, yapılan araştırmada, amir ve muhbir bankaya ibraz edilen belgelerin sırf akreditif bedelinin tahsili amacıyla sahte olarak düzenlenmiş olduğunun anlaşıldığını, nitekim CMR senedinde taşıyıcı firma olan … Nakliyat..Ltd Şti yetkilisi …’ın savcılığa verdiği ifadede, başta imza olmak üzere belgenin sahte olduğunu, böyle taşımanın kesinlikle yapılmadığını beyan ettiğini, taşıma belgesine konu malların da hiç bir zaman gümrüğe teslim edilmediğinin de tespit edildiğini, …’nın edimlerini yerine getirmemesine karşın getirmiş gibi görünerek 112.000-USD’yi CMR tarihinden 180 gün sonra tahsil edebileceği halde, lehdarın sözleşmeden kaynaklanan borcunu ifa etmemesine rağmen akreditifte görülen belgeleri bankaya ibraz ederek haksız ödeme talebinde bulunduğunu, talebinin muhabir banka tarafından kabul edilerek ödemenin yapıldığını, ödemenin gerçekleşmesi halinde müvekkilin büyük zarara uğrayacağını, müvekkili davalı … ile yaptığı anlaşma dolayısıyla teslim almadığı malların parasını ödemek zorunda kalacağını ileri sürerek …tarafından davalı … lehine akreditif ödemesinin … ve …’ye ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 27/06/2019 tarihli kararıyla; … A.Ş bünyesinde bulunan … referans numaralı 112.000,00 USD akreditif bedeli olan lehtarı … ve başvuranı (amir) … Ltd. Şti olan akreditifin ödemesinin … A.Ş tarafından yapılmaması, bedelin lehtar … S.A. Veya …’ye ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, borçlu ile 3. kişilerin uğrayabilecekleri zararı karşılamak üzere taktiren dava değeri olan 112.000,00 USD’nin talep tarihindeki TL karşılığı olan 645.489,60 TL üzerinden %15 oranında HMK’nun 87. maddesinde yazılı türden teminat alınmasına karar verilmiştir. İtiraz eden … vekili, müvekkili aleyhine ihtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi içim İsviçre Mahkemelerinden yargı kararı alınması gerektiğini, akreditifin lehtarı …nın akreditife konu olan malların …’e teslim edilmek üzere yüklendiğine ilişkin nakliye şirketi … Ltd Şti. tarafndan düzenlenmiş olan CMR’lar ile birlikte her bir faturayı, lehtar beyanını, sigorta poliçesi ve çeki listesini, müvekkil bankaya ibraz ettiğini ve akreditif bedelinin ödenmesini talep ettiğini, buna göre ilgili vesaikler müvekkili banka tarafından akreditif şartları çerçevesinde incelendiğini rezerv konulmasını gerektiren herhangi bir husus bulunmadığından akreditif bedelinin müvekkil banka tarafından vadesinden evvel iskonto edilerek lehtar …’nın … Bankası’nda bulunan hesabına ödendiğini, sözkonusu ödemenin itiraza konu ihtiyati tedbir kararından önce gerçekleştirildiğini, bahse konu teyitli, vadeli ve dönülmez akreditif küşat mektubunda UCP 600 kuralları uygulanacağı belirlenmiş olduğunu, müvekkili bankanın teyidini verdiği akreditif bedelini UCP 600 kurallarına uygun olarak lehdara ödeyerek akreditif bankasından alacaklı hale geldiğini, müvekkili bankanın teyit bankası sıfatıyla akreditif evraklarını incelemenin ötesinde malların yüklenip yüklenmediğini veya alıcı firmaya teslim edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, zira müvekkili bankanın akreditiften doğan yükümlülükleri alıcı ve satıcı arasındaki alım satım ilişkisinden tamamen bağımsız olduğu gibi lehdara karşı olan yükümlülüğü de asli soyut ve bağımsız bir yükümlülük olduğunu, iştiraya yetkili teyit bankası olan müvekkilinin iştira işlemini gerçekleştirmesinin vadeden önce doğabilecek bir hileden dolayı riskleri taşıyacağı anlamına gelmediğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, amir bankada kendisine yapılan müracaat üzerine akreditif belgelerinin usulüne uygun ibraz edildiğinden bahisle mal bedelinin CMR belgelerinin tesliminden itibaren 180 gün sonra ödeneceği belirtildiği, ancak talep eden tarafın sunduğu belgelerden anlaşılacağı üzere lehtar-satıcı … tarafından CMR’ler bankaya sunulmasına rağmen malların teslim edilmediği, CMR belgesinde malların teslim edildiği belirtilen … firmasının yetkilisinin konuya ilişkin yürütülen soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde, malların teslim edilmediğini beyan ettiği, emsal nitelikte gösterilen mahkemenin 2019/99 D.iş dosyasında da lehtar olan … nın benzer şekilde gerçeğe aykırı CMR belgesi düzenleyerek bankadan tahsilat yaptığı anlaşılmakla, HMK 389. maddesinde de öngörülen gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verileceği yönündeki genel tedbir şartının somut olayda oluştuğu, ihtiyati tedbir kararı verilmesinden sonra tedbir koşullarında değişiklik meydana getirebilecek yeni bir bilgi, belge ve delil bulunmadığı görülmekle tedbire itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı itiraz eden … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ İtiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin talep eden … ile herhangi bir borç ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili aleyhine ihtiyati tedbir uygulanabilmesi için gerekli olan İsviçre mahkemelerinden alınmış herhangi bir yargı kararı bulunmadığını, müvekkili açısından T.C Mahkemelerinin yargılama yetkisinin olmadığını, müvekkilinin talep eden … firmasının … ve … AŞ ile olan borç ilişkilerine taraf olmadığını, teyit bankası olan müvekkili bankanın vadeli ödemeli akredtifi vadesinden önce iştira etme yetkisine haiz olduğunu, iştira işlemi gerçekleştirilmesinin sorumluluğun devri sonucunu doğurmadığını, ödeme işleminin hukuka uygun gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili bankanın … AŞ’den alacaklı hale geldiğini, ödeme yapıldığı tarihten çok daha ileriki bir tarihte ihtiyati tedbir kararı alındığını, vesaikleri yalnızca dış görünüşleri itibariyle incelemekle yükümlü olan müvekkili bankanın sahtelik işleminden sorumlu olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, teyit edilmiş akreditif işleminde, akreditif bedelinin ödenmesinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, tedbir isteminin kabulüne karar verilmiştir. Tedbire itiraz eden … vekilinin itirazı üzerine, ilk derece mahkemesince usulüne uygun açılan duruşma sonucunda, itirazın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK 389.maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. HMK’nın 390/3. maddesinde, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda, akreditif işleminde, lehtar satıcı … firmasının, alıcı … Ltd Şti’ne satıma konu malların teslimini gerçekleştirmediği halde, akreditifte görülen belgeleri muhabir banka …’ye ibraz etmek suretiyle vadesinden önce ödeme aldığı, teslime ilişkin sunulan belgelerin sahte olduğu ve gerçeği yansıtmadığı iddia edilmiş olup, bu bağlamda, CMR senedinde taşıyıcı olarak yer alan …Ltd Şti yetkilisi …’nın konuyla ilgili yürütülen savcılık soruşturmasında alınan ifadesi dosyaya sunulmuş, tedbire itirazdan sonra, talep eden …Ltd Şti tarafından sahte belgeler oluşturmak suretiyle alacağın tahsili cihetine giden lehtar satıcı … firması aleyhine borçlu olmadığının tespiti ve akreditif işleminin iptali istemli Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/553 Esas sayılı dosyasından ve … AŞ ve … aleyhine de aynı istemli Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/624 E. sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, her ne kadar akreditif ilişkisinde teyit bankasının akreditiften doğan yükümlülükleri alıcı ve satıcı arasındaki alım satım ilişkisinden tamamen bağımsız olduğu gibi lehdara karşı olan yükümlülüğü de asli soyut ve bağımsız bir yükümlülük ise de, somut olayda ileri sürülen lehdar tarafından gerçekte teslimatın yapılmadığına ilişkin iddiaları ciddi görülmekle mevcut durumda akreditif bankası tarafından itiraz edene ödeme yapılması durumundai ihtiyati tedbir isteyenin önemli zararına sebep olacağı ve itiraz eden bankanın akreditif bedelini vadesinden önce yaptığı ödemenin usulune uygun ibraz karşılığında yapılıp yapılmadığı yapılacak yargılama neticesinde belirleneceği hep birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince, tedbire vaki itirazın reddine karar verilmesinde usule ve yasaya aykırılık görülmediği gibi, ihtiyati tedbir kararının konusunun amir banka tarafından muhabir bankaya yapılacak ödemeye ilişkin olduğundan ihtiyati tedbir kararının İsviçre Mahkemelerince verilmesi gerektiğine ilişkin itiraz da yerinde değildir. İlk derece mahkemesinin, lehine tedbir kararı verilen tarafın telafisi imkansız zarara uğratacağı gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesine ilişkin ek kararda, uyuşmazlığın bulunduğu aşama itibariyle isabetsizlik görülmemiş, ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz edenin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İtiraz eden tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26/02/2020
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.