Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/111 E. 2023/160 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/111
KARAR NO: 2023/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.10.2019
NUMARASI: 2018/894 Esas – 2019/855 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne- kısmen usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş ünvanlı şirket arasında 27/08/2015 tarihli 500.000,00 USD, 10/03/2016 tarihli 3.000.000,00 TL 04/05/2017 tarihli 1.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, davalını ise bu sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, dava dışı borçlu şirkete kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından borçlulara Kadıköy … Noterliğinden 21/09/2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, icra takibine konu kredilerden … nolu ve … nolu kredilerin … kefaletiyle kullandırılan krediler olduğunu, 4749 sayılı kamu finansmanı kanunun geçici 20.maddesinde … alacaklarının kamu alacağı olarak tanımlandığını ve uygulanacak esasların düzenlenmesi yönünde Bakanlar Kuruluna yetki verildiğini, ilgili bakanlar kurulu kararlarınca kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır denildiğini bu açıklamalara göre dava konusu icra takibinin başlatıldığı tarih olan 29/11/2017 tarihinden sonra … tarafından 14/12/2017 tarihinde … nolu krediye 1.274.645,99 TL , 22/12/2017 tarihinde … nolu krediye 2.486.046,24 TL ödeme yapıldığını, yukarıda belirttikleri yasal düzenlemeler doğrultusunda … tarafından ödenen bu tutarların tahsili için müvekkili bankanın takibe devam etmek ve tahsilat yaparsa bu tahsilatı … fonuyla ödemekle yükümlü olduğunu, takip talebinde nakdi krediden kaynaklanan 6.022.299,25 TL toplam alacaktan takip tarihi sonrası … dışında yapılan 118.017,50 TL tahsilatın mahsubundan sonra kalan alacak tutarı olan 5.904.281,75 TL’nin dava değeri olarak belirlendiğini belirterek davalının itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun şekilde tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmaları da takip etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Takip tarihi ile dava tarihi arasında … tarafından 14/12/2017 tarihinde 1.275.645,99 TL , 22/12/2017 tarihinde de 2.486.046,24 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. … sözleşmeyi bir nevi kefil olarak imzalamıştır. Kefil tarafından ödenen miktarın mahsubu gerekmektedir. Davacı taraf … tarafından yapılan ödeme yönünden davaya devam ettiklerini belirtmiş ve dayanak olarak Bakanlar Kurulu karanını göstermiş ise de, kefiller tarafından yapılan ödemenin mahsubu gerektiğinden davacı vekilinin bu görüşü mahkememizce uygun bulunmamıştır. Bilirkişi raporunun 10. Sayfasında ana para olan 5.379.664,74 TL’ye 29/11/2017-15/12/2017 arasında faiz hesabı yapmış ve 114.766,17 TL olarak bulmuştur. Bu miktarın BSMV’si 5.738,31 TL olarak bulunmuştur. Asıl alacak miktarı 5.379.664,74 TL+ takip tarihine kadar işleyen 470.447,18 TL faiz+ 29/11/2017-15/12/2017 tarihi arasında işleyen 114.766,17 TL işlemiş faiz+ 5.738,31 TL BSMV toplandığında çıkan 5.970.616,40 TL’den … tarafından 14/12/2017 tarihinde ödenen 1.274.465,99 TL mahsup edildiğinden geriye 4.695.970,41 TL alacak kaldığı görülmektedir. … tarafından 22/12/2017 tarihinde yapılan 2.486.046,24 TL’nin de mahsubu gerekmektedir. Bilirkişi raporunun 10. Sayfasındaki yöntemle hesaplama yapıldığında; 15/12/2017 tarihi itibariyle yukarıda yapılan hesaplamaya göre asıl alacak miktarı 695.970,41 TL kalmış olup, bu miktara … tarafından ikinci ödemenin yapılmış olduğu 22/12/2017 tarihine kadarki 7 günlük süre için %48 oranında faiz hesabı yapıldığında 43.829,05 TL kaldığı, bunun BSMV’sinin de 2.191,45 TL olduğu, 22/12/2017 tarihi itibariyle alacağın (4.695.970,41+43.829,05+2.191,45=) 4.741.990,91 TL olduğu bu miktardan da … fonunun ödediği 2.486.046,24 TL mahsup edildiğinden kalan miktarın 2.255.944,67 TL olarak kaldığı görülmektedir. 22/12/2017 ile dava tarihi olan 03/10/2018 tarihi arasında da işlemiş faiz hesabı ve BSMV hesabı yapılması gerekmektedir. Bulunan 2.255.944,67 TL’ye 22/12/2017 ile 03/10/2018 arasında geçen 285 gün için %48 oranında faiz hesaplandığında dava tarihine kadar işleyen faizi 857.258,97 TL olduğu, bu miktarın BSMV’sinin 42.862,94 TL olduğu yapılan hesap sonucu anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle kalan alacak tutarı (2.255.944,67 TL asıl alacak+ 857.258,97 TL işlemiş faiz, 42.862,94 TL BSMV olmak üzere toplam=) 3.156.066,58 TL olduğu görülmektedir. Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde … tarafından takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen toplam 3.760.692,23 TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik davacı talebinin dava şartı yokluğunda usulden reddi gerekmiştir. Davacının itirazın iptali davası ise yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği… ” gerekçesiyle, … tarafından takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen toplam 3.760.692,23TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik davacı talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının itirazın iptali davasını kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.255.944,67TL asıl alacak, 857.258,97TL işlemiş faiz, 42.862,94TL BSMV, olmak üzere toplam 3.156.066,58TL üzerinden devamına, asıl alacağın dava tarihinden itibaren yıllık %48 temerrüd faizi ve faizin %5’i oranıdan BSMV uygulanmasına, 451.188,93TL icra inkar tazminatının davalıdan davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … (…) kefaleti ile kullandırılan krediler bakımından; 4749 sayılı Kamu Finansmanı Kanunun geçici 20. maddesinde, … alacakları kamu alacağı olarak tanımlanmış ve uygulanacak esasların düzenlemesi yönünden Bakanlar Kuruluna yetki verildiğini, … ile yapılan sözleşme ve “… Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine İlişkin Usul ve Esaslar” hakkındaki 2009/15197 – 2015/7331 – 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu kararlarınca; “Kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükmü bulunduğunu, … A.Ş. (…), 14 Temmuz 1993 tarih, 93/4496 sayılı “Almanya Federal Cumhuriyeti -Türkiye Teknik İşbirliği Anlaşması Çerçevesinde Akdedilen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için Bir … Kurulmasına Yardım Konulu Proje Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile kuruluş organizasyonunu tamamlayıp ilk kefaletini 1994 yılında vererek faaliyetlerine başladığını, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nda da belirtildiği üzere, kredi değerliliği bakımından teminat yetersizliği içinde olan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, çiftçiler, esnaf ve sanatkârlar ile serbest meslek mensupları lehine kefalet vermek suretiyle finansmana erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla kurulduğunu ve bu amacı doğrultusunda vergi ve harçlardan muaf tutulduğunu, …, kar amacı gütmeksizin kurumsal bir kefalet kuruluşu olarak teminat yetersizliği nedeniyle çeşitli kredi ve destek imkânlarından yeterince yararlanamayan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) “müteselsil kefil” olmak suretiyle krediye erişimlerini sağladığını, … A.Ş. tarafından verilen destek türlerinden en önemlisi T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı(T.C. Hazine Müsteşarlığı) destekli kefaletleri olduğunu, … A.Ş.’nin kullandırmış olduğu Hazine Destekli kefalet, kamu hukuku karakterli ve teşvik amaçlı hususi düzenlemelere dayandığını, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un Geçici 20. Maddesinin son fıkrasında, “Bu madde kapsamında nakit kaynak ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi aktarılacak (Değişik ibare: 6637 – 27.3.2015 / m.9) “… kurumlarının belirlenmesine, aktarılacak kaynağın kullandırılmasına ve bu maddenin birinci fıkrasında belirlenen tutar dayanak gösterilerek söz konusu tutarın 10 katını aşmamak üzere bu kurumlarca verilebilecek kefaletin bakiye tutarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir.” denildiğini, … kredilerinin bakiye tutarlarına ilişkin usul ve esasları düzenleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildiğini, bu çerçevede Bakanlar Kurulu’nca alınan 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile takibe ilişkin esaslar düzenlendiğini, 31.10.2016 tarihli ve 2016/9538 … Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6. maddesinde “(1) Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.” “(4) Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükümlerinin yer aldığını, Yine Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak Banka ile … A.Ş. arasında imzalanan Hazine Destekli Kefalet İşlemleri Protokolü’nün “D. Hazine Destekli Kefaletlerde Tazmin, Takip Ve Tahsilat Süreçleri İlişkin Hükümler” bölümünde yer alan “1.2 Hazine Destekli Kefaletlerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Usul ve Esaslar” maddesinin 4.. Fıkrasındaki “Kurum’un Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğündedir.” düzenlemesi ile Bankanın kredi alacağının … tarafından tazmin edilmesinden sonra dahi diğer borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin Kredi Veren Banka tarafından yürütüleceğinin kararlaştırıldığını, Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında, Hazine Destekli kefaletlerde … takip işlemlerini yürütmemekte olup takip işlemleri ilgili mevzuatın amir hükümleri doğrultusunda müvekkili banka tarafından yürütüldüğünü, müvekkili banka tarafından … tarafından ödenen tazmin tutarı dahil tüm tutar üzerinden borçlu ve teminatlar aleyhine takip başlatıldığını, … alacağı devam ettiğini ve takip işlemlerinin müvekkili banka tarafından yürütülmesine devam edildiğini, bu açıklamalar doğrultusunda, … tarafından yapılan tazmin ödemesi tahsilat niteliği taşımadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tam kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, ticari genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili taleplerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne – kısmen usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda; takip tarihi itibari 29.11.2017 tarihi itibariyle taleple bağlı kalındığında 5.379.664,74 TL asıl alacak, 560.442,54 TL işlemiş faiz, 28.022,14TL BSMV olmak üzere toplam alacağın 5.968.129,42 TL olacağının bildirildiğianlaşılmıştır. Ayrıca bilirkişi raporunda takipten sonra fakat davadan önceki tarihler olan 22.12.2017 de davacı bankaya 2.86.046,24 TL, 15.12.2017 tarihinde 1.274.645,99 TL olmak üzere toplam 3.760.692,23 TL … fonundan ödeme yapıldığı, bunun dışında 22.12.2017 tarihinde yapılan 118.017,50 TL lik tahsilat bulunduğu, yapılan ödeme ve tahsilatın TBK 100 maddesi uyarınca öncelikle faiz ve ferilere mahsubu ile dava tarihindeki alacak tutarının3.157.684,55 TL olarak hesap edildiği, aynı raporda davacı bankanın …’ndan tanzim ettiği bedeller bakımından takibe devam etme yükümlülüğünün bulunduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. İstinafa konu itirazın iptali davası 04.10.2018 tarihinde açılmıştır. Bilirkişi raporunda belirlenen 22.12.2017 tarihinde 118.017,50 TL’lik az yukarıda bahsi geçen kısmi ödemenin TBK ‘nın100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve ferilere mahsup edilmesi gerekmekte olup; bilirkişi raporunda bu ödeme tutarı ile … tarafından yapılan ödemeler toplamı bu şekilde hesaplanarak rapor tanzim edilmiş, sonuç olarak asıl alacak miktarı 3.157.684,55 TL şeklinde hesaplanmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde ve aşamalarda takip tarihi sonrası yapılan … ödemesi dışında 118.017,50 TL tahsilatın düşülmesi suretiyle dava değerinin belirlendiği açıklamıştır. Yine aşamalarda … AŞ tarafından yapılan ödeme ile davalı kefilin kefalet borcunun sona ermediğini, davacının … AŞ tarafından ödenen miktar yönünden de itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu, bankanın anılan Fon yerine geçerek icra takibine devam edeceğini, davalı kefilden tahsilat yapılması durumunda davacı banka tarafından … AŞ’ye ödeme yapılacağını ileri sürerek bu kapsamda dosyaya sözleşme ve protokol suretlerini ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı ibraz ibraz edilmiştir. … AŞ ile davacı banka arasında akdedilen kefalet çerçeve sözleşmeleri, kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu kararı birlikte incelendiğinde, sözleşme ve protokolde … AŞ’nin müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin, temerrüdü ile birlikte kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. … kurumlarına sağlanan Hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan Bakanlar Kurulu kararı incelendiğinde ise 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında, temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı düzenlenmiştir. Anılan hükümler karşısında … AŞ tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde, kredi veren bankanın icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını … AŞ’ye aktaracağı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, icra takibinden sonra, dava tarihinden önce … AŞ tarafından ödenen miktar yönünden davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta ve devam ettirmekte hukuki yararı vardır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin mevzuata aykırı değerlendirme yaparak hukuki yarar konusunda hatalı karar verdiği, kararın bu haliyle dava şartlarına aykırı olduğu anlaşılmaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince dava şartlarının yanlış değerlendirilerek karar verildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.02.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.