Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1071 E. 2023/1099 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1071
KARAR NO: 2023/1099
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06.03.2019
NUMARASI: 2016/812 Esas – 2019/201 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti-Meni- Maddi ve Manevi Tazminat
Taraflar arasındaki Haksız Rekabetin Tespiti-Meni- Maddi ve Manevi Tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 1963 yılından beri hazır giyim alanında … Giyim unvanıyla faaliyette bulunduklarını, dış giyim ve özellikle abiye kıyafet üretiminde tasarımdan kumaşlara el işlemesi detaylardan nakışa kadar yurt içinde ve yurt dışında tanınmış hale geldiklerini, kendine özgü tasarımlarının Türkiye ve 27 ülkede sektöre yön verdiğini, buna mukabil 2003 yılında kurulup aynı alanda faaliyet gösteren davalının kendileri tarafından tasarlanarak üretilen malları mağazasında satmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu, davalı tarafın çoğunlukla tasarımı kendilerine ait malları aynı üreterek satışa sunduğunu ve bazende ufak değişiklikler yapmak suretiyle üretip sattığını, davalının bu şekilde gelişen eylemlerinin tanınmışlıklarına ve prestijlerine zarar verdiğini ve kendilerine ait … ve … markalarının ayırt ediciliğinin zedelenmesine sebep olmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, bu şekilde gelişen davalı eylemlerinin haksız rekabet niteliğinde olduğunun m.56/1-a tespitini, m.56/1-b gereği mennini, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların m.56/1-c gereği imhasının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın m.56/1-d ve e gereği tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, piyasaya sunduğu tüm tasarımların kendi tasarımları olduğunu, bir kısım tasarımların ise piyasada artık anonim hale gelen tasarımlar olduğunu, aksine tasarımın kendilerine ait birçok modelin dikiş, aksesuar ve kumaş kalitesini düşürmek suretiyle fiyatını da düşürerek davacı tarafından piyasaya sunulduğunu, bu kapsamda taklit edilmiş 545 ürünün … markasıyla davacı tarafından piyasaya uğradığını gördüğünde şoka uğradığını, abiye sektöründe firmaların genellikle yurt dışında üretilen modelleri satın alarak Türkiye’de üretim ve satışını yaptıklarını, ayrıca abiye üretiminde kullanılacak kumaş ve aksesuarın başka firmalar tarafından üretilip temin edildiğini, abiye üreten firmalarında bu firmalardan kumaş ve aksesuarı almak suretiyle kullandıklarını, bu nedenle birçok firma tarafından üretilmekte olan abiyelerle aynı veya benzer nitelikte kumaş ve aksesuarların kullanılabildiğini, bu nedenle aynı kumaş ve aksesuarın kullanılmasının haksız rekabet oluşturmayacağını, bazı uyanık firmaların yurt dışından getirip taklidini ürettikleri mallar üzerinde hak iddiasında bulunduklarını, hatta bazı firmaların yenilik ve ayırt edicilik özelliği olmayan kimi modelleri TPE’den kendi adlarına tescil ettiklerini, tüm bu nedenlerden haksız rekabet niteliğinde bir eylemlerinin olmadığını, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mali müşavir bilirkişi … ve Tekstil Mühendisi …’den alınan 22/09/2017 tarihli bilirkişi raporu ile; davacının kataloğunda yer alan modeller ile davalı modellerinin piyasada satışı sırasında müşteriler tarafından ayırt edilemeyecek ufak farklılıkları dışında genel olarak aynı olduğunu, dava konusu ürünlerin modeline ilişkin davacı veya davalı tarafından sunulan herhangi bir TPE tescil belgesi bulunmadığını, dosya kapsamıyla davacının mı yoksa davalının mı bu ürünleri önce ürettiğinin tespit edilemediğini tespit ettikleri görülmüştür. Davacı tarafın itirazları üzerine Mali Müşavir bilirkişi … e Tekstil Mühendisi …’den alınan 01/06/2018 tarihli ek rapor ile; salt firmaların faaliyetlerinin eski olmasından hareketle tasarımın kime ait olduğunun tespit edilemeyeceği, eski bir firma kadar yeni bir firmanın da özgün tasarımlarda bulunarak tasarımını tescil ettirebileceği, davacı tarafın sunduğu kataloglar ile bu kataloglara ilişkin faturalar incelendiğinde 8581 ve8787 nolu modellerin davacıya ait 09/2015 basım tarihli ‘…’ isimli katalogda, … ve … nolu modellerin ise yine davacıya ait 07/2014 basım tarihli ‘… ‘ isimli katalogda yer aldığı ve katalogların faturalarının da 2014 ve 2015 yıllarına ait olduğu, davacıya ait ürünler ile davalıya ait ürünlerin birbirinin aynı veya müşterilerce aralarındaki farklılığın fark edilemeyecek düzeyde benzer olduğunu, bu modellerin davacı tarafından TPE’ye tescil edildiğine dair belge bulunmadığı, davacının iddiasını ispat için dayandığı katalogların basım tarihleri delil olarak kabul edilse dahi davalının söz konusu ürünleri piyasaya sunma tarihi bakımından belirleyici olamayacağından bu ürünleri davacının mı yoksa davalının mı önce piyasaya sunduğunun tespit edilemediği tespit edilmiştir. Daha önceki kök ve ek raporu düzenleyen bilirkişi heyeti içerisinde rekabet hukuku konusunda uzman bilirkişinin olmaması nedeniyle mahkememizce bilirkişi heyetine resen bir rekabet hukuku uzmanı da eklenmek suretiyle Mali Müşavir bilirkişi …, Tekstil Mühendisi … ve Rekabet Hukuku Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi …’ten alınan 21/01/2019 tarihinde mübrez rapor ile; davacının dava konusu tasarımları davalıdan önce piyasaya sunduğunun tespit edilemediği, bu nedenle dava konusu tasarımlar bakımından davacının korunamayacağı ve bu nedenle tazminat hesabınında yapılmasına gerek olmadığı tespit edilmiştir.Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ile davacının, davalının haksız rekabette bulunduğu ispatlanamadığından subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir….” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olup; hatalı tespitler içeren bilirkişi raporu doğrultusunda tesis edilen hüküm usul ve yasaya aykırı nitelikte olduğunu, iş bu istinafa konu dava kapsamında hukuka uygun, hakkaniyetli bir değerlendirme sonucunda hüküm tesis edilebilmesi için yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini, Yargıtay içtihatları uyarınca, tesis edilen hükme esas alınan bilirkişi raporunun kapsamlı ve yeterli bir inceleme sonucu tanzim edilmesi ve hükmün yeterli bir inceleme sonucunda verilmesi gerektiğini, emsal nitelikteki Yargıtay içtihatlarını dilekçe ekinde sunduklarını, bilirkişi raporunda eksik incelemeye ilişkin bir başka hususun; müvekkilinin dosyaya sunduğu, delil teşkil eden faturalar okunmakta olup bilirkişi heyeti tarafından iş bu delillerin okunmadığı ve boş olduğuna ilişkin tespitlerde bulunulduğunu, bilirkişilerin hukuki değerlendirme yapabilmesi mümkün olmamakla beraber yapmış oldukları tespitin de yanlış olduğunu, SMK’nın 57. fıkra 1 kanun maddesi uyarınca, herhangi bir tasarım ve ürün piyasada satışa sunulmasa dahi tanıtıldığı takdirde bunun kamuya sunma olarak değerlendirilmesi ve SMK madde 69 gereği, tescil tasarım olduğu takdirde, ilk kez sunulduğu tarihten itibaren üç yıl boyunca korunması gerektiğini, Bilindiği üzere, moda sektöründe moda evleri, giyim evleri ürünlerini ve tasarımlarını tanıtırken kullandıkları en büyük aracın kataloglar olduğunu, iş bu haklı davada da, müvekkilinin her ne kadar dosyaya katalogların faturalarını, yani ürününü ve tasarımını davalıdan daha önce kamuya sunduğuna ilişkin delilleri sunsa da hem hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu delillerin değerlendirilmediğini, hem de İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin hüküm tesis ederken bu delilleri dikkate almadığını, Ayrıca, dava dilekçesi ile mahkeme dosyasında müvekkili ile aynı/benzer olan ürün bilgilerini içerir davalı şirkete ait 05.08.2016 tarih ve … sıra numaralı fatura ile eki 05.08.2016 tarih ve 32732 numaralı sevk irsaliyesi, 05.08.2016 tarih ve … numaralı fiş ve bu aynı/benzer ürünlerin orjinalleri ile bu ürünlerin asıl tasarımcısı, üreticisi ve satıcısı olan müvekkili firmaya ait orijinal örneklerin sunulduğunu, ancak, bilirkişi raporu tanzim edilirken ve ilk derece mahkemesi tarafından hüküm tesis edilirken gözönüne alınmadığını, iş bu delillerin mahkememiz tarafından yeniden değerlendirilerek ve tarafların ticari defterlerinin 2016 yılı öncesi, 2014 ve 2015 yıllarının incelenmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiş, karara karşı yasal iki haftalık sürede davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, 1963 yılından beri hazır giyim alanında … Giyim unvanıyla faaliyette bulunduklarını, davalının, tasarımı ve üretimi kendilerine ait ve … GİYİM ve … markaları ile piyasaya sundukları abiye kıyafetlerin aynını veya ufak değişikliklerle benzerlerini üretip piyasaya sunmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı ise savunmalarında, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bilakis davacının tasarım ve imalatı kendilerine ait ürünleri taklit etmek suretiyle piyasaya sunmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu, kaldı ki abiye piyasasında piyasaya sunulan birçok ürünün tasarımının yurt dışında tasarımı yapılıp imal edilen ürünler olduğunu ve birçoğunun tasarımının da anonimleştiğini, ayrıca benzer nitelikteki kumaş ve aksesuarın kullanılmasının da haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğinden davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince alınan kök ve taraf itirazlarını karşılar ek rapor içeriklerine dayalı olarak davanın reddine karar verilmiştir. HMK’nın 282. maddesi uyarınca hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer deliller ile birlikte serbestçe değerlendirir. Buna göre, bilirkişi raporları takdiri delil niteliğinde olup mahkemece diğer delillerle birlikte serbestçe hükme esas alınır. Mahkemece sunulu deliller ile rekabet hukuku konusunda uzmanın da bulunduğu bilirkişi heyetinden tarafların itirazlarını karşılar şekilde rapor alarak ve sunulu deliller değerlendirilip, gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin eksik ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Bilirkişi rapor içeriklerine göre, dava konusu model ve ürünlerin TPE tescil belgeleri bulunmadığı, davacının sunduğu katalog basım tarihlerinin (2014-2015 yılları) ürünleri önce kimin tarafından üretildiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı değerlendirilmiştir. Davacı vekilince yargılama aşamasında bilirkişiler tarafından tarafların yalnızca 2016 yılı ticari defterlerinin incelenmiş olmasının yeterli olmadığı, önceki yılları ilişkin ticari defterler incelenmeksizin sonuca gidilmesinin doğru olmadığı ileri sürülerek istinaf nedeni yapılmıştır. Davacı vekilinin bu yönde kök rapora yönelttiği itiraz üzerine alının bilirkişi raporunda, tarafların 2016 yılı öncesi ticari defterlerinin incelenmesinin ürünlerin kim tarafından daha önce üretildiğine dair bir bilgi vermeyeceği değerlendirilmiş olup, bu yöndeki davacı vekili istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derce mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 125,50 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Taraflarca sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.06.2023 tarihinde, oy birliğiyle temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.