Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/11 E. 2021/932 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/11
KARAR NO: 2021/932
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2019/362 E. – 2019/1121 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen … Limited Şirketi’nin, tasfiye işlemleri tam olarak yapılmadan 04.10.2013 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, müvekkilinin İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı dosyası ile sigortalıya yapılan ödemenin rücu edilmesi amacıyla dava açıldığını, yargılama sırasında taraf teşkilinin sağlanamaması nedeniyle mahkemece ihya davası açılması için kendilerine süre verildiğini ileri sürerek, … Limited Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı dosyasındaki yargılama ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı, ihyası istenen şirketin İst.Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 E sayılı dosyada davalı olduğu ileri sürüldüğüne göre, bu iddianın doğru olması halinde TTK. Geçici madde 7 nedeniyle terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararının olduğu açıktır. Dayanak gösterilen İst. Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 esas sayılı dosya celp edilerek incelendiğinde, davacı SGK tarafından, dava dışı sigortalı …’e yapılan ödemenin davalı şirkete rücu edilmesi için rücuan tazminat davasının açıldığı, davalı şirketin terkin edildiğinin farkedilerek davacı SGK vekiline, … Limited Şirketi’nin ihyası için dava açmak üzere yetki ve süre verildiği, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Özetle,TTK’ nin Geçici 7. maddesine göre münfesih sayıldığından resen sicilden terk olunduğu, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerde Usul ve Yasa’ ya aykırılığın söz konusu olmadığı, derdest olan davada yargılamaya devam edilebilmesi için taraf teşkilinin sağlanması bakımından söz konusu şirketin ihyasının gerektiği, TTK’ nın Geçici 7. Maddesi hükmü doğrultusunda davacının şirketin ihyasını talep edebilmesi için haklı sebebinin ve hukuki yararının mevcut olduğu, davalı ticaret sicil memurluğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple ticaret sicil memurluğu aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceği, Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere belirtilen şekilde terkin olan şirketin ihya olunması durumunda tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Y,11. Hukuk Dairesinin 2019/1992 E,4024 K sayılı kararında belirtildiği üzere TTK.nun gecici 7/15 maddesine aykırı şekilde devam eden davası olan şirketin, bu husus göz ardı edilerek resen terkin edildiği nazara alınarak, dava ile sınırlı olarak ihyasına karar verilmekle yetinilmiş, tasfiye memuru atanmasına gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarasıyla kayıtlı iken sicil kaydı terkin edilmiş olan … Limited Şirketi’nin, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı dosyasındaki yargılama ve infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde burakılmasına, karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin sicilden TTK’nın geçici 7. maddesine uygun olarak terkin edildiği kabul edilerek, yasıl hasım olan davalı ticaret sicili müdürlüğünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulmadığını, ancak anılan kanun hükmü gereğince, sicilden resen terkini gereken şirket yetkililerine ticaret sicil müdürlüğü tarafından ihtar gönderileceği ve gönderilen ihtara süresinde cevap vermeyen şirketlerin sicilden resen terkin olunacağının düzenlendiğini, davalı yanca yapılması gerekli ihtar ve ilanlar yapılmadan şirketin resen terkin etmiş olması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama gideri ve vekalet flcretinden sorumlu olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicil müdürlüğünce re’sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Somut olayda davacı, ihyası istenen şirket aleyhine açmış olduğu ve halen derdest olan İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 Esas sayılı davasında yargılama yapılarak kararın infazı için şirketin ihyasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış; bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından İstanbul 20. İş Mahkemesinde açılan davanın görülüp sonuçlandırılması için ihya davası açılmasında davacının hukuki yararı mevcut olup, ilk derece mahkemesince anılan dosya ile sınırlı olmak ihya kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Somut olayda, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünce TTK’nın geçici 7. maddesi çerçevesinde yapılan terkin işleminin, terkin tarihinde şirket hakkında derdest bir davanın bulunduğunun gözetilmemesi nedeniyle usule aykırı olduğu gerekçesiyle ihya kararı verilmiştir. Davacı vekili, aleyhine hüküm verilen davalı Sicil Müdürlüğünün vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürmüştür. Yasal hasım konumunda olan davalı Sicil Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil bulunmamaktadır. Dairemizce Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen 06.07.2021 tarihli cevapta, terkin aşamasında şirkete tebligat gönderildiği, ancak tebliğ edilmediği, şirket ortak veya yöneticilerine ise tebligat gönderilmediği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği” düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce, yasa hükmüne uygun olarak şirketin son adresine ihtar gönderilmiş olmasına karşın, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere tebligat gönderilmemesi nedeniyle usulüne uygun bir tasfiyeden söz edilemeyeceğinden davanın açılmasına neden olan davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere, kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353.b.1.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Siciline … sicil sayısında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicil kaydı terkin edilmiş olan … Limited Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2018/174 Esas dosyasındaki yargılamanın yürütülmesi ve verilecek kararın infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere, ticaret sicil kaydının İHYASINA, 2-Karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, 3-Şirketin sicil kaydı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca tasfiyesiz terkin edilmiş olduğundan, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, 4-Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 5-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü terkin işlemini usulüne uygun şekilde yapmayıp davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden; a-AAÜT’ndeki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-Davacı tarafından yapılan 119,40 TL yargılama giderinin davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınıp davacıya verilmesine, 6-Artan gider avansı bulunması halinde, yatırmış olan tarafa iadesine, 7-İstinaf aşamasında davacı tarafça harcanan 23,50 TL istinaf kanun yolu giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08.07.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.