Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1123 E. 2022/64 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1123
KARAR NO: 2022/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2020
NUMARASI: 2019/957 E. – 2020/154 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; davalı şirket tarafından haczedilen malların Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirketin işlettiği yediemin deposuna teslim edildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre günlük ücretin 72 TL olduğunu, teslim anında davalı tarafından 2.800 TL ödeme yapıldığını, takip tarihine kadar mahcuz malların 398 gün yediemin deposunda kaldığını, kalan süreye göre tahakkuk eden alacak miktarının 28.656 TL olduğunu, iş bu alacaktan peşin olarak ödenen 2.800 TL’nin mahsubundan sonra geriye kalan 25.856 TL üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek; davalının takibe yönelik haksız itirazının iptaline, takibin devamına, %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle: davacının talep etmiş olduğu yedieminlik ücretinin Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen ücret tarifesine göre çok fazla olduğunu, ayrıca mahcuz mallarla ilgili satış işlemlerinin yürüdüğünü, dolayısıyla henüz muaccel olan alacağın bulunmadığını belirterek, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen yedieminlik ücret sözleşmesine göre davacı tarafın ödenen 2.800-TL ücretin mahsubundan sonra toplam 25.856-TL alacağının tahakkuk ettiği, iş bu alacaktan mahcuz malların belirlenen değeri ve yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu dikkate alınarak belirlenen alacaktan %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak sonuçta 20.685-TL üzerinden icra takibinin devamına, likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hakkaniyet gereğince alacaktan yapılan indirim nedeniyle Yargıtayın yerleşmiş içtihtarlarına göre davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilmemesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 20.685 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,5’i geçmemek üzere avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 4.137 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın alacağın dayanağı olarak iddia ettiği ve taraflar arasında imzalanmış “Yediemin teslim zaptı-Ücret sözleşmesi” isimli belgeye istinaden müvekkilinin borçlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, mahkeme kararında somut olayda Adalet Bakanlığı tebliğinin uygulanamayacağı ve taraflar arasında var olan yedieminlik sözleşmesinin geçerliği olacağı gerekçesi gösterilmişse de mahcuz malların saklanmasına ilişkin belirlenecek ücret hususunda açık ve emredici hükümlerin mevcut olduğunu, dava konusu ücretin hesaplanmasına ilişkin mevcut emredici hükümlerin varlığında sözleşme serbestisinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını ve bu doğrultuda yedieminlik sözleşmesinin dikkate alınmaması gerektiğini, Kaldı ki müvekkiline Adalet Bakanlığına ait yediemin deposu veya özel yediemin deposu tercihi hususunda seçimlik hak sunulmadığı gibi, özel yedieminde mahcuz malların saklanması konusunda müvekkilininin özel bir talebinin de bulunmadığını, Davacı tarafın hapis hakkı olmasına rağmen iş bu hapis hakkının kullanılmadığını ve yine davacı tarafından bu hususa dair herhangi bir ihtar keşide edilmediğini,Davanın reddedilen kısmı yönünden davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, vekalet ücretine hangi sebeple hükmedilmediğinin ise gerekçelendirilmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, yediemin ücret sözleşmesi kapsamında oluşan alacağa dayalı olarak başlattığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptalini talep etmiş; davalı, davanın haksız olduğundan bahisle reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …Ltd. Şti., borçlunun … A.Ş., takibe konu alacağın 25.856,00 TL tutarındaki alacak olduğu, borç sebebi olarak Büyükçekmece… İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında haczedilerek 03.10.2018 tarihinde alacaklı vekili ile Yediemin arasında imzalanan “Yediemin Teslim Zaptı” uyarınca günlük 72 TL yediemin ücreti karşılığında muhafaza altına alınan ve halihazırda depoda duran mahcuzların 03.10.2018-06.11.2019 tarihine kadar birikmiş 398 günlük alacağına tekabül eden 25.856,00 TL tutarında ücretin gösterildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesiyle, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığından borcun tamamına ve işlemiş işleyecek faize tüm ferilere itiraz etmiştir. Ödeme emrinde, söz konusu alacaktan 2.500 TL düşüldüğüne ilişkin ibare vardır.İlk derece mahkemesi tarafından; “… taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunduğu, tarafların sözleşme özgürlüğü gereğince ücreti serbestçe kararlaştırabilecekleri, tarafların ücreti sözleşme ile kararlaştırmış olmaları nedeniyle Adalet Bakanlığı Yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağı, haczedilen malların değeri ile ortaya çıkan yedieminlik ücreti arasında açık bir nispetsizlik bulunması nedeni ile TBK’nın 52. maddesi uyarınca hakkaniyet gereği bilirkişi tarafından tespit edilen bedel üzerinden %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak alacağın 20.685,00 TL hesaplandığı, buna göre bu kısım üzerinden davalı tarafın itirazının iptaline, hakkaniyet gereğince alacaktan yapılan indirim nedeniyle davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesini ve hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 4.137,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının davaya esas icra takibine konu alacağı İİK’nın 138. maddesi gereğince muhafaza giderlerinden olan yedieminlik ücreti niteliğindedir. İİK’nın 270. maddesi gereğince hapis hakkının kullanımından kaynaklanan alacağı davacı vekili takibe konu etmemiştir. Zira davacının hapis hakkını kullanmak suretiyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başvurması zorunluluğu bulunmamaktadır. Eldeki davada davacı, doğrudan Yedieminlik ücretini takibe dayanak yapmak suretiyle ilamsız icra takibi başlatmıştır. Bu sebeple davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir. Davalı vekili tarafından Dairemize sunulan 12.10.2021 tarihli dilekçede Bakırköy …icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yazılan talimat ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat dosyasında haczedilip yediemine bırakılan menkullere ilişkin yedieminlik ücretini, menkullerin 21.04.2021 tarihinde satışı akabinde Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından 17.525,77 TL olarak takdir edilerek davacı tarafa ödendiğine ilişkin beyanda bulunulmuştur. İstinafa konu karar 02.03.2020 tarihinde verilmiş olmakla davalı vekilin az yukarıda dilekçesine konu ödeme, karar tarihinden sonraya ilişkindir. Davalı vekilinin 12.10.2021 tarihli dilekçesinde yer alan ödemeyi ilgili İcra Müdürlüğüne kendisinin bildirilmesi imkan dahilinde olup, bildirdiği takdirde varsa İcra Müdürlüğünce bu ödeme infaz aşamasında göz önünde bulundurulacaktır. Davalı, Büyükçekmece … icra Müdürlüğünün … talimat dosyasından yapılan ödeme belgelerini, kendi aleyhindeki takip dosyasına ibraz ederek, ödemenin infazda dikkate alınmasını sağlayabilecek durumdadır. Davaya konu icra takibi yedieminlik sözleşmesine dayalı olup, sözleşme ve sözleşmeye konu hizmetin davacı tarafından verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Günlük yedieminlik ücretinin sözleşmede 72 TL olduğu açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle, ücretin miktarına ilişkin davalı itirazları yerinde değildir. Mahkemece TBK’nın 52. maddesi uyarınca %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olmakla, haczedilen malların değeri ile hesaplanan yediemin ücreti arasında açık bir orantısızlık bulunmaması nedeniyle %20 oranında indirim yapılması uygundur. Mahkemece belirlenen alacak miktarı sözleşmeye ve hakkaniyete uygun olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davacının sözleşme uyarınca hak etmiş olduğu yedieminlik ücretinden hakkaniyet indirimi yapılmış olmakla, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bahsi geçen sebeple davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılmış olan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 1.059,75-TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.