Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1081 E. 2020/1340 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1081
KARAR NO : 2020/1340
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI : 2019/499E. 2020/265K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin uluslararası yargı yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davacıya olan borcu nedeniyle İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun faize ve ferilerine itirazda bulunduğunu, ancak davalının borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, çünkü davalıya icra dosyasındaki alacağın dayanağı olarak gösterilen ve ödeme emri ekinde de tebliğ edilen Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi (iflas mahkemesi) 67a IN 237/08 esas nolu dosyasında düzenlenen 270 seri numaralı ve 01/09/2008 başvuru tarihli iflas sıra cetvelinden de görüleceği üzere, borçlu davalının müvekkiline 11.145,07 Euro tutarında borcunun mevcut olduğunu, bu borcun kesinleştiğini ve bu mahkeme iflas dosyasında kayıt altına alındığını, davalının Almaya daki malvarlığının borcu karşılamadığından ve Türkiye de malvarlığı bulunduğundan müvekkili davacının alacağını Türkiye de yasal yollarla takip etmek istediğini, dolayısıyla davalının borca itirazının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, davalının Almanya da… nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalının bu şirket üzerinden güneş tahvili (…) ihraç ettiğini ve davalı müvekkilinin de 10.000 Euro tutarında bir satın alma yaptığını, bu tahvilin davalının şirketince faizi ile geri ödenmek üzere alındığını, güneş enerjisinin Almanya da çok büyük bir pazar olduğundan müvekkili davacının bu şirketten tahvil alarak yatırım yapmaya yönlendiğini, davacı müvekkilinin yanında bir çok kişinin de davalının yönetim kurulu başkanlığı yaptığı bu şirketten 50.000 Euro ya varan rakamlarda tahvil satın aldığını, bu suretle davalının buyük bir sermaya topladığını, ancak daha sonra davalının bu şirket üzerinden güneş yatırımı yapmayıp 25 milyon Euro tutarında sanat eseri satın aldığını ve bunları 37,9 milyon Euroya … isimli şirkette sattığını, bunu öğrenen müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini ve ödediği parayı geri istediğini, davalı şirketin ödeme yapmadığını, davalının ayrıca bu eylemlerinden dolayı Hamburg Asliye Ceza Mahkemesinin 620 KLs 1/11 esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan yargılandığını ve 5 sene hapis cezasına mahkum olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalının kişisel malvarlığı ile de sorumlu addedildiğini, söz konusu toplam borcun 37,9 milyon Euro olduğunu, davalının bu meblağı kişisel olarak ödeyemeceğini belirterek Almanya da kişisel iflas yoluna başvurduğunu, müvekkilinin de karar altına aldığı alacağının masrafları ile birlikte iflas masasına kaydettiğini beyanla, davanın kabulü ile davalının İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin talepleri doğrultusunda devamına ve İcra İflas Yasasının 67-2 uyarınca takip çıkışının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin …. 810117 Berlin/Almanya adresinde ikamet eden gerçek kişi olduğunu, davacı …’un Almanya’da yaşayan ve dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere dava dışı EECH European…’den alacaklı olduğunu iddia eden gerçek kişi olduğunu, dava dışı … davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği Almanya’da faaliyet gösteren şirket olduğunu, huzurda görülmekte olan davada davacının dava dışı EECH European …’den alacaklı olduğunu iddia ettiğini, Hamburg Asliye Hukuk Mahkemesi kararı incelendiğinde davacının Iris Speth olduğu davalının ise EECH … AG olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin EECH uropean …’nin yetkilisi bulunmakta olup davada iddia edilen ticari ilişkide aslen sorumlu olmasının mümkün olmadığını, davacının EECH …’den olduğunu iddia ettiği alacaklarını hukuka aykırı olarak müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davaya konu ticari ilişkide taraf olmayan müvekkiline karşı husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının Almanya’da faaliyet gösteren EECH European …’den güneş enerjisi ile ilgili bir ticari ilişkiden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, bu durumda davanın ticari alacak davası olduğunu, yani konunun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gereken bir dava olduğunu, davanın görev itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin adresinin mernis kayıtlarından da anlaşılacağı üzere …. 810117 Berlin/ALMANYA olduğunu, ayrıca davacının dava dışı EECH European …’ye açmış oldukları davaların da Hamburg’da açıldığını, davanın yetki itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, davaya konu iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, somut uyuşmazlıkta ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunda aranan koşulların hiçbiri gerçekleşmediğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Az yukarıda kısaca özetlenen ve sayısı bildirilen İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi kararlarından ve dosya içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, ortağı ve yetkilisi olduğu şirket adına yatırımcılardan toplanan, şirkete yatırılan paraların ortak ve yetkili tarafından başka amaçlarla kullanılmış olması haksız fiil mahiyetindedir.Bu sebeple 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 336/5.maddesi kapsamında kalmaktadır.Bu maddeye göre yönetim kurulu üyeleri şirket alacaklılarına karşı eylemleri sebebiyle müteselsilen sorumludur.6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 553/1.maddesinde de 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 336/5.maddesine benzer bir düzenleme yer almaktadır ve Türk Ticaret Kanununun 561.maddesine göre sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekmektedir.Burada davanın haksız fiil hukuki sebebine dayanarak açılmış olması sonucu değiştirmeyecektir.Toplanan delillerden anlaşılacağı ve tarafların kabulünde olduğu üzere şirket Almanya da faaliyet gösteren ve merkezi de burada bulunan bir şirkettir.Davalı tarafın yetki itirazı, Türk Ticaret Kanununun 561.maddesinin kesin yetki halini içermesi, şirketin Almanya da faaliyet göstermesi birlikte değerlendirildiğinde, şirket merkezinin bulunduğu Almanya/Hamburg mahkemelerinin yetkili olduğu mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığı sonucuna ve vicdani kanaatine varılarak…” gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: önceki beyanlarını tekrarla; Davalının itirazında gerekçe gösterdiği TTK’nun 561. maddesinde belirlenen yetki kuralının HMK’da belirlenen genel yetki kuralına ek bir seçenek olarak sunulmuş olduğunu, somut olayda seçimlik yetkinin sözkonusu olduğunu, ayrıca haksız fiilin etkilerini Türkiye’de de gösterdiğini, Müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, dolandırılan üçüncü kişi konumunda olduğunu, davalı gerçek kişinin Türkiye’de kayıtlı resmi adresleri gözönüne alınmadan karar verildiğini,Bu bağlamda Türk Mahkemelerinin yetkisi belirlenirken somut olayın şartları gözetilmek kaydı ile MÖHUK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalının vekaletnamede yer alan adresinin dava dilekçesinde belirtilen adresle aynı olduğunu, davalının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne Türkiye’deki adresini (.. cad.No.. Fatih İstanbul olarak) bildirmiş olduğunu, diğer faaliyetleri için de internette … Mah. … Cad. … Beyoğlu, İstanbul adresini ilan etmiş olduğunu, gerek takip talebinde bildirilen adrese, gerekse dava dilekçesinde belirtilen adrese göre yetkili mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalının malvarlığı Türkiye’ de olduğundan somut uyuşmazlıkta Türk mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının Almanya’da müvekkillerden aldığı nakit tutarlar ile Türkiye’de çok değerli bir taşınmaz edinmiş olduğunu, dolayısıyle haksız fiilin etkilerinin, artık davalının mutad meskeninin ve sebepsiz zenginleşme sonucu elde edilen malvarlığının bulunduğu yer olan Türkiye’de görüldüğünü, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, mahkemenin uluslararası yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından davalı … hakkında Almanya Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.07.2008 tarihinde saat 12.40’da tüketici iflası açıldığı anlaşılmakla söz konusu yabancı mahkeme ilamının Türk yargı sınırları içerisinde etki doğurabilmesi için hiç şüphesiz tanınması gerekmekte olup, iflas kararının tanınmış olduğu hususunda dosyada herhangi bir belge ve bilgi olmadığı gibi iflasa ilişkin kararın tanınmasına yönelik olarak açılmış derdest bir davanın varlığından da dosya kapsamında bahsedilmemektedir. Dolayısıyla taraf ehliyeti açısından dosyanın denetlenmesinde davalının iflas etmiş gerçek kişi olarak kabulü mümkün değildir.MÖHUK 40. maddede “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder.” hükmü düzenlenmiştir. Türk mahkemelerini yetkili kılan bir iç yetki kuralı varsa,Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi de mevcuttur.TTK’nın 553. maddesinde kurucularının, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu düzenlenmiş, 561. maddesinde de sorumlular aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Anılan yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel yetki kuralının yanında ek bir yetkili mahkeme düzenlenmektedir. (Yargıtay 11. HD, T: 12.12.2016, 2016/12846 E, 2016/9474 K ,Yargıtay 11. HD, T: 13.12.2016, 2016/6937 E, 2016/9537 K sayılı ilamları)HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yine 9. maddede Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması halinde yetki düzenlenmiş olup, maddeye göre Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Davaya konu takibe davalı tarafça yapılan itirazda verilen vekaletnameye göre davalının adresi Şişli /İstanbul olarak belirtilmiştir. Buna göre Türkiye’ de yerleşim yeri bulunmayan davalının mutad meskeni Şişli/İstanbul’dur. HMK 9. maddesine göre davada mahkeme yetkili olup, mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin, mahkemenin uluslararası yargı yetkisine ilişkin dava şartını yanlış yorumlayarak dava şartlarına aykırı karar verdiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.12.2020