Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1094
KARAR NO : 2020/1276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI : 2019/975E. 2020/277K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine ilişkin verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili …’un İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı …Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne %30,84 oranında azınlık pay sahibi olarak ortak olduğunu, şirket yönetiminin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı davranışlarla müvekkilini şirketten uzaklaştırmaya çalıştığını, müvekkilinin davet edilmeksizin yapılan yönetim kurulu ve alınan 2018/8 numaralı kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, bu sebeple söz konusu batıl olan karara istinaden münferit imza ile yapılan işlemlerin de eşzamanlı olarak batıl sayılması gerektiğini, işbu karara karşı butlan davası açma hakkının saklı olduğunu belirterek, haklı sebeplerle davalı şirketin feshine, feshin mümkün olmaması halinde TTK’nın 531. maddesinde belirtildiği şekilde davacı pay sahibine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davalı şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; iş bu davanın TTK’da düzenlenmiş olan ticari davalardan olup, anılan kanun’un 5/A maddesi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerinin zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı ile müvekkili şirket ortakları … ve …, …’nin hisse ortakları olduklarını, davacının payının bir kısmını kendi isteği ile devrettiğini, müvekkili şirket yetkilileri tarafından 12.09.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısının önceden haber verilmiş olduğunu, buna rağmen davacının yönetim kurulu toplantısına iştirak etmediğini, davacının sekiz ay boyunca bu hususta herhangi bir iddia ve itirazda bulunmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise davacının pay değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini, 30.12.2019 tarihli tensip zaptının 14 numaralı ara kararında değerlendirileceği belirtilen şirkete tedbiren yönetici kayyım atanması talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsetmediği gibi buna ilişkin tutanağının sunulmadığı da görülmüştür. Söz konu dava şartı davanın başında olması gereken ve tamamlanabilir bir dava şartı da değildir.6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılmayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olup davanın anonim şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olup, işbu TTK.nın 531.maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ve davacı ortağın paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davalı anonim şirket ortaklığından çıkartılması istemine ilişkin açılan davanın ara buluculuğa tabi olacağı şüphesizdir.” gerekçesiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince, dava şartı yokluğundan HMK’nın 115. maddesi uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Önceki beyanlarını tekrarla; Davanın usulden reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğunu, ancak bu şekilde hüküm verilmesi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 531.maddesi uyarınca anonim şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.Mahkemece, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından sadece vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilince, davanın arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesine rağmen vekille temsil olunan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm istinaf edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1. maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK’nın 114/2. maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca, konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Dava şartı, kamu düzenine ilişkin olup HMK’ nın 355. ve 115. maddeleri uyarınca, istinaf sebebi yapılmasa bile, resen gözetilir. Somut olayda ise uyuşmazlık, anonim şirketin haklı sebeplerle feshi, olmadığı takdirde davacının pay değerinin tespit edilip ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir. Yani, koşulları oluşmuşsa şirketin feshine karar verilmesi istemi asıl talep olup asıl talebin herhangi bir nedenle yerine getirilmesinin imkansız olduğu halde terditli olarak pay bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi dava dilekçesine konu edilmekle, eldeki uyuşmazlıkta ”terditli talep yığılması” söz konusudur. HMK’nın 111/2. maddesi gereğince, mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar verilmedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Somut olayda davadaki asli talep şirketin feshine karar verilmesi talebi olmakla zorunlu arabuluculuğu tabi olmadığı sabit olup, mahkemece davanın esası ile ilgili inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken fer’i talep nedeniyle usulden ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin dava şartı olan yargı yolunu yanlış değerlendirerek verdiği kararın kaldırılarak, dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülüp karara bağlanması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.