Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1192 E. 2023/894 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1192
KARAR NO: 2023/894
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2019/155 E. – 2020/97 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyasında iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı iflas dosyası dosyası ile yürütüldüğünü, iflas idaresince müflis şirketin üçüncü şahıslardaki alacaklarının tespiti amacıyla ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilen alacaklar için icra takibi başlatılmasına karar verildiğini, bu karar gereğince borçlu olarak tespit edilen davalılar hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın takibe haksız olarak itiraz ettiğini, TBK’nın 89.maddesi uyarınca para alacağının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden müvekkilinin ikametgahı Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, savunmasında özetle; davacı ile aynı gruba ait Müflis … Ltd. Şti.tarafından müvekkili aleyhine aynı mahkemenin 2015/816 Esas sayılı dosyası ile de dava açıldığını, o dosyada alınan raporda şirketin alacağını ispat edemediğinin tespit edildiğini, bu dosyada alınan raporun da o raporla çeliştiğini, bilirkişi tarafından davacının ticari defter, cari hesap ekstreleri ve faturalarına ulaşılamadığını, bu sebeple incelenemediğini, davacının tek taraflı tuttuğu yasal olmayan defter dökümlerinde inceleme yapan bilirkişi raporu ile müvekkilinin borçlu olduğuna karar verilemeyeceğini, davalı … Geçgelin bir iş yeri ve işletmesinin bulunmadığını, davacı ile hiç bir ticari ilişkisi bulunmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, davacının alacağını ispat edemediğini savunarak, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”… Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Öncelikle davalı … aleyhine açılan dava bakımından yapılan değerlendirmede; davacının bu davalı ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, davacı vekilince de yargılama sırasında sunulan dilekçede bu davalı hakkında sehven dava açıldığının beyan edildiği, dolayısıyla bu davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı … aleyhine açılan dava bakımından yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar davacı tarafından alacaklı olduğu iddiasıyla iş bu dava açılmış ise de, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunduğu, buna dayalı olarak davacının davalıdan alacaklı olduğu hususlarının kanıtlanamadığı, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve davacı vekilince beyan edildiği üzere davacının ticari defterlerinin bulunduğu yer ve mevcut durumu itibariyle incelenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ticari defterlerin inceleme için hazır edilemediği, mevcut durumu itibariyle ticari defterlerin yerinde incelenmesinin de mümkün olmadığı, sonuç olarak davacının alacak iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki taraflar arasındaki hukuki ilişki kanıtlanamamış olup, bu durumda yetkili icra dairesinin davalı borçlunun yerleşim yeri olan İzmir İcra Dairesi olduğunun kabulü gerekmektedir. Bunun sonucu olarak davamız açısından yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takipten söz edilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle davanın bu yönden de reddi gerekmektedir. Bu itibarla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporuna itirazlarının kabul edilmeyerek eksik delille karar verildiğini, rapora itirazlarında müflis şirketin vergi numarasını ve vergi dairesini dosyaya bildirerek 2009-2010-2011-2012-2013 yıllarına ilişkin BA-BS formlarının istenmesini ve bu formlar geldikten sonra dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesini talep ettiklerini, ancak mahkemece bu talebin değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile davanın ispatlanamadığına karar verildiğini, mahkeme icra takibinin yetkisiz icra dairesinde açıldığına da karar verilmiştir. oysa ki TBK’nın 89/1 maddesinde “para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir” hükmü bulunduğunu, alacaklı müvekkilin iflas masasının ikametgahı Bakırköy olduğundan yetkili icra dairesinin de Bakırköy İcra Dairesi olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçluları aleyhine 34.949,08 TL asıl alacak ve 30,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.979,24 TL alacak yönünden 12.02.2015 tarihinde icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak 09.01.2015 tarihli cari hesap alacağının gösterildiği, ödeme emrinin 20.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borca, ferilerine ve yetkiye itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ve 25.12.2015 tarihli yazısından; davacı şirketin Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyasından 19.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verildiği, müflis … San. Tic. AŞ hakkındaki iflas tasfiyesi Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yürütüldüğü, iflas kararının kesinleştiği, ikinci alacaklılar toplantısı yapıldığı iflas idare memurlarının Av…., Av…. ve Av…. olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket iflas idaresi tarafından, davacı şirketin davalılardan alacaklı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış, mahkemece; davalı … Geçgelin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, davalı … yönünden davacının alacak iddiasını kanıtlayamadığı, yetkili icra dairesinin davalı borçlunun yerleşim yeri olan İzmir İcra Dairesi olduğu, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip de bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dava şartları HMK’nın 114. maddesinde sayılmış olup dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi, davanın esasına girebilmesi için gerekli olan şartlardır. Mahkemece bu şartların birinin olmadığı tespit edilirse kural olarak davanın esası hakkında inceleme yapılamaz ve davanın usulden reddine karar verilir (HMK m.138,140, 320). Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme, öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemeli ve kesin olarak sonuçlandırmalıdır. İtirazın iptali davası için yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin bulunması, dava ön şartı niteliğindedir. Şayet icra takibi yetkili icra dairesinde yapılmamış ve icra dairesinin yetkisine usulüne uygun olarak itiraz edilmiş ise itirazın iptali davasının bu davaya özgü ve özel dava şartı yokluğu (icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması) nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmelidir. Bu bilgilere göre somut olaydın değerlendirilmesinde; davalı borçlular tarafından icra dosyası kapsamında borca itiraz ile birlikte icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği ve yetkili icra dairesinin İzmir icra daireleri olduğunun belirtildiği görülmektedir. Yukarıda da izah edildiğiüzere itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek kesin olarak sonuca bağlanmalıdır. Ancak mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz karara bağlanmadan ve birden fazla gerekçeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemenin kararında birden fazla gerekçe bulunduğundan istinaf incelemesine elverişli bir karar niteliğinde değildir. Kabule göre de dosyada iki davalı bulunmasına ve mahkemece iki davalı yönünden de farklı sebeplerle davanın reddine karar verilmesine rağmen hüküm fıkrasında iki davalı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, tek hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonunda, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.05.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.