Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1118 E. 2021/771 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1118
KARAR NO : 2021/771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2019/643 E. – 2020/148 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenen şirket aleyhine İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/395 Esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulü üzerine alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilama dayalı alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığını, ancak ihyası istenen davalı şirketin sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını ileri sürerek, anılan şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirket hakkında TTK 32. maddesi uyarınca işlem yapıldığını, sorumlululğun tasfiye memuruna ait olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına neden olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı tasfiye memuru vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tasfiye edilen şirketten her hangi bir alacağının bulunmadığını, alacağı bulunsa dahi zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin tasfiye sırasında tüm özeni ve ihtimamı gösterdiğini, müvekkilinin, davacının uyguladığı ağır yaptırımlarla iflasa sürüklenildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin kararında; “….İhyası istenen şirketin tasfiyesini tamamlayarak ticaret sicilinden 21/10/2014 tarihinde terkin edildiği ve bu hususun da tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır.İhyası istenen şirket aleyhine davacı tarafından İstanbul. … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ihyası istenen şirketin terkin ile sona eren tüzel kişiliğinin yeniden kazandırılması ve ek tasfiyesi zorunludur. Diğer yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince talebin kabulü halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekir. Mahkememizce terkinden önceki tasfiye memuru olan davalının, yeniden tasfiye memuru olarak atanması uygun bulunmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin TTK’nın 547. maddesi gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına bağlı iş ve işlemlerle sınırlı olarak ek tasfiye işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar ihyasına TTK’nın 547 maddesi gereğince önceki tasfiye memuru davalı … tasfiye memuru olarak atanmasına, durumun TTK 547/2. maddesi gereğince tescil ve ilanına, karar vermiştir.Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Tasfiye Memuru vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Müvekkilinin … şirketinin tasfiye sürecinde tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiye sürecinde kanun ve yönetmeliklere göre işlem yaptığını, şirketin tüm borçlarının ödenerek tasfiyenin kapatıldığını, alacaklının yapılan ilana rağmen başvuruda bulunmadığını, müvekkilinin kendisine ulaşmayan alacaklılardan haberdar olma imkanı ve yükümlülüğü bulunmadığını, buna rağmen müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin müvekkiline yüklenmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, süresinde alacağı için tasfiye memuruna başvurmayan davacının kusurlu olduğunu, ihya davası için gereken 5 yıllık sürenin dolduğun, davacı ile 2006 yılında yapılan sözleşmede uygulanan fahiş fiyatlar nedeniyle şirketin iflasa sürüklendiğini, şirketin mal varlığı bulunmaması nedeniyle davacının bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK 547.madde gereğince açılan, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile talep edilen dava dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihya kararı verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece incelenen İcra mahkemesi dosyalarından, tasfiye tarihi itibariyle terkin edilen şirket aleyhine açılmış davalar ile aynı tarihte iki adet derdest icra dosyasının bulunduğu anlaşılmıştır.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; 510778/0 sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketinin tasfiyesine karar verildiği tasfiyesinin 21.10.2014 tarihinde sona erdiğinin ilan edildiği, tasfiye memurunun davalı … olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketlerin terkin olmadan önce merkez adresinin İstanbul ili Bahçelievler ilçesi olduğu, buna göre mahkemenin 6102 sayılı TTK’nun 547/1.maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/395 Esas sayılı dosyasında 16.05.20017 tarihinde alacak davası açıldığı, mahkemece 10.07.20018 tarihinde karar verildiği, mahkeme ilamının takibe konu edildiği anlaşılmıştır. Tasfiye sırasında derdest bir takibin bulunması nedeniyle tasfiye memurunun haberdar olduğu takibe rağmen borcu ödememesi veya karşılığını ayırmadan şirketin borcunun bulunmaması nedeniyle tasfiyeyi kapatması nedeniyle tasfiyenin eksik yapıldığı açıktır. Derdest olan bu takibe ilişkin taraf teşkilinin sağlanarak işlemlerin yapılması ve takip işlemlerinin yürütülmesinin sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nun 547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına karar verilmesinde ve yasa hükmü gereği davalının tasfiye memuru olarak atanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. TTK’nın 547.maddesinde, aynı Kanun’un geçici 7.maddesinde belirlenen beş yıllık sürenin bulunmadığı ve mahkeme kararında yeterli gerekçenin bulunduğu, davalı yanca tasfiyenin eksiksiz yapıldığının savunulmasına rağmen, derdest takip bulunması halinde sonucunun beklenmeden şirketin terkin edilmesinin eksik tasfiye niteliğinde olması nedeniyle ek tasfiyenin zorunlu olduğu, davalının diğer savunmalarının icra işlemleri ve bunlara ilişkin şikayetler aşamasında tartışılacak olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığından davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, bakiye 4,90 TL istinaf harcının davalıdan tahsiline, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021