Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1188 E. 2023/961 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1188
KARAR NO: 2023/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2019
NUMARASI: 2018/708 E. – 2019/379 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, borçluların ödeme konusunda temerrüde düşmeleri nedeni ile hesabın kat edildiğini, yine ödenmemesi üzerine haklarında takip başlattıklarını ancak davalıların icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, takip talebinde 11 adet çek yaprağı nedeni ile depo talebinde bulunmuş iseler de iki çek yaprağı sorumluluk bedelinin bankaca ödendiğini, iki çek yaprağı açısından alacağın nakte dönüştüğünü, diğer çekler açısından depo talep miktarının 14.400,00TL’ye indiğini, davalı asıl borçluya kullandırılan kredilerden birinin … tarfından teminat altına alındığını ve bu kredi nedeni ile … tarafından 278.659,44TL ödeme yapıldığını, … ile banka arasında düzenlenen kefalet porotokülünün dosyaya ibraz edildiğini, bu protokolün 4.maddesinin 2.bendinin 1.fıkrası ve 3.fıkrası gereğince, kredi borcunun … tarafından ödenmesi halinde dahi davacı bankanın ödenen kısma yönelik olarak da takibi sürdürmesi gerektiğini, … tarafından yapılan ödemenin bankalarınca kurum adına tahsil edilmek üzere talep edildiğini ileri sürerek, davalıların itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalı … hakkında yetkili mahkeme ile icra dairesinin Bakırköy Mahkemesi ve icra daireleri olduğunu, talep edilen faizin yasaya aykırı olduğunu, bankanın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava itirazın iptaline ilişkindir. Davacı banka Gebze …Noterliğinin 08/01/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 595.303,85TL nakti kredi borcunun ödenmesi 19.740,00TL gayri nakti çek sorumluluk bedelinin depo edilmesi için 24 saat süre verilmiş, kat ihtarı asıl borçlu ve kefile tebliğ edilemeyerek iade edilmiştir. İİK 68/b.maddesi gereğince sözleşmede gösterilen adrese asıl borçlu yönünden tebligat çıkartılması halinde (asıl borçlu şirket adres değişikliği bildirmediği müddetçe) yapılan tebligat bila dönse bile tebliğ edilmiş sayılmaktadır. BK. 589.maddesine göre kefil asıl borçlunun kusur ve temerrüdünden sorumludur bu nedenle temerrüd tarihi olarak 12/01/2018 tarihinin esas alınması gerekmiştir. Banka asıl borçlu şirkete taksitli kredi, spot kredi, kredili mevduat hesabı kredisi ve …kullandırmıştır. Sözleşme hükümlerine göre istenen temerrüd faizleri sözleşmeye uygundur. Bilirkişi tarafından kredili mevduat hesabı ve şirket kredi kartı yönünden temerrüd tarihi itibari ile 109.883,18TL, taksitli ve spot kredi yönünden temerrüd tarihi itibariyle 487.078,15TL hesaplanmıştır. Takip tarihi itibari ise; kredili mevduat hesabı ve şirket kredi kartı yönünden 109.460,23TL asıl alacak, 402,81TL akdi faiz, 3.585,91TL temerrüd faizi, 199,44TL BSMV olmak üzere toplam alacak tuturı 113.648,39TL taksitli ve spot kredi açısından asıl alacak 485.848,97TL, 1.170,39TL akdi faiz, 18.773,17TL temerrüd faizi, 997,45TL BSMV, 632,57TL noter masrafı olmak üzere takip tarihi itibariyle 507.422,55TL hesaplama yapılmıştır. … 20/03/2018 tarihinde davacı bankaya 278.659,44TL tutarında ödeme yapmıştır. Bilirkişi tarafından taksitli ve spot kredi yönünden takip tarihi ile dava tarihi arasında 20/03/2018 tarihinde … tarafından yapılan 278.659,44TL lik kısmı ödemeyi BK 100.maddesini dikkate alarak değerlendirme yaparak bu kredi yönünden dava tarihi itibariyle alacak tutarının 273.158,61TL olarak belirlemiştir. Davacı bankanın deposunu isteyebileceği çek yaprağı sayısı 9 olup depo miktarı 14.400,00TL dir. Bankanın iki adet çek yaprağı nedeni ile 3.200,00TL tazminat ödediği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 10.9.maddesine göre banka kefillerden çek yaprağı sorumluluk bedelinin deposunu isteyebilecektir. …’nun yazı cevabına göre dava tarihinden sonra 17/08/2018 tarihinde … tarafından 135.000,00TL lik bir ödeme daha yapılmıştır. Takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen 278.659,44TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Dava tarihinden sonraki ödenen 135.000,00TL nin ise icra müdürlüğünce ise infazda nazara alınması gerekmektedir. … bir nevi sözleşmeyi kefil olarak imzaladığından … tarafından ödemenin, bu ödemenin yapılış tarihine göre ya infazda nazara alınması ya da BK 100.maddesi dikkate alınarak borçtan mahsup edilmesi gerekmektedir. Davacı taraf … tarfından yapılan ödeme yönünden de aralarında yapılan protokol ve Bakanlar Kurulu Kararına dayanarak davaya devam etmek istemiş ise de, …’nunda bir nevi kefil gibi yapmış olduğu ödeme borçtan mahsup edilmesi gerekmiştir. Alınan bilirkişi raporu ve yukarıda açıklamalarda dikkate alınarak aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. … ” gerekçesiyle, takip tarihi ile dava tarihi arasında 20.03.2018 tarihinde … tarafından ödenen 278.659,44TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davalıların İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptali ile takibin kredi mevduatı business card yönünden takibin 109.460,23TL asıl alacak( 402,81 TL akdi faiz, 3.585,91TL’si temerrüd faizi olmak üzere toplam=) 3.988,72TL işlemiş faiz, 199,44TL BSMV olmak üzere toplam 113.648,38TL üzerinden, taksitli ve stok kredi yönünden 241.434,98TL asıl alacak, 30.208,22TL işlemiş faiz, 1.510,41TL BSMV olmak üzere toplam 273.153,61TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağı dava tarihinden itibaren yıllık %33.12 oranında temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, davacının fazla talebinin reddine, dava tarihinden sonra 17.08.2018 tarihinde … tarafından ödenen 135.000,00TL ‘nin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, 77.360,39TL icra inkar tazmanatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, gayri nakti kredi açısından 9 adet çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 14.400,00TL nin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir heseba davalılarca depo edilmesine, tazmin edilmesi halinde tazmin tarihinden itibaren yıllık %33.12 oranında temerrüd faizi ile birlikte tahsili şeklinde takibin devamına, takip tarihi ile dava tarihi arasında bankca ödenen 2 adet çek yapraağı sorumluluk bedeli olan 3.200,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %33.12 oranında temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında işleyecek BSMV ile birlikte davalıdan tahsili şeklinde takibin devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirkete kullandırılan … sayılı … A.Ş.nin (…) kefaleti bulunduğunu, davalının temerrüte düşmesi üzerine … AŞ tarafından (takip tarihinden sonra dava tarihinden önce) kefaletine istinaden 20.03.2018 tarihinde 278.659,44TL ödeme yapıldığını, bu kısma yönelik davanın usulden reddine karar verildiğini, ancak müvekkilinin dava dışı … AŞ arasında düzenlenen kefalet protokolü bulunduğunu, … AŞ tarafından verilen destek türlerinden en önemlisi T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı destekli kefaletler olduğunu, … AŞ’nin kullandırmış olduğu Hazine destekli kefaletin, kamu hukuku karakterli ve teşvik amaçlı hususi düzenlemelere dayandığını, Hazine destekli kefaletler, yararlanıcı lehine, Bankalar ve 5411 sayılı Yasa kapsamında faaliyet gösteren finans kuruluşlarınca kullandırılan kredilerde, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20. maddesi çerçevesinde yayımlanan 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları gereği, Bankalar ve finans kuruluşları ile … AŞ arasında imzalanan protokoller doğrultusunda verildiğini, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun Geçici 20.maddesinin son fıkrasında, “Bu madde kapsamında nakit kaynak ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi aktarılacak (Değişik ibare: 6637 – 27.3.2015 / m.9) kredi garanti kurumlarının belirlenmesine, aktarılacak kaynağın kullandırılmasına ve bu maddenin birinci fıkrasında belirlenen tutar dayanak gösterilerek söz konusu tutarın 10 katını aşmamak üzere bu kurumlarca verilebilecek kefaletin bakiye tutarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir.” denilmekle, … kredilerinin bakiye tutarlarına ilişkin usul ve esasları düzenleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna verildiğini, bu çerçevede Bakanlar Kurulunca alınan 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararları ile takibe ilişkin esasların düzenlendiğini, 31.10.2016 tarihli ve 2016/9538 Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararının 6.maddesinde ”(1) Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.(4) Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.”hükmü bulunduğunu, yine Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak Banka ile … AŞ arasında imzalanan Hazine Destekli Kefalet İşlemleri Protokolü’nün “D. Hazine Destekli Kefaletlerde Tazmin, Takip Ve Tahsilat Süreçleri İlişkin Hükümler” bölümünde 1.2.maddesinde yer alan “Hazine Destekli Kefaletlerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı maddesinin 4.fıkrasındaki “Kurum’un Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğündedir.” düzenlemesi ile Bankanın kredi alacağının … tarafından tazmin edilmesinden sonra dahi diğer borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin kredi veren Banka tarafından yürütüleceğinin kararlaştırıldığını, bu hususlar kapsamında, Hazine destekli kefaletlerde … takip işlemlerini yürütmemekte olup takip işlemleri ilgili mevzuatın amir hükümleri doğrultusunda Banka tarafından yürütüldüğünü, Banka tarafından … tarafından ödenen tazmin tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlatıldığını, … alacağı devam etmekte olduğunu ve takip işlemlerinin Banka tarafından yürütülmesine devam edildiğini, bu nedenlerle, … tarafından yapılan tazmin ödemesinin tahsilat niteliği taşımadığını, davaya ilişkin olarak yerel mahkemenin hükme gerekçe olarak gösterdiği hususların hatalı ve eksik olduğunu, bu hatalı ve eksik hususların giderilmesi ile yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda hüküm kurulması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, banka kredi alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, … tarafından ödenen kısım için hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 595.309,20 TL asıl alacak, 25.553,01 TL işlemiş faiz, 1.277,61 TL faizinin %5 gider vergisi ve 632,57 TL masraf olmak üzere toplam 622.772,39 TL alacak ile 17.600,00 TL gayrınakdi alacak olmak üzere toplam 640.372,39 TL üzerinden 22.02.2018 tarihinde icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak kredi taahhütnamesi/sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti gösterildiği, ödeme emrinin 23.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalılar tarafından 27.02.2018 tarihinde süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı tarafça dava değeri 622.772,39 TL gösterilerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı banka ile davalı … borçlusu şirket arasında 30.01.2013 tarihinde 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalanmış, diğer davalı aynı tarihte 1.000.000,00 TL limitle kefil sıfatı olarak sözleşmeye imza atmıştır. Davacı banka tarafından … kefaletiyle davalı ile sözleşme imzalanmış, bu kapsamda davalıya ticari kredi, taksitli ve spot kredi kullandırmıştır. … AŞ ile davacı banka arasında düzenlenen Hazine Desteği Kapsamında Verilecek Kredi Kefalet İşlemlerine İlişkin Protokol ve yayımlanan bakanlar kurulu kararları ile düzenlenen Protokol zeyilnameleri, 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı da dosya içerisinde sunulmuştur. Dosya kapsamına göre, bu Protokol gereğince … 278.659,44 TL tutarındaki ödemeyi 20.03.2018 tarihinde davacı bankaya yapmış, mahkemece takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan bu ödemeye ilişkin davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın bu kısım yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili; Hazine destekli kefaletlerde …’nin takip işlemlerini yürütmemekte olup takip işlemlerinin ilgili mevzuatın amir hükümleri doğrultusunda müvekkili tarafından yürütüldüğünü,müvekkili tarafından … tarafından ödenen tazmin tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlatıldığını, …’nin alacağının devam etmekte olduğunu ve takip işlemlerinin müvekkilince yürütülmesine devam edildiğini, bu nedenlerle, … tarafından yapılan tazmin ödemesinin tahsilat niteliği taşımadığı ve usulden ret kararının yerinde olmadığı ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Davacı tarafından, davalıya kullandırılan kredi … teminatlı kredi olarak tesis edilmiştir. Genel kredi sözleşmesi, … AŞ ile davacı banka arasında akdedilen Hazine Desteği Kapsamında Verilecek Kredi Kefalet işlemlerine İlişkin Protokol ve 20.10.2016 tarihli, 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararı birlikte incelendiğinde, Protokolün ”Kredinin Temerrüdü, Tazmini, ve Takibe İlişkin Usuller” başlıklı 8.maddesinin 4.bendinde …’nin kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde …’nin alacağı dahil kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği, kredi verenin talep etmesi halinde …’nin kredi takip işlemlerinin yürütülmesini teminen kredi vereni yetkilendireceği ya da göstereceği avukat/avukatlar adına vekaletname düzenleyeceği hüküm altına alınmıştır. Yine konuya ilişkin 20.10.2016 tarihli ve 2016/9538 ayılı Bakanlar Kurulunun 6.maddesinde de temerrüt halinde takip süreçlerinin kredi verenlerce yürütüleceği, temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılacağı düzenlenmiştir.Bu hükümlere göre … ile davacı banka arasındaki ilişki TBK’nın 583.maddesindeki müteselsil kefalet ilişkisinden farklı olup söz konusu Protokol ve anılan özel düzenlemelere tabi olduğu, bu hükümler karşısında … AŞ tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde, kredi veren bankanın icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını … AŞ’ye aktaracağı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, icra takibinden sonra, dava tarihinden önce … tarafından ödenen miktar yönünden davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı vardır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin mevzuata aykırı değerlendirme yaparak hukuki yarar konusunda hatalı karar verdiği, kararın bu haliyle dava şartlarına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, dava tarihinden sonra … tarafından yapılan ödemenin de infazda icra müdürlüğünce nazara alınmasına karar verilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince dava şartlarının yanlış değerlendirilerek karar verildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.01.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.