Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1198 E. 2020/1273 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1198
KARAR NO : 2020/1273
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI : 2018/605E. 2020/122K.
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasında görülen tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin davalı şirketteki paylarının tamamını, 30.04.2017 tarihinde davalı … devretmiş olduğunu ve devir işlemiyle birlikte müvekkilinin şirketteki kanuni temsilcilik görevinin son bulduğunu, 30.04.3017 tarihinde yapılan davalı şirketin 2017 yılı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan kararda da bahsi geçen devre onay verildiğini bu suretle Türk Ticaret Kanunu’nun 595. maddesinin 2. fıkrasında düzenleme bulan koşulun somut olay açısından sağlanmış olduğunu, bahsi geçen sebeplerle müvekkilin hem paylarının tamamını hem de kanuni temsilcilik görevini davalılardan … devrettiğinin tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Ve …Tic. A.Ş. vekili savunmasında özetle; davacı dava dilekçesinde her ne kadar müvekkil şirketten 30.04.2017 tarihinde ayrıldığını ve kanuni temsilcilik görevinin son bulduğunu belirterek dava açmış ise de söz konusu husus şirketin pay defterinde ve genel kurul defterinde açık ve net bir şekilde belli olmakla açılan davanın yersiz olduğunu, müvekkili …, diğer müvekkil olan …Tic. A.Ş.’ni 30.04.3017 tarihinde devralmış olmakla söz konusu şirketin tek kanuni temsilcisi olduğunu, şirketin pay defterinde ve genel kurul defterinde de bahsi geçen bu hususların kayıt altına alındığını belirterek, davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; anonim şirketlerde hisse devirlerinin, kural olarak tescile tabi olmadığını, anonim şirketlerdeki tek pay sahipliğinin ise bildirime tabi olduğunu ve dava konusu olayda da bu hususun tescil edildiğini, davacının şirket yönetim kurulu üyeliğinin de diğer davalının yönetim kurulu seçildiği kararın tescili ile birlikte sonlandırıldığını, karar tarihi itibariyle müvekkilinin sicil kayıtlarında herhangi bir değişiklik yapmasının kural olarak mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, müvekkiline husumet yöneltilmeyeceğini, davanın açılmasına neden olmayan müvekkiline husumet yönetilemeyeceğini belirterek, davanın savunmaları doğrultusunda husumetten reddine, müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı şirketin tasfiye halinde olduğu anlaşılmakla; tasfiye memuruna duruşma gün ve saati tebliğ edilmiş; Tasfiye memuru duruşmadaki beyanında: ‘Ben şirketin tasfiye memuruyum, şirketin benden önceki yetkilisi ve yönetim kurulu üyesi …. Davacı … ondan önceki yönetim kurulu üyesi ve şirket yetkilisidir. Davacı , davalı gerçek kişiye şirket payının tamamını devretmiştir. Bildiğim kadarıyla ticaret sicil gazetesinde davalı yabancı gerçek kişinin yurtışında olmaıs nedeniyle 1 sene geç ilan olmuştur. Fakat ilanda pay devri tarihi 27/04/2017 olarak belirtilmektedir’ şeklinde beyanda bulunmuştur. HMK’nun 114/1.h maddesine göre; hukuki yarar dava şartı olup, HMK’nun 138.maddesinde; öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği ve HMK’nun 115.maddesinde ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlenmiştir. Somut olayda davacı tarafça yapılmış pay devri İstanbul Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş olup davalının da pay devri olmadığı yönünde bir iddiası yoktur. Davacı tarafça davalılardan … usulüne uygun pay devri yapıldığı, ilgili devrin tarihi belirtilmek üzere İstanbul Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği hususunda husumet olmayıp, davalılarca da aksi iddia edilmediğinden; mevcut olan bir durumun mahkeme tarafından tasdik edilmesi amacı ile açılmış olan bu davada davacının hukuki yararı olmadığı, …” gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan, usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Müvekkilinin 30.04.2017 tarihinde “… Tic.A.Ş.'”ndeki paylarının tamamını devrettiğini ve 30.04.2017 tarihinde söz konusu şirketteki kanuni temsilcilik görevinin son bulduğunu, Müvekkilinin, bahse konu … Tic.A.Ş.’nden 30.04.2017 tarihinde hem paylarının tamamını hem de kanuni temsilcilik görevini davalılardan … devrettiğinin tespitini mahkemeden talep etmiş ise de; ilk derece mahkemesince hatalı takdir sonucu davanın reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketteki payların devredildiğinin ve kanuni temsilcilik görevinin sona ermiş olduğu hususlarının tespiti talebine ilişkin bir tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, dava konusu edilen pay devri hususu ticaret siciline tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiştir. Bu durumda, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yöneltilecek bir itiraz davası ile somut olayda çözüme kavuşturulması gereken bir ihtilaf bulunup bulunmadığı dolayısıyla hisseleri devralan davalı aleyhine ikame edilen işbu tespit davasında hukuki yarar olup olmadığı nihai hükümle değerlendirilebilir. Ancak, davadaki tek talep bu değildir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde yer alan diğer bir talebi ise davalı şirketteki payını devretmiş olması sebebiyle davalı şirketteki kanuni temsilcilik görevinin de sona ermiş olduğunun tespitine yöneliktir. Ancak ilk derece mahkemesince bu talep hakkında hiç bir değerlendirme yapılmadığı ve gerekçe oluşturulmadığı, hüküm verilmediği anlaşılmaktadır. HMK’nın 7251 sayılı Kanun’la değişik 353/1.a.6. maddesi uyarınca, “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesini gerektirir. Somut olayda davacının taleplerinden biri olan, şirketteki yöneticilik- temsilcilik görevinin sona erdiğinin tespiti talebi hakkında hiç bir değerlendirme yapılmadığı ve karar verilmediği, davacının bu talebinde hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf peşin harcının, talep halinde kendisine iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.26.11.2020