Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1194 E. 2023/669 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1194
KARAR NO: 2023/669
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI: 2018/1081 E. – 2020/175 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı, davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin değişir ortaklı, değişir sermayeli ve sınırlı sorumlu bir esnaf ve sanatkarlar kredi kefalet kooperatifi olduğunu, kuruluş amacının, ortağı esnaf veya sanatkara, faaliyetleri için gerekli krediyi özkaynaklarından sağlamak veya kredi kuruluşundan alınacak krediye kefil olmak ya da teminat vermek suretiyle sağlamak olduğunu, davalı …’nın müvekkili kooperatifin … nolu üyesi olduğunu, bu davalının dava dışı … Bankasından kredi kullandığını, bu krediye müvekkili kooperatifin kefil olduğunu, davalı …’ın müvekkilinin kefaleti ile …’nın … Bankası AŞ’den almış olduğu veya ileride yapacağı her türlü senedin iskontosu, borçlu cari hesap şeklindeki, kısa, orta ve uzun vadeli kredilerden veya teminat mektubu kredi işlemlerinden doğmuş ve doğacak borçlarını da kapsamak üzere anapara ve buna ek olarak akdi faiz ve komisyonlara, sigorta ücretleri, diğer her türlü masrafları karşılamak üzere Kocaeli İli, Karamürsel İlçesi, … Köyü, … mevkiinde … pafta, … parselde kayıtlı taşınmazını müvekkili lehine ipotek verdiğini, davalı …’nın müvekkilinin kefaleti ile uzun vadeli krediler kullanmış olduğunu ve kredi ödemesini yapmadığından kredi kuruluşunun (… Bankası Siyavuşpaşa Şubesi) alacağını kefil olan müvekkilinden tahsil ettiğini, müvekkilinin kefaleten yapmış olduğu ödemenin tahsili için ipotekli taşınmaz üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, taşınmazın davalı …’na satılarak devredildiğinin tespit edilmesi üzerine …’nun da takibe dahil edilerek ödeme emri tebliğ edildiğini, borçlu …’nun süresinde itirazı nedeniyle takibin durmuş olduğunu, borçlunun borcu kabul etmiş olmasına rağmen, borcu ödediğine ilişkin herhangi bir yazılı belge dosyaya sunamamış olduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 18.05.2015 tarihinde krediye konu gayrimenkulü yine davalılardan …’dan devir ve temlik aldığını, müvekkilinin zikredilen tarihte davacı tarafa başvurduğunu, davacı tarafça ödeme çizelgesinin müvekkiline verildiğini, bu çizelgenin 11.01.2016 tarihli olduğunu, kullandırılan kredi borcunu ödeme çizelgesinden de anlaşılacağı üzere son üç taksit kaldığını, bunun da yaklaşık 11.250,00 TL olduğunu, müvekkilinin gayrimenkulü yaklaşık olarak 11.250,00 TL borç ile kabul etmiş olduğunu ve devir aldığını, bu itibarla davacı tarafın talebinde haksız olduğunu, müvekkiline bildirdiği alacaktan fazla talepte bulunamayacağını, esas olarak ipoteğe konu kredi alacağının banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 60.000,00 TL olduğunu, bu kredinin 13 tane 3.750,00 TL olan taksitinin ödenmiş olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalılardan …’nın… bankasından çektiği kredi için, davacı .. Kredi Kooperatifi’nin garantör sıfatı ile …’ya kefil olduğu, kullandırılan krediye …’ın kefil olduğu ve …’a ait taşınmaza açılmış açılacak tüm kredilerin teminatı olarak (krediyi kullandıran dava dışı …’a değil), bu kredinin garantörü … Kooperatifi lehine 90.000 TL ipotek tesis edildiği, …in bankaya olan borcunun davacı kooperatif tarafından ödenmiş olduğundan davalıların Halkbank’a olan sorumluluğu kalmadığı ancak kredinin davacı kooperatif tarafından ödenmiş olması nedeniyle ipotekten olan sorumluluğun devam ettiği, bu çerçevede davacı … ve Sanatkarları Kefalet Kredi Kooperatifi’nin garantör sıfatı ile …’nın bankaya olan toplam borcu için 153.616,46 TL ödediği ve alacağının bu miktar olduğu, davacının tüm davalılara ipotek miktarı olan 90.000 TL için ipoteğe başvurma hakkının bulunduğu, ancak davalılardan …’ya açılan davada, dava dayanağı olan takipte davalı …’in itirazının bulunmadığı, davalı …’a ise, takipte geçerli bir tebligat yapılmadığı görülmüştür. Takip talebi alacaklı tarafından ve ödeme emri takip talebine uygun şekilde icra dairesi tarafından doldurulur. Takip talebine aykırı şekilde düzenlenen ödeme emri hukuki sonuç doğurmaz. Buna göre; … yönünden, dava dayanağı takip dosyasında davalı- borçluya takip talebine uygun şekilde düzenlenmiş bir ödeme emri tebliğ edilmediği göz önüne alınarak itirazın iptali davasının dava şartı olan “usulüne uygun düzenlenen ve borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yapılmış bir itirazın bulunması” hususunun gerçekleşmediği anlaşılmakla; davanın … yönünden usulüne uygun bir ödeme emrinin bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, davalı …’in ise itirazının olmadığı, davalı … yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından reddine, … yönünden ise, ipoteğin geçerli olduğu ve ipotek miktarı kadar borcunun bulunduğu anlaşılmakla … yönünden davanın kabulüne … ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, davalı … yönünden açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davalı … yönünden açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı … yönünden açılan davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminati talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kök ve ek bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, davalının, davacının tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 18/05/2015 tarihinde krediye konu gayrimenkulu davalı …’dan devir ve temlik aldığını, bu tarihte davacı tarafa başvurduğunu, davacı tarafça dosyaya daha önce sunulan ödeme çizelgesinin müvekkiline verildiğini, 11/01/2016 tarihli ödeme çizelgesinden de anlaşılacağı üzere taşınmaza ait borcun üç taksit olduğunu, bunun da yaklaşık olarak 11.250,00 olduğunu, müvekkilinin gayrimenkulü yaklaşık olarak 11.250,00 TL borç ile kabul ettiğini, bu itibarla davacı tarafın talebinde haksız olduğunu, davacının müvekkiline bildirdiği alacaktan fazla talepte bulunamayacağını, esas olarak ipoteğe konu kredi alacağının banka kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 60.000,00 TL olduğunu, bu kredinin 13 tane 3.750,00 TL bedelli olan taksitlerinin ödendiğini, buna rağmen davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, mahkemece taleplerinin ve delillerinin nazara alınmadığını, müvekkili yönünden hukuka aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve hükmün davalı lehine bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 149/b maddesi uyarınca başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı davalı … vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf, 06.02.2012 tarihli ve … yevmiye sayılı işlemle tesis edilen ve 90.000,00 TL bedelli taşınmaz ipotek belgesi uyarınca ilamsız icra takibi başlatmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında bulunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu … ile davalı borçlu kefil … aleyhine, 23.02.2016 tarihinde 90.000,00 TL asıl alacak üzerinden, Kocaeli İli, Karamürsel İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … parsel, 2.300 m2 tarla vasfındaki taşınmazın satışı için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, taşınmazın üçüncü kişiye devredildiğinin tespiti üzerine borçlu ( davalı) 3.kişi …’nun da takibe dahil edilerek kendisine ödeme emri tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu … vekili tarafından takibe itiraz edildiği, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden ise davalı …’nın davacı kooperatif üyesi olduğu, dava dışı … bank AŞ ile kooperatif kredileri sözleşmesi imzaladığı, bu kapsamda dava dışı bankadan 08.02.2012 tarihinde 60.000,00 TL, 23.10.2014 tarihinde 151.200,00 TL kredi kullandığı, davacının da bu kredilerin garantörü olduğu, davalı …’ın bu kredinin kefili olduğu ve aynı zamanda Kocaeli İli, Karamürsel İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … pafta, … parsel, 2.300 m2 tarla vasfındaki taşınmazı üzerinde davacı lehine 90.000,00 TL bedelli ipotek tesis ettiği, davalı … tarafından bu taşınmazın 18.05.2015 tarihinde davalı …’na satılıp devredildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK’nın 887.maddesinde, ”İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.” hükmü düzenlenmiş olup aynı zamanda asıl borçlu ile ipotek borçlusu arasında zorunlu takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Buna göre borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu bir şahsa ait taşınmaza ilişkin teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi yönünde icra takibi yapılabilmesi için, icra takibinden önce ipotek borçlusuna asıl borçlu ile birlikte ihtar tebliği gereklidir. Diğer bir deyimle, alacağın muaccel olması için bir ihbarın yapılması gereken durumlarda, bu ihbarın hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan taşınmaz maliki üçüncü kişiye yapılması zorunlu olduğu için alacaklı, hem asıl borçlu hem de üçüncü kişiye ihbarda bulunduğunu belgelemeden icra takibinde bulunamaz. Bu husus takip ve dava şartı olup re’sen dikkate alınır (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10.10.2016 tarih ve 2016/3763 Esas, 2016/13155 Karar, 05.04.2016 tarih ve 2015/13315 Esas, 2016/5930 Karar, 19.12.2017 tarih ve 2016/8906 Esas, 2017/8057 Karar sayılı kararları ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 07.04.2021 tarih ve 2020/ 3023 Esas, 2021/3418 Karar sayılı kararları). Bu bilgilere göre somut olayda borçtan şahsen sorumlu olmadığı anlaşılan davalı …, alacaklı tarafından icra takibinden önce gönderilmiş bir ihtar bulunup bulunmadığı hususunda mahkemece herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu nedenlerle, dosya üzerinden yapılan incelemede, eksik incelemeyle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle:1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı … vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.04.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.