Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1175 E. 2023/890 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1175
KARAR NO: 2023/890
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2019/111 E. – 2020/33 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının murisi … ile 26.06.2015 tarihli … araç kredi sözleşmesi imzalandığını ve murisin araç kredisi kullandığını, taksitlerin ödenmemesi üzerine kat ihtarnamesi düzenlendiğini, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, tüm mirasçılara takibin yöneltildiğini ancak davalı dışındaki mirasçıların mirası reddettiklerini, davalının bu icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, sözleşme uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, sigorta şirketi … AŞ’nin ödeme yapmadığını, takibe itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle: icra takibinin yetkisiz icra dairsinde başlatıldığını, davacının ikametgahının Taşova olduğunu, gerçek kişilerle yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını bu nedenle sözleşmede belirlenen yetki şartının geçerli olmadığını, yetkili icra dairesi ve mahkemenin genel yetki kuralına göre davalının ikametgahı mahkemesi olan Taşova Asliye Mahkemelerinin yetkili olduğunu, murisin 08.01.2016 tarihinde kazaen vurularak vefat ettiğini, takip konusu borcu kabul etmemekle birlikte murisin alınan kredi sebebiyle … Sigorta AŞ nezdinde hayat sigortası ile sigortalı bulunduğunu, bu şirket tarafından davalıya ödeme yapılmadığını, dava ve takip konusu edilen borcun sigorta teminatı kapsamında olduğunu, davanın bu şirkete ihbarı gerektiğini savunarak, davanın reddi ile % 20’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları dosyaya sunulan belge ve beyanlar ve davalı vekilinin Tüketici Mahk. Alınmış olan bilirkişi raporuna karşı yapmış olduğu itirazları da irdelenerek takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığının, alacaklı ise takdiri mahkemeye ait olmak üzere alacak miktarının belirlenmesi için bankacı bilirkişiden bilirkişi raporu ve davaya konu kredi sözleşmesine uygulanan temerrüd faiz oranının emsal oranlara uygunluk arz edip etmediği, uygunluk arz etmediği takdirde emsal oranlara göre takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının alacağının olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, yine takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının iddiaları doğrultusunda ki temerrüd tarihi dikkate alınarak hesaplama yapılması hususunda aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ile kredi lehtarı … arasında 63,168,44-TL tutarında taşıt kredisi sözleşmesi imzalandığı, kredinin ticari amaçla kullanılan bir kredi olduğu, kullandırılan taksitli ticari taşıt kredisinin 17/02/2016 tarihli kat tarihi öncesi 5 adet taksitinin ödendiği, 26/12/2015 ve 26/01/2016 tarihli 2 adet taksitin geçikmiş olduğu ve 41 adet taksitin ise ileri vadeli olması nedeniyle ödeme günlerinin gelmemiş olduğu, tarafların arasında imzalanan sözleşmede akdi ve temerrüt faizi ile ilgili hususları 6. Ve 18. Maddesinde hüküm altına alındığı, sözleşmenin 5. Maddesi ile ödeme planına göre akdi faizin yılık % 12,24 olarak belirlendiği, baz faiz oranının % 14,64 olduğu, temerrüt faizininise sözleşmenin 14. Maddesi hükmü gereğince bu akdi faizin % 100 fazlası, yani % 29,28 olduğu, tespit edilen temerrüt faizi ile talep edilen faiz oranının aynı olduğu, kredi lehtarına çıkan tebligatın iade döndüğü, bu nedenle; davalının takip konusu borçtan takip tarihi ile haberdar olduğu, bu nedenle takip tarihi itibari ile temerrüte düştüğü, hesap kesim tarihi ile takip tarihi arasında geçen süreye akdi faizin uygulanmasının yerinde olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 57.991,41-TL asıl alacağı, 2.957,56-TL işlemiş faiz alacağı, 147,88-TL BSMV alacağı olmak üzere toplam 61.096,85-TL alacaklı olduğu ifade edilmiştir. Alınan bilirkişi ek raporunda özetle; davacı şirketin taşıt kredilerine uygulamış olduğu, gerek akdi ve gerekse temerrüt faiz oranının, emsal bankalarının aynı tür kredilere uyguladıkları ortalama akdi ve temerrüt faizi oranından daha düşük olduğu, davalının hesap kat ihtarnamesine göre temerrütünün belirlenmesi halinde 02/03/2016 tarihinde temerrüte düştüğü, bu tarihe göre hesaplama yapılması halinde davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 57.991,41-TL asıl alacak, 4.467,24-TL işlemiş faiz ve 223,36-TL BSMV olmak üzere toplam 62.682,01-TL alacaklı olduğu ifade edilmiştir. Mahkememizce sigorta şirketine yapılan başvuruların incelenmesi sonunda; sigorta şirketince ödeme yapılmayacağının bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından hesap katedilerek davalının murisine temerrüt ihtarnamesi gönderilmiş ise de, muhatabın vefat ettiğinden bahisle bila tebliğ iade edildiği ihtarnameye verilen şerhten anlaşılmıştır. Murisin mirasçısı olan davalıya takipten önce temerrüt ihtarı tebliğ olunmadığı görülerek, davalının takip tarihi itibari ile temerrüte düştüğü mahkememizce kabul edilmiştir. (Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2010/14437 Esas ve 2011/8685 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. ) Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, sözleşmenin 6. Ve 18. Maddesinde akdi ve temerrüt faizi oranlarının hüküm altına alındığı, buna göre akdi faizin % 12,24, baz faiz oranının % 14,64 olduğu, temerrüt faizinin % 29,28 olduğu, davalının takip tarihi itibari ile 57.991,41-TL asıl alacak, 2.957,56-TL işlemiş faiz ve 147,88-TL BSMV olmak üzere toplam 61.096,85-TL alacaklı olduğuna karar verilmiş , takip tarihinden itibaren asıl alacak tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa yıllık % 29,28 temerrüt faizi ve bu faizin % 5 icranında BSMV uygulanmasına karar verilmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Ayrıca ihtarname masrafına ilişkin dosyaya sunulmuş herhangi bir belge olmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilgili icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 57.991,41-TL asıl alacak, 2.957,56-TL işlemiş faiz ve 147,88-TL BSMV olmak üzere toplam 61.096,85-TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 57.991,41-TL tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 29,28 temerrüt faizi ve işleyecek faizin % 5’i oranında BSMV uygulanmasına, alacağın % 20 si olan 12.219,37-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin ve icra dairesinin yetkisiz olduğunu, icra dosyasındaki itirazda yetki itirazının ileri sürüldüğünü, davalının ikametgahı mahkemesi olan Taşova Asliye Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu ticari taşıt kredisinin … AŞ tarafından hayat sigortası kapsamında sigortalandığını, hayat sigortasından hukuka aykırı gerekçelerle kredinin ödenmesi talebinin reddedildiğini, bu hususa ilişkin Erbaa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/21 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, o dosyada ödeme yapıldığında iş bu davan da konusuz kalacağından, 16/04/2019 tarihli 1 no’lu celsedeki, sigortaya karşı açılan iş bu davanın bekletici mesele yapılması talepleri hakkında bir karar verilmediğini, ayrıca davanın bu şirkete ihbarı taleplerinin de yerine getirilmediğini, davalının takibe itirazında haklı olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile düzenlendiğini, davalının hem ihtarname ile hem de takip tarihi itibariyle temerrüte düşürüldüğünü belirterek ihtimalli değerlendirme yaptığını, raporun teknik veri ve denetimden uzak olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın mirasçı davalıdan tahsili için taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı veklince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içeriğinde bulunan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 25.04.2016 tarihinde 57.991,41 TL asıl alacak, 7.024,56 TL işlemiş faiz, 351,23 TL BSMV, 86,04 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 65.453,24 TL alacağın tahsili için menkul rehininin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 14.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça itiraz edildiği, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davalının murisi … ile müvekkili arasında 26.06.2015 tarihli … kredi sözleşmesi imzalanarak murise otomobil kredisi kullandırıldığını, taksitlerin ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı vekili ise Taşova İcra Müdürlüğü ve Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, borcu kabul etmediklerini, murisin alınan kredi sebebiyle … Sigorta AŞ nezdinde hayat sigortası ile sigortalı bulunduğundan borcun sigorta dan tahsili gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı bankanın hayat sigortası ile güvence altına alınmış kredi borcu nedeniyle sigorta şirketi aleyhine hukuki yollara başvurmadan direk olarak mirasçılar aleyhine hukuki yollara başvurup başvuramayacağı noktasında toplanmaktadır. Dosyanın incelenmesinde; müteveffa muris tarafından kullanılan kredinin taşıt kredisi olduğu, kredinin hayat sigortası ile güvence altına alındığı, bu kapsamda muris ile kullandığı kredi sebebiyle dava dışı … Sigorta AŞ arasında kredi koruma plus grup sigorta sözleşmesi imzalandığı, davacının sigorta ettiren ve dain-i mürtehin olarak poliçede yer aldığı, murisin ise sigortalı olarak yer aldığı, kredi borcunun taksitlerinin ödenmemesi üzerine davalı mirasçı aleyhine takibe geçildiği, bu takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı görülmüştür. Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarında kredi kullanan adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın kredi kullanan borçlunun ölümü nedeniyle mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatmasının, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeleyeceği, bu nedenle banka alacağının öncelikle sigorta poliçesinden tahsil edilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Bu yönde bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/1167 E., 2020/5321 K.; 10/02/2020 tarih ve 2017/639 E., 2020/1772 K.; 17.12.2019 tarih ve 2016/29039 E., 2019/12700 K., 28.03.2019 tarih ve 2016/27243 E., 2019/4131 K., 19.09.2019 tarih ve 2016/15611 E., 2019/8524 K.sayılı ilamları ile Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 29.03.2022 tarih ve 2021/9243 E., 2022/2835 K.sayılı kararları). Bu durumda, banka tarafından kredi alacağının tahsiline yönelik sigorta şirketine karşı tüm hukuki yolların tüketilip tüketilmediğinin tespiti gerekmektedir. Zira banka tarafından sigorta şirketine karşı alacağın tahsili için tüm hukuki yolların tüketilmesine rağmen alacağın tahsil edilememesi halinde kredi borçlusunun mirasçılarından talepte bulunulabilecektir. Somut olayda, davacı bankanın öncelikle dava dışı sigorta şirketi … Sigorta AŞ’den alacağını tahsil etmeye yönelik hukuki yolları tüketip tüketmediği hususunda mahkemece inceleme ve araştırma yapılmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından bu hususlarda gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması için işin esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18.05.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.