Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1157 E. 2020/748 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1157
KARAR NO : 2020/748
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2020 ara karar
NUMARASI : 2019/7 Esas
DAVANIN KONUSU: Tespit
Taraflar arasında görülen ihtiyai tebdir talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiati tedbir kararına karşı, davalı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dilekçesinde özetle; …San ve Tic A.Ş.’nin 24/04/2018 tarihli 2018/08 karar numaralı yönetim kurulu üyelerinden … yokluğunda alındığını, dava konusu mezkur yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, müvekkili … kasten davet edilmediği tüm yönetim kurulu kararlarının nisaplar sağlansa dahi yok hükmünde olduğunu belirterek davalı şirkete ait 24/04/2018 tarihli 2018/08 karar numaralı yönetim kurulu kararını icrasının durdurulmasına, söz konusu davanın açıldığı bilgisinin 3.kişilerin uğrayacağı muhtemel zararların önlenmesine binaen TTK 448.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanı için davalı şirket yönetim kurulu üyelerine ve davalı şirkete ayrı ayrı ihtaratta bulunulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde öne sürmüş oldukları çoğunluk pay sahiplerinin şirketi zarara uğrattıkları, muvazaalı işlemler yapıldığı, özen yükümlülüğüne aykırı davranıldığı hususlarının gerçeklikten uzak olduğunu, davacıların gerçek amacının şirketin zor duruma düşmesini sağlayarak kendilerine ait hisselerin değerinin çok üstünde satın alınması konusunda şirketin mecbur bırakılması olduğunu, müvekkili şirketin 24.04.2018 tarihli ve 2018-08 karar numaralı yönetim kurulu kararının yoklukla ve/veya mutlak butlanla malul olduğunun tespiti talebinin reddine, yokluğu talep edilen dava konusu kararın icrasının durdurulması talebinin reddine, kararda imzası bulunan eski yönetim kurulu üyelerine ve şu andaki yönetim kurulu üyelerine davanın ihbar ve tebliğ edilmesi talebinin reddine, davanın ikame edildiği bilgisinin Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmesi talebinin reddine, davanın … AŞ, … ihbarı talebinin reddine, dava sonunda verilecek kararın gazete ile yayımlanması talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 28.01.2020 tarihli kararında; ” 15 Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2015/585 esas 2018/842 karar nolu ilam incelendiğinde, 12/03/2015 tarihli davalı şirket genel kurulu toplantısında 9 nolu karar ile yeni yönetim kurulu seçiminin yapıldığı mahkemece 12/03/2015 tarihli genel kurulda alman 9 nolu kararın yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği henüz kararın kesinleşmediği görülmüştür.Talep belirtilen yönetim kurulu kararının icrasının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbirdir. Genel kurul kararları aleyhine açılan iptal ve butlan davalarında yürütmenin durdurulmasının talep edilmesi halinde yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması TTK nin 449. maddesinde düzenlenmiş olup, talep konusu iş bu dava da genel kurul kararı olmayıp yönetim kurulu kararı ile ilgili olduğundan TTK 449. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınmamıştır.HMK 389. maddesine göre “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” denilmektedir. Davanın vasıf ve mahiyeti; HMK 398.maddesi, TTK 390.maddesi, davacı tarafından sunulan mevcut deliller kapsamında, yaklaşık ispat kuralıda dikkate alınarak söz konusu yönetim kurulu kararının teminat karşılığında icrasının durdurulmasına, TTK nın 448.maddesinin genel kurul kararları ile ilgili olması nedeni ile davanın açıldığının ilanı ile ilgili talebinizin reddine, -Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı şirketin davaya konu 24/04/2018 tarih 2018/08 karar nolu yönetim kararının icrasının HMK.389 ve diğer maddeleri gereğince tedbiren durdurulmasına, 100.000.00 TL. Teminat alınmasına, teminatın nakit yada kesin ve süresiz teminat mektubu şeklinde yatırılması halinde ihtiyati tedbir kararının infazına,”’ karar vermiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından süresinde itiraz edilmiştir.Davalı vekili ihtiyati tedbire karşı itiraz dilekçesinde; davacıların henüz kesinleşmemiş ve dolayısıyla yürürlüğe girmeyen İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/585 E. 2018/842 K. sayılı davasına dayanarak (dosya istinaf yargı yolundadır), 100.000,00 TL teminat yatırıldığında müvekkil şirkete ait 24.04.2018 tarihli ve 2018-08 karar numaralı yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulmasını talep etmiş ve Mahkeme, her ne kadar 07.02.2019 tarihli tensip zaptıyla ve 29.05.2019 tarihli duruşma ara kararıyla tedbir talebini reddetmiş olsa da yeni bir durum gerçekleşmemiş olmasına rağmen 28.01.2020 tarihli ara kararında, davacı taraf 100.000,00 TL teminat yatırdığında, müvekkil şirkete ait 24.04.2018 tarihli ve 2018-08 karar numaralı yönetim kurulu kararının tedbiren icrasının durdurulmasına karar verildiğini, davacıların da söz konusu teminatı yatırdıklarını, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/585 E. 2018/842 K. sayılı dosyasında verilen 12.03.2015 tarihli genel kurulda alınan 9 nolu kararın yok hükmünde olduğuna dair kararın henüz kesinleşmediğini, dava konusu yönetim kurulu kararının icrasının hâli hazırda gerçekleşmiş olduğunu, HMK m. 389 ve m. 390 hükümlerini ihlâl eden işbu icranın tedbiren durdurulması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, tedbire itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 13.02.2020 tarihli ara kararında; “…Mevcut dosya kapsamına uygun olarak verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın yerinde olmadığı, İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/585 Esas 2018/842 Karar sayılı dosyasının bekletici mesele yapıldığı, anılan kararın henüz kesinleşmediği ve HMK.389 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden mahkememizce verilen karar yasaya ve duruma uygun olduğundan ihtiyati tedbir kararından dönülmesini gerektirir yeni bir olgu ileri sürülmediğinden, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin REDDİNE…” karar verilmiştir.Bu ek karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire itiraz dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, işbu yönetim kurulu kararının hâli hazırda icra edilmiş olduğunu, bu yönetim kurulu kararı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmezse bir tehlikeye ya da zarara yol açacağı iddiasında bulunulamayacağını, eldeki davada talebin yürürlüğe girmeyen İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/585 E. 2018/842 K. sayılı davasına (dosya istinaf yargı yolundadır) dayanmış olduğunu, bir an için kararın icra edilmediği ve yürürlüğünün durdurulabileceği ihtimali söz konusu olsa dahi davacıların davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat ettiği sonucuna ulaşmanın mümkün olmadığını, HMK m. 389 ve m. 390 hükümlerini ihlâl eden işbu icranın tedbiren durdurulması kararına itirazımızın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketin 24.04.2018 tarihli ve 2018/08 K. numaralı kararının yok olduğunun tespiti, bunun kabul görmemesi halinde kararın mutlak butlanla sakat olduğunun tespit edilmesine karar verilmesini içermekte, aynı zamanda davanın açılış bilgisinin ilanı talebiyle birlikte dava içerisinde söz konusu kararın icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekilinin bu tedbir kararına itirazının reddi üzerine, bu son karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/7 E. sayılı 22.01.2020 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararında İstanbul 15. ATM’nin 2015/585 E- 2018/842 K. sayılı dosyasını kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasına, 2 no.lu ara kararında ise tedbir talebinin kabulü ile dava konusu edilen 24.04.2018 tarih 2018/08 K. No.lu yönetim kurulu kararının icrasının HMK ve 389 ve devamı gereğince teminat mukabilinde tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davaya konu edilen 24.04.2018 tarihli ve 2018-08 karar numaralı kararın içeriği incelendiğinde 28.03.2018 tarih 2018-06 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden …A.Ş. ‘nin paydaşlarından … A.Ş. ‘nin sahibi olduğu 488.800 adet, … sahibi bulunduğu 3900 adet, … sahibi bulunduğu 1950 adet ve … sahibi bulunduğu 1300 adet payın mevcut ortaklardan … A.Ş.’ye devrine işlenmesine oy çokluğu ile karar verilmiş olduğu hususuna ilişkindir. İstanbul 15.ATM’nin 2015/585 E. ve bu dosya ile birleşen İstanbul 10.ATM’nin 2018/48 E. sayılı dosyalarının yapılan yargılamasında … toplantıya çağrıya ilişkin 18.02.2015 tarih ve 2015-01, ile 08.04.2015 tarih, 2015-03 sayılı yönetim kurulu kararlarının, 12.03.2015 tarihli genel kurulda alınan 9-10-12-14-15 kararlar ile 13.04.2015 tarihli genel kurulda alınan 05-06 numaralı kararların yok hükmünde olduğuna ilişkin hüküm tesis edilmiştir. İstanbul 15.ATM’nin 2015/585 E. sayılı dosyasının incelenmesinde bu dosya ile birleşen İstanbul 10. ATM ‘nin 2018/48 E. sayılı dosyasında davalı … A.Ş. ‘nin 18.02.2015 tarih ve 2015-01 sayılı yönetim kurulu kararıyla 08.04.2015 tarih ve 2015-03 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğunun tespitine karar verildiği 12.03.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısı için toplantıya çağrı kararının 18.02.2015 tarihin 2015-01 sayılı yönetim kurulu kararıyla alındığı az yukarıda bahsi geçtiği üzere İstanbul 10.ATM’nin 2018/48 E. sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada 18.02.2015 tarih ve 2015-01 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğuna karar verilmekte bu nedenle İstanbul 15.ATM’nin 2015/585 E. sayılı dosyası üzerinden yargılaması süren 12.03.2015 tarihli genel kurul kararının usulsüz çağrı nedeniyle yok hükmünde sayılacağı bu sebeple 12.03.2015 tarihli genel kurulda alınan 9-10-12-14-15 kararları yok hükmünde olduğuna ilişkin hüküm tesis edilmiştir.Az yukarıda bahsi geçen 12.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 9-10-12-14-15 numaralı kararların içeriği incelendiğinde söz konusu kararların bahsi geçen 9 ve 10 numaralı kararların şirketin yönetim kurulu ve denetici seçimine ilişkin oldukları, 12 numaralı kararın ise genel kurul toplantılarında bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri hakkında olduğu, 14 numaralı kararın özel denetçi atanmasına, 15 numaralı kararın ise yönetim kararı üyelerine TTK. 395, 396 hükümlerince yetki verilmesi hususlarına ilişkin olarak alındığı görülmektedir. İlk derece mahkemesinin kararının değerlendirilmesinde, 12.03.2015 tarihli genel kurul kararının usulsüz çağrı nedeniyle yok hükmünde sayılacağı, 12.03.2015 tarihli genel kurul toplantısında geçen 9 ve 10 numaralı kararların şirketin yönetim kurulu ve denetici seçimine ilişkin oldukları bilinmekle İstanbul 15.ATM’nin 2015/585 E. sayılı dosyası ve bu dosyanın birleşeni İstanbul 10. ATM ‘nin 2018/48 E. sayılı dosyasında bahsi geçen 12.03.2015 tarihli genel kurul kararına ilişkin yargılamada davanın kabulü yolunda hüküm kurulduğu ancak kararın halen kesinleşmemiş olduğu sebepleriyle HMK’nın 389 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçesine dayanmaktadır. Kural olarak anonim şirket yönetim kurulu kararlarına karşı iptal davası açılamaz. Ancak yönetim kurulunun verdiği kararın yok hükmünde olduğunun yahut batıl olduğunun tespiti davası açılabilir. 6100 sayılı HMK’ nın 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Bir şirketin yönetim kurulu kararının yürütülmesinin durdurulması kanunda özel olarak düzenlenmemiştir. Bu durumda HMK’ nın 389. maddesi kapsamında değerlendirilme yapılması mümkündür. İstanbul 10. ATM ‘nin 2018/48 E. sayılı dosyasında bahsi geçen 12.03.2015 tarihli genel kurul kararına ilişkin yargılamada davanın kabulü yolunda hüküm kurulması sebebi ile eldeki davada talep edilen husus açısından mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı sebeplerine ilişkin yaklaşık ispatın oluştuğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair kararı isabetli bulunmakla, istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 16/07/2020